maç normalde 28.06.1964'de oynanacaktı. aynı tarihte dünya ordulararası şampiyonası maçı vardı ve galatasaray'dan ayhan elmastaşoğlu, uğur köken ve talat özkarslı kadroya çağrılmıştı. galatasaray federasyondan tehir talep etti, altay da orijinal tarihinde oynamakta ısrar etti. federasyon maçı 29.06.1964'e tehir edince altay maça çıkmadı. ve hükmen 3-0 yenik sayıldı. izmir'deki ilk maç 0-0 tamamlandığından galatasaray kupanın sahibi oldu.
kupanın ikinci finalinde başrol oyuncusu yine aynıdır: galatasaray. yardımcı rolde bu kez altay vardır. ilk maç golsüz biter. kupayı kazanan taraf istanbul'da belli olacaktır. ne var ki ilk maça asker oyuncuları talat özkarslı, uğur köken ve ayhan elmastaşoğlu'ndan yoksun çıkan galatasaray bu futbolcuların oynaması için genelkurmay ve federasyondan izin ister. izni alır, maçın da tarihi bir gün sonraya yani 29 haziran 1964 pazartesi gününe alınır. altay tepkisini koyar ve istanbul'a gelmeyeceğini açıklar. maç günü mithatpaşa'da seyirciyi "sağol, sağol, sağol" diye selamlayan tek takım galatasaray'dır. rumen hakem mihalescu'nun gözleri altay takımını arar ancak onlar izmir'dedir. 15 dakika beklemenin ardından düdüğü çalar ve iki elini havaya kaldırarak maçın hükmen galibinin galatasaray olduğunu işaret eder. galatasaray, ikinci kez kupayı alır. hükmen yenilen takımın başkanı rıdvan burteçin "maçı kaybettik ama ahlak mücadelemizin meşalesini yaktık ve onu söndürmeyeceğiz" der.
son yıllarda turkcell süper lig’de, geçmişi ve taraftarı olmayan belediye takımları ile isimleri mütemadiyen değişen sponsor destekli takımların tabiri caizse fink attığı sezonlar yaşıyoruz. kente yeni göç etmiş, baba parası ile aldığı fıstık yeşili ford granada ile bulvarlarda caka satan yeniyetmeleri andıran bu yeni takımlar çok da zevk vermiyor bizlere. belleğimizde hala taptaze saklı duran geçmiş zamanların sevimli takımlarını özlüyoruz. onları müsrif bir mirasyedi gibi hoyratça tüketen ligimizin imdadına fortis türkiye kupası hızır gibi yetişiyor neyse ki.
galatasaray, bu tip kura çekimlerinde eski rakipleri ile eşleşme konusunda diğer takımlardan daha talihli sanki. bundan üç yıl önce karşıyaka, sonra giresunspor ve mersin idman yurdu ile aynı gruba düşen sarı kırmızılı takım, geçen sene de boğazın hırçın çocuğu sarıyer ile aynı gruba düşmüştü. bu yıl grup kuraları çekilirken galatasaray yandaşları nefeslerini tutup eski dost altay’ı beklediler özlemle. bu konudaki genetik kısmeti devam eden istanbul takımının nostalji sever taraftarlarının şansı yine yaver gitti. takımları smyrna’nın büyük altay’ına konuk olacaktı.
bundan tam seksen dört yıl önce bir cuma (*1) günü ilk defa karşı karşıya gelen iki takım, son maçlarını da iki bin üç yılında yine bir cuma(*2) günü oynamışlardı. altay galatasaray maçları hep ilginç olaylara ve sonuçlara sahne olmuştur. 1964 yılındaki final maçlarının ilk ayağında izmir’de oynanan ve golsüz berabere biten maçtan sonra, istanbul’da oynanacak rövanş maçında asker futbolcuları uğur köken, talat özkarslı ve ayhan elmastaşoğlu’nun da oynaması için maç tarihinin değiştirilmesini talep eden galatasaray’ın isteği federasyon tarafından kabul edilir. rakibinin güçlü bir biçimde karşısına çıkmasını istemeyen altay kulübü maç tarihinin değiştirilmesine itiraz eder. itirazı reddedilince de, o zamanların ‘söz ağızdan bir defa çıkar’ mantığı ile rövanş maçına çıkmaz ve hükmen mağlup olur. altaylı yöneticiler verdikleri kararın doğru veya yanlış olmasının ötesinde; şimdilerin sabahtan akşama dedikleri lafları değiştiren yöneticilerinin aksine, sergiledikleri bu ‘delikanlı’ tavırla türk futbol tarihinde bir ilki gerçekleştirirler. bu maç kırk yedi yıldır düzenlenen türkiye kupası finallerinde bir takımın hükmen mağlup olduğu ilk ve tek maçtır.(*3)
iki takım arasında oynanan ilginç maçlardan birisi de 1980 yılı türkiye kupası final maçlarının ikincisidir. ilk ayağı ümit kayıhan’ın attığı golle kazanan izmir takımı, inönü stadyumu’ndaki rövanş maçında oldukça tartışmalı bir penaltı kazanır. penaltıyı büyük mustafa (denizli) gole çevirir. maçın(*4) sonrasında haksız bir penaltı nedeni ile kupayı kazanamayan galatasaray’ın kızgın taraflarının protestoları bitmek bilmez. stadın dışına da taşan olaylar nedeni ile galatasaray’ın sahası iki maçlığına kapatılır.
