logo
 
twitter
Anı/Bilgi Yazılan Tüm Maçlar
(82.993 Maç)

sayfa /3320>>

1983-1984 Sezonu
1. Lig 8. Hafta Maçı
Adanaspor 1-1 Trabzonspor

2009 Sezonu
FIFA Dünya Kulüpler Kupası 3. Lük Maçı
FC Pohang Steelers 1-1 Atlante FC (Penaltılarla 4-3)

2009 Sezonu
FIFA Dünya Kulüpler Kupası 5. Lik Maçı
TP Mazembe 2-3 Auckland City FC

2009 Sezonu
FIFA Dünya Kulüpler Kupası Yarı Final Maçı
FC Pohang Steelers 1-2 Club Estudiantes de La Plata

2009 Sezonu
FIFA Dünya Kulüpler Kupası Çeyrek Final Maçı
Auckland City FC 0-3 Atlante FC

2009 Sezonu
FIFA Dünya Kulüpler Kupası Çeyrek Final Maçı
TP Mazembe 1-2 FC Pohang Steelers

2009 Sezonu
FIFA Dünya Kulüpler Kupası Ön Eleme Turu Maçı
Al Ahli FC 0-2 Auckland City FC

2009 Sezonu
FIFA Dünya Kulüpler Kupası Final Maçı
Club Estudiantes de La Plata 1-2 Barcelona (Uzatmalarda)

2009 Sezonu
FIFA Dünya Kulüpler Kupası Yarı Final Maçı
Atlante FC 1-3 Barcelona

2009-2010 Sezonu
Turkcell Süper Lig 17. Hafta Maçı
Trabzonspor 0-1 Fenerbahçe

1980-1981 Sezonu
1. Lig 30. Hafta Maçı
Eskişehirspor 1-0 Adanaspor

1980-1981 Sezonu
1. Lig 22. Hafta Maçı
Kocaelispor 1-1 Eskişehirspor

1980-1981 Sezonu
1. Lig 20. Hafta Maçı
Altay 0-0 Eskişehirspor

1980-1981 Sezonu
1. Lig 17. Hafta Maçı
Adana Demirspor 2-0 Eskişehirspor

1980-1981 Sezonu
1. Lig 11. Hafta Maçı
Bursaspor 1-0 Eskişehirspor

1980-1981 Sezonu
1. Lig 4. Hafta Maçı
Eskişehirspor 0-0 Altay

1977-1978 Sezonu
1. Lig 22. Hafta Maçı
Bursaspor 0-0 Eskişehirspor

2009-2010 Sezonu  
Turkcell Süper Lig 17. Hafta Maçı
Galatasaray 1-0 Gençlerbirliği

2009-2010 Sezonu
Turkcell Süper Lig 17. Hafta Maçı
Beşiktaş 2-3 Bursaspor

1983-1984 Sezonu
1. Lig 7. Hafta Maçı
Zonguldakspor 2-0 Karagümrük

1991-1992 Sezonu  
1. Lig 17. Hafta Maçı
Trabzonspor 5-1 Gaziantepspor

1961-1962 Sezonu
Milli Lig 7. Hafta Maçı
İstanbulspor 0-0 Göztepe (Erteleme)

1961-1962 Sezonu
Milli Lig 19. Hafta Maçı
Karşıyaka 1-2 Kasımpaşa

2009-2010 Sezonu
Türkiye Bank Asya 1. Lig 16. Hafta Maçı
Adanaspor 2-0 Orduspor

2009-2010 Sezonu
Turkcell Süper Lig 17. Hafta Maçı
Ankaragücü 2-3 Sivasspor




Sadece Video Yüklü Maçları Göster


1989-1990 Sezonu
Yugoslavya 1. Ligi ?. Hafta Maçı
13.05.1990, Pazar
Stadion Maksimir
Zagreb, Yugoslavya
DinamoZagreb.png
GNK Dinamo Zagreb
-
(Oynanmadı)
CrvenaZvezda5095.png
FK Crvena Zvezda


iki takım arasındaki tüm maçları gör...


