fenerbahçe'nin trabzon'a takıntılı olduğu günler. fener onların şampiyonluk serilerini bozmuş, trabzon'da fener'in şampiyonluğu garantiye aldığı 78 yılındaki son maçta tur atmalarını engellemiş. fb'lilerin takıntısı haline gelen durumların yaşandığı günler. yağmurlu bir kış günü, inönü stadında oynanıyor maç. fener bastırıyor, ama saha adeta göl gibi, sırıl sıklam her yer. derken selçuk golü atıyor, ve heryer inliyor. ama, trabzon yine son sözü söylüyor, ve son dakikada karambol golü ile maçı 1-1'e getiriyor. fb seyircisi yine bir galibiyet göremeden o yağmurda sırıl sıklam evlerine dönüyor.
4 ocak 1982 tarihli tercüman gazetesi, maçın haberini:"f.bahçe trabzon’a galip: 1-0, hakeme mağlup: 1-1 - 67.dakikada selçuk’un golü ile galip duruma yülselen sarı-lacivertliler 88.dakikada yan hakem necdet sinanoğlu’nun ofsayt bayrağını es geçen orta hakem yılmaz önen’in hatalı kararı yüzünden hüsnü’nün golüne mani olamadılar.” manşetiyle verirken, necmi tanyolaç ise; “bu hakemlerin lisansı alınır” başlıklı yazısında:
“bir tarafta milyonları dökmüş, şampiyonluk için her türlü fedakarlığı yapmış, yağmurda ve ağır sahada galibiyet için çırpınan bir takım, diğer yanda bunların yaptığı herşeyi bir anda yıkan, belki de ilerde şampiyonluğu etkileyecek bir puanı bir taraftan alıp, diğer tarafa veren iki hakem.. evet son dakikalarda fenerbahçe defansının arkasına uzatılan bir topu mustafa kaptığı zaman yan hakem necdet sinanoğlu’nun bayrağı bu açık ofsaytı işaret etmek için havaya kalktı. ama maç boyunca yan hakemlerin bayraklarını göremeyen yılmaz önen oyunu devam ettirdi. ortalanan top hüsnü’nün ayağından kaleye girince, ofsaytı kaldıran yan hakem sanki herşey nizamiymiş gibi kendisine bakan orta hakemi görüp gol kararına uyarak santraya koştu................” yorumuyla 6 ağustos 1975’den beri 6,5 yılda 19 maç sonunda fenerbahçe’nin trabzonspor’u yenememesindeki büyük sorumluluğu dile getirmeye çalışmıştır.
fenerbahçe"li selçuk yula golü attıgı andan itibaren kapalı tribünlerde bulunan fener taraftarı trabzonspor kalecisi şenol güneşe"şenol ablanı alacagı enişten olacagım sana hava hava atacıgım hey hey" diye sürekli tezahurat yapıyordu taaki mac 1-1 olana kadar bu tezahurat devam etmişti trabzonspor macın sonlarına dogru bir gol atmıştı ve ofsayt tartışmalarına sebep olmuştu.
peki gelelim esas konuya bizi o yagmur ve cılgınca sogukta bizim inönü stadı civarıda ne işimiz vardıda kendimizi bu maçta bulmuştuk hepimiz galatasraylıydık ve bu macta kendimizi bulmuştuk o soguk ve kıyamet gibi yagmurda bizi inönü stadına iten neden neydi.
günahı boynumuzdır fakat biz mahallenin güzel kızı deniz"in babasında şüpheleniyoruz ve bu şüphemizden bu gün bile neredeyse emin gibiyiz.
deniz ne zaman bakkala cıksa o edalı yürüyüşü ve davet kar tavırları karşısında kendimizi tutamayıp kendisine dizeler dizerdik ve saclarını savura savura önümüzden gecişini izlerdik..fakat deniz"in bir huyu vardı babasına bizi şikayet ediyordu babasıda bizi sıctıgımız yere kadar kovalardı.
