logo
 
Takip et: @macanilari
twittertwitter
Hasan Gülmüş
Anı/Bilgi Yazdığı Maçlar

(71.168 Maç)

sayfa /2847>>

2002-2003 (Özel Maç)
Kepezspor [2] 2-1 Galatasaray

2000-2001 (Özel Maç)
SC Freiburg 0-2 Galatasaray

2000-2001 (Özel Maç)
Galatasaray 2-0 FC Schalke 04

2000-2001 (Özel Maç)
SC Bacau 2-1 Galatasaray

2000-2001 (Özel Maç)
Diyarbakırspor 2-3 Galatasaray

2000-2001 (Özel Maç)
Villarreal CF 4-3 Galatasaray

2000-2001 (Özel Maç)
Benfica 1-0 Galatasaray

2000-2001 (Özel Maç)
SSV Reutlingen 05 [2] 1-4 Galatasaray

2000-2001 (Özel Maç)
Galatasaray 3-2 Olympique Lyon

2000-2001 (Özel Maç)
Galatasaray 4-1 SK Sturm Graz

2000-2001 (Özel Maç)
Galatasaray 2-0 FC Rapid Bükreş

2000-2001 (Özel Maç)
FC Rapid Bükreş 1-1 Galatasaray

2000-2001 (Özel Maç)
FC Basel 1-2 Galatasaray

2000-2001 (Özel Maç)
FC La Tour 0-7 Galatasaray

2002-2003 (Özel Maç)
Galatasaray 4-1 AJ Auxerre

2002-2003 (Özel Maç)
FC Zug 94 [A] 0-2 Galatasaray

2002-2003 (Özel Maç)
Bayer 04 Leverkusen 1-1 Galatasaray

2002-2003 (Özel Maç)
SK Slavia Prag 2-1 Galatasaray

2002-2003 (Özel Maç)
SV Rottenmann 0-17 Galatasaray

2002-2003 (Özel Maç)
FC Freienbach [A] 1-5 Galatasaray

2002-2003 (Özel Maç)
FC Judenburg 1-9 Galatasaray

1998-1999 (Özel Maç)
Galatasaray 1-2 İstanbulspor

1998-1999 (Özel Maç)
Galatasaray 1-0 Vefa [3]

1998-1999 (Özel Maç)
Galatasaray 1-1 İstanbul Büyükşehir Belediyespor

1998-1999 (Özel Maç)
Galatasaray 4-0 Alibeyköyspor



yengilgiyle barışık olmayanlar, futbolla asla barışık yaşayamazlar... (mehmet ali çetinkaya, 2016)



Sadece Video Yüklü Maçları Göster


1960 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri
Grup Eleme 2. Maçı
26.04.1959, Pazar, 16:00
Mithatpaşa
İstanbul, Türkiye
Turkiye.png
Türkiye
2-0Romanya.png
Romanya


Tweetle



iki takım arasındaki tüm maçları gör...

<< sayfa /2>>


          bu maça tüm yazılanları gör...yazi
bu maçla ilgili
anım/bilgim var









  •  
    ADS
    B
     51554  maç linki

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    yarın romenlerle oynayacak

    millî takımın kat’î şekli açıklandı

    yarın romanya’ya karşı çıkacak millî takımımızın katî şekli dün belli olmuştur. mithatpaşa stadındaki avrupa millî takımlar şampiyonası son eleme maçında takımımızın tertibi şöyledir:

    özcan – ismail, basri – mustafa, naci, b. ahmet – hilmi, can, suat, lefter, kadri.

    milli takımımızın bükreşteki 3-0 lık maçın rövanşını almak ve aynı zamanda da avrupa milli takımlar şampiyonasında idiasını kaybetmemek için hücum taktiği ile oynıyacaktır. takım alâkalı şahıslar tarafından teşkil edilirken, bilhassa bu husus göz önüne alınmıştır.

    u.e.f.a. bu resmî müsabakada futbolcu değiştirilmesine müsaade etmemiştir. maçı idare edecek olan üç yugoslav hakem borçe nedeikovski, trayan ivanoski ve milr mihaylov dün gece geç vakit şehrimize gelmişlerdir. u.e.f.a. mâşahidi andon petkov (bulgar) ise bugün saat 16.00 da şehrimize gelecektir.

    romenler geldi

    romen milli futbol takımı dün saat 15.30 da t.h.y. na ait bir uçakla ankaradan şehrimize gelmiştir. romen beden terbiyesi umum müdür muavini simion jonun başkanlığındaki 24 kişilik kafilede 18 futbolcu, 1 antrenör, 1 spiker, 1 idareci ve 2 gazeteci bulunmaktadır. kafilede bulunan sporcu ve idarecilerin isimleri şunlardır:

    simion jon (başkan), stolan. j. (futbol fed. başkanı), nanciu (genel sekreter muavini), botescu (baş antrenör), oana (yardımcı antrenör)
    oyuncular: toma, popa, caricas, juare, jenie, nunweiler, oiada, a. vasilev, alexandrescu, zaboda, angel, constantin, muandru, dinolescu, macri, taharcea, mathenau, moldenau.