          yazi
bu maçla ilgili
anım/bilgim var









  •  
    12
    GB
    B
     47734  maç linki

    fourfourtwo dergisi eylül 2008 sayısından;

    savaşın yeşil sahalardaki kronolojisi
    balkanlarda futbolun çirkin yüzü

    aslında futbol yugoslavya'nın hazin yok oluşunun hem tetikleyicisi hem de kurbanı oldu. öyle ki iç savaşı başlatan, yugoslavya'nın kendi ayağına sıktığı ilk kurşun kızılyıldız ile dinamo zagrep'in karşılaştığı 13 mayıs 1990 tarihli bir futbol maçında atılmıştı. savaşın ateşini yakan hırvat zvonimir boban'dı. iki takımın taraftarları arasında çıkan olaylarda kızılyıldıziı taraftarlara "gerekli muamele"yi yapmadığı için "sırp"lıkla suçlanan boşnak bir polise boban'ın attığı tekmeyle tarihe geçen maçta kızılyıldız fanatikleriyle kapışan zagrepli taraftarların anısına maksimir stadı'nın önüne "savaş kahramanları" adlı bir anıt dikildi.

    o zamana dek yugoslavya'daki tüm halkların takımı olan kızılyıldız, arkan'ın önderliğinde sırp aşırı milliyetçilerinin kalesine dönüştürülecekti. arkan'ın bir hırvat versiyonu da dinamo zagrep tribünlerini hırvat şovenizminin beslendiği bataklığa çevirdi.

    o melun dinamo zagrep-kızılyıldız maçından sonra maksimir stadı'nda birbirini bıçaklamaya çalışan taraftarlar, bir yıl sonra bu kez ellerinde kalaşnikoflarla karşı karşıya geldiler. 1992'de arkan, kızılyıldız tribünlerinden en çok holiganlaştırdığı kesimi ile dinamo taraftarlarından devşirilen hırvat çetecilerin üstüne saldıracak, bu sırada da futbol yavaş yavaş ülkeyi terk edecekti.

    sinisa mihajloviç 1991'de sırp milliyetçisi değildi, hatta o jenerasyonun "en yugoslav" oyuncularından birisiydi; babası sırp, annesi hırvat'tı. hırvat milisler tarafından katledilen akrabasının acısıyla bir günde annesini bile reddetti, en aşırı sırp milliyetçisi kesildi, bayraklarının üstüne arkan resimleri koyacak kadar insan hayatına saygısız lazio taraftarlarının idolü oldu.

    euro 2000 elemelerinde oynanan maçlarda sırplar resmi yugoslavya marşını ıslıklıyor, aşırı milliyetçi sırp türküleri söylüyorlardı. hırvatistan'la oynanan maçlar futbol karşılaşması dışında her şeye benzedi. sırp mirkoviç ve hırvat jarni kavga edip oyundan atıldılar. sırp futbolcular çetniklerin selamını vererek sahayı terk etti. hırvatistan'ın damalı forması da naziler ile işbirliği yapıp sırpları ve boşnakları katleden hırvat faşistleri ustaşaların bayrağı ile aynıydı!

    balkanlardaki ateşi körükleyenlerden radovan karadziç'in yakalanıp mahkeme önüne çıkartılması savaşın gölgesinin tekrar yeşil sahalara düşmesine sebep oldu. sırbistan şampiyonu partizan belgrad takımının taraftarları, sezon açılışı şerefine düzenlenen kupa töreninde ve yapılan lyon maçında savaş suçlusu karadziç'in resmini taşıyan bayrağı açtılar. fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi önelemesindeki rakibinin bu olay üzerine uefa'dan ceza alması söz konusu.

