bu maçın türkiye için ilki; doğan babacan'ın düdük çaldığı ve dünya kupası finallerinde bir türk hakemin yönettiği ilk maç olmasıdır.
dünya kupası tarihi için önemi ise; maçın 67. dakikasında doğan babacan'ın şilili futbolcu carlos caszely'e gösterdiği kırmızı kartın dünya kupası tarihindeki ilk kırmızı kart olmasıdır.
not: dünya kupalarında kart uygulaması 1970 dünya kupasında başlamış ama 1970 finallerinde hiç kırmızı kart gösterilmemiştir.
doğan babacanın 2006 sonuna kadar dünya kupalarında maç yöneten ilk ve tek hakemimizdir.yardımcılıklarını ingiliz jack taylor ve kanadalı werner winsemann yapmıştır.o zamanlar dünya kupalarında orta hakemler yardımcı hakemlik yapardı.daha sonra bu kural değişti ve yardımcı hakemlik tamamen ortahakemlikten ayrı bir meslek oldu.
bu maçta doğan babacanın yardımcılığını yapan ingiliz jack taylor daha sonra aynı kupada almanya 2-1 hollanda final maçını yönetmiş.bu da bayağı ilginç.
-dünya kupası’nda maç yöneten tek hakemimiz hâlâ sizsiniz. o dönem ne hissettiniz böyle bir çağrı geldiğinde? 900 hakemin arasından seçilmeniz ve özellikle de türkiye’den daha üstte yer alan ülke hakemlerinin önüne geçmeniz gerçekten ilginç. böyle bir çağrı bekliyor muydunuz her şeyden önce?
bir takım sinyaller vardır müsabaka verildiği zaman. o müsabakadan evvel evvel afrika’dan tunus ve mısır arasında oynanacak olan bir final maçında görevlendirdim.
o zamanlar fıfa hakem talebi için milli federasyonlara yazıyordu yazıyı: “şu maça bir türk hakem verilecektir, hakemi tayin edin” diye.milli federasyon da fıfa’ya o maçı kimin idare edeceğini ve yardımcılarını yazıyordu. böyle bir hakem ataması türkiye’ye geldiği zaman,federasyonumuz tarafından görevlendirilen hakemimizin adı benim adımla değiştirilmiş. fifa tarafından kabul edilmemiş ve benim verilmem önerilmiş. o müsabakaya ben gittim,arkasından 1972 münih olimpiyatları’ na gittim. o olimpiyatlarda iki grup vardı. b grubu’nun final maçı da danimarka-rusya arasındaydı; o maçı da ben yönettim. o zamanlar fıfa’nın başkanı da sir stanley rous’du. özellikle orada yönettiğim ilk müsabaka olan batı almanya-fas maçını izlemeye gelmişti. herhalde iyi yönetmişim,yarı finali verdiler. orada da iyi bir yönetim gösterdiğimden dolayı dünya kupası finallerine hakem olarak tayin etmişler.
-o maç bugün oynansa o şilili oyuncuyu atar mıydınız?
mutlaka atardım.
-berti vogst’a vurmuştu yanılmıyorsam?
evet vogst’a vurmuştu. o ayrı bir düşünce, o anda aklıma gelen bir düşünce. çünkü güney amerikalı futbolcular müsabakayı fazla stres yüklü oynar, heyecanlıdır. orada öyle bir durum oldu ki; oyuncuyu hemen kart gösterip atsaydım, yerdeyken daha kalkmadan bir tane daha vuracaktı.
-ikisi de kıvranıyordu, ayağa kalkmasını mı beklediniz?
evet ayağa kalkmasını bekledim,kendisi sakatlık hissetmedi, canı yanmadı.atılmasın diye o hareketi yaptı, o bir taktikti. ben de onun taktiğini boşa çıkarmak için bekledim. önce vogst’u tedavi ettirdik, doktorlar falan çıktı. o zamana kadar oyuncu da kalktı zaten “kurtuldum” diye. olay yerinden uzaklaştı, sakinleşti. aradan belki 30 saniye kadar bir zaman geçti,tribünler de ne olacağını merak ediyordu, hatta homurdanmalar başladı.çünkü kasti bir tekmeydi. onun sakinleştiğini görünce çağırdım, teke tek kaldık ve kartı gösterdiğim zaman çaresi kalmadı.