yalnızca şampiyonluğun başarı sayıldığı günümüz mantalitesinin aksine, geçmiş yıllarda kaybedenlerin de ödüllendirildiği kupalar vardı. bu kupalara en güzel örnek bundan on yıl öncesine kadar devam eden başbakanlık kupası’dır sanırım. 1986 yılında şampiyonluğu averajla kaybeden galatasaray ile kupayı finalde kaybeden altay son bir teselli bulmak için yine bir cuma(*5) günü ankara’da karşılaşmıştı. kupa finallerinde en fazla gol atılması ve oluşan büyük fark nedeniyle tarihe geçen bu ilginç maçı, rakibini adeta bozguna uğratarak kazanıyordu galatasaray.
galatasaray’ın, rakiplerini nerdeyse silindir gibi ezerek dört yıl üst üste şampiyon olduğu sezonların ilkinde izmir’de oynanan maçta(*6), on sene önce oynanan başbakanlık kupası maçına adeta bir gönderme yaparak rakibini bir kez daha aynı skorla geçiyordu sarı kırmızılılar. kalesinde tam sekiz gol gören kaleci şanver göymen maçın sonunda tıpkı eski türk filmlerinin unutulmaz karakter oyuncusu nubar terziyan’ın sevimli gülüşü ile gazetecilere verdiği demeçte "hagi'den gol yemenin bile ayrı bir şerefi, bir gururu var, adam hakikaten çok güzel frikik atıyor." diyerek bizleri gülümsetiyordu.
ertesi sene yine izmir’de oynanan lig maçı(*7) tam bir gol düellosu şeklinde geçiyor, maça gelen izmirli futbolseverler birbirinden güzel dokuz gole tanık oluyorlardı. maçı önce 3–0 sonra da 4–1 önde götüren galatasaray, rehavete girince fatih tekke’nin attığı iki golle şoka giriyor, ecel terleri döktüğü maçı tek farkla da olsa kazanıyordu. maçın en ilginç siması da galatasaray’dan beş gol daha yiyen altaylı kaleci şanver’di elbette.
kuşkusuz bu maçta oynayan galatasaraylı oyuncular tam elli yedi yıl önce oynanan bir maçın rövanşını aldıklarının farkında değillerdi. kırklı yılların başında izmir’de oynanan bir milli küme maçında(*8) maçı 4–0 önde götüren galatasaray, 66. dakikadan 77. dakikaya kadar beş gol yiyor ve maçı kaybediyordu. altay on bir dakika içerisinde galatasaray kalesine tam beş gol birden yollayarak hem bir rekor kırıyor, hem de sarı kırmızılı oyunculara travma yaşatıyordu. kalesinde beş gol gören galatasaray kalecisi osman incili maçtan sonra ne dedi bilemiyoruz ama şanver’e benzer bir hâletiruhiye içinde olduğunu tahmin edebiliyoruz.
bir dönemin efsane golcüsü gökmen özdenak için kırk yıl önce izmir’de oynanan bir altay maçı(*9) sanırım çok önem taşıyordur. genç gökmen türk futbolunun taçsız kral’ı metin oktay’ın son 1. lig golüne hem en yakından tanıklık ediyor, hem de onunla birlikte ikinci ve son defa bir lig maçında gol atıyordu. metin oktay, şampiyon takımın kaptanı ve gol kralı olarak muhteşem bir jübile ile o sezon futbol kariyerini bitiriyordu.
tarihleri boyunca trajik, hüzünlü, rekorlar kırılan maçlar oynayan eski dostlar bu defa da izmir atatürk stadyumu’nda yine bir kupa maçı için karşı karşıya geldi. giyen oyuncuları, tasarımları değişse de, formalardaki armalar yine aynıydı. centilmen altay taraftarının geçen yıl kaybettiğimiz alpaslan dikmen için bir pankart açtığı maçta birbirinden güzel üç gol izledik. altay’ın delişmen santraforu şehmuz’un yarım vole bir vuruşla attığı jenerik gole nazire yaparcasına kartalspor’dan transfer edilen yaser yıldız müthiş bir kafa vuruşu ile beraberlik sayısını kaydetti. beraberlik golünden önce maçın hakemi deniz çoban, 1980’de oynanan maçta garip bir penaltı veren nihat özbirgül’ü anımsamamıza yol açan bir penaltı veriyor, milan baros da topu altaylı kaleci gökhan’a yumuşak bir vuruşla teslim ediyordu. kaçırdığı penaltıdan beş dakika sonra da ceza sahasına ok gibi dalıyor, kaleci gökhan’ı da çalımlayıp mermi gibi bir şutla galibiyet sayısını yapıyordu.
soğuk bir izmir akşamı bizlere anılarımızı yeniden yaşatan iki takımımızı da alkışlıyoruz. umarız altay takımı layık olduğu süper lig’e çıkar ve bu iki eski dost kıran kırana, zevkli, heyecanlı ve bol gollü maçlarına devam ederler.
istanbul blgesinin, ordu maçları sebebi ile mithatpaşa stadını vermemesi üzerine
altay, pazartesi günü oynamak istemiyor
rıdvan burteçin, "pazar günü sahaya çıkar, şeref turu yapar ve ilk uçakla izmire döneriz" dedi
istanbul bölge müdürlüğü, dün futbol federasyonuna bir yazı göndererek pazar günü oynanacak g. saray -altay türkiye kupası final maçı için mithatpaşa stadını veremeyeğini bildirmiştir.
ayrıca istanbul örfi idare kumandanlığının da dünya ordulararası futbol şampiyonası finalleri sebebiyle galatasaray - altay maçının pazar günü oynanmasına izin vermiyeceği bildirilmiştir.
