floransa'da yapılacak olan karşılaşmada can eski takımına karşı oynayacak
halit kıvanç nürnberg'den bildiriyor
alman şampiyonu nürnberg'e 1-0 mağûp olarak avrupa şampiyon kulüpler kupasından elenen fenerbahçe takımı çarşamba akşamı floransa'da can'ın takımı fiorentina ile hususi bir karşılaşma yapacaktır. dün italya ile telefonla konuşan idareciler bu hususta prensip anlaşmasına varmışlardır. fiorentina kulübü ikinci resisi ristori: «can gibi bir şöhreti yetiştiren fenerbahçe takımını misafir etmek bile ayrıca şeref verecektir» demiştir. ristori, can'ın da bu müsabakayı çok arzu ettiğini söylemiştir. ayrıca fenerbahçeli bütün futbolcular can'ın italya'da ilk maçta gösterdiği başarıdan büyük memnuniyet duyduklarını ifade etmişler ve idarecilere bu maçın oynanması için ricada bulunmuşlardır. can, çarşamba gecesi yapılacak olan maçta fenerbahçe'ye karşı oynayacaktır.
maç, saat 18.30'da başlayacak. nürnberg'den dönen fenerbahçe'nin italya'ya gelişi alâka uyandırdı
corriere dello sport: "can oynarsa fiorentina şampiyon olur" diyor
fenerbahçe futbol takımı bu akşam floransa'nın comunale stadında saat 18.30 da italya lig ikincisi fiorentina ile hususi bir karşılaşma yapacaktır.
can bartu'nun fiorentina'ya transferi münsebetiyle tertiplerim bu maçın büyük bir seyirci kitlesi toplayacağı ve zevkli geçeceği tahmin edilmektedir.
bir türk futbolcusunun, ilk defa takımına karşı yabancı bir sahada yer alacağını bildiren gazeteler müsabakayı enteresan bulduklarını belirtmekte ve «bu maç can için oynanıyor. » demektedirler.
corriere dello sport «maç erken saatte oynanıyor. ama, günün adamı can için hu karşılaşma görmeye değmez mi?» diye yazmaktadır.
fiorentina, nürnberg'de çok iyi bir futbol gösteren fenerbahçe ile yapacağı hususi karşılaşmaya büyük bir ehemmiyet vererek hazırlanmıştır. son antrenmanda antrenör hidegkuti'nin bilhassa can bartu ile alâkadar olduğu dikkati çekmiş ve şöhretli macar yıldızının fiorentina'nın yeni transfer elemanının ruh haletini tesbit etmek için gavret sarfettiği görülmüştür. hidegkuti futbolcularına «gayet yakından tanıdığım türk futbolunun avrupa sahalarında iyi bir isim yapmaya muvaffak olan temsilcisi fenerbahçe'ye karşı dikkatli hareket etmeleri tavsiyesinde bulunmuştur.
nürnberg'den oldukça yorgun dönen fenerehahçe'nin fiorentina'ya karşı «şükrü - atilla, özcan - şeref, osman, basri - mustafa, naci, yüksel, kadri, hilmi» tertibiyle çıkması muhtemeldir.
corriere ne diyor?
fiorentina ise, sarı - lacivertliler önünde «sarti - malatrasi, robotti (castelletti) - sereti, orzan, constantini - hamrin, milan, milani, can, petris» şeklinde yer alacaktır.
italyan gazete ve mecmualarında, geçen hafta fiorentina'da torino'ya karşı ilk maçını oynamasına rağmen başarılı bir not alan can bartu hakkındaki neşriyat devam etmektedir.
bu arada, italya'nın en büyük spor gazetesi corriera dello sport'un dünkü sayısında can bartu hakkında sitayişkar cümleler okunmuş ve «can, torino maçındaki başarısını devam ettirirse, fiorentina şampiyon olur.» denilmiştir.
fenerbahçe'yi fiorentina değil can mağlup effi:2-1
yağmur altında cereyan eden müsabakada, can eski takımına karşı güzel bir oyun çıkardı
gece oynanan maçı 10 bin kişi seyretti
fenerbahçe can bartu'nun transfer olduğu italya ligi ikincisi fiorentina ile yaptığı hususi karşılaşmayı 2-1 kaybetmiştir.