-sizce 1974 dünya kupası’nda kendi performansınızı nasıl değerlendiriyorsunuz, başarılı mıydınız?
başarılıydım diyorum. bizim basının hem kendi fikri hem de o turnuvayı izleyen diğer ülke basınlarının yazılarını tercüme etmek suretiyle yaptıkları neşriyatlarda ortak kanaat buydu. o yazılarda sadece ecnebi basınının fikirleri değil teknik adamların da görüşleri vardı.
halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
1974 dünya kupası'nda ilk ilginç maç, iki almanya'yı çarpıştıran karşılaşmaydı. genç futbolcu sparwasser'in tarihe geçen golüyle, doğu'dakiler, batıdakileri yenmişlerdi. demokratik almanya'nın federal almanya'ya 1-0'lık galibiyeti, şampiyonanın ilk sansasyonunu yaratmıştı. ikincisi ise, türk hakemi doğan babacan'ın kırmızı kartını çıkarması oldu.
finaller öncesinde almanya'da karşılaştığımızda, doğan babacan'a takılıyorduk, "sen, punduna getirirsen, beckenbauer'i bile atarsın oyundan.. sen ters bir hareket yaparsa, jairzlnho'yu da yollarsın dışarı..." diyorduk eski arkadaş, hakem babacan gülüyordu: "yapmayın be çocuklar!.. adımı çıkaracaksınız. ben olur olmaz oyuncu atmam ki... fakat disiplinsiz hareket gördüm mü, kasıtlı davranı, gördüm mü, o zaman da gözünün yaşına bakmam kim olursa olsun..."
sahiden, gözünün yaşına bakmamıştı şilili caszelly'nin... federal almanya'nın şili'yi 1-0 yendiği maçta, şili'nin en iyi oyuncusu, caszelly rakibine sert girince... doğan babacan ağır ağır gelmiş ve birden kırmızı kartını çıkarmıştı. bu, finallerde gösterilen ilk kırmızı karttı.
şakamız bir bakıma gerçekleşmişti. beckenbauer'i değilse de, beckenbauer'in karşısındaki takımın kaptanını atmıştı bizim babacan...
tarih: 14 haziran 1974 cuma, olympia stadyumu seyirci: 83.168 kisi hakemler: doğan babacan (türkiye), john keith "jack" taylor (ingiltere), werner john henry winsemann (kanada)
b.almanya: josef dieter maier, herbert vogts, hans georg schwarzenbeck, franz beckenbauer (kaptan), paul breitner, bernard cullmann, jürgen grabowski, ulrich hoeness, gerhard müller, wolfgang overath (75 bernd hölzenbein), josef heynckes teknik direktör: helmut schön (almanya)
şili: leopoldo vallejos, rolando garcia, alberto quintano, antonio arias, elias figueroa, juan rodriguez (84 alfonso lara), carlos caszely, francisco valdez (kaptan)(79 leonardo veliz), carlos reinoso, sergio ahumada, guillermo paez teknik direktör: luis alamos (şili)
ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
finallerdeki otuz sekiz maçı stadlarda seyredenlerin toplamı 1 milyon 880 bin kişiydi. rekor, türk hakemi doğan babacan'ın yönettiği batı almanya-şili maçında kırılmış, bu oyunda stada 83.593 seyirci gelmişti.
ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
türk hakemi doğan babacan, bu finallerde üç maçta görev yaptı. birincisi, bu finallerde ilk kırmızı kartın gösterildiği batı almanya-şili maçıydı. bu karşılaşmada türk hakeminin yanında yardımcı olarak bir ingiliz (taylor), bir de kanadalı (winsemann) hakem görev almıştı. babacan, daha sonra ingiliz taylor'un yönettiği bulgaristan-uruguay maçında, batı alman hakem ohmsen'le birlikte yardımcı olarak görevlendirildi. hakemimiz doğan babacan, üçüncü olarak da galler'den thomas'ın yönettiği brezilya - doğu almanya maçında avustralyalı boskoviç'le birlikte yardımcı hakem görevini üstlenmişti.
doğan babacan'ın görev aldığı diğer 1974 dünya kupası maçları için;
ilk basımı 2002 olan "dünya kupası" kitabında akif kurtuluş'un "'74, '78 ve dükut-der'in şanlı mücadelesi" başlıklı yazısından;
1974 yılının 14 haziran günü, yine aynı mahalledeydim. ailesiyle birlikte antalya'ya taşınmış birisi olarak, okullar tatil olur olmaz, "aynı ekip"le maçları seyretmek için geldiğim üçpınar sokakta, herkesin evinde televizyon yoktu. ancak, olanlar arasında, fikstüre bakılarak evler çoktan ayarlanmıştı bile. açılış maçı, halamın evinde; ve sırasıyla diğer maçlar, değişik evlerde... sigara içenimiz yoktu ama, hafiften hafife biralamaya başladığımız yıllardı.
maçın izleneceği evin annesi, maç saatine kadar pasta ve börekleri ayarlar, maç başlamadan önce, çay demini almış olurdu. kumanyaya, komşu evlerden de irili ufaklı kimi takviyeleri ihmal etmeyelim. sokaktaki babalar, daha az sayıda bir seyirci kümesiyle ayrı bir "ihtiyarlar tribünü" oluşturdukları gibi, zaman zaman da bizim tribüne gelirlerdi. yalnız bir şartla: "kopiller"in ağzından olur ya, cinsel tercihleri veya jenital organları bir sıfat gibi kullanan kelimeler çıkabilir, bu kelimeler zaman zaman ünlem işareti alabilir. bunları "sahalarımızda görmek istemediğimiz türden görüntüler" kategorisine sokmayacaksınız, bu bir. iç geçirme safhasından, kontrol dışı iç dökmeye dönüşen kelime oyunlarını, otoritenize ilişkin tartışma konusu yapmayacaksınız, çünkü bununla ilgisi yok; bu da iki.
devam edelim. almanya-şili maçını izleyeceğimiz evin salonu, gerek almanya'yla "tarihten gelen dostluğumuz", gerekse de maçın hakeminin doğan babacan olması sebebiyle "full" çakmıştı. şimdi yerinde salak sepet bir apartmanın yükseldiği üçpınar sokak 28 numaradaki bahçesinde kiraz ve erik ağaçları dolu evin salonu, "tarihe tanıklık etmişti" diyorsak, boşuna değildir. 74 dünya kupası, türkiye'de dünya kupası'nı ekranda izlemenin miladı ise, bu milatta, daha 2. dakikada doğan babacan'ın gösterdiği kırmızı kartı es geçmeyelim. bellekte kalan en önemli görüntüdür o. doğan babacan'ın görüntüsünün yanına, işte şimdi bir de isim ekledik: kırmızı kartın muhatabı, caszely!
dünya kupası finalleri statüsünde değişiklik yapıldı
atina, a.a
f.i.f.a. yürütme komitesi atina'da toplanarak dünya kupası finalleri statüsünde bazı değişiklikler yapmıştır.
yeni statüye göre finallere dörder takımdan dört grupta 16 ülke katılacaktır. grup maçlarında birinci ve ikinci olan sekiz takım iki gruba ayrılacak ve birinci grupta, «a» grubunun birincisi, «b» grubunda ikincisi, «c» grubunun birincisi ve «d» grubunun ikincisi bulunacaktır. diğer takımlar da ikinci grubu teşkil edecektir. ikinci turda iki grupta birinci olanlar finali oynayacaklar, ikinciler ise üçüncülük ve dördüncülük için karşılaşacaklardır. grup maçları lig usulüne göre ve puan sistemine uyularak oynanacaktır. bu yeni sisteme göre dünya kupasında 32 maç yerine 38 maç yapılacaktır.
ilk basımı 2012 yılında cem zamur'un "onun gibisi gelmedi: memleket futbolundan portreler" kitabından;
hakemin özel tarihi doğan babacan
(...)