    (Hasan Cemal Polat "Hasan Polat", 23-12-2009 12:03:43)

     





  •  
    12
    GB
    A
     47735

    hırvat cale, hırvat-sırp savaşı çıkaran dinamo zagrep-kızılyıldız maçını anlattı

    trabzonspor’un hırvat futbolcusu hrvoje cale, yugoslavya’nın dağılmasıyla sonuçlanan sırp-hırvat savaşının başlamasına neden olan dinamo zagreb-kızılyıldız maçını kaleme aldı.

    cale, maçta güvenliği sağlayan ve zagreb taraftarlarını döven sırp polise, öfkelenen efsane hırvat oyuncu boban’ın tekme atmasıyla başlayan ve sokaklara taşan olaylar nedeniyle savaşın başladığını belirterek, "o maç keşke hiç oynanmasaydı" dedi.

    bordo-mavili takıma sezon başında hırvatistan’ın dinamo zagreb takımından transfer ettiği cale, trabzonspor dergisi için kaleme aldığı yazıda, savaşın başladığı 1990 yılında kendisinin 5-6 yaşlarında olduğunu belirtti.

    milli futbolcu, 13 mayıs 1990 tarihinde dinamo zagreb ile kızılyıldız’ın karşılaştığını hatırlatarak, "yugoslavya’nın dağıldığı dönemdi. yugoslavya dağılırken, kendi içindeki her grup bağımsızlığını isterken, sırplar, kendilerinin hakim olduğu yugoslavya’nın devamından yanaydılar. tam da tartışmaların alevlendiği zamana bu maç denk geldi. bu maç bana kalırsa hiçbir zaman oynanmamalıydı" ifadelerini kullandı.

    karşılaşmada, belgrad’dan gelen kızılyıldızlı taraftarların çıkardığı olayların sırp-hırvat savaşının ve yugoslavya’nın dağılmasının başlangıcı olduğunu savunan cale, şöyle devam etti: "maçta polis ile yaşanan atışmalar kavgaya dönüştü. kızılyıldızlı taraftarlar, dinamo zagreb taraftarlarına küfür etmeye başladılar. karşılıklı tribünlerde oturan taraftarlar tahrik olunca, aradaki bariyerler kırılarak aşılmaya çalışıldı. güvenlik güçlerinin çoğu o gün sırplardan oluşuyordu ve kalabalık zagrebliler, sahaya girmeyi başarmıştı. doğal olarak da sırp polisler ve hırvat taraftarlar arasında büyük bir kavga çıkmıştı. polis, dinamo zagreb taraftarlarına saldırırken, futbolcuları da büyük öfke kaplamıştı. en çok öfkelenen efsane futbolcu boban, bir anda öne atlayarak sırp polise tekme ve yumruk attı. boban’ın bu hareketi onu hırvatistan’da ilah durumuna getirdi."

    zagreb’in meşhur taraftar grubu bad blue boys ile polis arasındaki kavganın büyümesiyle sahaya küçük kaya parçalarının atılmaya başlandığı anlatan cale, "maçın oynanamayacağı anlaşılınca, maç iptal edildi. statta büyüyen kavga caddelere sıçradı. savaş alanına döndü sokaklar. ben küçüktüm, ancak hikaye hep böyle anlatılır. bu durum savaşın tetikleyicisiydi. bugün dahi konuşulurken hırvatlar, ’sırplara karşı benliğimizi ortaya koyduk’ diyerek bununla gurur duyarlar" ifadelerini kullandı.

    -taraftarlar savaşa gitti-

    savaşa bad blue boys taraftarlarının birçok mensubunun da gittiğini belirten cale, şöyle devam etti: "cephede savaştılar. bugün zagreb stadı’nın girişinde büyük bir anıt vardır ve bu anıt da savaşta ölen dinamo zagbeb taraftarları anısına yapılmıştır. belirli aralıklarla taraftarlar bu anıtın önüne giderek saygı duruşunda bulunurlar. ben futbola 9 yaşında bu takımda başlayıp 14 yıl boyunca alt yapıda oynadığım için onların içinde bulunamadım, ancak hırvatistan’da saygın bir yere sahiptirler. biz onların desteğini hep yanımızda hissettik. herkes onlardan övgüyle bahseder."

    cale, babasının da savaşa gidenler arasında yer aldığını ifade ederek, "eve gelip zorla onu askere yazdıklarını hatırlıyorum. savaşın ön cephesinde olmasa da bire bir içindeydi. savaşı yaşadı ve ailem de bundan oldukça etkilendi. dayım özel timle birlikte en ön cephede savaştı. hem kendi ailemden hem de yakın çevremizden cepheye gidip de dönmeyenlerin sayısı oldukça fazlaydı" sözlerini kullandı.

