türkiye - b. almanya düellosunu ümit maçıyla açıyoruz. ümit maçından ümitliyim. ümit maçlarının türkiye için felâketli bir gün, deprem gibi olacağını hiç zannetmiyorum.
türk ümit millî takımı'nın alman ümit millî takımı karşısında başabaş krampon sallayacağı görüşündeyim. türkiye'de gençler, onun bir öte rütbesi ümitler batı ile aramızdaki futbol uzaklığının büyük kompleksi içinde değillerdir.
***
türkiye'deki küçüklerle, batı'nın küçükleri bir futbol sahasında karşı karşıya geldiklerinde, beceri farkı o kadar açık ara seyretmemekte, oynadıkları oyunda aldatma ve aldanma oranları kafalarında dengeli biçimde ışıldamaktadır.
türkiye ne çekiyorsa küçüklerin büyüdüğü zaman büyüklüklerinden çekiyor. küçükler palazlanıp, büyük profesyoneller haline geldiklerinde, türkiye ile avrupa'nın arası bitirilmez, uçsuz bucaksız bir otoban haline geliyor.
türkiye'de küçükler küçükken neden batı'ya karşı bir göğüs göğüse futbol yarışının içindedirler de, büyüdüklerinde bu yarışın her metresinde nal toplamaktadırlar?
***
türkiye'de tüm teknik direktörler, çalıştırıcılar futbolla önemli biçimde uğraştıklarını sananlar, futbol federasyonu eğitim dairesi, ama herkes bu küçük ve büyük arasındaki kalite esrarını aramak zorundadır.
hiçbir eğitimi, planlanması ve araştırması olmayan türk millî takımlar sanayii, artık sadece futbolcuya idman yaptırmakla onu maça çıkarmakla kalmamalı, türkiye'de daha ciddi ve bilimsel biçimde boyutlu arayışların içine girmelidir.
küçükler küçük olduklarında futbolda neden daha becerili neden daha atılım zenginidir de, büyüdüklerinde tüm bu yeteneklerini eşofman gibi kale direklerine asmaktadırlar?