    (Hasan Gülmüş, 04-02-2010 02:45:39)

     





  •  
    ADS
    B
     51555

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    antrenmen yaptılar

    romen kafilesi yeşiköy hava alanından doğruca mithatpaşa stadına gitmiş ve bir saat süren bir antrenman yapmıştır. çalışmalara romen kafile başkanı ve baş antrenör botescu nezaret etmiştir. bir saatlik zaman içinde antrener futbolcuları önce üç tur koşturmuş sonra 20 dakika hafif bir kültür fizik’e tâbi tutmuştur. daha sonra romen futbolcular üçlü-dörtlü gruplar halinde top çalışmaları yapmışlardır. futbolcuların hepsinin ilk nazarda top kintrolları iyi ve vuruşları isâbetli görülmüştür. arzulu ve hırslı geçen bir saatlik çalışmalar sonunda romen futbolcuları topluca mithatpaşa stadını terketmişlerdir. bu esnada kafile başkanı simion jon gazetecilere «çetin bir maç olacağını tahmin etmekle beraber sahadan galip ayrılacaklarına inandıklarını» belirterek şunları söylemiştir:

    «top yuvarlaktır»

    «evet maç çetin olacak. yabancı bir sahada ve yabancı bir seyirci karşısında esasen maçın bizim için kolay olacağı iddia edilemez. bununla beraber neticeden ümitli olduğumuzu söyliyebilirim. 3-0 lık bükreşteki 3-0 lık avantajımızın burada takımımız tarafından telâfi edilmesi bir hayli zor olacaktır. bu farklı galibiyetin bize tanıdığı avantaj karşısında romen takımının da futbolunu temsil etmek için gelen gayreti esirgemiyeceği şüphe götürmez bir hakikattir. sözlerimi klâsik bir cümle ile bitireceğim: top yuvarlaktır.»


    (Hasan Gülmüş, 04-02-2010 02:46:10)

     



  •  
    ADS
    B
     51556

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    romen takımı da belli oldu

    baş antrenör botescu ise «hücum taktiği ile oynıyacaklarını» ifade etmiştir. constantin ve dinelescu’nun sakatlıklarının takımı kuvvet bakımından zaafa uğratacağını ifâde eden antröner «formsuz gözüken sağbek macri’nin yerini popa’nın alacağını» açıklamış ve yarın türk takımına karşı çıkacak olan romen milli takımının tertibini vermiştir. takımın tertibi şöyledir:

    toma – popa (macri), soare – janei, caricas, nunweiler – oaida, al. vasile, alexandrescu, zavoda ı, anghel.


    (Hasan Gülmüş, 04-02-2010 02:46:33)

     



  •  
    ADS
    B
     51557

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    halk, yalnız duhuliye bileti alabilecek

    her milli maçtan evvel sporseverlerin en büyük derdi bilet meselesi gene günün dâvası olmuştur. halkın pazar günü yapılacak milli maçın biletlerinin nerede ve nasıl satılacağını bilmemesi birçok şıkâyetlere sebep olmuştur.

    dün sabahın erken saatlerinden itibaren mithatpaşa stadının gişeleri önünde toplanan halk açılan bir gişeden ancak duhuliye bileti satıldığını görerek, müracaat edecek merci aramış ve biletlerin bölge müdürlüğünden sadece bazı müesseselere verildiğini öğrenmiştir.

    dün günün muhtelif saatlerinde gazetemize telefon eden birçok kimseler mahal zikretmek suretiyle şehrin bazı ticari piyasa merkezlerinde âlenen karaborsada bilet satıldığını ihbar etmişlerdir.

    futbol federasyonu ise halkın nereden bilet alabileceği hakkında açıklama yapmayan bir tebliğ neşretmiştir.


    (Hasan Gülmüş, 04-02-2010 02:47:04)

     



  •  
    ADS
    B
     51558

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    gökay: ümitliyim dıyor

    federasyon reisi, saha ve seyirci avantajı yanında «disiplinin de mükemmel» olduğunu söyledi

    futbol federasyonu reisi faik gökay, yarın yapılacak romanya milli maçından «ümitli» olduğunu söylemiştir.

    bu ümidinin, «saha ve seyirci avantajına sahip olmamızdan ve milli takım kampındaki mükemmel disiplinden» mülhem olduğunu açıklayan faik gökay, şöyle demiştir:

    «güzel oynayan tarafın kazanması temennimdir. milli futbolcularımıza tavsiyem ise, şartlar ne olursa olsun, maçın ilk dakikasından son saniyesine kadar kazanma hırslarını devam ettirmeleridir.»


    (Hasan Gülmüş, 04-02-2010 02:47:36)

     





  •  
    ADS
    B
     51559

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    romenler mithatpaşa’da

    dün uçakla şehrimize gelen romen milli takımı oyuncuları uçaktan iner inmez antrenman yapmak istediklerini belirtmişler ve mithatpaşada bir saat çalışmışlardır.


    (Hasan Gülmüş, 04-02-2010 02:48:06)

     



  •  
    ADS
    B
     51589

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    milliyet kampta

    evvela hatır
    sonra bilet…

    sık sık zarar ettiğini söyleyen telefon idaresi, dün bu zararını mutlaka «73 86 93» e edilen telefonlarla kapatmıştır. sabahın erken saatlerinde çalmaya başlayan çınar otel telefonlarında aynı ifade, aynı söz duyuluyordu: «millî takım futbolcuları ile görüşmek istiyorum.»

    fakat bu, mümkün değildi. kamp müdürü, ziyaretler gibi telefonlara da el koymuş, ancak, «çok mühim ve hayati ise» istenen futbolcuya bağlatıyordu. bugüne kadar «telefonla konuşma yasağı» ndan pek memnun görünmeyen namzetler, dün bu yasak için necdet erdem’e çok dua ettiler. meselâ ergun, «aldığım biletler isteyenlere zor yetecek» diyor ve ilâve ediyordu: «allah razı olsun necdet ağabeyden… çok defa telefonla aramışlar ama, bana bağlatılmamış. eğer her arayanla konuşsaydım, halim haraptı.»

    basri kolayını bulmuş, aldığı biletleri ilk taliplerine dağıtıp bitiriyor ve sonra isteyenlere yemin ediyor: «vallahi billâhi bir tek kalmadı.» biletlerinin yetmeyişine üzülenlerin başında hilmi var. hemen bütün vefalılar milli kadroya verdikleri bu tek elemana başvuruyorlar. hilminin dördü de maç meraklısı dört ağabeysi bulunduğunu da ilâve edersek, yeşil-beyazlı futbolcunun üzüntüsüne hak verilir bunda. kampın jünyörü aydın, yemeğini bitirdiği halde restorandan çıkamıyor. çıkarsa holde kendisini (yani biletleri) bekleyen arkadaşlarının hücumuna uğrayacaktı.

    futbolcuların ricası ve kamp müdürünün teşebbüsü ile oyunculara verilecek davetiye sayısı arttırıldı. böylece her namzet 8 i davetiye ve 15 i paralı olmak üzere 23 bilete sahip oldu.