    -savaşın derin etkileri oldu-

    hrvoje cale, savaşın çok derin etkilerinin olduğunu, birçok kişinin hala travma sonrası stres bozukluğundan şikayetçi olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "akli olarak dengesini toparlayamayanlar var. hangi aileye giderseniz gidin hala savaşın izlerini ve yıkımlarını yaşayan insanlar bulursunuz. bizim dalmaçya kıyısında evimiz vardı ve yazın oraya gider denize girerdik. o canım yerler savaştan sonra mülteci kamplarına çevrildi. savaş sırasında roketlerle darmadağın edildi. güzelim deniz kıyısı tanınmayacak hale geldi. o dönemde hırvatistan’ın çeşitli yerlerine yerleştirilen mayınlar yüzünden birçok kişi sakat kaldı veya hayatını yitirdi. bugünlerde bile buna maruz kalan insanlar oluyor.

    1997 yılında savaştan sonra dinamo zagreb ilk kez bir sırp takımıyla karşılaştı. partizan ile belgrad’da uefa kupası ön eleme maçı oynadık. orada kaybettik. ancak rövanşında zagreb’te 30-40 bin kişinin doldurduğu statta 5-0’lık bir galibiyet alarak tur atlamıştık ve bugün hırvatistan’da bu başarı tarihteki en önemli 3 başarıdan biri olarak gösterilir. bu maçın ardından hırvatistan’da herkes göğsünü gere gere gezmişti."

    -savaşlar keşke olmasa-

    cale, bağımsızlıklarını savunmak için savaşmak zorunda kaldıklarını kaydederek, "bu durum mecburiyet haline gelmişti. karşınızda saldıran düşman var ve var olduğunuz toprakları gelecek nesillere taşımak için savaşmak zorunluluk haline gelmişti. buna rağmen savaş mecburidir diyemem. yani savaşlar keşke olmasa" ifadelerine yer verdi.

    bugünlerde eski yugoslavya’ya dahil olan ülkeler arasında bölgesel bir lig kurulmasının gündemde olduğunu belirten cale, yazısını şöyle noktaladı: "ancak ben böyle bir ligin kurulabileceğine inanmıyorum. çünkü taraftarlar arasında çok büyük husumetler var. bu husumetler giderilmediği sürece her maç bir olay çıkacaktır. sporun birleştirici özelliğini kullanarak böyle bir uygulamaya doğru gibi gözükse de birçok insan hala savaştan kalan hatıralarıyla yaşamaya devam ediyor. henüz her şeyin dumanı bu kadar üstündeyken bunu yapmak riskli olabilir. savaş insanların ölmesinden başka bir şey değil. konuşarak ve uzlaşarak halledebileceğiniz konuları, savaşarak halletmeye çalışmak çok kötü. ben, ailem ve halkım bunu yaşadık ve yakından gördük."

    kaynak: radikal.com.tr

    (Bogdan Stancu, 23-12-2009 12:05:00)

     



  •  
    12
    GB
    B
     47736

    yugoslav futbolunun sona erdigi gün de diyorlar bu maca.

    zagreb'deki 40.000 kişilik maksimir stadyumunda dinamo zagreb - kızılyıldız rekabetine yakısır bir mücadeleye sahne olmasi beklenen mac hic oynanamamis, patlak vermesi an meselesi olarak tabir edilen ic savasin fitilini atesleyen bir olay olmustur.

    zeljko raznatovic -nam-ı diğer arkan- önderliğinde belgrad'dan zagreb'e gelen 3000 küsür kişilik kızılyıldız taraftar grubu delije, mac daha baslamadan yerinde duramaz olmus, tribünlerdeki bariyerleri asip, karsi tribündeki evsahibi ekibin taraftar grubu olan bad blue boys tribününe saldirmiştir. her ne kadar bbb grubu da sahaya dalip sirp fanatiklere saldirsa da, sahada görevli sırp çoğunluklu polis tarafindan feci şekilde tartaklanmiştir. macin görüntülerinde de görülebilecegi gibi, bu dakikadan sonra gözler, copla taraftara saldiran polisler, havada ucusan tekmeler, kafalarda kirilan bayrak sopalari, taraftarlari kovalayan itfaiye araclari gibi meydan savasini andiran görüntülere tanik olmustur.

