izmir'deki kupa finaline hakem olarak necmi temizel’in atandığını duyduk “hemen federasyon başkanını aradım. haşin ve gaddar bir tavırla ‘ne yaptın sen, mahvettin bizi. gitmeyelim artık maça. değiştir şu hakemi, adamın gözleri görmüyormuş. hem de ertuğrul dilek’in adamıymış’ dedim. bir telaş bir panik. izmir’e gittim, 'hakem ihsan türe' dediler."
ligdeki son maçımızda karagümrük karşısına çıkarken artık şampiyonduk. çok zorlu bir maratonu yüzümüzün akıyla bitirmenin kıvancını yaşıyorduk, izmir'deki kupa finalinde de beşiktaş'ı 2-0 yenerek sezonu çifte kupayla kapadık. istanbul dukalığına karşı yine krallığımızı ilan etmiştik.
bugün, gerçekten çok zorlu bir sezonda o günkü koşullarda ulaştığımız başarıların sırrı nedir, diye düşündüğümde "dayanışma, mücadele gücü, sorumluluk, kendimize ve arkadaşlarımıza saygı, zorluklara göğüs germe direnci" geliyor aklıma.
necati cumalı'nın trabzon'u tanımlayan şu sözleri bir de:
"önü, huyunu suyunu hep bildiğimiz, günü gününe uymaz, sert karadeniz... trabzonlu, çatık kaşlı, şakasız ana ile babanın elinde büyüyor. ekmeğini kazanabilmek için, eline ayağına çabuk, çalışkan olmak, aklının bütün gücünü ayaklandırmak zorunda. trabzon oyun havalarının kıvraklığı, canlılığı bu yaşam serüveninin sonucu. o havaların sevinç taşıması bu yüzden. doğayı yenen insanın sevinci..."
ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
koskoca bir sezonun yükünü çeken futbolcular, yorgun savaşçı misali bir büyük savaşım içinde. tarbzonspor ilg şampiyonluğunu kazanmış çifte zafer peşinde, beşiktaş'ta ise taraftarlarının yüzlerini güldürmek için bu tek ve son fırsat. büyük bir mücadele var sahada. top bir o kalede, bir bu kalede. hayır hayır gol yok. 45 dakikada, 90 dakika da golsüz berabere kapanmış ama buna olanak yok. çünkü final oyunu denklik kabul etmez, ille birinden biri üstünlük sağlamak zorunda.
uzatmaya geçilen maçta sahneye levent çıkıyor. üstelik iki kez, beşiktaş, ağlarını sarsıyor. 120 dakikanın sonucu: trabzonspor: 2 - beşjktaş, : 0 bordo mavililer, ligden sonra, kupada da şampiyon.
başkanın mutluluğu
başkan mehmet ali yılmaz sahaya inmiş, futbolcularıyla bu sevinci doya doya paylaşıyor. kupa hem başkan'ın hem kaptanının ellerinde havaya yükseliyor. başkanı, hocası, futbolcusu projektörlerin aydınlattığı atatürk stadı'nın çimleri üzerinde kupayla poz veriyor. deklanşöre dokunan parmakla, patlayan flaşlar ertesi gün çıkan gazetelerin spor sayfalarında şampiyon trabzonspor'un türkiye kupasıyla mutlu yüzünü yansıtıyordu.
bu arada tribünlerde bir konuşan pankart var ki, ilginç mi ilginç: "elektrikte edison, futbolda trazon.... araplarda petrol, trabzon'da futbol..."