(11.06.1975 çarşamba tarihli kemal belgin’in yazısından alıntıdır.)
iki şampiyon bugün saat 17’de ankara’da korutürk’ün huzuruna çıkıyor
türkiye ligi şampiyonu fenerbahçe ile türkiye kupası şampiyonu beşiktaş bugün saat 17:00’de ankara cebeci inönü stadında yılın en kupası olan cumhurbaşkanlığı kupası için karşı karşıya geleceklerdir.
geçen yıl da aynı büyük kupa için karşılaşan ekiplerden sahayı kazançlı terk eden beşiktaş rövanşı vermemek için mücadele edecek, fenerbahçe ise rakibini yenerek kupayı müzesine taşımak isteyecektir.
fenerbahçe teknik direktörü didi takımını son defa saha kenarından yöneteceğini belirtmiş ve şöyle konuşmuştur; “fenerbahçe’yi son bir kupayla daha görmek istiyorum. takımım bu maça iyi hazırlandı. beşiktaş’tan rövanşı alacağımıza inanıyorum”. beşiktaş antrenörü buhtz da maça iyi hazırlandıklarına değinmiş ve “yılın en büyük kupasını kazanacağımızı sanıyorum. çünkü beşiktaş türkiye’nin en formda ekibidir” demiştir.
karşılaşmanın bir başka ilginç yönü de futbola veda edecek iki kaptanın, ziya ile sanlı’nın son defa takımları önünde sahaya çıkmaları olacaktır.
karşılaşma berabere sonuçlandığı takdirde, 15’er dakikalık temdit oynanacak ve yine denge bozulmazsa penaltı atışlarına başvurulacaktır.
tv maçı saat 17:00’den itibaren naklen yayınlayacak.
1975 yılı cumhurbaşkanlığı kupası maçı çok özel bir maç oldu benim için.
19 mayıs stadı kapalı olduğu için maç cebeci (inönü) stadı'nda oynanıyordu ve bu kaptan ziya'nın son resmi maçı olacaktı. gerçi bu maç beşiktaş kaptanı sanlı'nın da son maçıydı ama bu bizi hiç ilgilendirmiyordu. ligin ikinci yarısında galatasaray'ı yenerek şampiyonluğumuzu kolaylaştıran beşiktaş'a gerekli şekilde teşekkür etmeliydik bu maçta diye düşünmüştüm. beşiktaş kupayı kazanmıştı, kadrosunda sinan ve sağaçık tuğrul vardı. şampiyon fenerbahçe ise sahaya kalede yavuz, geri dörtlüde ender, emin, ziya, alpaslan; orta sahada zafer, ersoy, selahattin; ilerde aydın, osman, cemil onbiriyle çıkıyordu.
bu takım bu yıl mükemmeldi ve tam kadro sahadaydık. beşiktaş seyircisi ilk on dakikada gelen tuğrul-niko ve tuğrul-sinan ver-kaçlarıyla havaya girmiş ''şampiyona baak... şampiyona baak...'' şeklinde tezahürat yapıyorlardı. bu sırada osman, ceza sahası dışında frikik atmak için topu dikti, gerildi ve falsolu bir şekilde kaleci mete'nin sağına, uzanamayacağı yere lamba gibi astı topu. dakika 20 ve gol. stadın yüzde yetmişini dolduran fenerbahçe seyircisi, ''tüysüz kartal'' ve ''ağlama değmez hayat...'' şarkıları içinde ikinci yarıyı buldu. 53. dakika oynanırken cemil gelen ortayı zımba gibi kafayla ağlara takıyor ve 2-0'dan sonra seyircinin tezahüratı ''zavallı beşiktaş'' şeklini alıyordu.
maç sonunda kaptan ziya cumhurbaşkanlığı kupası'nı bize doğru kaldırırken, bir daha ziya'yı fener formasıyla göremeyeceğimi düşündüm, gözlerim bunun dokunaklılığı ve galibiyetin mutluluğuyla dolu dolu oldu...
6 haziran doğumlu biri olarak 5 günlük bebek iken saat 5 te 5iktaş ile oynanan bu maçı fenerbahçem nedense sadece 2-0 kazanabilmiş. - o da 5-0 olsaydı güzel olurdu da hadi neyse