    bütün bu olaylarin arasinda tarihe gecen bir enstantane ve bir kişi vardir. kızılyıldız oyunculari soyunma odasina döndükten dakikalar sonra dahi saha da kalan zagreb oyuncularindan zvonimir boban, sahadaki zagreb seyircilerinden birine girismekte oldugunu görüdgü bir polise, yaradanina siginip allah ne verdiyse ucak tekmeyle dalmistir. boban bu efsane olayin akabinde yugoslav futbol federasyonu tarafindan aylar süren cezalar almasina ve hakkinda davalar acilmasina ragmen, hırvat halkının gözünde bir kahraman olmayi basarmistir.

    bu tekmenin ardindan yugoslav ligi bir sene kadar daha devam edebilmiş, artan politik kaosun ardindan slovenya, hırvatistan, bosna hersek ve makedonya bagimsizliklarini ilan etmis, ve bundan da kısa süre sonra ülke tamamen iç savasin icine sürüklenmistir.

    ic savasta bir cok bbb üyesi hırvat ordusunda yer alip savasmişken, delije'nin tribün lideri raznatovic sirp paramiliter kuvvetlerinin basina gecip, milosevic'in prensi namıyla bir cok korkunc katliami gerceklestirmiş, arkan lakabinin basina sirp kasabi ibaresini de almistir.

    kaynak: eksisozluk
    yazar: motorla odun kesilir

    (Hasan Cemal Polat "Hasan Polat", 23-12-2009 12:06:21 ~ 12:07:06)

     



  •  
    11
    GS
    B
     47741

    franklin foer'in "how football explains the world" kitabının birinci bölümü "how soccer explains the gansters paradise" tam da bu savaş başlatan maç üzerinedir. hatta orada arkan ( zeljko raznatovic) ile onun kurduğu taraftar grubu -delije- ile ilgili şöyle bir cümle kuruluyor: - "arkan renamed them delije. like arkan's name the new title derived from turkish" (arkan onları delije olarak adlandırdı. arkan adı gibi delije (delice) de türkçe'den türemiştir.)

    kaynak: ali eroğlu'nun tf mail grubuna yazdığı yazıdan...

    (Didier Drogba, 23-12-2009 14:51:47)

     



  •  
    15
    FB
    A
     81247

    bir maç iki kahraman

    okan can yantır

    geçen hafta bir vesileyle, hırvatistan’ın başkenti zagreb’e düştü yolum. iki günlük seyahatimin ilk gününde şehir turu yaparken maksimir stadı’nda buldum kendimi. futbolseverler burayı, sportif açıdan bir iyi bir de kötü anıyla hatırlıyor. önce iyisini söyleyeyim; maksimir, hırvatistan milli takımı’nın üst üste 32 maçını kazandığı stat. bu yüzden hırvatlar tarafından kutsal kabul ediliyor. kötü anı; stadyum aynı zamanda, 13 mayıs 1990 günü oynanan ve yugoslavya’nın bölündüğünün en büyük işareti olan dinamo zagreb-kızılyıldız maçına ev sahipliği yaptı. bugün size, o kötü anı üzerinde yeşeren bir kahramanlık hikâyesinden bahsetmek istiyorum.

    bugün maksimir stadyumu’na gidenler, ana tribünün girişinde yer alan anıtın üzerinde yazanları okumadan geçmiyor. anıt, tam 21 sene önce, yıllar boyunca bir arada yaşamış; ama o gün birbirlerine düşmanca saldırmış iki halkın sebep olduğu o utanç tablosunu unutturmaması için dikilmiş oraya. balkanların belki de en güzel coğrafyasında; şarkılarıyla, yağmurlarıyla ve de yeşilin onlarca tonuyla birbirine kaynaşmış iki halkın, bıçak gibi kesilen birlikteliklerinin simgesi olması istenmiş.