    (Hasan Gülmüş, 05-02-2010 02:44:15)

     



  •  
    ADS
    B
    kupa 51603

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    günün notları

    kampta futbolculara telefon bağlanmıyor ya:… hele yatakta istirahat saatlerinde… fakat dün necdet erdem tek istisnayı varol’a gösterdi ve saat tam 15.15 de (istirahattin en mutlak ânında) varol’u arayana «görüşebileceğini» bildirdi. çünkü telefonun öbür ucunda beşiktaşın kaptanı, milli futbolcu recep vardı.

    kampın en sessizleri başta can olmak üzere mustafa, ergun, varol ve hilmi… yani «ordulu beşizler»… beş futbolcunun neden böyle durgun ve düşünceli oldukları çok geçmeden anlaşıldı: «ordu ve milli maçlar dolayısiyle daha kaç kampa gireceklerini hesap edip duruyorlardı.»

    kampta dün en çok konuşulan mevzulardan biri, «kadri ile b. ahmedin takas edileceği, haberi oldu. b. ahmet, bu haberden pek hoşlanmamıştı: «beni satmak istiyorlarsa, serbest bırakırlar, ben de istediğim yere giderim. ama böyle ticaret eşyası gibi futbolcu takası olur mu?» bu haber karşısında lefter: «burası kamp, diye konuştu. takas filân yasak. necdet ağabey, yataklarımızı takas etmemize bile izin vermiyor.»

    kampta sakat yok, hasta yok, fakat doktor var. futbol federasyonu sağlık müşaviri olarak vazife gören fizik tedavileri mütehassısı dr. hakkı atay geldiği gündenberi pek yorulmadı. inşallah maça kadar (hattâ maçtan sonra da) çocukların doktorluk durumu olmıyacak.

    kampa ara sıra gelen bir «baba» var: gündüz kılıç… bir de kâmptan dışarı adımını atmıyan «baba»: masör hikmet arıtan… çocuklar masaj yaptırırken arıtan’a «aslan be, bir tane valla bizim bab, dünyayı gezdik böyle masaj görmedik, yaşa.» diyerek onu daha şevklendirdiler.

    dün bir ara matbaaya telefon ederek karikatür için kuşe kâğıdımızın tükendiğini söylıyorduk: «aman namık, bize bir deste kâğıt gönderin! bu sırada odaya giren kamp müdürü necdet erdem, gözlerini açtı: «neee?. bir deste kâğıt mı gönderecekler?»


    (Hasan Gülmüş, 05-02-2010 03:06:13)

     



  •  
    ADS
    B
     51604

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    gazeteleri okurken

    dünkü program, çarşambanın hemen ayni idi: sabah 3.30 da kalkıldı, meyva suları içildi, vitaminler yutuldu, kahvaltı edildi, gazeteler okundu. bu sırada bir gazetede «safa yalçuk istifası hakkında konuştu» haberini okuyan ismail, arkadaşlarına döndü:

    «şu işe bakın, safa yalçuk yüzünü bir kere bile görmem kısmet olmadan istifa etti.» gönen de spor sayfasında okuduğu haberi hemen arkadaşlarına ulaştırdı: «karagümrük – izmitte 6-2 galip gelmiş.». bu haberi, arkadaşlarının kadri’yi kızdırmalarına zemin yarattı: «kadri, senin yokluğun hemen belli olmuş.» kadri bu… altta kalır mı? «ben olsaydım, o iki golü de onlar değil, biz atardık.»

    10.30 da eşorfmanlarla otel civarında gezintiye çıkıldı. «gezinti» güzel kelime amma buradaki mânâsı, yürüyerek antrenmandı… doğrusu bu, «gezinti» ye katılmayı bedri ile gözümüz pek kesmedi. hem saha soğuk ve rüzgârlı idi. üstelik bu gezintiye katılsak da bizim hissemize 23 değil, 2 onda 3 bilet bile düşmiyecekti ki…

    gezintiden dönüşü yemek, yemeği istirahat, istirahati 5 çayı, çayı sulhi garan’ın projeksiyonlu konferansı tâkip etti. garan’ın dersi çarşamba günkü gibi istifadeliydi amma, çocuklar konferansta perdeye iliştirilen yeşil çuhadan minyatür sahayı görünce, hemen mithatpaşayı hatırladılar. mithatpaşayı hatırlayınca, maçı düşündüler, maçı düşünüce de gene kafalarına «bilet derdi», saplandı. bundan dolayıdır ki akşam yemekte elma’sını soyan özcan’a meyva tabağını uzatan garson «bir tane daha» deyince, özcan «vallahi bir tane bile yok.» mukabelesinde bulundu, «bütün biletleri dağıttım…»


    (Hasan Gülmüş, 05-02-2010 03:06:44)

     



  •  
    ADS
    B
     51606

    25 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    ziyaret günü

    dün yeşilköydeki milli takım kampına o kadar ziyearetçi geldi ki… bunlar arasında eski milli futbolcu şükrü gülesin ile fenerbahçeli niyazi, necdet, seracettin ve beşiktaşlı nazmi dikkati çekti. arkadaşlarını görmeye gelen bu futbolcular dışında, milli namzetlere «hatır sormağa» gelenlerin hesabını benden değil, otelin camlı döner kapısını çevirmekten muhakkak başı dönen, üniformalı kapıcısından öğrenin.

    dünkü ziyaretçiler arasında romen federasyonu sekreteri nanciu da vardı. milli oyuncular bir masada türk idarecileri ile görüşen romen temsilcisini işaretle, «niye geldi acaba?» diyecek oldular. yine futbolcular topluluğunda bir ses cevap verdi: «niye gelecek, bilet istemeye…»


    (Hasan Gülmüş, 05-02-2010 03:08:57)

     



  •  
    ADS
    B
     51607

    26 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    türkiye – romanya

    bükreş’te 3 – 0 mağlûbiyetimizle biten maçın revanşı bugün mithatpaşada saat 16 da oynanıyor

    millî takımımız sahaya şu tertiple çıkacak: özcan-ismail,basri-mustafa,naci,b.ahmet-hilmi,can,suat,lefter,kadri

    türkiye – romanya millî takımları bugün saat 16 da mithatpaşa stadında avrupa millî takımlar şampiyonası son eleme maçını oynayacaktır.

