1961-1962 (balkan kupasına göre 1961-63) sezonun balkan kupasında türkiye'yi fenerbahçe ve galatasaray temsil etmiştir. 4'er takımlı 2 grup olarak yapılan ilk maçlarda galatasaray grubunda oynadığı 2 maçın ardından balkan kupasından çekilmiştir.
fenerbahçe ise b grubunda ilk 4 maçını yapmış ardından kupadan çekilmiş ve son 2 maçını oynamadığı için hükmen yenik sayılmıştır. oynadığı 4 maçta 1 galibiyet ve 3 mağlubiyet alan fenerbahçe 5 gol atıp 8 gol yemiştir.
fenerbahçe o sezon oynadığı maçlarda şu sonuçları almıştır:
fenerbahçe 1-0 dinamo tiran fenerbahçe 2-4 dinamo bükreş fenerbahçe 0-1 levski sofya dinamo tiran 3-2 fenerbahçe levski sofya 3-0 fenerbahçe (hükmen) dinamo bükreş 3-0 fenerbahçe (hükmen)
balkan kupası icra komitesi yarın bükreş'te toplanacaktır. toplantıya federasyon adına faik gürer, fenerbahçe kulübünden faruk ılgaz ve galatasaraydan alp kun iştirak edeceklerdir.
balkan kupası icra komitesi genel sekreteri faruk ılgaz dün tertiplediği basın toplantıında turnuaya bu sene daha cazip bir şekil verileceğini söylemiş ve maçların iki grup halinde oynanacağını bildirmiştir. gruplar şu şekildedir:
bu sene iki müsabakanın neticesinde şampiyon belli olmadığı takdirde üçüncü maç şehrimizde yapılacaktır. diğer taraftan birinci balkan şampiyonasını kazanan kızılbayrak takımına kupayı vermek üzere fenerbahçe kulübü umumi kâtibi raruk ılgaz dün braşol’a hareket etmiştir. ılgaz birinci balkan kupasında fenerbahçe’nin 263.250 lira net hâsılat elde ettiğini söylemiştir.
bükreş'te toplanan balkan kupası icra komitesi çalışmalarına bugün de devam edecek
bukreş .özel
balkan kupası icra komitesi dün yaptığı toplantıda mühim kararlar almıştır. genel sekreter faruk ılgaz’ın başkanlığındaki toplantıya, romen federasyonu, kızılbayrak kulübü, dinamo kulübü, bulgar federasyonu, arnavut federasyonu, olimpiyakos kulübü, ve türk futbol federasyonu temsilcileri katılmıslardır. romen federasyonu temsilcisinin müsabakaların bu yıl temmuz ayında ve 15 gün içinde oynanması teklifi reddedildikten sonra istanbuldaki toplantıda kararlaştırıldığı gibi iki seri üzerinden oynanacak maçların fikstürü tesbit edilmiştir. yugoslavyanın bu seneki turnuaya katılmaması üzerine bulgaristandan iki takım iştirâk edeceği ıı. balkan kupasının fikstürü şu şekildedir:
birinci seri: galatasaray – olimpiyakos, kızılbayrak – galatasaray, galatasaray – spartak, kızılbayrak olimpiyakos, spartak – olimpiyakos spartak – kızılbayrak
ılk maçın aralık’ın 17 sinde galatasaray ile olimpiyakos arasında oynanması muhtemeldir. her takım ayda bir defa balkan kupasında bir maç oynıyacaktır. fikstürde müsabakanın oynayacağı şehir kur’ada ismi ilk defa çekilen takımın şehridir. karşılaşmaları f.i.f.a. ya kayıtlı hakemler idare edecektir.
balkan kupası icra komitesi toplantısına bugün devam edecektir.
arnavutluk ikincisi, balkan kupası maçı için geliyor.
fenerbahçe, balkan kupasındaki ilk maçını pazar günü mithatpaşa stadında arnavutluk ikincisi dinamo ile oynayacaktır.
balkan turnuası icra komitesi genel sekreteri faruk ılgaz, tiran dinamosunun cuma günü uçakta şehrimize geleceğini ve müsabakayı bulgar hakemi atanas dinen'in idare edeceğini söylemiştir.
