ilk basımı 2007 yılında olan duygu hatipoğlu ve m. berkay aydın'ın "bastır ankaragücü: kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık" kitabından;
1980-1981 sezonunda ankaragücü bir başka kupa için daha mücadele etti. lig şampiyonu olan ve 5 yıl üst üste devlet başkanlığı kupasını alan trabzonspor'la karşılaştı. eski adı cumhurbaşkanığı kupası olan kupa, darbeden sonra devlet başkanlığı kupası adını almıştı ve lig birincisi ile türkiye kupası sahibi iki takım kupa için mücadele ediyordu. 3 haziran 1981'de ankara'da oynanan maçta ankagücü'nde adil eriç, hikmet hancıoğlu, ihsan kavak, cüneyt memişoğlu, nazmi erdener, irfan ertürk, mehmet şahin ve sadık aksöz forma giydiler. takımın bonhof nazmi'nin attığı golle 1-0 öne geçtiği maçta başka gol olmayınca, ankaragücü 25 bin taraftarının önünde bu kez devlet başkanlığı kupası'nı kaldırıyordu. ankaragücü'nün üst üste gelen bu başarıları geniş yankı uyandırıyordu. mayıs 1981'de hürriyet gazetesindeki yazısında sümer demir şöyle diyordu:
"ankaragücü trabzonspor'u da bileğinin hakkıyla yenince artık hiç kimsenin bu takımın değeri hakkında tartışma yapması doğru olmaz. birinci lig e çıkmasını tartışanlar bile 19 mayıs stadı'ndaki futbolu seyretselerdi şapkalarını çıkarırlardı. ankara milli maçlarda bile seyircisini bu oranda coşturamadı. ankaragücü kendi sahasında bir trabzon bir fenerbahçe, bir beşiktaş ve galatasaray'la her yıl tribünü bölüşürken bu yıl yekvücut bir başkent tribününden 'gururluyuz, güçlüyüz, ankaragüçlüyüz' diye bağırdı. başkentin her semtinden bir esnaf kuruluşu tribüne bez afiş asarak takımlarının akasında olduklarını belgelediler".
yine hürriyet gazetesi 'nde doğan koloğlu, maçla ilgili olarak şunları yazıyordu:
"ankaragücü'nde kötü oynayan yoktu. buna karşılık trabzon takımında özellikle bitirici yerde o kadar acemilik yapan futbolcu gördük ki, takımlardan hangisi birinci lig takımı anlayamadık. seyirci şampiyonluğa susamışlığını daha takımlar sahaya çıkarken belli etti. tam 15 kişi 5 dakikada sahaya atılan konfeti ve kâğıt şeritleri topladılar. şarkı söylediler, coştular ve coşturdular. bu arada yılmaz gökdel sıradan bir takım olarak aldığı ankaragücü'nü şampiyon yaparken taktik ustalığına kişiliğini de ekledi. beşiktaş, fenerbahçe, bolu ve trabzon karşısında küçük takımın defansa kapanması kişiliksizliğine başvurmayarak gururluyuz güçlüyüz ankaragüçlüyüz sloganının doğruluğunu kanıtladı".
haziran ayı idi ben göztepeden kiralık alınmıştım. liğ bimiş. ama görev tamamlanmamıştı önümüzde. her fytbolcuya nasip olmuyacak kadar güzel. o zamanın devletbaşkanlığı. eski adıyla cumhurbaşkanlığı kupası macı vardı. trabzon liğ şampiyonu olmuş bizde türkiye kupası şampiyonu olmuştuk. o zamanın trabzonlu bir falcı vardı maçtan önce fala bakmış 3/0 trabzon yenecek demiş. biz sadece buna gülüp geçtik hiç bir maç oynanmadan. kazanılmıyacağını biliyorduk.
o muhteşem gün geldi. stad otelde kamptaydık. stad hınca hınc dolu idi sahaya. adil. hikmet. fuat. ihsan. haluk. nazmi[bonof}cüneyt. taner. b. irfan. hurubeş mehmet. maradona sadık 11 le cıkmıştık. ilk yarı 0/0 bitti. ama çok iyi oynuyan rakibe boş alan bırakmıyan istediğimizi rakibe kabul ettiren bizdik. yeneceğimizi biliyorduk.
