ilk basımı 2003 yılında olan tanıl bora'nın "ankara rüzgarı: gençlerbirliği tarihi" isimli kitabından;
1972/73 sezonunun son maçı, gençlerbirliği’nin tarihindeki vukuatlı maçlar içinde özel bir yere sahiptir. son maç, deplasmanda trabzonspor’laydı. trabzonspor’la kayserispor, ligin zirvesinde eşit puanlarla son haftaya giriyorlardı, kayserispor’un averajı 3 gol daha iyiydi ve son maçını hem güçlü, hem de trabzon’un komşusu bir takımla, orduspor’la oynayacaktı. önceki sezon da 1. ligi iki puan farkla kaçıran trabzonspor, sahasında, ununu elemiş eleğini asmış gençlerbirliği’ne fark atarak şampiyon olma hevesindeydi.
bu maçın atmosferini, o sırada yine a takım teknik direktörlüğü nöbetini yürütmekte olan fehmi baştüzel anlatıyor: “çok yüksek tansiyonlu bir maç. oğuz beyin [atalay] temin ettiği, devlet üretme çifliklerine ait, trabzon'a yakın, görele'de bir tesiste kalıyoruz. kampa gittik. faruk, eser, bir de bir oyuncumuzun daha ankara'da üniversite imtihanları vardı, götüremedik, ankara'da kaldılar. ben onlara antrenman programını verdim, gittik. bir de idareci var yanımızda, ali akoğlan. maçtan bir gün önce ali futbolcuları trabzon hava meydanında karşılayacak. kayserispor'un şike-mike işlerini de ali isminde birisi yürütüyor. o gün bizim çocuklar iniyor uçaktan, ‘ali abi’ falan diye el sıkışıp sarılıyorlar ali akoğlan’la. etraftan trabzonlular duyuyor, biliyorlar da öbür ali'yi, vay, diyorlar, ‘burada da mı işlere el attın’, bunu bayağı bayağı dövüyorlar. polisler molisler kurtarıyor. biz bekliyoruz, aradan iki saat üç saat geçti, bir telefon geldi, dediler ki böyle böyle bir durum oldu, merak etmeyin. herkeste bir telaş. hava karardı. bir baktık bir polis arabası geldi, bizim çocuklar. çıktık benim odaya, yukarıya. anlattılar. polis de geldi dedi ki, ‘bakın açıkça söylüyorum’ dedi, ‘emniyet olarak bizim gücümüz yetmez. siz nasıl isterseniz öyle yapın.’ ‘teşekkür ederiz’, dedim. açtım telefonu oğuz abiye.”
“o arada otelin etrafında tabancalar falan herşeyleri ortada, adamlar dolaşıyor. otele girmeye çalışıyorlar. cüneyt'i çevirmişler, demişler ‘ulan verelim arkadaşların istediği parayı’. cüneyt ‘gidin başka kapıya’ demiş. bunlar şehre pano asmışlar, bilmem 6-0 yenersek şampiyon olacağız falan, şehirde hareket var. çocuklar dediler ki, bizim ölümüz çıkar, biz gitmeyiz.”
telefon konuşmasından sonra, denizaltı çevresinden ferhat karakoçan’ın hatırladığına göre, ankara’da oğuz atalay, yüksel doğanay’la, sabahattin yurdal’la oturup konuşmuşlar, içişleri bakanıyla, trabzon valiyle görüşmüşler, sonuçta takımın can güvenliği güvence altına alınamadığı için ve şaibe altında kalmama kaygısıyla maça çıkmama kararı almışlardı.
oğuz atalay gece yarısını geçerken görele’ye doğru yola çıkmıştı. görele’de, ertesi sabah, endişeli bir bekleyiş vardı. fehmi hoca’nın anlatımına devam: “baktık bir yüzbaşı iki-üç tane erle geldiler. minibüs var. merak etmeyin dediler, bir ekibimiz daha geliyor. minibüse binerken, o otelin etrafında dolananlar var ya, kaçacaklar bunlar diye asım'ı aşağı çekmeye çalıştılar. samsun'a kadar korumayla geldik. samsun'dan bindik, ekipler il sınırı değiştikçe bizi devralıyor. maç saati geldi, radyoda dinliyoruz: trabzon'da oynanacak maç, gençlerbirliği sahaya çıkmadığından oynanamıyor... kayseri ordu'yla oynuyor. bizim çocuklar dua ediyor, kayseri'nin yenmesi için, trabzon'un yaptıklarına karşı. benim oğlum da ufaktı, onu da götürmüştüm, büyük yanlışlık yaptım, çocuk da korktu. sonra ifadelerimizi falan aldılar, anlattık olanları, hükmen mağlubiyetle kurtulduk. büyük tehlike atlattık trabzon olayında.”