altay oynamıyor
altay kulübu başkanı rıdvan burteçin, «g. saray maçını cumartesi ve pazar gününden başka bir gün oynamayız» demiş ve şöyle konuşmuştur : «- her gün karar değiştiren federasyon, pazartesi gününde ısrar ederse, mithatpaşa stadında bir şeref turundan başka bir şey yapmaz ve hemen giyinir, ilk uçak ile izmir'e döneriz.»
futbol federasyonu bugünkü toplantısında galatasaray - altay maçının tarihini tesbit edecektir.
g. saray dün çalıştı ve kampa girdi
galatasaray takımı dün altay maçı için ilk çalışmasını mithatpaşa stadında yapmış ve daha sonra yeniköy'de kampa girmiştir. sarı - kırmızılı takım dün genç. (a) ve (b) takımı kadrolarına alınacak gençlerden kurulu takımla yaptığı antrenman maçını 6-2 kaybetmiştir.
ordu takımı idarecileri maçın pazartesi günü oynanması halinde ayhan, talât ve uğur'a izin verileceğini belirtmişlerdir.
altay uludağ da
final maçına kadar uludağ kirazlıyayla'da kamp yapacak olan altaylılar da dün sabah hususi bir otobüsle bursaya hareket etmişlerdir. siyah - beyazlı takımın başkanı
burteçin, maç hakkında şöyle konuşmuştur: «- istanbul’da galatasaray ile berabere kalmak normal bir netice. altay'ın galibiyeti sürpriz sayılmamalı. güzel oynıyarak hakkımız olan galibiyeti alacağımıza inanıyorum. izmir'e türkiye kupası şampiyponu olarak döneceğiz. izmir'liler bizi krallar gibi karşılayacak. çiçekli arabalarla şehirde dolaşacağız. bugünün zevkini izmir’liler mutlaka yaşıyacak ve izmirin parlak yıldızı altay semalarında parlayacaktır.»
burteçin: "g. saray'la alibeyköy saha'sında bile pazar günü oynamağa hazırız"
final günü belli değil
federasyonun teklifini genel kurmay kabul etmediği takdirde maç pazartesi oynanacak
altay kulübü başkanı rıdvan burteçin «g. saray ile yapacağımız ikinci final maçının pazar günü olmasında ısrar ediyoruz» demiştir.
galatasaray kulübünün maçın pazartesi gecesine alınması için teşkilâtı tâzyik altında tuttuğunu iddia eden ve «final maçını yapmadan izmire döndüğümüz takdirde bunun sorumlusu biz olmayacağız»diyen burteçin demecine şöyle devam etmiştir: «galatasaray kulübü maçı pazartesiye almak için gayret sarfetmektedir. böylece asker oyuncularını oynatma imkânı bulacak ve gece serinliğinde karşımıza çıkacaktır. dikkatle durumu takîp ediyoruz, federasyonun kararını bekliyoruz. ya maçı oynamyıp meseleyi istanbul seyircisine bir deklârasyonla bildireceğiz. ya da maça çıkıp, şampiyon olursak şampiyonluğun mükâfatı olan kupayı reddeceğiz. kupa maalesef şeref ve değerini kaybetmek tehlikesine mâruzdur.»
altay’ın uludağ'da büyük bir iddia ve ümitle galatasaray maçına hazırlandığını tekrarlayan başkan sözlerine şöyle son vermiştir: «ingilizler, ümitlere yenildikten sonra ancak dağ keçilerinin tırmanabileceği bir sahada maç yapmak zorunda kaldık. demişlerdi. ben de takımımı aldım dağlarda gezdiriyorum.»
altay kulübü federasyona, g. saray maçını pazar günü herhangi bir sahada, fenerbahçe, şeref, hattâ alibeyköy stadlarında oynamaya hazır olduğunu bildirmiştir.
futbol federasyonunun teklifi
futbol federasyonu dün yaptığı toplantıda, beden terbiyesi genel müdürlüğü kanalı ile genel kurmay başkanlığına müracaat etmeğe ve türkiye - batı almanya maçı ile galatasaray - altay maçının tarihinde anlaşma yoluna gidilmesine karar vermiştir.
futbol federasyonunun teklifi şöyledir:
1. pazar gecesi oynanacak türkiye - balı almanya maçının pazartesi gecesine alınması,
2. bu mümkün olmadığı takdirde bütün masraflar futbol federasyonu tarafından karşılanmak suretiyle türkiye - batı almanya maçının pazar gecesi ankara'da oynanması.
her iki teklif de reddedildiği takdirde, galatasaray - altay maçı mecburen pazartesi günü oynanacaktır.
devlet bakanı mâlik yolaç da, «pazar günü iki maçı birden yapmak imkânı olmadığına göre, ikisinde birinin pazartesiye tehiri icab ettiğini» söylemiş ve «ordu maçının pazartesi oynanması için ilgililere ricada bulunduk» demiştir.
altay idare heyeti dün gece toplanarak kararı protesto etti ve takımın sahaya çıkmayacağını açıkladı. idareciler "vefa stadında oynarız" diyor
ankara, özel
galatasarayla, altay arasındaki türkiye kupası final maçı pazartesi gecesi mithatpaşa stadında oynanacaktır. ilgili makamlar, bu maçın pazar günü saat 17'de yapılması için futbol federasyonunca ileri sürülen teklifi kabul etmemiş ve aynı stadda bir günde iki maç oynanmasını mahzurlu bulmuşlardır. karar, ilgili kulüplere bildirilmiştir.