    13 mayıs 1990... yugoslav liginin zirvesine oynamaya alışmış iki takım, dinamo zagreb ve kızılyıldız karşı karşıya geliyor. milliyetçilik rüzgârlarının oldukça sert estiği günler. franjo tudman liderliğindeki hırvatlar ve hemen akabinde slovenler; birlikten ayrılıp kendi yollarını çizmek istiyor. önlerindeki en büyük engel, “tek yugoslavya” amacının peşinde koşan slobodan milosevic. sırplar, ülkenin bölünmesini istemiyor. ama görünen köy kılavuz istemediğinden, olası bir savaşta güçlü olabilmek için de silahlanıyorlar.

    böyle bir ortamda karşı karşıya geliyor iki takım. bir bakıma hırvatlarla sırplar, kozlarını paylaşıyor. polis günler öncesinden önlemini alıp, maça sırp taraftarların gelmemesini tavsiye ediyor ama maç günü 3 bin sırp taraftar, tribünlerdeki yerlerini alıyor. başlarında da, yakın zamanda çıkacak olan iç savaşın en kanlı isimlerinden biri olacak zeljko raznatovic, yani bilinen adıyla arkan var.

    karşılaşma öncesi, zagreb sokaklarında yaşanan gerginlik, başlama vuruşuyla beraber stadyuma sıçrıyor. genişçe bir güvenlik koridoruyla ayrılan iki takım taraftarları arasında önce sözlü sataşmalar başlıyor. sonra sırp tarafından, diğer bölümlere taşlar atılmaya başlanıyor. karşı taraftan da karşılık gelince, işler iyice çığırından çıkmaya başlıyor. 3 bin sırp taraftarın çoğu, yanında getirdiği bıçaklarla, güvenlik koridorunu aşıp, hırvatların olduğu bölüme saldırıyor. o sırada dillerinde iki şarkı var: “seni öldürmeye geldik franjo tudman” ve “zagrep yugoslavya’dır.”

    çığırından çıkan olayları kontrol altına alamayan polis sahaya iniyor; kızılyıldız takımının oyuncuları çoktan soyunma odasına gitmiş bile. tribünler yavaş yavaş sahaya akmaya başlıyor. o sırada, dinamo zagreb takımının kaptanı, kendi taraftarlarına şiddet uyguladığını düşündüğü polislerden birine tekme atıyor. kaptanlarının bu fedakârlığını gören hırvat tribünleri, onun etrafında bir koruma kalkanı oluşturuyor. kaptan, bir anda kahramanlığa terfi ediyor. adı, zvonomir boban. boban o günden sonra yugoslavya milli takımı’nın formasını hiç giymiyor...

    o sırada iki tribünün tam ortasında kalmış olan stipe, kucağındaki çocuğuyla bir aşağı bir yukarı koşuyor. eliyle her iki tarafa da “durun!” diyor. amacı hem çocuğunu korumak hem de yıllarca bir arada yaşamış iki toplumu bölünmenin eşiğine getirmiş o nefreti bir an olsun dindirmek. stipe çabalıyor ama başarılı olamıyor. boban hırvat milliyetçilerinin kahramanı olurken; stipe, kucağındaki çocuğu luca’yla, barış yanlılarının sembolü oluyor.

    luca o sırada henüz beş yaşında. ailesiyle birlikte, dalmaçya kıyılarının şirin kenti zadar’da yaşıyor. babası stipe asker ama o aynı zamanda insan. yugoslavya’nın geleceğinin bölünmede değil, bir arada olmaktan geçtiğini düşünenlerden. luca’yı o tarihi maça getirense, futbol sevgisi. daha beş yaşında ama mahallenin en yetenekli çocuklarından biri. o gün de zagreb’e, tuttuğu takımın şampiyonluğa bir adım daha yaklaşmasını izlemek için geliyor ama bir savaşın başlangıç sahnesinin kahramanı oluveriyor.