deniz"in babası bir keresinde deniz"i önden gönderip kendiside erketeye yatmış biz denize lafı yapıştırdıgımız anda kendiside bizi enseleyecekmiş ümidiyle saklanmış bundan haberi olmayan bizlerde deniz önümüzden gecerken gene nagmeler dizmiştik,,kiii birden denizin babasın bagıra bagıra koşarak saklandıgı yerden cıkıp bizi yakalamya calışıyordu her birimiz bir yere ve farklı taraflara dogru kacışmıştık bizi taaa kasımpaşa yolunun orayakadar kovalamıştı feriköy mezarlıgının oralara kadar bizi kovalamışt ve o can havliyle paramparca olan pantolonumu bile fark etmemiştim bu maraton koşusunda pantolonumu ve yüregimi kaybetmiştim fakat deniz"in babasının eline gecmemiştim.
nerede toplumsal bir etkinlik varsa talatpaşa mahallesinin cambaz cocukları olan bizler oradaydık oradaydıkta o soguk ve cılgınca yagan yagmurda o gün o macta ne işimiz vardı ne olmuştuda kendimizi bu soguk ve yagışlı havada inönüde bulmuştuk.soguktan ellerimizi birbirine kavuşturamıştık.
okmeydanı semtinin talatpaşa mahalleli ve yoksul çocukları olan bizler ne yapıp yapıp envayi ceşit numaralarla demir parmaklıklar arasında sdeta cambzlık yaparak maca parasız girme başarısını dahi gösteriyorduk.göstermek zorundaydık cünkü maca verecek paramız yoktu zaten bir simidi bile ortadan dörde beşe bölerek yiyorduk.
o gün ne olmuştuda kendimizi camurlar içinde inönü stadının oynanan fenerbahçe trabzonspor maçında bulmuştuk bu yagmur ve sogukta bizi hangi neden mahallenin dışına taşımıştı.
günahı ben ve o gün orada bulunan savaş birol hamdi ve nedim"in boynunadır bizler deniz"in babsından hala şüpheleniyoruz.. cünkü bizi her kovalayışında söyledigi bir sözü unutmuyoruz alayınızı denize dökecegim ulannn diye bizi kovalıyordu.
birol"un söyledigine göre yagmurdan parasızlıktan ve aclıktan sürüne sürüne bu mactan dönmüşüz ve döndügümüzde hava karanlıkmış.birol o gün acıktıgım kadar acıktıgım başka bir gün hatırlamıyorum der durur hala
fenerbahçe: yaşar duran, cem pamiroğlu, onur kayador, alpaslan eratlı, müjdat yetkiner, isa ertürk, arif kocabıyık, osman denizci, mustafa arabacıbaşı, bahtiyar yorulmaz, selçuk yula
teknik direktör: friedel rausch (federal almanya)
trabzonspor: şenol güneş, halil ibrahim akçay, necati özçağlayan, bahaddin güneş, turgay semercioğlu, hüsnü özkara, metin yüce, yaşar alemdaroğlu, mustafa gedik, iskender günen, sinan ünal
müjdat,67.dakikada gerilerden bir top söktü ve isa'yı gördü, isa'nın yerden ortası bir anda savunmanın arkasına, selçuk'un önüne düştü.selçuk başta önce topu düzeltti yerden bir şutla şenol'u mağlup etti.
maçın bitimine 90 saniye kala trabzonspor beraberligi sağladı,mustafa topla buluştuğu an, yan hakem necdet ninanoğlu bayrağını havaya kaldırdı ve olduğu yerde durdu.,ancak hakem orta hekem önen,. "devam" dedi.mustafa duraklamadan faydalandı ve ortasını yaptı. hüsnü, hatalı bir şekilde yaşar'ın hatalı bir şekilde kalesini terk etmesinden faydalanarak, ayağına gelen topu şutladı. kale ağzındaki onur'un sırtına çarpan top filelere gitti.