halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
yılın sonunda bir de fenerbahçe'nin altay'ı yendiği maçta üç güzel gol anlattım. altay iyi dayanmış, sarı-lacivertli takıma uzun süre gol şansı vermemişti. sonra 15 dakikada ise mustafa, osman, selçuk üçü de birbirinden enfes gollerle 3-0'lık galibiyeti sağlamışlardı. bu maçın gollerini de, unutumadığım güzel goller arasında saymak isterim.
altay"lı futbolcu zafer bilgetay"ın bana portakal ikram ettigi maçtır
bu maçtan sonra sahaya girmiştim ve inönü stadı zemininde dolaştıktan sonra tanımadıgım ve orada arkadaş oldugum iki fenerbehçeli cocukla topumuz olmamasına ragmen ayagımızda top varmış gibi bir birimize şut atmaya calışmıştık.
daha sonra gelen görevliler kale direklerindeki fileleri sökmeye başladılar ve her iki kale diregindeki fileleri söktükten sonra bir el arabasına koyup depoya götürdüler.
görevliler el arabasıyla fileleri götürdükten sonra geri geldiler ve cocuklar yeter artık cıkın dediler bizde soyunma odalarının bulundugu tünele gittik uzun kolidoru gectikten sonra fenerbahçe soyunma odasının kapısında kalabalık bir insan toplulugu oldugunu gördük yanımda bulunan arkadaşlar orada kaldılar ben biraz daha ileride bulunan altay takımın"ın soyunma odaının önüne geldim soyunma odasının kapısı acıktı soyunma odasının kapısına yaslanmış bankta oturan duşunu almış ve giyinen altaylı oyunculardan biriyle göz göze geldim ve bana şimdi kim oldugunu hatırlamadıgım bir futbolcu ne işin var oglum burda dedi ve benimle uzaktan uzaga soru cevap şeklinde sohbet etti.
biz sohbet ederken zafer duşunu almış havluya sarılmış şekilde önümden gecti zafer bana gel şuradaki kasadan portakal al ye dedi ben soyunma odasının içine girdim banka oturdum bankın yan tarafında bir portakal kasası vardı ve kasanın içinden iri bir portakal aldım ve yedim.daha sonra zafer" abi teşekkür ederim dedim ve odadan cıktım