altay kulübü idare heyeti, federasyonun galatasaray ile altay arasında yapılacak maçın pazartesi günü oynanması yolunda aldığı kararı protesto etmiş ve müsabakayı oynamama kararı almıştır.
dün gece fevkalâde bir toplantı yapan siyah - beyazlı kulübün idare heyeti âzâları, federasyonun tebliğini aldıkları anda takımlarınnı bursada kamp yerinden izmire çağıracaklarını bildirmişlerdir.
idare heyeti âzâları kararı bursada bulunan başkan rıdvan burteçin'e de açıklamışlar ve buteçin de kendilerini desteklediğini söylemiştir.
siyah - beyazlı kulübün idare heyeti âzâlarından mazhar zorlu, kulübün aldığı kararı devlet bakanı malik yolaç'a da bildirmiştir. zorlu «artık bu işin sonu gelmiştir. türk futbolu üç büyük kulübün esiri olamaz»demiştir. altaylı idareciler durumu uefa'ya da aksettireceklerini söylemişler ve şu açıklamayı yapmışlardır: «biz maçı pazartesi günü oynamayız. cumartesi ve pazar günleri vefa stadında yapmaya dahi jhazırız. ve pazartesi gübü galatasarayın asker futbolcuları takımda yer almasalar dahi kararımız kesindir, değişmeyecektir. zira, pazartesi gübü maçı yaptığımız takdirde berabere kalmak. salı akşamı da ankarada üçüncü bir karşılaşma yapmak zorunda bırakılacağız.»
genel kurmay başkanlığı türkiye kupası final maçında ayhan, uğur ve talât’a izin isteyen galatasaray kulübüne dün müsbet cevap vermiştir.
dün futbol federasyonuna gelen izin emrine göre bu karar galatasaray - altay maçı pazartesi gecesine tehir edildiği için uygulanacak ve g. saray, altay'a karşı tam kadrosuyla çıkacaktır.
altay kulübü başkanı rıdvan burteçin, maçın pazartesi gününe alınmasının ve galatasaraylı asker futbolculara izin verilmesinin manâlı olduğunu belirtmiş ve bu takdirde müsabakayı oynamadan izmire döneceklerini ilâve etmiştirburteçin,
sözlerine şunları eklemiştir: «- biz normal hazırlıklarımızı kesmedik, çok ümitli olarak kaf'i kararı bekliyoruz.»
federasyon başkanı "pazartesi gübü oynaıp oynamamak altay'ın bileceği iş" dedi. altay ise değişilikten yolaç'ı mes'ul tutuyor
ankara, özel
futbol federasyonu başkanı muhterem özyurt, «g.saray - altıy maçı kat'i olarak pazartesi günü oynanacaktır» demiştir.
başkan özyurt, altay2ın kupadan çekilmesinin bir kulüp için en ağır ceza olacağını söylemiş ve türkiye kupası statüsünde oynanmaktan kaçınan takıma herhangi bir ceza verilmesine madde bulunmadığını açıklamıştır.
burteçin, yolaç'ı inönü’ye şikâyet edecek
altay kulübü başkanı rıdvan burteçin, «devlet bakanı galatasarayın avukatı mı, yoksa hakkı teslim edecek makamı işgal eden şahıs mıdır? şayet biz çâre bulamazlarsa şikâyetimizi başbaşakn ismet inönü'ye kadar bizzat aksettireceğiz» demiştir.
altay idare heyeti dün toplanmış ve başkan burteçin'e bu mevzuda tam selâhiyet vermiştir.
başkan burteçin bu husuta şunları söylemiştir: «teşkilâta yaptığımız bütün müraccatlara rağmen, ileri sürdüğümü teklifler benimsenmemiş, bununla beraber başta devlet bakanı malik yolaç olmak üzere, teşkilât galatasaray hesabına adetâ çalışmaktadır. tekrar ediyorum, altay pazar günü oynamakta ısrar etmektedir. fakat pazartesi gündüz ve galatasarayon asker oyuncularına müsaade edilmediği takdirde maçı oynamayı kabul ediyoruz. aksi halde istanbula gelmeden bursadan izmir'e döneceğiz.»
özarı, «neden oynamıyorlar?»
galatasaray başantrenörü coşkun özarı, «futbol federasyonu tarih yetkisi benimdir dedi ve 31 ile 28 haziranı final tarihleri olarak ilân etti. 3 futbolcumuz asker olduğu halde izmir'e gittik ve itiraz etmeden maçı oynadık. biz itiraz edemez miydik? şimdi mücbir bir sebepten dolayı tarih ileri alındısa, neden oynamıyorlar?» şeklinde konuşmuştur.
r. burteçin bursa'da bulunan futbolculara izmir'e dönün emrini verdi. özyurt, "yarın 18'i bekliyoruz" dedi. altay'lılar "malik yolaç şampiyon oldu" diyor
altay kulübü başkası rıdvan burteçin, dün futbol federasyonu başkanı muhterem özyurt ile konuştuktan sonra g. saray ile türkiye kupası finalini oynamaktan vazgeçtiklerini bildirmiştir.
bir bomba tesiri yapan bu karardan sonra, burteçin, başbakan ismet inönü'yü yurda dönüşünde bir heyetle ziyaret ederek durumu kendisine bildireceklerini, u.e.f.a.'ya şampiyonun hükümsüz olduğunu ve malik yolaç'ı izmir'de bir açık oturuma dâvet edeceklerini açıklamış, çekilme kararı ile ilgili şu açıklamayı yapmıştır: «malik yolaç kazandı. şampiyon odur. galalataray'la karşılaşmayı çok isterdik» fakat ne yazık ki malik yolaç engelini aşamadık, ve sayın malik yolaç'a yenildik. bu da normaldir. çünkü hasım bizden çok daha kuvvetli idi. artık inandık ki ne kadar gayret etsek bizi ancak şampiyonluğun finalini oynatmaktan fazlasın vermezler. çalışmalarımız heba olmuş, haklarımız kaybolmuştur. başta muhterem özyurt olmak üzere federasyon çalıştı, fakat elinde bir şey yoktu ki.»