ilk devrede canlı ve bol deplasmanlı bir oyun tutturan sarı-lacivertiler 40. dakikada yükselin ayağından bjr de gol kazanmışlardır. fenerbahçe bu zaman içesirinde fiorentina'nın, torino'yu yenen hamrinli kadrosunu sahada hallaç pamuğu gibi atmıştır. italyan takımı bilhassa ilk 10 dakikada tam manası ile bir bozguna uğramıştır. sağlı sollu akınlarla kaleci sarti'yi müşkül durumlarda bırakan sarı - lacivertlileri fiorentinalı seyirciler sık sık alkışlamışlardır. 12. dakikada kadrinin 20 metreden savurduğu sert şutu, sarti güçlükle bloke edebilmiştir. keza 24. dakikada mustafanın ve 30, dakikada da şeref'in ataklarını sarti çok mahirane hareketlerle kurtarmıştır. fakat 39. dakikada italyan kalecisi, robottinin verdiği geri pası yakalayan ve sol açığa kayarak kurşun gibi bir şut atan yüksel'in golüne mani olamamıştır. centilmen italyan seyircileri bu golden sonra fenerbahçe lehine büyük bir tezahürat yapmışlardır. devrenin sonlarına doğru selim'in yerine sıra ile bülent ve hüseyin girmişlerdir. fakat bu dewğişiklik pek de müsbct bir netice vermemiştir.
ikinci devre
ikinci yarıya fiorentina takımı kendi sahasında can'ın eski takımına mağlûp olmamak için hırslı ve arzulu bir şekilde başlamıştır. hücum hattında bilhassa can'ın ileri geri çalışarak akın tanzim etmesi fenerbahçenin mağlubiyetinde büyük rol oynamıştır. bu arada fiorentinanın meşhur oyuncusu hamrin yerini venerada'ya terketmiştir. fakat kabul etmek lâzımdır ki can çok kısa zamanda italyan stiline adapte olabilmiş ve fiorentina takımının nazımı rolüne girmiştir 69. dakikada petriy'in attığı gol canın fevkalade pası neticesinde olmuştur. soliçe bir topaç gibi süzülen ve naci'yi geçen can akabinde «al at» derecesine petris'in önüne bir top yuvarlamıştır.
civa gibi hareketli bir futbolcu olan petris sert bir şutla şükrünün kapadığı köşeden topu filelere göndermiştir. berabere duruma düşmesine rağmen fenerbahçe fiorentina ile başabaş oynamağa devam etmiştir. hemen herkesin «maç bu netice ile biter» dediği bir sırada sağaçıktan şerefin attığı topu yakalayan mikro mustafa bir yıldırım sürati ile fiorentina ceza sahasına girmiş ve kurşun gibi bir şüt savurmuştur. fakat top büyük bir talihsizlik eseri olarak kaleci sarti'yi de geçtiği halde direğe vurup geri dönmüştür. kendisinden fizikman kat be kat üstün solbeki bir kulvar haline getiren mustafa bir anda tribünleri dolduran 10.000 fiorentinalı seyircinin sevgilisi olmuştur. halk mikro mustafaya «bambino, bambino» diye bağırmıştır. fakat 83. dakikada can eski takımına en büyük azizliği yapmış yeni takımına ise galibiyeti temin eden golü kazandırmıştır. fevkalâde artistik hareketlerle ceza sahanının içine dalan can yağmurun kaygan hale getirdiği çimen sahada eski arkadaşlarından dört kişiyi üstüste ipe dizercesine çalımla geçmiş ve veneradaya çok müsait bir pas vermiştir. venerada'nın ilk şutunu kaleci şükrü mağlûbiyetini ilan etmiştir. can fiorentina takımı ile birlikte halkı selamlamış fakat eski arkadaşlarına koşarak hepsine teker teker sarilmıştır.
maçtan sonra soyunma odasında can bartu şunları ı söylemiştir: «yeni takımımın kazandığı galibiyet sevinci içinde olmakla beraber, şu anda beni saadete ulaştıran tek şey çok sevdiğim fenerbahçenin italyada fevkalâde bir futbol göstermiş olmasıdır. arkadaşlarımla aynı havayı teneffüs etmenin heyecanı içerisindeyim.»
antrenör hidegkuti ise fenerbahçe budapeştede seyrettiğim fenerbahçeden çok daha iyi durumda bulduğunu ifade etmiş, «sarı - lacivertli takım hem teknik hem de form bakımından iki sene gibi bir zaman içinde büyük bir ilerleme kaydetmiştir.» demiştir.
umumi kaptan kırcan ise sarı - lacivertlilerin nürnberg maçından daha iyi oynadığını söylemiştir.