o sezon 2. lig kırmızı grupta kayserispor şampiyon oldu. trabzonspor, bir yıl sonra 1. lige yükselmeyi başardı. çıktıktan iki sene sonra ise, türkiye 1. liginin ilk istanbul dışı şampiyonu olmayı!
kayseri'deki kaynaklara göre uçaktan inenleri dövmeye kalkanların kayseri'li olduğuna dair bilgiler var. hatta g.birliği takımı ise böyle olacağını biliyordu diyenler var.
kayseri'de ise trabzonspor'lu destekli bir orduspor maçı oynandı. 87.dakikada attığımız gol ile 1-0 galip geldik. gelen her topun taça şutlandığı bir maç olmuş.
ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
artık dananın kuyruğu yine son haftada kopacaktı. 30. haftaya girilmişken 37'şer puanla eşitlenen trabzonspor'la kayserispor arasındaki üstünlük, adeta sarraf terazisi ile ayırt edilebiliyordu. sarı-kırmızılı ekip, trabzonspor'a karşı yalnızca artı 3'lük averajıyla üstünlük tesis edebiliyordu. bu, bir yıl boyunca şampiyonluk kovalayan, üstelik bir önceki sezon 1. lige çıkma hedefinden son 35 dakikada dönen bir takım için büyük haksızlıktı. ama futbolun mantığı, aritmetiği buydu.iki takım da son 90 dakikalarına çıkacak, helalinden terlerine akıtacak. tabelaya yazdırdıkları sonuçlara göre yazgılarına rıza göstereceklerdi.
hayır öyle olmadı !
ankara'nın köklü kulübü gençlerbirliği, trabzon'da yeterli güvenlik sağlanmadı gerekçesiyle maça gelmedi. oysa bordo-mavili cephede, kayserispor'un kendi sahasında orduspor'la oynayacağı maçta alabileceği az farklı bir galibiyete karşın, gençlerbirliği'ni farklı yenip averaj üstünlüğüyle şampiyonluğa ulaşmanın hesapları yapılıyordu.
federasyondan garip karar
ama evdeki hesap sahaya uymadı. daha doğrusu, uymasına olanak tanınmadı. karlılarında rakip yoktu, gol yoktu, averaj hesapları yoktu. oynanmayan maçı futbol federasyonu trabzonspor'un 3-0 galibiyeti biçiminde tescil etti. ne yararı vardı bunun. galibiyet ilaç olamazdı ki trabzon'a çünkü kayserispor, 26 mayıs 1973 günü oynanan maçta sahasında orduspor'u 1-0 mağlup ederek şampiyonluk turunu atmıştı. kayseri'de sarı-kırmızılılara karşı arslanlar gibi çarpışan ordu uşakları, tam 88 dakika direnmiş, ve trabzonspor'u şampiyonluğa taşıyacak skorun kesinlik kazanmasına yalnızca iki dakika kala yedikleri golle 1-0 yenilmişti.
mertçe oynanmıştı maç. kimsenin bir diyeceği olamazdı. ama, trabzonspor'un günahı neydi ki maçını oynayamamıştı.
talu'ya şikayet
trabzonspor'un 5 farkla kazanacağı maç, bordo-mavilileri şampiyonluk kulvarından 1. lige götürecekti. bu kahreden gelişmeler karşısında, trabzon kan ağlıyordu. yönetim ve kentin ileri gelenleri elbette sessiz kalamazdı. suat oyman başkanlığındaki yönetim kurulu, trabzonspor-gençlerbirliği maçının mutlak oynanması istemiyle yaşanan haksızlığı t.b.m.m'ne taşıdı.
trabzon milletvekilleri a. rıza uzuner'le, necati çakıroğlu da devreye girmişti. uzuner, tbmm başkanlığına bir önergeyle başvurarak olaya el atılmasını ve yürütmenin duyarlılığını istedi. gençlerbirliği kulübü'nden yükselen "güvenlik razlarına karşı bir dolu savunmada bulundu. çakıroğlu ise yürütmenin başı olan başbakan naim talu'ya yazılı başvurusuyla, konuya özel ilgisini, haksızlığın giderilmesini istedi.fakat aksi gelişmeler kayserispor'un tescillenmiş şampiyonluğunu riske edecekti. kayseri kanadından federasyon'un kararlarına sadık kalınması yönünde bir kulis etkinliği başlatıldı. ahlar vahlar arasında, koskoca bir yıl daha heba oldu. federasyon oynanmamış maçı 3-0 trabzonspor lehine tescil ederken, kayserispor'a da "şampiyonluğunuz hayırlı olsun" tebrik telgrafı geçildi.