«izmir'e dönün»
bu açıklamayı yaptıktan sonra burteçin, bursa'da kampta bulunan altay futbol takımına «izmir'e dön!» emrini vermiştir. burteçin bu kararlarından hiç bir zaman vazgeçmeyeceklerini açıklamıştır. altay kulübü idare heyetinin 27 haziran 1964 cumartesi günkü kararının birinci maddesi şu şekildedir: «bugün istanbul'da yapılacak federasyon kararında ısrar ettiği taktirde, takımın bursa'dan doğruca izmir'e getirilmesine...»
pazartesi 18'i bekliyoruz
futbol federasyonu başkanı muhterem özyurt, altayın kupadan çekilmesi karşısında ne düşünüyorsunuz? sualini «pazartesi 18'i bekliyoruz» şeklinde cevaplamıştır.
federasyon, altayın, roma - torino maçının emsal gösterilerek uefaya finale kalan iki takımın galatasaray - altay şeklinde bildirilmesi ve bilâhare maçın sezon başında oynanması teklifini kabul etmemiştir.
özyurt, malik yolaç'ın, maçın cumartesi veyaz pazar günü oynanması için gayret gösterdiğini, fakat bütün teşebbüslerine rağmen kabul ettiremediğini sözlerine eklemiştir.
g. saray sahaya çıkacak
altayın, kupa finalini oynamaktan vazgeçmesinden sonra, galatasaray takımı pazartesi akşamı sahaya çıkacak ve şeref turu yapacaktır. sahada hakemler de yer alacaklardır. şampiyonluk kupaları ise, 2 temmuz perşembe günü yapılacak fenerbahçe - galatasaray maçından evvel iki takıma da verilecektir.
tur yapmak isterim fakat
devlet bakanı malik yolaç, «altay kulübü başkanının beni şampiyon ilân etmesine sevindim» demiştir. yolaç, burteçin'in kasten bâzı hakikatleri anlamak istemediğini söylemiş ve şunları eklemiştir: «şampiyon olduğuma göre şeref turu yapmam icap edecektir. ancak hakikati anlatmak için nefes tüketmekten sahada koşacak nefes kalmadı.»
galatasaray'ın kupa şampiyonluğu bugün ilân edilecek
altay dün izmir'e döndü. burteçin "kupayı kaybetmedik ama, ahlâk mücadelesinin meşalesini yaktık, onu smöndürmeyeceğiz" dedi
sarı - kırmızılılar saat 18 de şeref turu yapacak
türkiye kupası finalisti g. saray futbol takımı bugün saat 18.00 de mithatpaşa stadyomuna çıkarak: «türk sporu şerefine üç kere sağol... sağol... sagol...» diye bağırarak kupayı alacaktır.
«kupayı kaybettik ama, sporda ahlak mücadelesinin meş'alesini yaktık, onu söndürmemeğe çalışacağız» diyen altay kulübünün başkanı rıdvan burteçin takımının bu maçı oynamıyacağını açıklamış ve izmir'e döndüğünü bildirmiştir.
altay futbolcuları dün sabah erken saatte bursadan otobüsle izmir'in yolunu tutarken: «biz futbolcuyuz. oynamak isterdik. ancak, bir kulübün idare heyetinin emrindeyiz.» demişlerdir.
maç oynanacakmış gibi...
beden terbiyesi istanbul bölge müdürlüğü, galatasaray - altay türkiye kupası final maçı oynanacakmış gibi hareket etmektedir. bu sebeple, arzu eden seyirciye bilet kesilecek, ancak halk sadece şampiyon takım galatasaray'ın seremonisini seyredecektir. biletler kapalı tribün 10, açık tribün ise 5 lira olmak üzere satılacaktır. müsabakayu idare edecek romen hakemi dün şehrimize gelmiştir. sarı -kırmızılıidarecilermüsabakadan önce, turgay - candemir, ahmet - mustafa, ergun, erol - yılmaz, ayhan, talât, metin, uğur’dan kurulu kadrolarının lisanslarını hakeme vereceklerdir.
türkiye şampiyonu galatasaray, kupası ile şeref turu yapacak ve soyunma odasına dönecektir.
diğer taraftan emniyet müdürlüğü müsabaka için 450 memuru görevlendirmiştir.
burteçinin basın toplantısı
altay kulübü başkanı rıdvan burteçin dün yanında kulüp idarecilerinden mazhar zorlu olduğu halde bir otelde basın toptantısı yaparak: «büyük kulüplerin kayrıldığını, spora politika sokulduğunu» iddia etmiştir.
burteçin, bu mücadelede galatasaray kulübünün tutumunu tenkit etmediğini, ancak onlara bu yolda yardımcı olanlarla mücadele edildiğini belirtmiş, «galatasaray maçın bu tarihte oynanacağına önceden o derecede emindi ki, henüz temel eğitimlerini tamamlamıyan talât ve uğur'a ona göre izin alınmıştı» demiştir.