- o dönem ne hissettiniz böyle bir çağrı geldiğinde? az buz bir şey değil sonuçta. 900 hakemin arasından seçilmek, özellikle de futbol dünyasında türkiye'den daha önde yer alan ülke hakemlerinin önüne geçmeniz gerçekten ilginç. böyle bir çağrı bekliyor muydunuz her şeyden önce?
- şöyle bekliyordum, birtakım sinyaller vardır müsabaka verildiği zaman. o müsabakalardan evvel afrika'dan tunus ve mısır arasında oynanacak olan bir final maçında görevlendirildim. o zamanlar fifa hakem talebi için milli federasyonlara yazıyordu yazıyı: "şu maça bir türk hakem verilecektir, hakemi tayin edin," diye. milli federasyon da fifa'ya o maçı kimin idare edeceğini ve yardımcılarım da yazıyordu. böyle bir hakem ataması türkiye'ye geldiği zaman, federasyonumuz tarafından görevlendirilen hakemimizin adı benim adımla değiştirilmiş. fifa tarafından kabul edilmemiş ve benim verilmem önerilmiş. o müsabakaya ben gittim, arkasından 1972 münih olimpiyatlarına gittim. o olimpiyatlarda iki grup vardı. b grubunun final maçı da danimarka rusya arasındaydı, o maçı da ben yönettim. o zamanlar fifa'nın başkanı sir stanley rous'du. özellikle orada yönettiğim ilk müsabaka olan batı almanya-fas müsabakasını izlemeye gelmişti. herhalde iyi yönetmişim, yarı finali verdiler. orada da iyi bir yönetim gösterdiğimden dolayı dünya kupası finallerine hakem olarak tayin etmişler.
- şimdilerde takımların kamplarına girilip oyuncularla röportaj yapılırken galiba sizin olduğunuz kampa tercüman gazetesi gelip sizle röportaj yapmış, türkiye'den orada olan tek insan sizsiniz diye. nasıldı o günler?
- o zamanlar tercüman gazetesi kuvvetli bir kadroya sahipti. kulaktan çınlasın o zamanlar necmi tanyolaç görevliydi dünya kupası'nda. buradan giderken de bizim kendi aramızda tertip ettiğimiz hakemler gecesinde arkadaşlar bana yemek verdiler, hayırlı yolculuklar, iyi şanslar dilediler. o gecede de tercüman gazetesi bana bir nazarlık takmıştı, "allah nazardan korusun" dercesine. bundan sonra almanya'da da akıllarına gelmiş bizim idmanı izlemişler, hatta "kamptan bir saatliğine doğan babacanı kaçırdık,9 diye gazetelerine haber yapmışlar. o zamanlar türk gazetelerinin basıldığı yer frankfurt'tu. biz müsabaka yönetecek 30 hakem de o bölgede kamptaydık. programımız vardı, sabah kahvaltıdan sonra kros çalışması, ders çalışması gibi değişik bir hazırlama şekliydi. bu hakemlerin performansını yükseltti, oldukça faydalı bir kamp oldu. fifa hakemleri iyi tanımak için idmanlarda çift kale maçlar yaptırırdı. ben futboldan geldiğim için biraz da herhalde iyi futbol oynadığımdan, o idman maçlarında bir-iki tane de gol atmıştım. hatta hiç unutmuyorum, kenneth aston'dı bizim fifa hakem kurulu başkanı o zamanlar, "sen profesyonel futbol oynadın mı?" diye sormuştu bana. ben "evet," deyince, "belli," demişti.
