halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
1972'de milli takımımızın işleri hiç de iyi gitmemişti. bulgaristan'a 4-2 yenildikten sonra cezayir'de sisten 75'inci dakikada tatil edilen maçı 1-0 yenik bırakmıştık. son 15 dakika oynansaydı, yenebilecek miydik ki? hiç sanılmaz. çünkü onun hemen ardından uğranan bozgun, anlatılır gibi değildi. lüksemburg ancak eurovision şarkı yarışmalarında puan alan bir ülkeydi. futbolda lüksemburg milli takımının galibiyet aldığı duyulmuş, görülmüş şey değildi. fakat işte o minnacık ülkenin futbolcuları bile bula bula bizi bulmuşlardı yenmek için... hem de bir raslantı golüyle değil, 2-0... inanılmayacak sonuçtu ama lüksemburg'a 2-0 yenilmiştik. hani bu, polonya'ya 8-0 yenilmekten bile ağırdı. coşkun özarı, milli takım teknik direktörlüğünde acı bir başlangıç yapmıştı.
neyse ki 1972'yi kapatırken, lüksemburg'dan 0-2'nin rövanşını 3-0'la aldık da... sözüm ona teselli bulduk. bu karşılaşmanın ilginç yanı, ankaragücü'nden köksal'ın attığı üçüncü golümüzün, futbol tarihinde milli takımımızın kazandığı 200'üncü gol oluşuydu. lüksemburg'a öteki iki golümüzü de fenerbahçe'li osman atmıştı.
dağhan ırak'ın "hükmen yenik!: türkiye'de ve ingiltere'de futbolun sosyo-politiği" kitabından;
türkiye futbolu "yerlerde"..
1972 yılıyla beraber millî maçlar, avrupa kupası maçları ve cumhurbaşkanlığı kupası gibi önemli yerel müsabakalar televizyondan naklen yayınlanmaya başlandı; lig maçları ise haftalık kısa özetler şeklinde veriliyordu. televizyon yayınlarıyla futbol geniş kitlelere ulaşmaya başlamıştı, ancak seyirci gördüğünden çok da memnun değildi. zira televizyondan yayınlanan yabancı ve yerli maçların çizdiği tablo çok netti; türkiye futbolu dünya standardının on yıllarca gerisinden geliyordu. 1970’lerin başında millî takım gerçekten de can sıkıcı bir durumdaydı. her ne kadar 1972 avrupa şampiyonası elemelerinde polonya, federal almanya ve arnavutluk'un olduğu grupta alman üçüncülük bir felaket olmasa da, 1974 dünya kupası elemelerinin ekim 1972deki 2-0’lık lüksemburg yenilgisiyle başlaması tam bir şoktu. millî takım, rövanşı iki hafta sonra 3-0 alsa da, gruptaki diğer tüm maçlarını kaybetti. aslında, 1954’te gidilen dünya kupasından sonraki herhangi bir turnuvadakinden farklı değildi. ancak 1970’lerin farkı, millî takımın neden başarısız olduğunun açıkça izlenebilmesiydi. televizyon yayınları yalnızca millî takımın yenilgilerini değil, dünya futbolundaki yerini de gösteriyordu.
luxembourg: raymond zender, rene flenghi, jean-paul martin, johny kirsch, robert da grava, louis pilot (kaptan), gilbert dussier, fernand jeitz, louis trierweiler, nico braun(dk. 70 lucien welscher), guy weis
* ilk oynadığımız, * ilk gol yediğimiz, * ilk mağlubiyet aldığımız, * deplasmanda ilk oynadığımız, * deplasmanda ilk gol yediğimiz, * deplasmanda ilk mağlubiyetimizi aldığı maç.