dakika 59 sanırım taner sol tarafa bana bir pas attı karşımda sağbek turgay vardı bastım calımı gectim. ncati kademesine girerken ceza sahası yay üzerinde mehmet vardı. ona topu ortaladım gelişine vurdu top kaleci şenoldan dönmüş ceza sahası dışına cıkıyorduki nazmi topa doğru geldiğini gördüm allahım o ne güzel vuruştu. topu sadece ağlarda gördük. go olmuştu. stad yıkılıyor . trabzon golden sonra adeta dağıldı defansta öyle hatalar yapıyorlardı ki farklı olacak maç 1/0 ankaragücünün yani bizim galibiyetimizle bitiyordu. allah her futbolcuya bu başarıyı nasip etsin. sevgilerimle. ben birfan
ilk basımı 2005 yılında olan ziya adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından;
evet. ankaragücü'nün muzaffer yürüyüşü daha bitmemişti. sırada türkiye'nin en büyük kupası olarak tanımlanan devlet başkanlığı kupası vardı. rakip, kadrosunda şenol, turgay, necatı, güngör, iskender gibi yıldızlar olan efsane takım trabzonspor'du. bordo-mavililer o yılın 1. lig şampiyonııydu ve son 5 yıldır cumhurbaşkanlığı kupası'na ambargo koymuştu.
ankaragücü'nün kupa başarısına rağmen, o günkü trabzonspor'u yeneceğine pek fazla kimse ihtimal vermiyordu. 3 haziran 1981 tarihinde oynanan maçta 19 mayıs stadı yine tarihi günlerinden birini yaşadı. 25 bin ankaragüçlü stada girebilmeyi başarmış, "gururluyuz güçlüyüz ankaragüçlüyüz" tezahüratıyla ortalığı inletiyordu. binlerce taraftarda stad giremeyip, televizyon başına geçmek üzere, evinin yolunu tuttu.
ankaragücü maça adil, hikmet, fuat, ihsan, haluk, cüneyt, taner, nazmi, irfan, mehmet, sadık onbiriyle çıktı. efsaneleşen bu oyuncular bir kez daha zoru başardılar. nazmi'nin 60. dakikada o meşhur bazukalarından biriyle trabzonspor'u da yendiler. usta spor yazarı doğan kologlu hürriyet gazetesinde şunları yazmıştı:
"... ankaragücü'nde kötü oynayan yoktu. buna karşılık trabzon takımında özellikle bitirici yerde o kadar acemilik yapan futbolcu gördük ki, takımlardan hangisi 1. lig takımı anlayamadık. seyirci şampiyonluğa susamışlığmı daha takımlar sahaya çıkarken belli etti. tam 15 kişi 5 dakikada sahaya atılan konfeti ve kâğıt şeritleri topladılar. şarkı söylediler, coştular ve coşturdular. bu arada yılmaz gökdel sıradan bir takım olarak aldığı ankaragücü'nü şampiyon yaparken taktik ustalığına kişiliğini de ekledi. beşiktaş, fenerbahçe, bolu ve trabzon karşısında küçük takımın defansa kapanması kişiliksizliğine başvurmayarak 'gururluyuz güçlüyüz ankaragüçlüyüz' sloganının doğruluğunu kanıtladı."
adil eriç'in bize yıllar sonra anlattıklarına son kez başvurup, bu müthiş sezonda kulübün ve takımın "havasını" nasıl yâd ettiğine bakalım:
- kulüp içindeki yapı nasıldı?
adil: başarı geldikçe, kulüp içindeki her şey de güzel olur. zaten primler artıyor devamlı. ankara'da herhalde ilk defa, bütün mağazalar, bütün firmalar, yarışa girdiler. kimisi gömlek veriyor, kimisi pantolon veriyor, tişört veriyor. tüm ankara bizi bağrına basmıştı.işçisi, memuru, öğrencisi, esnafı, velhasıl toplumun her kesiminden insan bize destek olurdu.
mesela bravo dolfin mağazası bizi başarılı olduğumuz maçlardan sonra ağırlar, her türlü giyim ihtiyacımızı karşılardı.
ilk basımı 2005 yılında olan ziya adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından;
1975 yılında ankaragücü başkanı olan sabri mermutlu ile söyleşi;
- o zaman bolu'dan dönerken, nasıl karşılandınız?
sabri mermutlu: bolu'dan dönüşümüz muhteşem oldu. arabaların bir ucu bolu'da, bir ucu ankara'da! tabii o zaman sıkıyönetim var. vali beye götürdük kupayı. hanımıyla birlikteydi, verdik kupayı.
"o son 15 dakika neydi öyle yahu, az kalsın kalpten gidecektim" dedi.
dedim ki, "öyle sayın vali, kolay şey değil tabii".
sonra da "şimdi de devlet başkanlığı kupası'nı istiyorum" dedi.
"sayın valim, amma şey istiyorsun sen," dedim.