kırmızı grupta ikinci sırada bulunan trabzonspor da, son şansını gençlerbirliği önünde kullanmaya çalışacak, bu arada kayserispor – orduspor maçının sonucunu merakla bekleyecektir.
bordo - mavili futbolcular, herşeyden önce farklı bir galibiyet almak zorunda olduklarını bilerek oynayacaklardır.
trabzon antrenörü ahmet suat özyazıcı, maç için şöyle konuşmuştur:
«türkiye liglerini yöneten bütün hakemler bugün son düdüklerini çalıncaya kadar biz trabzonspor olarak centilmence mücadelemize devam edeceğiz.»
ikinci türkiye ligi kırmızı grubunun en önemli karşılaşması olan trabzonspor – gençlerbirliği maçı, ankara takımının maç saatinde sahaya çıkmaması nedeni ile oynamamıştır.
«halil erdoğan, merih yücesel, necmi temizel’den kurulu hakem üçlüsü saat tam 16’da sahaya çıkmış ve üç defa düdük çalarak gençlerbirliği takımını davet etmişlerdir. daha sonra hakem halil erdoğan maçı tatil ederek soyunma odasına dönmüştür.
karşılaşma hakkında kesin kararı futbol federasyonu verecektir.»
gençlerbirliği kulübü yönetim kurulu futbol kafilesinin hayatının tehlikede olduğu gerekçesi ile trabzon’a gitmekten vazgeçtiğini ve görele’den geriye çağrıldığını açıklamıştır.
gençlerbirliği yöneticileri olayla ilgili şu açıklamayı yapmışlardır:
«çarşamba günündenberi samsun’da kamp yapan takımımız cumartesi sabahı görele’ye geçmiştir. kampa orada devam edilmiş ve kadroda bulunan üç öğrenci futbolcu eser, faruk, nedim uçakla trabzon’a gönderilmişlerdir. onları meydanda yönetici ali akoğlan karşılamış dört kişilik kafile kampa katılmak için görele’ye gitmak üzere iken kimlikleri bilinmeyen bir grup tarafından yolları kesilmek istenmiş ve hırpalanmışlardır. jandarma’nın müdahalesi ile olaylar yatıştırılmış ancak kafilemizin can güvenliği endişesi ile trabzon’a gidilmesi ve kendilerine ankara’ya dönmeleri bildirilmiştir. durum tarafımızdan futbol federasyonuna aksettirilmiştir.»
trabzonspor kulübü başkanı suat oyman, «bugüne kadar trabzon’da bütün misafirlerimizi gerektiği şekilde ağırlamış bir kulüp olarak ün yaptık. gençlerbirliği sporcularını karşılamak ve ağırlamak üzere hazırlıklarımızı yapmıştık. trabzon, futbol tarihinde centilmenliğe aykırı bir olay yoktur. idare heyeti olarak hemen toplandık. olayın çeşitli nedenleri olabilir. bu olay, bizce trabzonspor tarihine düşürülmek istenilen bir lekedir. nerede olursa olsun, bütün rakiplerimizle her şart altında mertçe mücadeleye hazırız» demiştir.
oyman, trabzon valisi ziya kasnakoğlu’na şu telgrafı çekmiştir.
«kulübümüzle maç yapacak olan gençlerbirliği’nin maç emniyeti sağlanmadığı gibi, hayatlarının da tehlikede olduğu bahanesi ile kamp yapmakta oldukları görele’den dönmüşlerdir. böyle bir tehlikenin mevcut olup olmadığı, her maçta olduğu gibi bu maçta da âzami emniyet tertibatı alınmış ise, keyfiyeti içişleri bakanlığı kanalı ile gençlik ve spor bakanlığına ve tarafımıza yıldırım telle bildirilmesini emirlerinize arz ederim.»
trabzon valisi ziya kasnakoğlu ise, «hertürlü emniyet tedbirinin alınmış olduğunu ve olaya elkoyduğunu» bildirmiştir.
emniyet genel müdürü orhan erbuğ, trabzon valiliğinden gerekli emniyet tedbirlerinin alındığına dair haberin alındığını söylemiş ve şöyle devam etmiştir:
«gençlerbirliği yöneticilerinin müracaatı üzerine her türlü emniyet tedbirini almak için çalışmamızı yaptık. hattâ trabzon valiliği erzurum’dan takviye emniyet kuvveti de getirtti. ancak maç oynanmayınca gelen emniyet kuvvetleri de görevlerini yapamadılar. bu nedenle devlet de zarara sokuldu. maçın emniyet tedbirleri tam alınmıştır.»
futbol federasyonu genel sekreteri ibrahim onuk ise, şu açıklamayı yapmıştır:
«vali ve içişleri bakanlığı müsteşarı ile ben görüştüm. vali, her türlü emniyet tedtibatının alınacağını bize bildirdi. alınacak raporlar maçın oynanmasına mâni bir durum olmadığı kanaatini uyandırısa ve teminat verildiği ortaya çıkarsa gençlerbirliği herhalde hükmen yenik ilân edilir.»