altay kulübü başkanı konuşmasına şöyle devam etmiştir: «kimler taraf tutuyor? futbol federasyonu ayni günde maçı, başka bir sahada oynatmak hakkını neden kullanmamıştır? spora bâzı kuvvetler el atmıştır. bugün altay daima farklı muamele gören, küçük kulüplere yapılan baskı ve zulümle mücadele savaşının önderliğini yapmağa karar vermiş bulunuyor. artık bu sahnenin gigüran ve esiri değiliz. spor sahalarında siyasi nüfızlara ve entrikaya karşı bayrak açıyoruz ve müsavat istiyoruz. mücadelemiz sporda ahlak^ve fazilet mücaelesidir. hiç bir makam, büyük zannettikleri kulüplerin amaline çalışamayacaklardır.»
g. saray maddî zararın ödenmesini istiyor
galatasaray kulübü idare heyeti, altay'ın finali oynamaması karşısında uğradığı maddi ve mânevi zarar sebebiyle beden terbiyesi umum müdürlüğü nezdinde teşebbüse geçecektir.
sarı - kırmızılı takımın başantrenörü coşkun özarı, altay kulübünün verdiği karardan sonra şu konuşmayı yapmıştır: «altay'ın finali oynamamasına biz ve futbolcularımız çok üzüldük. çünkü kendimizi bu maça çok iyi hazırlmaıştık. altay takımının finale kayükselmesindeki başarısını bütün sporseverler gibi biz de sevinçle karşılamıştık. ancak son tutumlarını ne maksatla yaptıklarına bir mânâ veremedim. gönül isterdi ki esasen izmir'de kendi seyircisi önünde 0-0 berabere kalmakla yüzde doksanını kazandığımız kupanın yüzde on şerefini de istanbul'da altay'ı yenerek kazanalım.»
altay kulübü federasyonca alınan hükmen maglûbiyet kararını tanımadığını açıklamıştır.
«galatasarayın türkiye kupa şampiyonluğu hükümsüz ve usulsüzdür» diyen altay başkanı rıdvan burteçin, «futbol federasyonu veya teşkilât bizi hükmen mağlûp sayamaz. bu dâvayı danıştaya ve uefa‘ya kadar götüreceğiz, hakkımızı arayacağız.» demiştir.
mithatpaşa stadında dün akşam saat 18 de galatatarayın yaptığı sade merasimi ve daha sonra federasyonda yapılan toplantıyı beyoğlundaki otellerden birinde, olayları tâkip eden mazhar zorlu'dan telefonla öğrenen burteçin, maçın 4 temmuza tehiri konusunda dün futbol federasyonuna telgraf çekildiğini bildirmiş ve şöyle devam etmiştir: «futbol federasyonunun maçı 29 haziran pazartesi gününe tehir etmesi usulsüz ve hasma avantaj tanıyan bir karardır. biz, henüz temel eğitimlerini bile tamamlamamış olan galatasarayın asker futbolcularına verilen özel izin 30 haziranda sona ereceği için yeni bir teklif yaptık ve maçın 4 temmuzda oynanmasını istedi. müracaatımız cevapsız kaldı. tehir kararı kasitlidir. yetkililer samimi olsalardı, maçı 4 temmuza bırakırlardı. hükmen mağlubiyet kararını tanımadığımız gibi, galatasaray'ın şampiyonluğunun da hükümsüz olduğunu ilân ediyoruz.»
tehirin maksatlı olduğunu iddia eden altay idarecileri, italya kupasında yeni sezona bırakılan torino - roma maçını emsal göstererek galatasaray maçının da daha ileri bir tarihe bırakılmasının mümkün olduğu görüşünde ısrar etmektedirler.
romen hakem "hayatımda böyle bir hâdise ile karşılaşmadım" dedi. sarı-kırmızılılar memnun
seyirciler futbolcuları omuzlarında taşıdılar
galatasaray futbol takımı, türkiye kupası finalinde rakibi altay'ın sahaya çıkmaması sebebiyle romen federasyonuna mensup beynelmilel hakem mihalesku tarafından hükmen galip ve türkiye kupası şampiyonu ilân edilmiştir.
yeniköy'deki kamp mahalinde futbolcularla bir konuşma yapan özarı hepsine başarılar dilemiş ve bunu müteakip mithatpaşa stadına hareket etmiştir.
stadın önünde tezahüratlarla karşılanan sarı - kırmızılı futbolcular saat tam 18'de hakemin verdiği işaretle sahaya çıkmışlar bu sırada seyirci kendilerini «şampiyon takım çok yaşa», «altay papucu yarım çık dışarıya oynayalım» sesleri ile karşılamıştır. daha sonra mihalesku, beli necdet arığ ve sabahattin lâdikli'den müteşekkül hakem triosu sahaya çıkmış ve mihalesku sanki iki takım da sahada varmışlar gibi düdük çalarak kaptanları ortaya dâvet etmiştir. bu dâvete sadece turgay gelmiş ve üç hakemin de elini sıkmıştır. galatasaray'ın ankarada demirsporla yaptığı ve 4-1 kazandığı maçı idare eden ve türkiye'ye ikinci defa gelen mihalesku, turgay'a «sizi tebrik ederim» demiş ve etrafındaki basın mensuplarına da «hayatımda böyle bir hâdise ile ilk defa karşılaşıyorum. çok acı bir şey bu» leklinde konuşmuştur. diğer hakemler de ilk defa maç idare etmeden sahadan ayrıldıklarını söylemişlerdir.
