ilk basımı 2009 yılında olan mehmet yılmaz'ın "samsunspor: kırmızı beyaz siyah" kitabından;
fatih uraz'ın "benim samsunsporum" başlıklı yazısından;
futbol hayatımda en çok yandığım maçlardan birisidir eskişehir maçı. daha ilk dakikalarda orhan, kaleci zalad'ı geçmiş ve topu boş kaleye yuvarlamış ti; eğer çizgi üzerinde giren topa savaş dokunmamış ve pozisyon ofsayta dönüşmemiş olsaydı, belki bugün kaçan şampiyonluğun değil kazanılan şampiyonluğun anılarını yazacaktık. işin daha da hazini zalad, orhan'ı iterek penaltı yapmış ancak orhan yere düşmeyerek topa vurmayı tercih etmişti. sonra maçın bitimine kısa süre kala rahmetli nasır (o zaman eskişehir'de oynuyordu) frikikten bana golü atmış ve üst üste trabzon ile galatasaray'a yenilince lige havluyu atmıştık. galatasaray maçında rakibimizin 90 dakika boyunca hiç düşmeyen temposu sadece bizim değil vicdan sahibi birçok kişinin dikkatini çekmişti. forvette oynayan ilyas'ın maçın son dakikalarında kendi altıpası içinde çift dalarak sebep olduğu penaltı halen akıllarda; o enerjiyi nereden bulduklarını hep merak etmişimdir!
o maçtaki diğer üzüntüm ise ali sami yen'i dolduran binlerce galatasaraylı taraftarın hep bir ağızdan maç boyu söylediği "sen oyna hasbi sen oyna" sarkışıdır. çünkü hasbi bey samsunspor için yaptıklarıyla, o gün üzülmeyi, boynu bükük kalmayı, stadı erken terk etmeyi asla hak etmemişti.
ilk basımı 2009 yılında olan mehmet yılmaz'ın "samsunspor: kırmızı beyaz siyah" kitabından;
o sezonun büyük bir bölümünü lider geçirdi samsunspor. trtde önce onun maçları gösterilirdi lider olduğu için. liderlikten indiği hafta ise trt sunucusu bile "nihayet samsunspor liderlikten indi," diyerek kurulu düzene çomak sokan kırmızı-beyazlılarm verdiği rahatsızlığı ifade etmişti bir bakıma.
samsunspor ilk devreyi ikinci sırada bitirmişti. devre arasında medya tarafından şampiyonluğun üç adayından birisi olarak gösteriliyordu. mitroviç ile yapılan bir söyleşi vardır o dönemde. muhabir, mitroviç'e fikstürün samsunspor'un aleyhine olduğunu düşündüğünü söyler. (dört takıma da deplasmana gidilecektir ve muhabirin sorusu da dört büyüklere gideceksiniz üzerinedir.) mitroviç ise, "benim büyük takımım da çıkar, büyük futbolunu oynar," diye cevap verir.
samsunspor o sezon çok kritik üç maç kaybetmiştir. birinde diyarbakır deplasmanında, toprak sahada son dakikalarda gelen bir golle 1-0 yenilmiştir. diğerinde ise eskişehirspor'a nasır'ın attığı golle samsun'da 1-0 kaybetmiştir. aynı nasır ertesi sezon biraderi burhanettin ile birlikte samsunspor'a gelecek ve 1989 kazasında yaralanacaktır.
ama asıl final, galatasaray ile istanbul'da oynanan ve 4-1 kaybedilen maçtır. ali sami yen'de binlerce samsunsporlu o zamana kadar açılmış olan en büyük bayrağı açmışlardı. ancak o gün sezonun en kötü futbolunu oynayan takım, sahadan mağlup ayrılmıştı. bugün o maç için tanju ve savaş'ı amiyane tabirle maçı satmakla suçlayan pek çok insan var. ancak o gün oynayan eski futbolculara göre maça yeterince konsantre olamamışlardı. istanbul'a indikleri andan itibaren çok yoğun bir medya ilgisi vardı ve maça odaklanamamışlardı bir türlü.
o sezonun ortalarında tanju çolak, bronz ayakkabı'sını almak için paris'in yolunu tutmuştur. yanında ise nişanlısı aysu ve başkanı hasbi ağa vardır. champs elysees'de üçü birlikte basma poz vermiştir ve akşam da tanju ödülünü almıştır. bu türk futbol tarihinde bir ilktir. ama asıl unutulmaz sahne paris'te kalman lüks otelin lobisinde yaşanmıştır. hasbi ağa, o zamanlar kırkpmar ağası da olmuştur ve kırkpınar ağa kıyafeti ile bir heykelin önünde fotoğraf çektirmektedir. neden bu kıyafeti giydiğini soranlara ise "biz burada milletimizi temsil ediyoruz, tabii ki milli kıyafetimizle poz vereceğiz!" demiştir. ardından da ilave etmiştir: "şimdi hedef şampiyonluk!"
takımın orta saha oyuncularından olan emin kar bakın o unutulmaz sezonu ve menteşoğlu dönemini nasıl anlatıyor?
