fenerbahçe ile yollarınız nasıl kesişti? muğla’da oynarken boluspor’dan teklif geldi. boluspor o zamanlar iyi futbolcuları alıp bir süre oynattıktan sonra satarak geçimini sağlayan bir takımdı. beni istediklerini öğrendim ama hiç gitmek istemiyorum. o kadar alışmışım ki muğlaspor’a. kemal hoca beni “buraları aştın artık gitmen lazım” diye ikna etti. o zamanlar bonservis diye bir şey yok. hani günümüzde antrenörler futbolcuyu etinden sütünden yararlanmak için ellerinde tutuyorlar ya kemal hoca tam tersiydi. beni resmen zorla yolladı. boluspor’la oynadığım ilk maç fener’le, ikincisi de galatasaray’laydı. ikisinden önce de uyuyamadım. rüyamda gol atıp durdum. çocukluğum fenerli futbolcuların cikletten çıkan fotoğraflarını toplamakla geçti. bir baktım onlarla top oynuyorum. zaten sonra sarıyer’e ardından da fener’e transfer oldum.
“son anda anlaşmazlık oldu. yoksa fenerli rıdvan yerine beşiktaşlı rıdvan olacaktım”
önce galatasaray’la anlaşıp sonra fenerbahçe’ye geçtiniz. bu, yakın zamanda mehmet topuz’un yaşadığı “kaçırılma” olayına benzer bir şey miydi? tam olarak aynısı değil. şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki bir daha dünyaya gelsem yine fenerbahçeli olurum ve yine fenerbahçe’de oynamak isterim ama her şey kader meselesi. sarıyer’de oynarken beni beşiktaş istedi. her şey tamamdı ve son anda kulüpler arasındaki bir anlaşmazlık yüzünden olmadı. olsaydı belki de fenerli rıdvan değil beşiktaşlı rıdvan olarak çıkacaktım. galtasaray’a söz verme meselesine gelince... herkes hata yapar ve bu da benim kişisel olarak ergun gürsoy’a yaptığım bir hatadır. yalnız yanlış anlaşılmasını istemem. galatasaray’a değil ergun gürsoy’a karşı hatalı olduğumu düşünüyorum. ben ona bir söz vermiştim ve yerine getiremedim. aradan çok zaman geçtiği için çok ayrıntıya girmek istemiyorum. son ana kadar sözümü tutmaya gayret ettim, fener’den cem pamiroğlu’na “ergun abiye sözüm var” diye çok direndim. galatasaray 51 milyon vermişti. fener ise bunun iki katı gibi bir para öneriyordu. ama benim için önemli olan para değildi. ortada başka mevzular vardı. mesela galatasaray tanju’yu da transfer etmeye çalışıyordu ve ona önerilen miktar benimkinin iki katıydı. bir şekilde ergun abiyle bir araya gelemedik ve fener ile anlaştım. tekrar söylüyorum hiç pişman değilim. kendimi bildim bileli fenerliyim, yani allah gönlüme göre verdi.
size şeytan lakabını da kemal dirikan takmış. bu lakabı pek sevmediğiniz söyleniyor... evet, “şeytan gibi aklın var. şeytan gibi oynuyorsun” derdi. esasında bu bir iltifat ama ben pek sevmiyorum çünkü suistimal edilmeye açık. statta taraftar “rıdvan” dediğinde gider selamlardım, “şeytan” diye çağırdıklarında duymazdan gelirdim. ama sonuçta kemal hocanın taktığı lakaba da itiraz edemem çünkü ona çok şey borçluyum. hiç unutmam, ilk kez maça çıkacağım zaman heyecandan ayakkabılarımı bağlayamadığımı uzaktan fark etmiş ve gelip ayakkabılarımı bağlamıştı. “aman hocam yapma ben bağlarım” dedim. dönüp, “benim için bir onurdur evlat. türkiye’nin en büyük futbolcusunun ayakkabısını bağlıyorum. sahaya çık ve elinden geleni yap. yakında milli takım’a çağrılacaksın” dedi. öyle de oldu. hem çok iyi oynadım hem de milli takım’a çağrıldım.
fenerbahçenin sağ beki ismail kartal bu sezon 8 maçta attığı 8 penaltı golü ile fenerbahçenin en golcü oyuncusu olmuştur.ismailden en sonra fenerbahçenin en golcü futbolcusu rıdvan dilmen 6 gol ve kayhan kaynak ve dusan pesic 5 ' er gol ile olmuş.ismailin penaltı golü attığı 8 maçta fenerbahçe 5 galibiyet,2 beraberlik alırken sadece beşiktaşa yenilmiş.