talimatname gereğince hakemler sahada 15 dakika beklemişlerdir. 15 dakikanın sonunda mihalesku uzun bir düdük çalarak galatasarayı şampiyon ilân etmiş ve başta kaptan turgay olmak üzere diğer futbolcularla da tanışarak kendilerini tebrik etmiştir.
galatasaray kulübü reisi ulvi yenal, ikinci başkan rüçhan adlı ve idarecilerden nejat erimtan, başantrenör coşkun özarı, antrenör naci özkaya tarafından öpülerek tebrik edilen futbolcular daha sonra her iki tribünde bulunan galatasaray'lı taraftarları selâmlamışlar ve bu sırada sahaya hücum eden halk kendilerini omuzlarda taşımıştır.
başkan ulvi yenal «maç yapamadığımız için üzgünüz. bu hareketi ne amatör spor anlayışına, ne de profesyönel kulüp idaresine uygun görmüyoruz. sporda galibiyet ve mağlûbiyet ayni şekilde kabul etmek lâzımdır. altay’lı idareci arkadaşlarımoz büyük vebal altında kalmışlardır.»
ikinci başkan rüçhan adlı ise, «eğer yüzde beş kazanma inançları olsaydı, yüzde yüz buraya gelir maçı oynarlardı» şeklinde konuşmuştur.
galatasaray kampında, idarecisi futbolcusu bu iki cümleyi ezberlemişti... hepsinde bir korku, hepsine de bir heyecan, altay son dakikada lejyoner başkanının kararını dinlemeyip, sahaya çıkacaktı sanki. yeniköy’deki kampın telefonlar: durmadan calatasaray'lıları arıyor ve değişik sesler «altay maça çıkıyor..» haberini veriyordu.
başantrenör özarı ve antrenör özkaya, telefonların yarattığı sinirli havayı yatıştırmaya çalışıyor ve öğle yemeğinden sonra bir toplantı yaparak: şu direktifi veriyorlardı: «evet, altay sahaya çıkabilir, sinirlerinize hâkim olunuz.»
baş antrenör coşkun özarı'ya göre, «bambaşka garip, acayip, sıkıntılı bir havaydı bu...» ne kadar gayret saretseler, türkiye kupasına sahip olabilemek için sadece saat 18'deki seremoniyi beklemeleri icabeden futbolcuların heyecanına mâni olamıyorlardı. turgay final günlerinin alışılmış dekorundan sıyrılamıyor, traş için maça üç saat kalmasını bekliyordu. şampiyonluk maçlarının sakin adamı ahmet derman'a bile sirayet etmişti sıkıntılı bekleyiş. candemir de öyleydi. k. erol da.. ama, kampın en neş'siz adamları sarı - kırmızılının askerleriydi. uğur - talât - ayhan üçlüsü, niçin üzgün olduklarını soranlara bir ağızdan cevap veriyorlardı: «kırk yılda bir takımımızda oynayacağımız tuttu. bu defa da rakip bulamadık karşımızda..»
* * *
galatasaray kampının iki yöneticisi özarı ve özkaya'ya gelince: onların da rahat bir gün geçirdikleri iddia edilemezdi. bir aralık baş başa vermiş«ltaylılar geliyor» haberlerinin önüne geömek için telefon yasağı koymağa kalkmışlardı.
coşkun özarı, dünkü günün sabahında bütün final maçlarında olduğu gibi çocukların odalarını dolaşmış, kalkış saatinin uygulanmasında bile müsamahakâr davranmamıştı: «aman cocuklar, gevşemek yok, haydi kalkın bakalım. kahvaltı ve yürüyüşe. maç varmış gibi...»
ve şimdi saat tam 16 00... kampa heyecanlı bir şekilde kadri geldi... doğruca kaptan turgay'ın yanına... «çocuklar kusara bakmayın, hepinizin yerine kaptan'ı öpüyorum» sonra arkasından acele ilâve etti: «yahualtaylılar beyoğlunda dolaşıyor, varol'u gördüm, beni görünce diğer futbolcularla saklandı.» tavla oynayan metin, «gelsinler yahu, macarları bile bu kadar beklememiştik» derken, mustafa, «kadri'ciğim sen üzülme, sahaya çıksınlar. dört olur bu maç... dört» şeklinde konuşuyordu. ama herşeye rağmen bu haber mevcut heyecanı bir misli daha arttırmıştı... kafile staddan içeri girerken bütün futbolcular kapıcıya soruyorlardı: «altaylılar geldi mi?» «gelmedi» cevau endişeleri dağıttı ve takım biraz olsun rahatça staddan içeri girdi. sonra özarı bir kenarda bekleyen futbolculara sahaya çıkacak takımı açıkladı: «turgay - candemir, b. ahmet - mustafa, ergun, doğan - yılmaz, ayhan, talât, metin, uğur...»
