halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
bilbao maçı, futbolcular açısından değil de, hakemler bakımından çok ilgi çekici bir karşılaşma olmuştu. herhalde fifa ya da uefa bu maçın filmini alıp tüm dünya hakemlerine göstermeliydi, "böyle hakemlik yapmayın!..." diye. itiraf etmek gerekir ki, iyi oynamıştık. fakat 2-0'lık yenilgimiz de haksızdı. şöyle ki, ilk yarının son dakikalarında ve durum 0-0 iken, bizimkiler yüklenmişti ispanyol kalesine... bu arada kaleci iribar, kendisinden beklenmeyecek bir hata yapmış, boşa çıkmış tı. karambolde futbolcularımızdan biri dokunmuştu topa...
dokundu, dedimse, sertçe... iyi bir şuttu bu. top o hızla kaleye gitmişti. saha kenarındaki bizler havaya fırlamıştık, "gol" diye... tam kenarda alçacık bir tabureye oturmuş, anlatıyordum maçı... yanımda da eski dost, sevgili süleyman şalom... ispanya'da türk dili üzerinde hocalık yapan, üniversitede dilimizi tanıtan, ayrıca yılların gazetecisi şalom... ispanya'ya ayak bastığımız andan beri en büyük yardımcımız... o da fırladı "gol" diye. fakat o da ne? ispanya takımının geri dörtlüsünde oynayan gallego uçuyor, topu tıpkı bir kaleci gibi, ama başarılı bir kaleci gibi yumrukla kornere çeliyordu. kitabın tarif ettiği bir "penaltı" idi bu. fakat hakem "devam diyor, oyunu sürdürüyordu. haydi isviçreli hakem othmar huber görmemişti, görememişti, iyi ama kenarda durumu rahat rahat gören yan hakem yok muydu? uyarması gerekmez iydi? tribünlerde ispanyol seyirciler bile kahkahalarla gülüyor, "bravo gallego" diye bağırıyorlardı. fakat namuslu ispanyol gazetecileri vardı ve ertesi gün o pozisyonu gazetelerinin başına koskocaman fotoğrafıyla basıyorlardı. altına "yeni kalecimiz gallego" alayını yazarak. tüm ispanyol basını "oyuncumuz gallego'nun topu yumruklaması açık penaltıydı, fakat isviçreli hakem vermedi." diyecekti neye yarar? bu olayın ardından kalemize giren topla 1-0 yenik duruma düşmüştük.
ve sonra? sonrasında bir de golümüz vardı. şahane bir gol... topu kornere çıkarmıştı ispanyollar. sağdan köşe atışını yapmak için ergün gitti... topu dikti, çekti. epey rüzgâr vardı sahada.. top o rüzgârdan aldığı kavisle gitti. giriverdi kaleye. goldü bu. hem de güzel bir gol. fakat isviçreli hakem, "hayır" diyor, saymıyordu. niye hayır dediği de anlaşılmamıştı. ardından bir moral bozukluğu ve bir gol daha. 2-0 kaydetmiştik. ama böylesine haksızlık da görülmüş şey değildi. maçtan sonra federasyon başkanı orhan şeref apak, isviçreli hakemi fifa'ya şikâyet edeceğimizi bildiriyordu. neye yarardı? fıfa dedikleri, o hakemin memleketinde oturan bir kuruluştu. kendi adamını haksız çıkarmazdı bize karşı.
spain: josé ángel iribar (gk), manuel sanchís, gallego, severino reija, paquito, jesús glaría, josé armando ufarte, adelardo, ramón grosso, josé maría garcía, francisco gento (c)