fenerbahçeyi tirandaki hususi maçta 1-0 yenen dinamo geçen hafta bükreş'te dinamo ile yaptığı balkan kupası karşılaşmasını 3-2 kazanmıştır. dinamo yarın sofyada levski ile balkan kupasındaki deplâsman maçını oynayacaktır.
arnavutluk ikincisi pazar günü balkan ikinciler turnuası için fenerbahçe ile oynayacak
arnavutluk ikincisi dinamo takımı, fenerbahçe ile pazar günü oynayacağı balkan kupası maçı için bu gece uçakla şehrimize gelecektir.
sofyada bugün levski ile karşılaşacağı bildirilen dinamo'nun hareket tarihini bir gün evveline aldığı dün gelen telgraftan anlaşılmıştır.
kadrosunda 6 milli futbolcuya yer veren ve tiran'ın en kuvvetli ekibi olarak bilinen dinamo'nun fenerbahçe ile yapacağı karşılaşma büyük bir alaka uyandırmıştır. sarı - lacivertliler geçen sene tiran'da 1-0 yenildikleri rakiplerinden revanşı alabilmek için ciddi bir hazırlık yapmaktadırlar. sarı - lacivertli kadro bugün de kendi stadında antrenör necdet erdem'in idaresinde haftanın son antrenmanına çıkacaktır. antrenör ve idarecilerin pazar günkü müsabakaya hilmi ve kadri'nin de iltihakiyle en kuvvetli tertibi çıkaracakları ifade edilmektedir.
saat 15.45 de başlayacak olan müsabakanın biletleri yarın satışa çıkarılacaktır.
fenerbahçe, balkan ikinciler kupası maçı için çalıştı.
pazar günü mithatpaşa stadında fenerbahçe ile balkan kupası maçını yapacak olan arnavutluk ikincisi dinamo takımı dün gece saat 21.30 da uçakla şehrimize gelmiştir.
misafirler hava alanında fenerbahçe kulübü idarecileri ve basın mensupları tarafından karşılanmıştır.
kulüp başkanı lambi vasili'nin başkanlığındaki kafilede bir doktor, iki antrenör, idareci ve şu futbolcular bulunmaktadır: köşes, esat, fatmir, iskender, hüseyin, kâmil, miço, niko, panayot, mehdi, lubonya, duro, iskender ii, ali, cavit, ekrem, lorents
arnavut dinamo takımı evvelki gece levski ile yaptığı karşılamada 2-2 berabere kalmıştır. misafirler bugün mithatpaşa stadında çalışacaklardır.
mithatpaşa'da oynanan balkan kupası maçında: fenerbahçe, dinamoyu 1-0 yendi
bir final havası içinde geçen müsabakanın yegâne golünü 2, devrede kadri fevkalâde kafa şutu ile attı
zaman zaman tehlikeli akınlar yapan arnavutluk 2. si karşısında f. bahçe son 30 dakikada canlandı
kahraman bapçum
sadece dünkü maçı seyreden ve arnavutluk'taki futbol hakkında hiçbir peşin hükmü olmayan bir kimse rahatça iddiayı ileri sürebilir: arnavutluk futbolu türk futbolünden daha iydir...
bu, dünkü maçta dinamo takımı fenerbahçeden iyi oynadı demek değildir tabii... hattâ golden sonraki yarım saat içinde sarı - lacivertli takım rakibinden oldukça üstün bile görünmüştü. bu arada biraz şanslı olsalar farkı ikiye, üçe de çıkarabilirlerdi.
ama sahadaki iki takımın futbol anlayışları, futbol kondisyonları, yetişme tarzları, fizik kabiliyetleri birbirinden çok farklı idi... bu fark daha sahaya çıkınca görülüyordu. bir taraf artık sporun alfabesi demek olan «ısınma» hareketini ciddi ciddi yaparken, diğer taraf - yani bizimkiler - yetiştiricisinden yedek futbolcusuna kadar bildiğimiz kayıtsızlık içinde idiler.
bir taraf rakibine en fazla ezildiği zamanlarda bile «futbol» u belirli bir yolda oynarken, diğer taraf rakibini ezdiği anlarda bile şahısların doğuştan getirdiği kabiliyetlerine güveniyordu.