özarı'nın takımı okuyuşu ve hattâ son taktik ikazı futbolcuları heyecanlandırmıştı. içlerinden biri mırıldanıyordu: «bu takım sene başında böyle olsaydı neler yapmazdı?..»
ve takım mithatpaşa stadı koridorlarında sahaya çıkmak üzere yürürken tünelde futbolcular bir kere daha birbirlerine sarıldılar, birbirlerine moral vererek ve birbirlerine iyi şanslar dileyerek maç varmış gibi...
türkiye kupası final karşılaşmasının 28 haziran yerine 29 haziran tarihine alınması üzerine galatasaray'la revanşı yapamayan altaylı futbolcular çok üzgündü...
altay'ın senelerden beri kaptanlığını yapan santrhaf kâzım'ı gölgede 34 derece olan sıcaklık bunaltmıştı. tam dibinde kendisine ait kahvenin bahçesinde bir ağacın gölgesinde oturuyor, saat da tam 18.30‘u gösteriyordu. bizi görünce «bu saatte ben şimdi mithatpaşa stadında turgay'la el sıkışıyor ve ona takımı için iyi şanslar diliyordum» diye hemen söze başlamıştı. ağaç gölgesinde yalnız başına oturan kaptan kâzım'ın bütün düşündüğü türkiye kupasının izmir'e de getirebileceği idi. konuşmalarından da öyle anlaşılıyordu. «biz çok iyi hazırlandık» diyordu. ve sözlerini şöyle tamamlıyordu, «galatasaray'ı yeneceğimize dair hepimizde kuvvetli bir inanç vardı. bu azimle en az bir beraberlik kopartır dok. mâne ve madden her şey yapılmıştır. çok üzgünüm.» altay'ın türkiye kupasında finale kadar yükselmesinde en büyük payı olan muvaffak antrenör bayram dinsel maç saati sıralarında alsancaktaki altay deniz lokalinin kıyısında elinde oltası balık avlıyordu. yakaladığı balıkları lokalin bbğfesine gönderiyor akşam yemeğini hazırlatıyordu. şansı da epey açıktı. izmir'in meşhur çipursa'sından iki tane tutmuştu «eğer bugün galatasaray ile oynasaydık iki gol atacaktık» diye balık avı ile türkiye kupası finali arasında bağlantı kuran ve şansını bu şekilde yorumlayan bayram da kâzım, hikmet, önder, ünver ve diğerleri gibi üzgündü. takımı hem teknik yönden hem de moralman iyi hazırladığını söyleyen antrenör, galatasaray'ın altaydan çekindiği için oyunlara girdiğini de belirtiyor ve «idari işler beni alâkadar etmez» diyerek sözlerini tamamlıyordu.
elinde ıstaka nazmi ile bilârdo oynayarak vakit geçiren aytekin, «hazırız. şimdi deseler tayyareye atlar maçı yine oynar ve galatasaray'a kolay yutulur lokma olmadığımızı gösteririz» diyordu. aytekin bilârdo oynarken bile maçı düşündüğünü anlatmak istiyordu. nail, alsancak'taki evinde yatapa uzanmıl istirahat ederken, feridun ile ünver, gündoğdu meydanındaki bir cafe-terlada arkadaşları ile beraber sohbet ediyorlardı. sohbet tabii ki altay - galatasaray karşılaşmasının dedikodusu idi. ilk final karşılaşmasında takımdaki yerini alamayan feridun'un maç hakkındaki düşüncelerde şöyleydi: «beşiktaş maçındaki sakatlığım tamamen geçmişti. zaten türkiye kupasını izmir'e getirmek için ant içmiştik.» alsancak'ta bornova caddesindeki lokantasında ahçıbaşına talimat veren önder «biraz da bizi düşün ahçıbaşı» diyordu. önder'in bu konudaki sıkıntısı ahçıbaşının sol kepçe olması idi galiba. «istanbul'da olsaydık galatasaray karşısında şimdi mücadele ediyorduk belki bir gol de atmış olurduk. şimdi saat 19. maçın birinci devresini bitirmiş, talmiatı almış, ikinci yarıya ayni hırsla çıkıyorduk» diyorduç önder veral'da... maç saatinde evinde küçük çocuğu ile oynıyarak vakit geçiren cahit, akşam açık hava sinemasına gitmek için gişedeki kuyrukta sırasını bekleyen hikmet de üzgündü. bursa'dan izmir'e gelen kafileden ayrılıp istanbula giden varol, bekir, numan, iskender ve enver de diğer arkadaşları gibi mutlaka üzgündüler. çünkü onlar da diğer arkadaşları gibi hırslı ve azimli idiler türkiye kupasını izmir'e getirmekte...
merkez ceza heyeti tarafından 6 ay hak mahrumiyeti cezası verilen altay başkanı rıdvan burteçin, bu müddet içinde siyah - beyazlı takımın maçlarında sahaya giremiyecektir.
burteçin cezası ile ilgili olarak şunları söyleylemiştir: «amatör zihniyetle cemiyete faydalı olmaya çalışan biz yöneticileri de spor sahalarından uzaklaştırmağa çalışanlar utansınlar. fkat biz sevdiğimiz ve bağlı olduğumuz cemiyetlere perde arkasından da olsak gene yardımcı olacağız. buna da kimse mâni olamaz. onlar cezaalrı ile kendilerini tatmin ediyorlar.»
29.haziran.1964 - 53 sene önce bugün galatasaray, türkiye kupası finalinde izmir'deki 0-0'lık maçın rövanşında altay'ı hükmen mağlup ederek, kupanın ilk ylından sonra ikinci senesinde de başarısını şampiyonlukla taçlandırdı. 28 haziran 1964 pazar günü, mithatpaşa (inönü) stadı'nda oynanması gereken bu maç, aynı gün istanbul'da ordu milli takım maçı olduğundan ertesi güne ertelendi. maçın ertelenmesine itiraz eden ve bu kararın asker futbolcuları ayhan, uğur ve talat'ı oynatabilecek galatasaray'a avantaj sağladığını iddia eden altay sahaya çıkmadı. seremoniye çıkan galatasaray hükmen galibiyet ile kupayı aldı.