halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
bunca yıl adet edinmişindir. maçlardan önce soyunma odalarına giderim. daha doğrusu gitmeye çalışırım. bazen bu şansı sağlayamadığım olur. özellikle yabancı ülkelerde yahut, dünya kupası, avrupa kupası gibi büyük organizasyonlarda mümkün değildir bu... bazen de zaman bakımından gerçekleştiremem. ama, genelde görevli olduğum maçlardan önce, soyunma odalarına gitmek, oradaki havayı yaşamak, futbolcuların son durumlarını yakından görmek, teknik adamların görüşlerini almak, çok yararlı olmuştur. o havayı, o bilgileri, maç anlatımlarıma aktırmış ve durumu daha iyi canlandırmışımda. soyunma odası psikolojisi içinde bir takımı tanımak, o maçı daha doğru izlemeyi sağlar. denemişimdir bunu... örneğin bir maç öncesi, soyunma odasına girdiğimde bir futbolcunun mahzun duruşu dikkatimi çeker, bir gün önce babasını kaybettiğini öğrenirim. yahut sakattır, bu bilgiyi oyunda sekerek yürümesi sırasında seyirciye iletirim. ya da bir teknik direktör, o gün özel bir taktik deneyeceğini, filanca oyuncuyu geriye çekeceğini söyler. bunu bilen bir spiker, maçı naklederken, o futbolcunun geriye gitme nedenini dinleyicisine de açıklar. bütün bu nedenlerle hep maç öncesi soyunma odalarına gitmeyi alışkanlık haline getirmişimdir.
bazı kulüplerin yöneticileri, bazı teknik sorumlular, pek sevmez böyle bir alışkanlığı.. bir eskişehirspor-trabzonspor maçından önce, trabzonsporlulara "merhaba" demek ve son durumlarını öğrenerek, futbolcu sırt numaralarını almak için soyunma odalarına gitmek isterken, o günkü teknik direktörleri özkan sümer, "siz gitmeyin, ben takım kadrolarını yazıp göndereyim" demiş, nedense soyunma odalarına girilmesini arzulamamıştı. bunu eliştirmeyebilirim. herkesin kendine göre yöntemi vardır. hepsine de saygı göstermek isterim.
maçlardan sonra ise, çoğu kez kaçınmışımdır soyunma odalarından.. çünkü, bir olaya neden olmayı istememişimdir. maç asabiyeti içinde, kaybetmiş ol_ma psikolojisi içinde, sevdiğiniz bir futbolcu da sinirine hakim olamayarak ters bir davranışta bulunabilir. bunu düşünmüşümdür.
bu kadar yıldır gittiğim her soyunma odasında yakınlık gördüğümü de memnunlukla belirtmek isterim. çünkü, o gidişlerimde, kulüplerin içişlerine karışmaya kalkışmamıştım yada takımlara, oyunculara-kendi hocaları dururken- teknik öğüt vermeyi denememiştim.