"ben anlamam" dedi.
kupa da bir gün benim evimde durur, ertesi gün fabrikada, üçüncü gün de müzeye kaldırılır.
dört gün sonra devlet kupası vardı. ben ilk defa o zaman, akşam evde değil, takımla birlikte otelde kaldım. neyse, vali geldi, topladı bizi. 'arkadaşlar, ben küfür istemem, kenan paşa da gelecek...' dedi. vali bey, biz ne yapalım taraftarı. küfür etmesine nasıl engel olabiliriz ki? neyse, birkaç tane amigo vardı, onları toplattık. valinin karşısına dizdik. vali, bakın bir küfür duyarsam, mamak'a gidersiniz, dedi, korkuttu onları. biz de amigolara, yahu bir taraf mustafa, öbür taraf kemal diye bağırsın filan dedik... maç günü, şeref tribününe beni ve trabzonspor başkanını aldılar. o zaman kimseyi almazlardı. önümüzde kenan paşa ve konsey üyeleri.
müthiş bir oyunla trabzonspor'u da nazmi'nin attığı golle yendik. kenan paşa çok memnun oldu; kalktılar beni onunla tanıştırdılar. trabzonluya da tebrik ederim' dedi. eksik olmasın trabzon'un başkanı da, "efendim, ankaragücü 1. lig'i haketti" dedi.
üç gün sonra genel kurul oldu ve ben orda veda ettim. çünkü çok yıprandım. o dört arkadaşın da bizi bırakması, beni etkiledi. bir de o sıralarda banker olayları vardı ve yöneticilerin bir tanesi de bankerdi. yakup ismindeki bankerin başkan olmasını istiyorlardı. çünkü diğer yöneticilerin paraları da ondaydı. çok ısrar ettiler kalmam için ama ben o adillerin takımını teslim ederek, ayrıldım.
o yıllarda trabzonlu br falcı vardı.maçtan önce demişki trabzon 3-0 alacak bende o falcı maç oynanmadan kazanılmadığını anlamalı dedim.arkadaşlarla gülüştük.biz yeneceğimizden emindik.maç öncesi skorlarda hep 1/0 galibiz diye yazdık ve yazdıklarımız cıktı.sağmı bilmiyorum o falcı arkadaş.biz işimizi fala bırakmayız onu bilmiyorlardı..sevgilerimle.
devlet başkanlıgı(cumhurbaşkanlıgı) kupası ankaragücü,nün
başkentin sarı lacivertli ekibi birinci lige alinışını en büyük kupayı kazanarak kutladı.
ankaragücü teknik direktörü,yılmaz gökdel,o,nun adına konmuş kupayı almak bizim için büyük mutluluk oldu.dedi
evren paşa (kenan evren) ankaragüclü futbolculara birinci lige layık bir takım oldugunuzu kanıtladınız yüzümüzü kara cıkarmayın,dedi
notlar
hava açık ısı 14 derece macı izleyen biletli seyirci sayısı 15,976 elde edilen hasılat 4,335,400 lira mactan önce trabzonspor şampiyonluk kupasını futbol federasyonu başkanı yılmaz tokatlı,nın elinden aldı.ankaragücü sahaya devlet başkanına hitaben.. bizi taktir ettiniz minnettarız,yazılı bir filama ile cıktı
bu macta ankaragücü golünden sonraki ankaragücü taraftarının o salkım sacak halini unutmuyorum.televizyon canlı olarak verdime hatırlamıyorum fakat akşam haberlerinde macın özetini gösteriyordu trt televizyonu hatta trt sipikeri golü anlatırken ankaragücü golünden sonra trübünler icin muazzam kelimesini söylemişti
ankaragücü taraftarı gercekten muazzamdı hatta 1982 yılında ali sami yen stadında oynana türkiye kupası final macının ilk macında galatasaraın 3-0 kazandıgı mac o maca istanbula bile akın akın gelmişlerdi macın oynandıgı gün şişli ve taksim civarında binlerce ankara gücü taraftarı geziyordu. daha sonraki yıllarda ankaragücü taraftarını hic bu kadar aktif görememiştim..ne olmuştu,da eskisi gibi degillerdi hep merak etmişimdir
trabzonspor karşısında ankaragücü'ne kamuoyu tarafindan kazanma şansı tanınmadı. bu karamsar beklentilere rağmen 1981 cumhurbaşkanlığı kupası karşılaşmasında trabzonspor karşısında çok iyi mücadele eden ankaragücü nazmi erdener'in 56. dakika'da kaydettiği golle galip gelerek bir 1. lig takımı olarak ilk kez cumhurbaşkanlığı kupasını kazanarak bir ilke daha imza atmayı başardı
hayatımda gittiğim ilk futbol maçıydı. 6 yaşına daha girmemiştim, o dönem trabzonspor'u tutuyordum. babamla trabzon tarafına bilet bulamadığımız için maraton tribününün ankaragücü tarafına girdik. babamın telkiniyle trabzonspor'u tuttuğumu belli etmiyordum. takımlar saha çıkarken sahaya atılan yüzlerce konfetiyi ve kulakları sağır eden "gururluyuz güçlüyüz ankaragüçlüyüz" tezahüratını çok net hatırlıyorum.
nazmi'nin golü hemen önümüzdeki kaleye atıldı. gol sonrası gecekondu'nun "sustu i.neler" tezahüratını "ne diyorlar?" diyerek babama sormuştum, o da bir şey diyememişti.