ve heyhat!.. fenerbahçenin dünkü rakibi ingiltere, rusya. isveç, brezilya futbolunu değil arnavutluk futbolunu temsil ediyordu. kapalı tribünün orta yerinde ise şöyle bir döviz vardı: «türk futbolunun güvenilir temsilcisi fenerbahçe».
asıl karşılaşanlar
evet sahada iki ekol vardı: bir tarafta «ha babam» ekolünün yıpratıcı, kahredici yorgunluğuna dayanabilmek için kendilerini helâk edercesine didinen cefakeş türk çocukları... diğer tarafta «futbolu bütün tarafları ile bir bilim diye kabul eden» ekolün fevkalâde olmayan, sıradan temsilcileri. neticede, bizim kiler bütün meziyeti futbolu, futbol gibi oynamaktan ibaret olan takım az daha yenemeyeceklerdi.
oyun
maçın ilk devresi fenerbahçeliler için hiç de ümit verici değildi. ümitsizliğin temeli forvetten doğuyordu gerilerden aktarılan toplar şuursuz sanılacak bir ısrarla mutlaka soldan uzatılıyor ve hilmi adetâ şuurlu bu inatla ya toptan takip etmiyor, ya da aldığı topları derhal rakibe veriyordu. halbuki sağda mikro ve lefter fevkalade olmasalar bile bu şeyler yapacak gibiydiler. ama gel gör ki, sağ geride ozer'in ısrarlı faulleri, arkasındaki atilla'yı da bozuyordu. ve böylece fenerbahçe şerefin tek başına yapacağı ataklara kalıyordu şeref de allah için çalıştı durdu. çalıştı ama bir makine değildi, yoruldu tabii...
esasen misafir takım da yukarıda dediğimiz gibi «futbol» oynamasına rağmen öyle rahat netice alacak bir klâsa sahip değildi. oyunun ilk şutunu lefterin verdiği bir pasla mikronun çektiği düşünülürse.. ilk kırkbeş dakikanın en ilgi çekici olayları 27. dakikada nikola'nın pası ile dalıveren dinamo sağ hafı hüseyin'in çektiği şutun üst direğe vurup geri gelişi ve 43 üncü dakikada topu orta çizgide alan şerefin sağ açık yerinden şimşek gibi fırlayıp bütün defansı geçtikten sonra patlattığı şutun dimitri tarafından karşılanması idi.
ve gol...
ikinci devrede hilmi'nin yerine oyuna giren ergun daha randımanlı çalışıyor. ilk devrede daha çalışkan olan lefter ve kadri yorulan şerefin yükünü hafifletiyorlardı. nihayet 56. dakikada lefter, özerden aldığı bir topla olduğu yerde dönüp karşısındaki müdafii ekarte ederek bekletmeden ortasını yaptı. kalenin tam ortasına doğru süzülerek inen topa kadri ve şeref birlikte daldılar. kadri startını daha çabuk almıştı. sokuldu, kalecinin şaşkın bakışları arasında uçarak topun altına girdi. havada kafayı vurdu. bu kafayı vurduktan sonra bu kaleci için yapacak fazla bir şey yoktu.. top ağların üst kısmını aşağıdan yukarı doğru kaldırıyor ve kadri boylu boyunca yerde yatıyordu.
bu golden sonra fenerbahçe biraz daha canlandı. 30. dakikada lefterin, 35. dakikada şerefin solaçık yerinden kaçarak attıkları şutlerden birincisi avuta gidiyor. ikincisini kaleci kornere çıkarıyordu. üç dakika sonra mehdi'nin frikikini üner kornere attı, fakat 41. dakikada kornerden gelen topa santrforun yapıştırdığı şuta müdahale edemedi. üst direğe çarpan top geri geldi ve müdafaa tarafından uzaklaştırıldı. maçın bitmesine iki dakika kala mikro'nun lefter'e onun da şerefe aktardığı topu şeref nefis bir vole ile kaleye gönderdi. aut.
asıl sonuç
fenerbahçe bir hakiki kupa maçı gibi oynanan bu maçı kazanmıştı. bu, canını dişine takarak mücadele eden fenerbahçenin hakkı idi. ama sadece dünkü maçı seyredip, arnavutluk futbolu hakkında peşin hükmü olmayan bir kimse rahatça şunu söyleyecektir. arnavutlukta futbol türkiye'dekinden daha iyidir.