fiorentina antrenörü hidegkuti can bartu ile anlaşabilmek için türkçe öğrenmeğe gayret etmekte ve bir lügat aramaktadır. bununla beraber antrenmanlardan evvel bir arkadaşından öğrendiği italyanca «koş, topa vur, ileri gir, geri gel» gibi terimlerin italyancasını öğrenen can, hidegkutinin bu üzüntüsünü bertaraf etmeğe çalışmaktadır. hidegkuti de can da antrenmanların bu sayede rahat anlayışlı cereyan etliğinde müttefiktirler.
can bartu'nun transfer olduğu fiorentina takımı üç maç yapmak üzere haziran ayında, istanbula gelecek tir. fiorentinalı idareciler dün fenerbahçe kulübü temsilcileri ile bu husuta prensip anlaşmasına varmışlardır. fiorentina üç maç için fenerbahçeden 15 bin mark alacaktır. fenerbahçe takımı bugün de italyada kalacak ve yarın uçakla istanbula dönecektir.
can'ın, arkadaşlarını uğurlayışı hazindi. gazeteler dün de sarı-lâcivertlilerden ve can'dan bahsettiler
halit kıvanç bildiriyor
floransa
dün floransa'dan münich'e geçen fenerbahçe profesyonel takımı bu akşam istanbul'a dönmüş olacaktır.
fiorentina ile çarşamba akşamı yaptığı karşılanmada fevkalade bir oyun çıkaran sarı - lacivertli takım italyadaki çok müsbet bir intiba ile ayrılmıştır.
antrenör hidegkuti, «fenerbahçe türk futbolunun iyi bir elciliğini yaptı.» demiştir. keza italyan basınında geniş yer alan can bartu da takımının iyi oynamasından duyduğu memnuniyetin büyük olduğunu kaydetmiş «bir arsa futbolcusu olarak italyaya gelmediğimi bu sayede herkes öğrendi» demiştir.
can dün sbah saat 10.00 da fiorentina takımının antrenmanı bulunması sebebiyle floransadan trenle milano'ya geçen arkadaşlarım uğurlayamamıştır. ancak genç futbolcu saat 9.30 da arkadaşlarının kaldığı otele, yananda yeni takım arkadaşı dell'angelo olduğu halde gelmiş ve her biriyle ayrı ayrı vedâlaşmıştır.
ayrılık sahnesi çok hazin olmuş ve can takım kaptanı naci ile kucaklaşırken göz yaşlarını tutamamıştır. kaptan naci dell'angelo'ya «can'ı sana emanet ediyoruz. ona iyi bak. onu anladıkça daha fazla seversin» demiştir.
daha sonra fiorentinalı can gazetelerde müthiş mustafa diye bahsedilen mikro mustafaya takılmış, «seni da buraya transfer edelim mustafa» demiş, «evet beni memnun etmek istiyorsanız, bana galibiyet haberlerinizi ve lig şampiyonluğu müjdesini gönderin.» demiştir.
can bartu, fenerbahçenln 7 puan geride bulunmasına rağmen şampiyon luğu kaybetmeyeceğine de inandığını söylemiştir.
milli futbolcu bu arada lefter'e de bir mesaj göndermeyi ihmal etmemiş, «lefter için yaşın ehemmiyeti yok. yeter ki istesin, oynar, hem de fenerbahçeyi şampiyon yapar.» demiştir.
italyan gazeteleri dün de can'ı ve fenerbahçe takımına ait yazılar neşretmişlerdir.
bu arada stadio gazetesi, can bartu'nun her geçen gün biraz daha ümit verdiğini velirten yazısında mikro mustafadan da şitayişkâr sözlerle bahsetmiş ve «bu küçük futbolcu, italyanın en şöhretli beklerinden castelletti'yi vızır vızır geçti» demiştir.
corriere dello sport da can'ın takımının fevkalade olduğunu işaretle, gidegkuti'nin iyi bir eleman bulduğunu söylemiştir. corriere dello sport italyan orgabizatörlerinin gelecek yıl fenerbahçe'nin bazı oyuncularına talip olmasının bir sürpriz teşkil etmiyeceğini de kaydetmiştir.
