diyarbakırspor kulübünde kısa süreli başkanların dönemi devam ederken, 15 ağustos 1984’ten sonra bölgede farklı bir siyasal tarih işlemeye başlamıştı. türkiye tarihine, pkk (kürdistan işçi partisi) gerillalarının 12 eylül askerî darbesinden sonra yaptıkları ilk silahlı eylemler olarak geçecek “eruh-şemdin-li” baskınlarından sonra, kürtler yeni bir siyasal bilinçle tanışacak ve bölge günümüze kadar devam edecek bir savaşa sahne olacaktı.
bu eylemlerden sonra bölgede başlayan düşük yoğunluklu savaşla birlikte, sanatta, siyasette, sporda ve kültürde birçok şey değişecekti. bugüne kadar savaşta 50 bini (asker-sivil-militan) aşkın insanın hayatını kaybettiği yazılıyor. türkiye’nin ekonomisini ve sosyal yapısını derinden sarsan savaşta, 3 binin üzerinde köy güvenlik gerekçesiyle yakıldı ya da boşaltıldı. beş milyon insan göç etmek zorunda kaldı. bölgedeki kentlerde nüfus patlamaları yaşanırken, 30 bine yakın kişi pkk ile ilişkili oldukları gerekçesiyle tutuklandı. bölgede işlenen faili meçhul cinayetler, gözaltında kayıplar günlük yaşamın bir rutini haline geldi. savaşla birlikte, haber bültenlerinde tarlalara serilen ceset görüntüleri sıkça görülür oldu. 1987 temmuz’undan itibaren başta diyarbakır olmak üzere birçok ilde olağanüstü hal ilan edildi. 15 ağustos eylemleri ile tırmanan gerilimi resmi bakış açısıyla haberleştiren medya, çatışmalar şiddetlenip ölümler artınca bile bu bakış açısını terketmedi.
bölgede bu gelişmeler yaşanırken diyarbakırspor, uzun yıllar bir idare boşluğu içinde kaldı. yönetime gelen isimler kulüpte fazla kalamadı. sanki savaşla birlikte sporun da tadı kaçmıştı. bu süre içinde diyarbakırlı olmayanlann kulüpte yöneticilik yapması olağan bir hal aldı. diyarbakırsporlu seyirci ve taraftarlar takımları içindeki gelişmelerden çok kendi can güvenliklerinin derdine düşmüştü. bölgede yaşam silahlarla birlikte artık değişiyordu. şiddetin kol gezdiği savaş sürecinde tribünleri doldurmak ise diyarbakırspor için hiç de kolay değildi. yönetim sorununun yanı sıra, kulüp maddi bir çöküşle de karşı karşıya kalacaktı.
kısa süren “doktorlar dönemi”nin ardından diyarbakırspor başkanlığına “kalıcıyım, iddialıyım” sloganıyla gelen ihsan özbek yönetimi de başarı gösteremez. milli selamet partisi geleneğinden gelen ihsan özbek döneminde takım 2. lig’de mücadele vermeye devam etti. ancak ihsan özbek ve ekibi sadece bir sezon yönetimde kalabildi.