hakemler: zeki gürkan (***), cumhur demir (***), özcan gürkaynak (***)
göztepe: ali (*****), k. mehmet (***), sabahattin (***), hüseyin (**)(özer (**)), b. mehmet (****), a. ihsan (***), cenap (**)(dursun ali (**)), nihat (**), fevzi (**), gürsel (***), halil (***)
memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
o sezon bursaspor'un türkiye kupası macerası da dikkat çekicidir. yarı finalde oynanan göztepe maçı, bursa tarihinin en hazin mallarından birisi sayılır. izmir'de oynanan ve çok sert geçen yarı finalin ilk ayağında bursaspor'dan mesut şen, göztepe'den ise çağlayan kırmızı kan görmüş, maç 1-1 beraberlikle sonuçlanmıştır. rövanş maçının önemi iki takım açısından da oldukça büyüktür. finalin diğer ismi, ligi de şampiyon olarak tamamlayan galatasaray'dır. bu yüzden finale yükselen takım, kupayı kaybetse bile avrupa kupalarına katılma hakkı kazanacaktır.
11 haziran 1969 tarihinde bursa'da oynanan rövanş maçının golsüz sonuçlanması bile bursaspor'a avrupa yolunu açacaktır bursaspor maça oldukça atak başlar ve maçın sonuna kadar da çok sayıda pozisyon yakalar. oldukça formda bir gününde olan göztepe kalecisi ali, bursaspor'a gol izni vermez. maçın son dakikasına girilirken bursaspor tribünleri coşkuyla kutlamalara başlamış, hakemin son düdüğünü beklemektedir. maçın yan hakemleri, ona hakeme maçı bitirme işaretini vermiştir. maçın son anlarında topu kapan göztepeli fevzi'nin yaptığı ortaya nihat'ın vurduğu kafa, bütün bursasporluların avrupa hayallerini yıkacaktır. maçın son anlarını dönemin önemli futbolcularından irfan rubacı, yıllar sonra bile büyük bir hüzünle anlatır: "savunmada oynayan arkadaşlardan biri yanlış taç attı. orta çizginin sağında bekleyen fevzi topu aldı... hızla aut çizgisine indi. kendisini ismail takip ediyordu. bir türlü fevzi'yi durduramadı... ben de nihat'la birlikte koşuyordum. o şurada ertan da atağa katıldı. birden iki adamın arasında kaldım. fevzi topu ceza alanı içine, ama çok geriye kesti. nihat bu sert ortaya kafasıyla dokundu... o anda dünyamız karardı. bir türlü inanamadık. seyirci gibi, biz de bu golün sayılmayacağı, durumun 0-0 berabere ilan edileceği gibi garip bir hisse kapıldık. bu duyguyu yaşamak lazım."
büyük bir şok yaşanır. tribünler susup kalır. binlerce seyirci uzun süre yerinden kımıldayamaz. kimse olanlara inanamamaktadır. maç sonunda göztepeli futbolcuların saha ortasında sevinç gösterilerinde bulunmaları ve bu esnada tribüne yönelik bazı hareketleri, zaten gergin olan tribünleri iyice tahrik eder. maç sonrasında bursa'da tatsız olaylar yaşanır. bursasporlu taraftarlar stadyum çıkışında bursasporlu futbolcuları, göztepeli taraftarları ve izmir plakalı araçları taş yağmuruna tutar. çok sayıda göztepe taraftarı yaralanır ve hastanede tedavi altına alınır. polis ve askeri birliklerin kente hâkim olmaları sonrasında, statta bekletilen göztepeli futbolcular asker elbisesi giydirilerek stattan çıkarılır. önce acemlerdeki istihkâm taburuna götürülüp kıyafetleri değiştirilen göztepe takımı, bursa çıkışında otobüse bindirilip polis refakatinde yolcu edilir. bursa basınının duayen isimlerinden enver ayhan, 1986 yılında, maçın üzerinden 17 yıl geçtikten sonra o günü ve yaşanan şoku "90. dakika oynanıyor ve gol yok... maça bitti gözü ile bakılıyor artık... sevinç gösterileri ile yıkılıyor atatürk stadyumu... ve kel nihat'ın golüyle birden karabasan çöreklenlveriyor stadın üstüne!.. şok! dünya yıkılıyor sanki üstümüze) elveda güzel olan her şey) elveda mutluluk! bursalı futbolseverler o acıyı yıllarca unutamadılar" sözleriyle anlatacaktır.