    derken hırvatlarla sırplar arasındaki amansız savaş başlıyor, stipe, ailesini geride bırakıp cepheye gidiyor. aileye bakmakla yükümlü olan dede de bir bombalamada hayatını kaybedince, aile için zorlu bir süreç başlıyor. evlerinde güvende olmadıklarını düşündüklerinden zadar yakınlarındaki bir köye yerleşiyorlar. uzaklardan ince ince gelen bomba seslerine zamanla alışıyorlar. sırpların asıl hedefleri boşnaklar, o yüzden hırvat topraklarına yaptıkları saldırılar da caydırma amaçlı. asıl vahşet daha doğuda, boşnak topraklarında yaşanıyor çünkü.

    stipe, 1995 yılında evine dönüyor. küçük luca’yı, 10 yaşına gelmiş ve elinden futbol topunu düşürmeyen “koca bir adam” olarak buluyor. zadar, artık güvenli bir şehir; aile yıllar önce terk ettiği evlerine dönüyor ve luca, nk zadar takımının altyapısında futbol oynamaya başlıyor. luca, yaşıtlarına göre ufak tefek ama hırsı ve tekniğiyle tüm yaşıtlarından ayrılıyor...

    2002 yılında, 17 yaşındayken dinamo zagreb’in altyapısına transfer oluyor...

    2003 yılında dinamo zagreb’le profesyonel sözleşme imzalıyor. çoğu maksimir stadyumu’nda olmak üzere çıktığı 112 maçta 32 gol atıyor...

    2007-2008 sezonun sonunda, maksimir stadı’nda çıktığı son maçında 40 bin kişi onu ayakta alkışlıyor. 17 sene önce, babasının kucağında etrafa korkulu gözlerle bakan luca, yıllar sonra bu tribünlerin sevgilisi olarak ayrılıyor stattan.

    tottenham hotspur ile sözleşme imzalıyor. üç sezonda taraftarların en sevdiği oyuncu olmayı başarıyor...

    bugün maksimir stadı’nın önündeki o anıtta bir çocuk figürü var. kimse bunu dillendirmiyor ama ben o çocuğun luca olduğunu biliyorum. o anıtı her gördüğümde de o günün küçük luca’sını; bugünün luca modric’ini hatırlıyorum.

    13 mayıs 1990 günü zvonomir boban, polise tekme atarak halk kahramanı olduğunda, luca modric, tribünlerde babasının kucağında ağlıyordu. o luca, bugün hırvat futbolunun yeni kahramanı.

    8 haziran 2011... maksimir stadı’ndan şehre doğru hareket ediyorum. internet’te spor haberlerine göz atarken, tottenham hotspur menejeri harry redknapp’ın şu açıklaması dikkatimi çekiyor: “modric bu tribünlerin kahramanı. onu satmak, kulübü satmak demektir.”

    baba stipe, yıllar önce birbirine giren iki tribünü yatıştırmaya çalışırken, luca kucağındaydı. ilk kahramanlığını daha beş yaşındayken yapmıştı. görülüyor ki, kahraman olmaya devam ediyor.

    zagreb gezimden aklımda; maksimir stadı, zvonomir boban, stipe ve luca modric’le ilgili bu hikâye kaldı. paylaşmak istedim...

    yazının tamamı için;
    http://www.ntvspor.net/ya.../578/bir-mac-iki-kahraman

    (Hasan Gülmüş, 01-09-2011 23:00:42)

     





          yazi
bu maçla ilgili
anım/bilgim var







Kupadaki Diğer Maçları...


GNK Dinamo Zagreb

1989-1990 Sezonu Yugoslavya 1. Ligi

?. Hafta Maçı: GNK Dinamo Zagreb - FK Crvena Zvezda (Oynanmadı) (Bu maçtasınız)

FK Crvena Zvezda


?. Hafta Maçı: GNK Dinamo Zagreb - FK Crvena Zvezda (Oynanmadı) (Bu maçtasınız)

* Listedeki maçlardan birinin sayfasına gitmek için üzerine tıklayın...
* Oynanmamış maçlar listede yer almaz...

mnu_alt

basında macanilari.com ||  basılı yayınlardan alıntılar ||  Bize Ulaşın ||  teşekkürler ||