ilk basımı 2005 yılında olan ziya adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından;
babamın elimden tutup maçlara götürmeye başladığı ilkokul yıllarımda, ankaragücü takımının en popüler oyuncusu ertan adatepe idi. zaten o yıllara ait futbol hafızamda yer etmiş isimlerin başında gelir ertan adatepe...
o yıllara ait belleğimi yokladığımda, ankara 19 mayıs stadı'nın beton oturma yerlerinde, altımıza gazete kâğıdı serip, annemin hazırladığı yemek sepetine yumulmamız, önceki maçı izlerken ankaragücü maçının başlamasını dört gözle beklemem ve babama durmadan 'ofsayt ne?' diye soruşum gelir gözlerimin önüne... ve mutlaka ertan adatepe... herhalde her maçta babamın en fazla tekrarladığı isim olduğu için, aynı zamanda...
gol kralı ertan adatepe ile söyleşi:
- o yıllara ait unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?
ertan adatepe: 1967-1968 sezonunda ptt'de oynuyordum ve ptt'ye geldiğim ilk sezon beni takım kaptanı yaptılar. 29 yaşında ptt'ye gelmiştim ama gönlüm ankaragücü'nde kalmıştı.
oturduğumuz ev, ankaragücü kulüp binasının tam karşısındaydı ve ne zaman evden dışarıya baksam beni neden yuvamdan kopardıklarını düşünürdüm. futbolculuk yaşantımın en üzücü anı ankaragücü'nden ayrılmamdı ve uzun bir süre bu üzüntüyü yüreğimden atamadım...
o sezon, yani 1967-1968 sezonunda ankaragücü kümede kalma mücadelesi veriyordu ve o hafta sonunda bizimle oynayacaklardı. profesyonel bir oyuncu olmama rağmen, yüreğim ankaragücü'nün kümede kalmasını istiyordu ve gönlümden bu maçın berabere bitmesi geçiyordu. o zamanlar ankaragücü'nde forma giyen candan dumanlı ve yılmaz yücetürk'e haber gönderdim ve maçı berabere bitirmek dileğinde olduğumu ilettim.
ancak benim iyi niyetim geri tepti ve 'çıksın oynasın, nasılsa bize gol atamaz...' tarzı agresif bir cevap ile karşılaştım.
bu yanıt beni çok hırslandırdı ve o maçı 3-0 kazandık. o maçta iki golü ben atmıştım. maçtan sonra, beni ptt'ye transfer eden yöneticileri bulup, 'beni neden sattıklarını, neden yuvamdan kopardıklarını' sorduğum zaman, gözlerime bakamayışları, sessiz kalışları daha dün gibi aklımdadır.
o sezon sonunda ankaragücü oynadığı 32 maçta yalnızca 22 puan toplayarak küme düştü. ankaragücü'nün küme düştüğü günün akşamında, evimin tam karşısındaki kulüp binasının tüm ışıkları söndürüldü ve bina tamamen karartıldı. o karanlık ile birlikte ben de büyük bir hüzne bürünmüştüm ve o karanlığın beni nasıl ağlattığını hiçbir zaman unutmadım. sanki çok sevdiğim bir yakınımı kaybetmiş gibi uzun süre ağladım. yuvam bellediğim kulübüm 2. lig'e düşmüş ve ben kulübüme yardım edememiştim...
bu söyleşi esnasında, ertan adatepe o yılları sanki yeniden yaşıyor ve anlattıkça gözleri doluyordu. eminim, futboldan hiç anlamayanlar bile, bu söyleşi esnasında yanımızda olsalar, takım sevgisinin ne demek olduğunu anlarlardı.