bu maçın tek golünü atan nihat yayöz'le yapılan röportajdan:
göztepe 1968-69 sezonunda türkiye kupasını ilk kez kazanırken nihat yayöz yarı final ve finalde attığı gollerle bunda çok kritik bir rol oynamıştı. takım yarı finalde bursaspor karşısında oldukça zorlanmıştı. izmir’deki ilk maç 1-1 berabere bitti. bursa’daki rövanşta maç 0-0 bitmek üzereyken nihat’ın son dakikada attığı golle ortalık karıştı. seyircinin taşkınlığı yüzünden ekip çok zor anlar yaşadı ve yaralananlar oldu. nihat yayöz o maçları öncesinden başlayarak anlatıyor: “izmir’de demirspor’la bir maç oynuyorduk. gürsel abi o maçta yoktu galiba. ben saha içerisinde bir şeye sinirlendim. adnan abi’ye, ‘ben çıkıyorum,’ dedim. ‘gir içeriye,’ dedi ama dinlemedim ve çıktım, yerime başkası girdi. neticede beni kadro harici bıraktılar. ujpest ile fuar şehirleri kupasının yarı final maçları oynandı. orada dört gol, burada yine dört gol yedik. sonra türkiye kupasında bursaspor ile yarı final maçı geldi. beni affettiler. adnan abi, ‘bu maçta yedeksin,’ dedi. ‘soyunmayacağım,’ dedim ama kaleci ali ikna etti beni. hayatımda ilk defa yedek soyundum. ayakkabılarımı dahi yanıma almadan gidip yedek kulübesine oturdum. ilk yarının bitimine on dakika kala adnan abi, ‘nihat kalk, oyuna gir,’ dedi. ‘devre olunca girerim,’ dedim. neticede ikinci yarıda oyuna girdim. takım 1-0 mağluptu, bir gol attım ve 1-1 bitti. maçtan önce babam vefat etmiş, bana söylememişler. maçtan sonra beni kenara çekip söylediler.” “birkaç gün sonra bursa’da bu maçın rövanşı oldu. maç 0-0 gidiyordu ve artık bitmek üzereydi. seyirci bağırıp çağırıyordu. zaten onlara o maçı seyirci kaybettirdi. onlar bağırıp çağırınca bizim takım uyandı. santra çizgisindeydim, oradan içeriye çabuk kaçayım dedim. baktım bizim fevzi sağ taraftan gidiyor, ben de ortadan on sekize doğru kaçtım. fevzi yaya doğru ortaladı, ben topa bir kafa vurdum, top direğe çarpıp içeri girdi ve maç bitti. o sahadan biz asker elbiseleriyle çıktık. sabahattin abi’ye baktım, hemen içeriye kaçtı. ben de aynı taktiği yapayım dedim, kaçtım içeri. tabii seyirciler sahaya sürekli bir şeyler atıyorlar. içerisi polis dolu, dışarıya çıkmıyor polis. o arada açık tribünün tellerini kırıp sahaya dalmışlar. bizim bazı arkadaşların kafası yarıldı. hatta bursaspor’da oynayan eski karşıyakalı ahmet tuna’nın da kafasını yardılar. biraz ilerde askerler vardı. ‘askerler gelsin buraya, biz onların kıyafetini giyelim,’ dedim. nitekim cemseyle kapıya yanaştılar. onlar elbiselerini çıkardılar, biz giydik. o şekilde çıktık oradan.”