* futbol 11 kişiyle oynanırdı ama, işte bir futbol takımı maçtan sonra seyircileri 12 kişilik kadrosuyla selâmlıyordu. 12 futbolcu hem «sağol» diye bağırıyor, hem de halka ellerini sallıyorlardı. ve tribünlerdeki futbol âşıkları da kendilerine bir futbol ziyafeti veren bu 12 genci ellerini kızartarak alkışlıyor, «bravo» diye bağırıyorlardı. bu 12 futbolcudan 11 i sarı - lacivertli forma taşıyordu. 12 ncisi ise bu renkleri sırtından çıkarmış, fakat kalbinden çıkarmamış fiorentina soliçi can bartu idi. oyun biter bitmez can, fiorentinalı takım arkadaşlarından ayrılmış ve derhal fenerbahçelilerin yanına gelerek seramonide onlara katılmıştı. ve bu 12 fenerbahçeli. 6 aralık akşamı floransa stadına gelenleri takdirini toplayacak güzellikte oynamış 12 sporcuydu.
* soyunma odasına giren can formayı sırtından çıkardı, duşa yürürken. esmer bir genç yolunu kesti. elini uzattı, «bartu, dedi. bugün çok iyi idin sen... ama senin takımın da fevkaladeymiş, çok beğendim.» bu, fiorentina'nın milli beki robotti idi. bu hükmü verenler ise, robotti'den ibaret değildi.
* oynamasını bilmeyen gelin «yerim dar» demiş. yerini bollatmışlar, bu sefer de «yerim dar» diye mâzaret öne sürmüş. türk futbolcuları mithatpaşa sahasına kusur buldukça. «sanki iyi saha olsa!» diye dudak bükenler çıkardı. fakat nürnberg'in pekâla güzel sahasında fenerbahçe'nin çıkardığı kombine oyun, yeri bollatılınca bizim damatların pekâlâ güzel oynıyabildiklerine bir misaldi. ama çarşamba gecesi floransa stadının mükemmel sahasında gösterdikleri mükemmel futbolle, türk futbolcuları yerleri bollaşınca artık «yerim dar» demeyereklerini ispat ettiler. gerçekten, şiddetli yağmura rağmen, biraz kaygan olmaktan başka kusuru bulunmayan floransa sahasında, fenerbahçeliler bütünü ile öylesine klâs bir futbol gösterdiler. iyi ama. fenerbahçe veya bir başka takımımız güzel oynasın diye de, her zaman floransa sahasını nerede bulacağız?
* fiorentina küçük takım değildi. ligde 8, kupada 3. kısacası 11 maçtanberi iki omuzu mindere gelmeyen bir ekipti. ve şimdi gece maçı tecrübesi olmayan, saha ve seyirci yönünden avantajdan uzak, üstelik kendi liginde başarılı görünmemiş bir fenerbahçe ile oynuyordu. şiddetli yağmurun - her şeye rağmen - kaygan hâle getirdiği bu sahada, fenerbahçenin farklı bir mağlûbiyet almasından korkuluyordu. maçı birlikte seyrettiğim italyan gazetecilerine göre ise, fenerbahçe'nin farklı yenilmemesi anormal olacaktı. ancak, maç başladıktan sonra, aynı meslekdaşlar mütemadiyen dönüp «böylesine fevkalâde futbol oynayan bir takım nürnberg'de nasıl yenilir?» deyip sormaktan kendilerini alamadılar.
* italyan gazetecilerinden biri (sig. torrini) ise, ikinci devre başlarken, hamrin, sarti, milani ve confiantini'nin oynamadığını görünce, «yeni bir maç başlıyor, dedi, ama asıl karşılaşmada fenerbahçe, fiorentina'yı yenmiş sayılır.» hakikaten sarı - lacivertliler, daha üç gün önce torino'yu 2-0 yenen kadrosuyla çıkmış fiorentina karşısında devreyi 1-0 galip bitirmeyi başarmışlardı. ve ondan da mühimini, bu ilk 45 dakikada şöhretlerle dolu fiorentina karşısında, evet italyan liginde ikinci durumdaki fiorentina karşıtında daha üstün görünmüşlerdi. hem takım oyunun bir örneğini veren mükemmel kombinezonlar.. hem de türk futbolunun tesirsizliğini unutturacak çapta nefis şutlar... müdafaa kademeli bir gayretle hamrin'li, milani'li fiorentina forvetine gol fırsatı vermezken, sarı - lacivertlilerin forvet hattı da hemen her elemanı milli fiorentina müdafaası önünde bir tehlike biterken yenisini yaratıyordu. evet, o hamrin ki gol krallığında iddialıydı. o milani ki, attığı bomba şutlarla çok kalecinin bpynunu bükmüş. fakat işte fenerbahçe takımı kimsenin - hele bizlerin -hiç beklemediği kudretle bir oyun gösteriyordu. ve galiba. fenerbahçe bu futbolu ile, maçın sonucundan daha fazla şeyler kazanmaktaydı.
