balkan ümit takımlar futbol şampiyonası 9-15 ağustos günleri bulgaristan, romanya, yugoslavya, yunanistan ve türkiye'nin iştirakiyle izmir atatürk stadında yapılacaktır
ümit takımımız, 5. balkan ümitler turnuvasındaki ikinci maçını bugün 20.15'de atatürk stadında romanya ile oynayacaktır.
ilk karşılaşmada arnavutluk'u 2-0 yenen ümit takımımız, romanya karşısında da galibiyete daha yakın gösterilmektedir. hele arnavutluk'un romanya'yı yenmesinden sonra takımımızın final şansı çok daha yükselmiştir.
ümitlerimiz bu maça da şu tertiple çıkacaklardır:
mustafa — ahmet, tuncay, özer, timuçin — ali, raşit, mehmet — k. mustafa, mustafa, şevki.
bu maçtan önce 18.30'da yugoslavya — yunanistan karşılaşacaktır.
ümit millî takımımız, dün gece romanya'yı 1—0 yenerek balkan ümitler turnuvasında yugoslavya ile finali oynama hakkını kazandı.
takımımız karşılaşmaya iyi bir başlangıç yaptı ve daha ilk dakikalardan itibaren gol aramaya başladı. ileri hattımızda yer alan çetin, romen defansını sık sık karıştırıyor ve bir an önce neticeye gitmek için gayret sarfediyordu. fakat mehmet ve şevki'nin iyi günlerinde olmayışları gole varmamızı geciktiriyordu. ilk yarı üstün oynamamıza rağmen takımımız golsüz beraberliği bozamadı.
nihayet 50'nci dakikaya girildiği sırada, top şevki'den mehmet'e daha sonra da zafer'e geldi. zafer de vole ile takımımızı galibiyete ulaştıran ve finale yükselten golü attı.
yugoslavya yunanistan
günün ilk maçında ise yugoslavya ile yunanistan golsüz berabere kaldılar. böylece, yugoslavya yarın gece takımımızla finali oynama şansı elde etti.
dripling, dripling, dripling... futbolu olumsuz hale getiren bir tutku... oysa ümit millî takımı oyuncuları arnavutluk maçında top'la oynayacaklarına, top'u koşturarak daha güzel ve kendileri için daha kolay bir maç oynamışlardı... yine ümitlerimiz gördüler veya biliyorlar ki, pele orta sahada çalım yapmaz, topu koşturur... pele orta sahada topsuz, dinlenerek koşar... ancak rakip kale sahası yakınınında dripling yapar... oraya kuvvetli geldiği için de gol şansı fazla olur... bu nedenle de onun adı büyüktür... üstelik romen ümitleri de futbolu sadece orta sahada oynayabilen, rakip sahada pres yapmayan, gol gücünden çok estetiğe önem veren bir topluluktur... tabii ümit millî takımımız futbolcularını bu yöne iten psikolojik nedeni maçtan evvel finali oynamayı garantilemiş olmalarında aramalıdır...
bütün bunların yanısıra takımda kaleci mustafa gün geçtikçe olgunlaşırken, geri dörtlüde ahmet, özer, tuncay ve timuçin beraberce oynamakta, birbirleriyle yardımlaşmakta başarılı idiler. orta sahada ali görev adamı ve iyi kondisyonda, zafer iyi niyetli biraz telâşlı, mehmet her aldığı topla rakip için tehlikeli olmasına rağmen yorgundu... çetin ve şevki hem hücumda müdafaade vardılar... mustafa ise geçen maçtaki kadar çalışkan fakat daha akıllı göründü...