    3 yugoslav hakemin borce nedeikovski, trayan ivanovski, milev mihaylov’un idare edeceği karşılaşmaya taraflar şu kadrolarla çıkacaklardır.

    türkiye: özcan – ismail, basri – mustafa, naci, ahmet – hilmi, can, suat, lefter, kadri.

    romanya: toma - popa, soare - jenei, caricas, nunweiller - oiada, al. vasile, alexandrescu, zavoda, i. anghel.

    u.e.f.a. müşahidi andon petkov (bulgar) dur. «delaunay» kupası statüsü müsabakalarda oyuncu değiştirilmesine müsaade etmemektedir.

    milli takımımız bükreşteki 3-0 lık maçın revanşını almak için bir müddettenberi ciddi bir çalışmaya tâbi tutulmuştur. teknik komite âzâları ve antrenör remondini takımımızın her bakımdan iyi durumda bulunduğunu ve neticeden ümitli olduklarını ifade etmişlerdir. «3-0 lık bir galibiyeti temin etmek bizim için zor olacaktır» diyen teknik adamlar, mithatpaşa stadında ay-yıldızlı formayı sırtlarında taşıyan futbolcuların büyük başarılar kazandıklarını kaydetmişlerdir.

    hücum taktiği ile oynayacağız

    antrenör remondini ve teknik komite âzâları dün bir toplantı yaparak, milli takımımızın romanya karşısındaki taktiğini tesbit etmişlerdir. bu taktik «hücum» dur. bu sebeple for hattı teşkil edilirken bugüne kadar milli maçlarda insayt oynayan, fakat defansa yardım eden kadri sol açığa kaydırılmıştır. bu ufak tadilâtın kadrinin bir alışkanlık neticesi geriye kaçmasını önlemek için yapıldığı söylenmektedir. formda gözüken takım kaptanı lefterin, ayni şekilde top hakimiyeti fazla, kafadan ve yerden rakip defans için tutulması zor bir futbolcu olan suat, hücum hazırlayıcı can ve seri hilmi ile iyi bir ahenk teşkil edeceği tahmin edilmektedir. müdaafada yer alan futbolcular ise, hazırlık maçlarında ve kendi takımlarında oynadıkları son müsabakalarda hepsi başarı göteren futbolculardır. iki yan haf hücumda altıncı forvet olarak vazife göreceklerdir.

    romenlerin taktiği de aynı

    elde ettikleri 3-0 lık avantaja rağmen maçın zor geçeceğini ifade eden romenler de hücum taktiği ile oynamakta kararlıdır. baş antrenör batescu her milli müsabakadan evvel gizli tutulması icab eden bu hususu dün açıklamaktan kaçınmamıştır. belki bu da bir taktik icabıdır. belki bu da hakiki maksatlarının gizlemek gayesini gütmektedir. bunula beraber romen takımının bükreşteki maça nazaran bugünkü karşılaşmada bir takım dezavantajlara sahip olduğu şûphe götürmemektedir. saha ve seyirci yabancılığı yanında constantin ve dinilescunun sakatlıkları ve sol bek macrinin, eftimie ve tatarunun son derece formsuz bulunmaları romenler için aleyhte birer faktör olmaktadır. hücumda seyyal ve hareketli müdafaada ise kolay kapanan ve gedik vermeyen romen takımının ayni meziyetleri bugün gösterip göstermeyecekleri bilinmemektedir. şu anda bilinen tek şey, «teknik adamlarının hücum taktiği ile oynayacağız» demelerinden ibarettir.


    (Hasan Gülmüş, 05-02-2010 03:10:09)

     



  •  
    ADS
    B
     51608

    26 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    romenler alacaklarını istediler

    futbol federasyonu başkanı faik gökay, dün romen idarecilerle yapmış olduğu bir toplantıda, kafile başkanı simonyon’un «üçüncü bir maç oynamamız icabederse – ki bu, bugünkü müsabakayı 3-0 kazanmamızla kabil olacaktır – bunu nerede ve ne zaman yapacağız?» şeklindeki bir soruya şu cevabı vermiştir: «yerini tâyin edemem, fakat tarih 15 – 30 kasım arası olabilir.»

    gökayın ileri sürmüş olduğu bu tarihlere romen idarecileri bir itirazda bulunmamışlardır.

    romenler 500 dolar alacaklarını istediler

    romen futbol federasyonu temsilcileri, faik gökaydanbükreşte oynanan ve 3-0 mağlûbiyetimizle neticelenen milli maçta apak federasyonununun kendilerinden borç olarak aldığı 500 doları istemişlerdir. temsilcilerin bu isteği kabul edilmiştir. ancak futbol federasyonu doların primli kur üzerinden ödenmesinde kendisini selâhiyetli bulmadığını ifâde etmiştir. faik gökay federasyonu keyfiyeti dün maliye vekâletine bildirmiştir.


    (Hasan Gülmüş, 05-02-2010 03:10:58)

     



  •  
    ADS
    B
     51610

    maçı radyo veriyor

    bugün saat 16.00 da mithatpaşa stadında oynanacak olan türkiye – romanya milli maçını saat 16.00 dan itibaren istanbul radyosu yayınlayacaktır. maçı halit kıvanç anlatacaktır.


    (Hasan Gülmüş, 05-02-2010 07:19:26)

     



  •  
    ADS
    B
     51643

    26 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    faik gökay u.e.f.a. temsilcisini karşıladı

    futbol federasyonu başkanı faik gökay, dün trenle sofyadan şehrimize gelen u.e.f.a. temsilcisi andon petkov’u karşılamıştır. andon petkov bugün oynanacak olan türkiye – romanya milli maçının u.e.f.a. tarafından tâyin edilen müşahididir.