kırmızı grubun şampiyonu 8-9 haziranda kesin olarak belli olacak
futbol federasyonu genel sekreteri ibrahim onuk, oynanamayan trabzonspor, gençlerbirliği maçı ile ilgili olarak şunları söylemiştir:
«olayla ilgili raporlar gelmeden kesin bir ifade kullanmak mümkün değildir. maçın hakemi ve saha müşahidinin vereceği raporları aldıktan, gerekli araştırma ve soruşturma yapıldıktan sonra konu 8–9 haziran tarihinde federasyonun yapacağı toplantıda görüşülecek, ve bir karar alınacaktır. aynı şekilde dün rize’de oynanan ve yarıda kalan rizespor, malatyaspor maçının da saha ve müşahit raporları beklenmektedir.»
futbol federasyonu bugün saat 10.00 da hasan polat’ın başkanlığında toplanacaktır. federasyon toplantısı iki gün devam edecek ve bu süre içinde özellikle trabzonspor – gençlerbirliği maçı ile hukuk kurulunca incelenmekte olan dosyalar hakkında karar verilecektir.
futbol federasyonu 3 günlük toplantı sonunda kararı açıkladı:
g. birliği hükmen mağlûp, kayseri şampiyon oldu
neşet özmen ankara’dan bildiriyor
üç günden beri ankara’da toplantılarına devam eden futbol federasyonu heyeti, alınan kararları dün açıklamıştır. buna göre; trabzonspor – gençlerbirliği maçında sahaya çıkmayan gençlerbirliği futbol takımı hükmen yenik sayılmıştır.
alınan kararlar şöyledir:
«gençlerbirliği kulübünün sahay çıkmamakta haklı olduklarını isbat için ileri sürdüğü hususlar, federasyonun ve mahalli idarelerin almış oldukları geniş emniyet tedbirleri ve olayın cereyan tarzı bakımından yerinde görülmediğinden, gençlerbirliği profesyonel futbol takımı, futbol müsabaka yönetmeliğinin 29/a maddesi ve ceza yönetmeliğinin 23. maddesi gereğince hükmen yenik sayılarak ceza heyetine sevkedilmiştir.»
bu duruma göre kırmızı – grupta kayserispor şampiyon ilân edilmiştir.
yaklaşık 40 yıl sonra yani 2020-2021 sezonun son haftasına girildiğinde gençlerbirliği ile kayserispor kümede kalma mücadelesi veriyordu ve gençlerbirliği trabzonspor ile ve kayserispor da fenerbahçe ile oynayacaktı.
filmin aktörleri kayseri-trabzon-gençler olunca "birileri" bu maçı yeniden gündeme taşıdılar ve bir hafta boyunca ligde hiçbir iddiası olmayan trabzonsporluları gaza getirip bu maçtan ötürü gençlerbirliği'ni yenmesi ve bu maçın intikamını almasını için gündem yarattılar.
ben bu yazıyı yazdığımda henüz maçlar oynanmamıştı. akşam neler olacak göreceğiz ama bazı durumlarda "eski defterlerin" karıştırıldığına güzel bir örnek oldu bu yaşananlar...
maçın oynandığı günlerde federasyon başkanı hasan polat. polat trabzon doğumlu trabzon idmanocağı'nda futbol oynamış birisi. ardından ankara üniversitesi hukuk fakültesi'ni kazanıp ankara'ya geldiğinde gençlerbirliği'nde futbol oynamaya başlıyor. alkaralar ile 5 kez ankara futbol ligi şampiyonluğu (1939-40, 1940-41, 1945-46, 1949-50, 1950-51) ve 2 kez türkiye futbol birinciliği (1941 ve 1946) kazanıyor.
gençlerbirliği'nde futbolu bıraktıktan sonra kulüp yöneticilerinden biri olup 1964-65 yılları arasında kulübün başkanlığını yapıyor.
1954-1957 yılları arasında türkiye futbol federasyonu başkanlığı görevini yürütüyor. 27 mayıs darbesi'nden sonra bir süre hapis yatan hasan polat, 1970-1976 yılları arasında ikinci kez tff başkanlığı yaparak bu görevi en uzun süre yürüten tff başkanlarından biri oluyor.
bu yüzden de hem trabzon hem de gençlerbirliği camiası tarafından oldukça saygı gören biri olan polat'ın o günlerde hem trabzonspor hem de gençlerbirliği'nin hakkını yemesi düşünülemez.
bu nedenle de bence aldığı kararın "objektif" olduğu düşünülebilir...