- valla o günleri anlatmak zor. aradan neredeyse otuz sene geçti. mutlaka heyecan duymuşumdur. ama benim yapım itibariyle futbolcu olarak da o seyirci karşısına çıktığım için fazla etkilemez. ama büyük bir organizasyondu, yanlış yapmamak, başarılı olmak gerekirdi.
- o maç bugün oynama o şilili oyuncuyu atar mıydınız?
- mutlaka atardım.
- berti vogst'a vurmuştu galiba yanılmıyorsam?
- evet vogst'a vurmuştu. o ayrı bir düşünce, o anda aklıma gelen bir düşünce. çünkü güney amerikalı futbolcular fazla stres yüklü müsabaka oynarlar, heyecanlıdırlar. orada öyle bir durum oldu ki oyuncuyu hemen kart gösterip alsaydım, yerdeyken daha kalkmadan bir tane daha vuracaktı
- ikisi de kıvranıyordu, ayağa kalkmasını mı beklediniz?
- evet, ayağa kalkmasını bekledim, kendisi sakatlık hissetmedi, canı yanmadı. atılmasın diye o hareketi yaptı, o bir taktikti. ben de onun taktiğini boşa çıkarmak için bekledim. önce vogst'u tedavi ettirdik, doktorlar falan çıktı. o zamana kadar o kalktı zaten "kurtuldum" diye. olay yerinden uzaklaştı, sak i n leşti. aradan belki 30 saniye kadar bir zaman geçti, tribünler de ne olacağını merak ediyorlardı, hatta homurdanmalar başladı. çünkü kasti bir tekmeydi. onun sakinleştiğini görünce çağırdım, teke tek kaldık, kartı gösterdiğim zaman çaresi kalmadı.
- 1974 dünya kupasında kendi performansınızı nasıl değerlendiriyorsunuz, başarılı mıydınız?
- başarılıydım diyorum. şöyle diyorum: gazetelerin, bizim basının yazmış olduğu hem kendi fikri olarak hem de o turnuvayı izleyen diğer ülke basınlarının yazılarını da tercüme etmek suretiyle yaptıkları neşriyatlarda da ortak kanı buydu, bu yüzden öyle bir intiba geldi bana. o yazılarda sadece ecnebi basınının fikirleri değil teknik adamların da görüşleri vardı.
yardımcı hakemler: john taylor (eng), werner winsemann (can)
germany fr: sepp maier (gk), berti vogts, paul breitner, hans georg schwarzenbeck, franz beckenbauer (c), bernd cullmann, juergen grabowski, jupp heynckes, wolfgang overath (dk. 77 bernd hoelzenbein), gerd mueller, uli hoeness
yedekler: horst-dieter hoettges, herbert wimmer, guenter netzer, heinz flohe, rainer bonhof, dieter herzog, jupp kappellmann, helmut kremers, norbert nigbur, wolfgang kleff
teknik direktör: helmut schoen (ger)
chile: leopoldo vallejos (gk), rolando garcia, alberto quintano, antonio arias, elias figueroa, juan rodriguez (dk. 84 alfonso lara), carlos caszely, francisco valdes (c) (dk. 80 leonardo veliz), sergio ahumada, carlos reinoso, guillermo paez
yedekler: juan machuca, rafael gonzalez, mario galindo, guillermo yavar, jorge socias, rogelio farias, osvaldo castro, juan olivares, adolfo nef
teknik direktör: luis alamos (chi)
gol: 1-0 paul breitner (frg) 18'
sarı kartlar: rolando garcia (chi) 1', carlos reinoso (chi) 1', carlos caszely (chi) 13'
bu maçtan tam 40 sene sonra bir türk hakem dünya kupası finallerinde görev aldı.. cüneyt çakır, 1974'teki dünya kupası'nda görev alan ilk türk hakem doğan babacan'dan 40 yıl sonra bu kupada düdük çaldı.