    (Hasan Gülmüş, 06-02-2010 03:44:26)

     



  •  
    ADS
    B
     51644

    26 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    milliyet kampta

    son gün, son gece muvaffakiyetler

    ve nihayet… kampın son günü, son gecesi… siz bu satırları okuduktan birkaç saat sonra «milli kamp», yerini «milli maç» a terkedecek.

    bugünün heyecanı dün sabahtan başlamıştı. öyle ki necdet erdem saat 3.30 da (hergün olduğu gibi) kapılarını vurarak uyandırmağa gittiği çocukları, kendi kapısında nöbet bekler buldu. namzetler bu süratle günlük programı geride bırakmışlardı. fakat kamp müdürü mûtad sükûnetiyle «ne var, dedi, niçin erken kalktınız?». futbolcular şaşırdılar, yutkundular. «maç var ya» diyecek oldular. erdem’in mukabelesi kesindi: «maç yarın…»

    evet, «maç yarın» dı. ve bugüne kadar da ümitliydik, azimliydik, hepsinden mühimi hazırlıklıydık. böyle disiplinli bir kamptan sonra yenilsek bile hiç değilse «iyi hazırlanamadık» diye hayıflanmıyacaktık artık.

    hayırdır inşallah

    «kamp disiplini» deyip geçmeyin. naci gene gördüğü rüyayı tâbir ettirmek için dahi kamp müdürüne başvurmuştş: «necdet ağabey, hayırdır inşallah, rüyamda beni astılar. hem de koca bir iple. yalnız garibime giden, ipe çekmeden önce ayran içirmeleri oldu.» naci’nin rüyasını müdür’den önce lefter tâbir etti: «rüyalar hep ters çıkar. sen de bir sıkıntıdan kurtulacaksın. yarın çok iyi oyun çıkaracaksın…» basri ise «yok, diye itiraz etti, senin rüyan hepimize ihtar olacak: eğer kötü oynarsak, âkıbetimizi anlatıyor.»

    son gün evvelkilerden değişikti: istirahat müddeti arttırılmış, yemek miktarı azaltılıştı. bonfile, sebze ve meyvadan ibaret öğle yemeğini yiyen çocuklar «hafif yemek iyi oldu» diyorlardı. bonfile, sebze, meyva: hafif yemek… «boğazsız çocuklar» zaten hepsi!

    o değil mi

    bu da şansın tersi işte! geldiğimiz gündenberi karabulutları seyredip durmuştuk. tam kampın biteceği gün hava açtı, güneşin sıcak yüzünü gördük. güzel havayı kaçırmayan remondini, çocukları hemen yürüyüşe (kamp tabiriyle gezintiye) çıkardı. nihai onbirin belli olması, evvelki kamplarda görülen bazı sahnelerin tekrarına zemin yaratmadı. oynamıyacaklarını öğrenen futbolcular da son hafif kültür fizik idmanında diğerleri kadar azimli ve neşeli idi.

    gezintide en tatlı nükteyi kaptandan duyduk. yoldan geçen 70 lik bir nineyi işaret eden lefter, «çocuklar, dedi, brigitte bardot gibi göründü gözüme… o değil mi yoksa?»


    (Hasan Gülmüş, 06-02-2010 03:44:54)

     



  •  
    ADS
    B
     51645

    romenler dün şehri gezdiler

    iki gündenberi kampta bulunan romen milli takımı futbolcuları, dünü umumiyetle istirahatle geçirmişler ve akşam üstü sinemaya gitmişlerdir. sakat bulunan sağiç constantin, maçta yer alamadığı için üzüntülü olduğunu ifade etmiş ve «bir tarzan filmi olsa da seyretsem» demiştir. ancak constantinin «tarzan filminde herman brix mi oynuyor» demesi şöhretli futbolcunun bu arzusunun yerine getirilmesine imkân vermemiştir. zira son yılların tarzan filmlerinde gordon scott yer almaktadır.


    (Hasan Gülmüş, 06-02-2010 03:45:16)

     



  •  
    ADS
    A
     51646

    26 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    hatırda kalanlar

    müracaattaki telefonu açan siyahi otel müstahdemi «bir dakika bekleyin» dedikten sonra, «gündüz bey nerede?» diye aramaya başladı. bunu gören ismail, «şuraya bakın, gece gündüzü arayor» demekten kendini alamadı.

    kampı ziyarete gelen beşiktaşlı recep, sıcak hüsnü kabul gördü. bu arada can, recep’e «ankara’ya gelemediğime üzüldüm, baba, dedi, gene bir futbol ziyafeti çekmişsin. orada olmayı isterdim, senden öğreneceğimiz çok şey var daha…»

    kahvaltıya inilirken çocuklar geceyi otelde geçiren 4 yabancı pilota rastladılar, hepsi restorana giderken, mustafanın pilotları takip ettiğini fark eden b. ahmet, «mustafa, pilotları üniformalı görünce kendini ordu takımında sandı» deyiverdi.

    lefter’in yumurtaları artık bitti. daha evvel yazmadım galiba: lefter her sabah kahvaltıya toz şekerle ezdiği yumurta sarısını yiyerek başlıyor. yumurtaları kendisi getirmiş. taze olsun diye. lefter bu yumurtaların «günlük» olduğunu söyliye söyliye bir haftayı doldurdu. yanında kaç yumurta getirdiğini ise sır olarak sakladı. gizlice içen bulunursa hemen anlamak için…

    necdet erdem otoritesini kamp dışına da çıkardı. otelde çaya gelen bir genç kıza, «elbisenizin altından eteğiniz sarkıyor» ihtarında bulundu.

    gündüz kılıç kendisinden bilet isteyen bir ziyaretçiye, «hay hay, dedi, yarın bir telefon edin!» ziyaretçi «iyi ama, diye sordu, maça nasıl yetişirim?» kılıç gayet soğukkanlı, suale sualle cevap verdi: «hollanda maçı için istemiyor musunuz bileti?»

    lefter’e bir mektup geldi. futbolsever bir genç, «lefter ağabey, diye yazıyor, 10 lira yevmiyeli işçiyim. on lirasına bahse girdim. bizim takımı tuttum, hem de bir gol avans vererek… aman, beni yakmayın!» şimdi lefter bu meraklının 10 lirasını kurtarmak için bugünkü maçta en az iki gol atmağa çalışacak.