"şehir tamamen maç havasına giriyordu. tam yirmi iki hafta boyunca lig lideri olduk... tabii o zaman şimdiki gibi internet, özel kanallar, yerel medya, gazeteler falan yoktu. şimdi olsa çok farklı olurdu. bakın eğer biz o sezon şampiyon olabilseydik bugün samsunsporluluk da çok farklı yerlerde olabilirdi, türk futbolu da...
açık söylüyorum bizim şampiyonluğumuzu galatasaray lobisi ve hıncal uluç engellemiştir. 1986-87 sezonuna girerken galatasaray on dört yıldır şampiyon olamamıştı. içişleri bakanı galatasaray'ın eski başkanlarından ali tanrıyar'dı. milli takım hocası ise mustafa denizli... zaten medya desteği her zaman vardı. ligin bitimine altı-yedi hafta kala savaş, milli takım kampına gitti ve orada alıkonuldu. samsun'a gönderilmedi. hatta daha sonra altay ile idmanlara çıktı ve sezon sonunda da galatasaray'a imza attı. hmcal uluç son yıllarda samsunspor'un hakkını savunan yazılar da yazdı ama bu yıllar öncesini unutturamıyor maalesef. bir eskişehirspor maçı öncesi medya bir kampanya başlattı ve hocamız mitroviç'in eski takımı olan eskişehir'in bize maçı satacağını iddia ettiler. güya ünye'de mitroviç eskişehirsporlu futbolcularla görülmüş de mitroviç'in elinde para çantası varmış da falan filan. bunu gurur meselesi yapan eskişehirspor maça çok ciddi asıldı ve bizi ertesi sezon bize gelecek olan nasır'm golüyle 1-0 yendi. ardından da biz galatasaray deplasmanına gittik.
ali sami yen tribünlerine dev bir samsunspor bayrağı asılmıştı ve en az beş bin samsunspor taraftarı vardı."
tam burada bir mim koyalım ve o gün statta olup o zamanlar on yedi yaşında bir lise öğrencisi; bugün ise bir iş adamı olan samsunspor taraftarı tunç güvenoğlu'nun bize naklettiklerine kulak verelim:
"samsunspor seyircisi çevreyolu tarafında açık tribünün yarısının altlı üstlü tamamını, kapalı numaralı olan tribün tarafının da yaklaşık üçte birini doldurmuştu. dev bayrak açık tribünde açılırken, numaralı kapalı tarafında daha küçük bir bayrak açılmıştı. iki bayrak da takımlar ısınmaya çıktığında açılmış ve televizyonda epeyce gösterilmiştir. ama bu dev bay rağı maç başlarken bir kez daha açan samsımspor taraftan galatasaray'ın golü erken atmasından sonra bir daha açmadan maç sonuna kadar toplu bırakmıştır. bu maçta -belki de artık hayat boyu duyamayacağımız- 'şampiyon samsunspor' ve galatasaray seyircisinin neredeyse maç boyu yaptığı tek tezahürat olan 'içimdeki samsun aşkı bambaşka, bu büyük taraftarınla çok yaşa, samsun bütün engelleri aşıyor, kupaları birer birer 'n.h' alıyor!' tezahüratlarını çokça duymuştuk. bu tezahüratların varlığı dahi samsunspor'un ligde ne kadar iddialı olduğunu ortaya koyuyordu..."
kaptan emin ile devam edelim yine: "bir tek o maç mı? istanbul'da hep kalabalıktı samsunspor taraftarı; izmir'de bile üç bin kişiye oynamıştık. ankara'da öyle, ikinci lig'de lüleburgaz'da, vefa'da, edirne'de... neticede o maçı kaybedince şampiyonluk da uçmuş oldu.
maç sonu derwall "futbolu unutmadığımızı gösterdik" derken mitroviç "futbolularım sahada rakibten çok hakemle uğraştı" demiş.