* şu anda floransada herkes can'dan bahsediyor. can'ı övüyor. ama hemen bunun yanında italyanların deyimiyle «can'ın takımı» fenerbahçe de bu maçtaki oyunu ile, en az can kadar kendinden bahsettiriyor ve bütün bunlar bir yana, böyle bir takdirden memnun olanların başında can geliyor. can'a göre «fiorentina'nın galibiyeti iyi. fenerbahçenin gösterdiği futbol ise, bu galibiyetten de iyi...»
* can evet, şu sirada floransalıların 1 numaralı sevgilisi... inşallah, diyelim, hep böyle gider. biraz da can'ın elinde bu... torino gibi çetin bir takım karşısındaki ilk imtihanı başarıyla atlatan can, yuvası fenerbahçe önündeki futbolu ile de, ikinci maçını değil, daha doğrusu ikinci imtihanını verdi. bir fiorentina taraftarı «can kendi takımının yenilmesini istemez» demişti maçtan önce... can bunu istemezdi elbette... fakat daha ikinci defa formasını giydiği fiorentinada da, gerçek değerini ortaya koymaktan önlenemezdi. nitekim önlenemedi. ancak bu arada can'ı olduğu kadar her türk sporseverini memnun etmesi gereken. «can'ın takımı» fenerbahçenin de türk futbolunun en güzel örneklerinden birini ortaya sermesiydi.
* italyanlar mikro'ya yeni bir isim taktılar «bambino...» küçük çocuk anlamına gelen bu deyimi maç boyunca hep duyduk: «viva bambino! yaşa bambino...» hakikaten küçük mustafa büyük bir oyun göstermişti milli beklerden casteletti karşısında...
* nürnberg maçı kahramanı emektar şükrü, italyadaki bu kritik maçta da devamlı alkış toplayarak futbol hayatının en güzel günlerini yaşadı. auta gitse ibile, her şuta uöuşu, hele süratle kaleye inen hamrin'lerin, milanların, milanilerin, petrislerin ayağına atlayarak veya ayakla ceza sahası dışına forlıyarak müdahalesi, şükrü'ye altın günlerini yaşattı.
* naci şahane bir bazi idi. basri şahane bir basri... osman öyle, şeref öyle, kadir öyle, yüksel öyle, hilmi keza şahane... hepsi bu kadar iyi idi de, nasıl yenildi fenerbahçe? iyi ama, fenerbahçelilerin karşısında onların galibiyet şansını önce kıran, sonra da yok eden bir fenerbahçeli daha vardı: can!... ve staddan çıkılırken, bütün italyanlar bölye söylüyordu: «fenerbahçe fiorentinayı, hem de kendi evinde bir devrede yendi. ama fenerbahçeyi de fiorentinalı can yendi...»
* gerçek de buydu. can'ın verdiği pas solaçığa ilk golü yapmak fırsatını vermiş, gene can'ın dört kişiyi çalımla geçip hazırladığı gol, sağaçığa topu kale ağzında içeri yuvarlamak işini bırakmıştı. fakat her şeye rağmen 69. dakika galip durumda oynayan fenerbahçe, bundan 5 dakika sonra mikronun kaleciyi de aşan şutunda topun direğe çarpmasıyla, ikinci bir galibiyet fırsatını kaçıtrıyordu. ya da fiorentina'nın talihi, evsahibi takıma misafirlerini yenmek fırsatını kazandırıyordu.
* stad inliyordu... alkışlanan türklerdi. ya fenerbahçe formalı türk futbolcuları, ya da fiorentinanın «10» numaralısı, evet, can bartu idi alkışlanan... ve stad tezahürattan da inliyordu: «bartu... bartu...» bu tempo ile bağırabilmek için yağmur, çamur demeden çıkıi kapısına toplanmıştı binlerce fiorentinalı... esasen bu maçın en çok takdire değer cihetlerinden biri de, floransalı seyircilerin dürüstlüğü, sportmenliğiydi. maç boyunca sadece iyiyi, sadece güzeli alkışlamışlardı. ve işte can da, fenerbahçede bunun için çok alkılşanmıştı ya...