    (Hasan Gülmüş, 06-02-2010 03:45:58)

     



  •  
    ADS
    B
     51694

    26 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    son gece ne düşündüler

    akşam yemeğindeki sohbette futbolcular bir sual sordum; «bu gece ne düşüneceksiniz?» cevaplar peş peşe sıralandı:

    özcan: «hiç birşey düşünmemeye çalışacağım.»

    varol: «20 dakika maçı düşüneceğim, sonra da uykuyu.»

    ismail: «yarın akşam da bu geceki gibi neşeli yemek yiyebilip yiyemiyeceğimizi düşüneceğim.»

    ergun: «hiçbir şey düşünmek istemiyorum.»

    basri: «lefterin süt içmek için gece saat 3 de mi, yoksa 4 de mi kalkacağını düşünüyorum.»

    mustafa: «yarın akşam hangi otelde yatacağımı düşüneceğim.»

    naci: «can’ın uykuda horlayıp horlamıyacağından başka düşüncem yok.»

    b. ahmet: «maçı… maçı… maçı…»

    hilmi: «bir hafta içinde ikinci milli maç heyecanı ile uyumayı…»

    can: «sadece rahat uyumayı düşünüyorum.»

    suat: «necdet ağabeyin yarın gece de bizi evde böyle takip edip etmiyeceğini düşünüyorum.»

    lefter: «basri uykuda gene sevgilisini sayıklıyacak mı diye düşüncedeyim.»

    kadri: «yarın saat 4 ile 6 arasını…»

    aydın: «hollanda maçını…»

    gönen: «rahat bir uyku istiyorum.»

    osman: «maçı kazanıp kazanamıyacağımızı düşünüyorum.»


    (Hasan Gülmüş, 07-02-2010 01:28:39)

     



  •  
    ADS
    B
     51695

    26 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    muvaffakiyetler

    dün öğleden sonra teknik komite, antrenör kamp müdürü namzetlerin odalarını teker teker dolaştı, kendilerine hem sözle, hem de şu yazı ile teşekkür ettiler: «milli takım kampında ve antrenmanlarında göstermiş olduğunuz örnek tavrı mareket, fevkalâde gayret ve ciddiyetten dolayı teknik komite, kamp müdürü ve antrenör size müteşekkirdir. sizi, yarınki mühim milli vazifeniz için gereken şekilde hazırlandığınızdan dolayı şimdiden tebrik eder ve muvaffakiyetler dileyerek gözlerinizden öperiz.»

    milli futbolculara verilen bu teşekkür mektuplarının altında «fikret kırcan, gündüz kılıç, vedii tosuncuk, remondini, necdet erdem» in imzaları vardı. amma şu kamp hayatını ta içinde yaşamış bizler kadar her türk de bu yazıya imzasını rahatça atabilirdi.


    (Hasan Gülmüş, 07-02-2010 01:29:23)

     



  •  
    ADS
    B
     51708

    27 nisan 1959 tarihli milliyetten;

    yendik, fakat elendik

    güzel bir oyun çıkaran takımımız dün romanya’yı 2-0 mağlûp ederek bükreşteki 3-0 ın revanşını aldı

    devreyi 1-0 galip bitiren onbirimizin iki golünü de biri penaltıdan olmak üzere lefter kaydetti

    saat 13 – kıvanç’la koraman’ın kamptaki nöbetini devralıyorum. maçın başlamasına üç saat var. bir «büyük maç» tan evvel bu kadar sâkin bir futbolcu grubu olamaz. neşe, sükûnet, nefse itimad, arkadaşlık… heyecan mı? var tabiî… ama bu heyecan âsab bozucu bir hava getirmemiş… sanki maç on beş gün sonra… sanki bugün antrenmana gidecekler… sinirler öyle dinlenmiş, öyle mükemmel bir ruhî form kazanılmış ki… bu kamp spor tarihimize geçecek.

    saat 14.00 – otelden otomobillerle ayrılıyoruz. baba’nın fikret ağabeyin, can’ın, lefter’in arabalarına taksim olunduktan sonra kalanlar da taksilerle geliyor. «maç korkusu» denen o büyük felâketi yenmişiz dostlar!..

    saat 14.45 – mithatpaşa stadı… sıvazlanan sırtlar… «göreyim sizi…» ve daha nice dost sözler… dost bakışlar… soyunma odasına kimse alınmıyor. çocuklar istirahat edecek ve soyunacaklar.

    saat 15.00 – seyirci sâkin… seyircigalibiyetten emin olduğu bir maç bekler gibi… ama skor ne olacak? bütün mesele bu… hep bekliyoruz.

    saat 15.37 – bandoşeref tribünü önünde yerini alıyor. takımlar neredeyse çıkacak. bir anda saha üzerinde foto muhabirleri toplanıverdi. saydım 40 dan fazla idi.