hakikaten de çok sert oynayan samsunspor hakemin tolerasnı ile kırmızı kart görmeden maçı tamamlamış.aynı sertliğe istanbul'daki fenerbahçe kupa maçında da devam edince türk futbolunun en çirkin maçlarından biri olarak hatırlanacak maçın sonunda saha içinde fenerbahçeli ve samsunsporlu futbolcular kıyasıyla tekma tokat kavga etmişlerdi.
samsun bu maçta avantaj kaybetmiş midir ? evet .ancak şampiyonluğu 5 haftada 5 beraberlik ile kaybettiğini de rahatlıkla söyleyebiliriz.
cok güzel bir mactı ve bu sezon sonunda şampiyon olmuştuk.arkadaşım savaş ile birlikte bu mac gitmiştik zaten bu sezon hemen hemen tüm maclara gitmiştik inönü,alisamiyen,kadıköy galatasaray nerdeyse biz oradaydık savaş o sene askere gideceginden tüm maclara gidiyorduk bazen gidesim olmasa bile ya benimi kırıyorsun zaten ben bu sene askere gidecegim diyor ne yapıp edip beni kafalıyordu.
mac 4-1 bitmişti ve stad boşalıyordu bizde trübünün boşalmasını bekliyorduk ben yerde buldugum gazeteyi okuyordum savaş ise merdivende oturuyordu o zamanlar ali samiyen stadının trübünlerinde demirler vardı bu demirler kalabalıkta itiş kakış oldugu zaman aşagıya dogru basınc yapılmamasını saglıyordu 1990 yılların ikinci yarısında sanırım söktüler o demirleri koltuk sistemine gecince o demirlerde söküldü o demirler her stad,ta vardı.bazen oturdugumuzda aniden ayaga kalktıgımızda kafamızı bile vururduk o demirlere.
ben gazetemi okurken gazeteyi carşaf gibi acmışım okuyorum savaş birden ayaga kalktı hadi gidelim dedi benim okudum gazateye bir yumruk attı yumruk atmasıyla yandım anam demesi bir oldu.
benim carşaf gibi actıgım gazete demirin üzerini kapadıgında savaş demiri görememişti gazeteyi parcalayacagını sanan savaş elini parcalamıştı demire öyle bir yumruk atmıştıki gazetenin üzerinden ben ne oldugunu dahi anlamamıştım eli anında şişti ve gözlerinin rengi bile degişti bunları buraya yazarken bile sanki o anı yaşıyor gibiyim arkadaşımım bu acıyı cekmesi beni kahretmişti o an. hala bir araya gelince bu 1987 yılında oynanan samsunspor macı gelir aklımıza.
mactan cıktık evlerimize dogru giderken yolda arasıra savaşın eline bakıyorduk eli şişmişti fakat biz ona felaket senaryosu yapmamak icin buz koy ve sabaha kadar iyileşir diyordum faktat bu dedigime ben bile inanmıyordum eli iyi gözükmüyordu.
evlerimize dagıldıktan sonra savaşı bir kac gün görmemiştim bir kac gün sonra gördügümde eli alcıda idi parmagı kırılmış cok üzülmüştüm.ve ona inşallah bu sene şampiyon oluruzda bu güzel bir anı olarak kalır demiştim ve oda gercekleşmişti.daha sonraki maclarda benim okudugum gazeteye yumruk atmayı bırakmıştı cünkü hemen hemen her macta bu sahne yaşanıyordu.savaşın bir takıntısı daha vardı sigara icmemesine ragmen her gittigimiz macın 60 dakikalarında bir sigara icme alışkanlıgı vardı bu alışkanlıgı bu gün bile hala devam ediyor.
galatasaraylı raşit çetiner bu macta samsunsporlu muzzaferin darbesine maruz kalıp sakatlandıktan sonra bir daha futbola geri dönememiştir ve futbolu bırakmak zorunda kalmıştır
bu maçta g.saray'ın 2.golü şöyle oluştu. uğur kullandığı penaltı atışını kaleci kurtardı. fakat dönen topu tekrar uğur tamamladı ve ligde bu sezon 9.golünü attı.
ayrıca maçı tv'de izlerken 90.dakikada durum 4-0 iken spikerin galatasaray teknik direktörü derwall'le röportajı süperdi..
not: puan cetvelinde sıralama puan, gol averajı, attığı gole göredir... not-2: 26. haftada ertelenen altay 1-2 beşiktaş maçı puanlamaya dahil edilmemiştir.