    15.40 – romen takımı yürüyerek çıkıyor. selâmladılar halkı… ve tribünlere kırmızı karanfiller attılar.

    saat 15.40 – bu ne? alkış mı? çığlık mı? tribünlerden yükselen uğultunun müjdelediği şey nedir? sadece sahaya çıkan ay-yıldızlı formayı değil, beklenen bir zaferi müjdeliyor galiba…

    saat 15.50 – romen milli marşı… ve sonra şehir bandosu şefinin değneğinin ucuna toplanmış 24 milyonun dikkati ve sesi… hakkadır hakka tapan milletimin… gel de ürperme gel de sâkin ol… sen gel bir özcan, bir ismail, bir mustafa ol ve bacakların titremesin, olmaz böyle şey… ve onbir bembeyaz yüz… yirmi iki titreyen bacak…

    saat 15.58 – parayı toma kazandı ve gazhane tarafındaki kaleyi yani rüzgârı aldı. lefter arkadaşlarına sesleniyor…

    saat 16.00 – adınız, mesleğiniz, cinsiyetiniz, yaşınız ne olursa olsun mırıldanıyorsunuz: «göreyim sizi çocuklar»… bizde her milli maç böyle başlar…

    ve maç…

    dk. 1 rahatız, sâkiniz ve eminiz… işte can’ın soğukkanlılıkla götürüp hilmi’ye sâkin, yere indiriyor. can’ın yirmi metreden şütü aut. lefter – kaptan lefter – işâret ediyor: «güzel! güzel!»

    dk. 2 ilk faul… tomanın uzun bir degajına beraber sıçrayan naci ile aleksandrescu çarpışıyorlar. faul nacinin.

    dk. 5 oyun âdeta rölantide… daha çok biz oynuyoruz topla… müdafaa ne iyi. forvet de güzel top götürüyor. ortalarda pek mi sıkışıyor forvetimiz?

    dk. 6 oynayan hâlâ bizim forvet. iyi top tâkip beş adam, beş acar adam… paslar, demarke kalışlar… oooo! bu forvet bugün mutlaka bir şeyler yapacak.

    dk. 7 mustafanın uzaktan bir şandeli… toma ve suat sıçrıyorlar. toma ancak bir tokat atabildi topa… hilmi kaptı. düzeltti… ama o kadar. bekletirler mi adamı hilmi? hem de her topa böylesine sert giren bir müdafaaya karşı bu olur mu?

    dk. 8 evet… evet… bu forvet bir şeyler yapacak. suat’ın lefter’e çapraz pası ondan ondan kadri’ye geliyor. aldı, sola kaydı ve beklenmez anda bombasını patlattı.. toma karşılıyor. kadri bu şütü atarken, pozisyonun güçlüğünden olacak, kale arkasındaki foto muhabirlerinin üzerinden uçuyor.

    dk. 9 oaida, basriye bir taban uzattı… ooohh! olmaz ki canım… oyunu çığırından işte bu hareketler çıkarır.

    dk. 11 bastırıyoruz.hem de nefis bir futbolla… gerilerden öyle güzel toplar alıyor ki forvetimiz ve kendi arasında öyle güzel kombinezonlar yapıyor ki… ama neden dalıcı adam yok… suat işte gene şiir gibi bir top yuvarladı ileriye, ama yazık orada bir başka santrfor daha yok ki…

    dk. 13 işte… işte… olacak… can, lefter’in pasını aldı. pas mı bu? hayır lokum, lokum… can sıyrıldı, daldı, giriyor… şütünü att… oohh! paşam… nunweiler’in bu atlayışı nedir? bir kaleci gibi kapanıyor topun üzerine… can’ı da alıverdi aşağı… penaltı! penaltıyı, lefter atacak… kaçırır mı dersin? mıhladı… mıhladı… toma o tarafa plonjonunu yapıyor ama… tribünlerdeki fırtınayı görmeyenler, tahayyül etsin gayri…

    dk. 14 maç sertleşecek mi? iki açık, iki bekimizi kıyasıya biçiyorlar.

    dk. 16 lefter, hilmi’den aldı. topuk pasıyla tekrar hilmi’ye.. durdurmadan şimşek gibi bir şüt. toma bloke ediyor.

    dk. 20 basri, oaida’dan bir top aldı… akıl durur. ibr topaç gibi dönerken ayağını kepçeleyiverdi. düzeltti ve vuruşunu yaptı. işte ideal futbolun, ideal beki. ya ismail.? belkı hayatında bu kadar çok «vurucu» bir forvetin karşısında oynamamıştır. ama karşısındakine futbol dersi veriyor iki bekimiz de…

    dk. 25 romenler iyice açıldı. şimdi müdafaamız «oynuyor». ve oyun mütevazin.

    dk. 27 zavoda’nın faulüne rağmen mustafa’nın şaheser bir top kesişi.. faul veren hakeme zavoda’nın bir jesti var: yuh! der gibi. ihtar derhal veriliyor.

    dk. 29 kalemizin arkasında heyecandan yerinde duramayan biri var. remondini… hoca talebelerinden uzak duramıyor. hakemin müdahalesiyle kale arkasından uzaklaşırken tribünler durur mu: remondini çok yaşa!..

    dk. 34 lefterin can’a yine bir ara pası… can sağa kaydı. yerden ortaya yuvarladı. hilmi dalıveriyor içeriye. aldı ve… işte ikinci gol… hilmi ne yaptın? niye durdun, niye çakmadın hilmi? toma yatarak alıyor.

    dk. 39 özcan uzaktan gelen bir şandele çıktı. üç forvet ve üç müdafimiz aynı topa sıçramışlardı. havada bloke… enfes özcan deajını yaparken oaida öyle bir pis ayak koydu ki.. oaida hakemden haklı ihtarını seyirciden haklı protestosunu alıyor.

    dk. 42 bir gol daha atarsak maçı garanti üç farkla alabiliriz. bu devrede bir gol daha… ama olmuyor…

    ikinci devre

    dk. 1 sardık gene… öylesine sardık ki kaleyi.. ne onlar ne biz rahat oynayamıyoruz. canın lefterle yaptığı bir kombinezonda ortaya suatın dalışı tomanın kucağında kalıyor.

    dk. 2 solaçık, ismaile bastı tırpanı. yok böyle şey futbolda. araya zavoda girdi. top artık onun. onsekizin içine girerken basri sahanın en iyilerinden biri…

    dk. 5 yeter!.. solaçık gene ismaili ezdi. ama ismailde ezilecek hal yok ki… vasile vurdukça, o daha fazla zevkle futbol oynuyor. herhalde futbolcunun en büyük zevki de hasmının bu hali olsa gerek. ama itiraf etmek lâzım ki, romenlerin iki açığı da hızlı adamlar.

    dk. 8 işte ikinci gol… bu golü futboldan anlayanlar, futbolu sevenler uzun zaman hatırlayacak. can sağa kayarak ortaladı. bek karşıladı. kendisine gelen topu, kaleye arkası dönük ahmet kale önüne atıyor. yazık… pozisyon kaçtı. aaaa! lefter… lefter… lefter… başka hiçbir şey düşünemiyor. söyliyemiyorsunuz… lefter o boşluğa nasıl girdi? nereden yetişti? ayağını topa ne zaman uzattı? bunu ne biz, ne de toma anlayabilirdik. ama bu golü ne biz ne de toma unutabiliriz. meşin top oyununun ustası hayatının en güzel eserlerinden birini veriyordu.

    dk. 8 den sonrası… dakikalar ilerliyor. lefter, can, suat, ahmet, ve diğerleri çalışıyorlar… çalışıyorlar. özcana pek az iş düşüyor. ama öyle emniyetli ki… iki bek – dünkü iki bek – türk milli takımının gelmiş geçmiş en iyi müdafaalarından biri idi. ve üç haf… sadece bu müdafaa ile dün maçı kazanacaktık.

    dk. 20 zavoda, naci ile kıran kırana mücadeleye girdi. bu adamın her mücadelei böyle kıran kırana zaten. aldı. kaçtı. nai bırakmadı.

    mustafa giriyor. kaya gibi. halkın sağ duyusu adını boşuna vermemiş ona: «beton mustafa…» romen santrforu geri çalışıyor. zavoda mustaf’nın adamı. naci ve mustafa iki santrhaf gibi rahat ve güzel çalışıyorlar. iki beton, iki beton, iki blokhauz.

    dk. 22: lefter üç romen müdafiini köşeye sıkıştırmış, onuyor…

    dk. 23: şimdi de aynı yere suat kişiyi çekti ve oynuyor…

    dk. 24: hilmi neden yapmasın? ne tesadüf o da aynı yere, sağaçığımızın köşesine sıkıştırdı üç adamı.. ama bu «oynamak» tan ne kazanırız. bir gol lâzım.. bir tek gol!!.. seyirci de bağırıyor «üç. üç. üç…»

    dk. 24: kalemize soldan korner houp! özcanın bu yaptığına sıçramak değil, uçmak derler… aldı ve… ve düşerken belinin ortasına patlatıverdiler… bunları bükreşten telefonla versem, servisteki arkadaşlar sansür ederdi… acaba mübalâğa var mı diye.. özcan bir hayli kıvrandıktan sonra kalktı.

    dk. 28: suat ne güzel hazırlayıcı… halbuki dalıcı ve golcü olmak istese kimbilir neler yapacak…

    dk. 30 nunweiler ve vasile, suat’i sandviç gibi ezdiler… bereket versin hakem faulleri pek kaçırmıyor.

    dk. 31 : lefter en güç pozisyonda en güzel ırtayı yapıyor. suat fırladı. toma’yı mağlûp ederek kafayı çaktı. falsolu top, üst köşeye gidiyor… giriyor. girdi.. hayır direği sıyırarak aut… daha ne olacak yani? bu da girmezse şanssızlıktan başka ne denir?

    dk. 35: ahmet daldı santradan… yürüdü. suat’a yuvarladı. suat üç kişi arasından kaçıyor… bekledi. âdeta ve düşürdüler. korner. yok. yok.. suat buradan kaçabilirdi belki. daha çabuk olmak yapamıyacağı şey değildi.

    dk. 35 den sonrası: bir gol… neler kazandıracak bu tek gol bize… ama olmuyor işte.

    dk. 43: olmuyor mu? onsekizin köşesinden birkaç metre ilerde ismaili gene biçtiler. lefter frikik atıyor. karşıladılar. hilminin üzerine düşen topa hilmi kafayla vuruyor. işte son şans da gitti.

    ve sonrası…

    saat 17.45: on bir ay-yıldızlı çocuk başları önüne eğilmiş sahayı terk ediyorlar ve misafirler sevinçten çılgına dönmüş. üzülenler kim… siz bir lefter, bir suat, bir kadri veya onların herhangi biri olunuz da bu sahayı üzülmeden terk ediniz… bir büyük başarının kapısına kadar gelip de bir gol için kalıvermek… ama onların unuttukları bir şey vardı: galiptiler… ve iyi bir futbol oynamışlardı.hem de zor, çetin, hırpalayıcı bir rakibe karşı.

    romenler niye böyle coştu? haklıdırlar belki.ama 2-0 dan daha farklı bir mağlûbiyeti hak eden takım böyle coşarsa seyircinin onu alkışlamasını tabii karşılamalı…


    (Hasan Gülmüş, 08-02-2010 02:36:15)

     



          bu maça tüm yazılanları gör...yazi
bu maçla ilgili
anım/bilgim var


<< sayfa /2>>







Kupadaki Diğer Maçları...


Türkiye

1960 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri

Grup Eleme 1. Maçı: Romanya 3-0 Türkiye (36)
Grup Eleme 2. Maçı: Türkiye 2-0 Romanya (Bu maçtasınız)

Romanya


Grup Eleme 1. Maçı: Romanya 3-0 Türkiye (36)
Grup Eleme 2. Maçı: Türkiye 2-0 Romanya (Bu maçtasınız)

* Listedeki maçlardan birinin sayfasına gitmek için üzerine tıklayın...
* Oynanmamış maçlar listede yer almaz...

mnu_alt

basında macanilari.com ||  s.s.s. ||  bize ulaşın ||  macanilari.com nedir? ||  basılı yayınlardan alıntılar ||  eksik maç bildirin ||  reklam verin ||  teşekkürler ||  yıldızlı/kupalı yazarlar ||  ilk 11'deki yazarlar ||     tr_hosting