(maçın yıldızları f. kırcan, h. kıvanç, n. sevik ve k. bapçum’dan müteşekkil milliyet ekibi ve romanyanın «sportul popular» gazetesi yazarı gredinaru tarafından verilmiştir.)
1. gol: oyuna iyi başlamışız… tek falso vermeyen bir müdafaa ve mükemmel kombinezonlarla rakip kaleyi âdeta saran bir hücum hattı… ilk on dakikayı böyle «büyük ümitlerle» geçirdik. fakat gol çıkmadı. onüçüncü dakikada lefterin eliyle uzatır gibi temiz bir ara pasına can fırlayıverdi… cıva gibi koşarak, kaçtı ve şütünü atmak için topun üzerine yattı… nunweiler gerilerden kopup gelerek can’ın ayaklarına yatıveriyor. topu yerde bloke etti. can’ı da alıverdi aşağı… hakemin gol değil de penaltı vermesi normaldi. penaltıyı lefter, tomanın sağından ağlara takıveriyor. tomanın plonjonu vaktinde ve iyi ama çok geç…
2. gol: ilk devre ciddi ve büyük baskımıza rağmen ancak 1 – 0 bitmiş. ikinci devre de hızlı ve güzel girmişiz oyuna… mutlaka gol çıkacak. olmazsa normal sayılmamalı. can aldığı bir pasla sağa kaydı. henüz devrenin sekizinci dakikasındayız. canın sağaçık yerinden ortasını müdafaa karşılıyor. forvetle beraber rakip onsekizin içine dalmış olan ahmet kaleye arkası dönük vaziyette topa hâkim oldu. şüt mü? şandel mi? orta mı? bir şey ama… kale ağzını buluyor. toma topa hâkim olacak gibi… işte bu sırada araya dalıveren lefter, inanılmayacak bir çabuklukla topa bir ayak koydu. toma ve hepimiz seyrediyoruz. ikinci türk golü romanya ağlarında… yazık ki üçüncüsü beklendiği halde olmayacak.
özcan «milli maç tecrübesinin azlığı, bu karşılaşmada takıma konmasındaki tereddütlerin kayanağı idi. fakat bütün oyun boyunca – bir tek hatâlı çıkışı hariç – kendisine verilen vazifeyi hakkiyle başardı.»
ismail «sahanın en iyilerindendi. tek hatâ yapmadan, romen forvetinin iki süratli ve tehlikeli açığından birini mükemmelen marke etti. başarıyla kestiği topları, aynı isabetle arkadaşlarına aktarmasını bildi.»
basri «karşısındaki acar açığın sert, favullü oyununa rağmen, sol kanatta tek gedik vermedi. hattâ sakatlanmak bahasına… fevkalâde oyunu yanında, kolunu kıpırdatamayacak kadar sakat halde maça devam etmesi, takdire değerdi.»
mustafa «her milli maçın müstakar futbolcusu, bu maçta da gerek defansta, gerekse hücum hattını desteklemekte, mükemmel bir yan haf nümunesi verdi.»
naci «müdafaanın belkemiği rlünü hakkiyle yaptı. emin, soğukkanlı, akıllı futbolü ile yanındaki haflarla âhenk ve irtibatı temin etti. çok iyi idi.»
b. ahmet «sıfatı gibi büyük futbol oynadı. hem geri, hem ileri muvaffakiyetle çalıştı, rakip akınlarını kesmeyi bildiği gibi, kendi forvetinin hücumlarında da en mühim destek oldu.»
hilmi «takımın umumî âhengi içinde vazifesini yapanlardandı. fakat tanıdığımız hilmi, dünkünden daha fazlasını da oynayabilecek kabiliyettedir.»
can «sahanın yıldızlarından biri idi. bilhassa ikinci devrede ideal bir iç oyuncusu olarak göründü. her bakımdan verimli oldu. şâhâne futbolü ile herkesi doyurdu.»
suat «yeri olmamasına rağmen, santrforda beklediğimizi erdi. eğer biraz da şansı olsaydı, 2-0 lık farkın yükselmesinde baş rolü oynayabilirdi.»
lefter «gerek neticenin ifadesi olan iki golü atmakla, gerekse «kaptan» sıfatını hakkiyle taşıyıp takımda nâzım rol ifâ etmekle, başarı kazandı. milli takımın olduğu gibi, kendi futbol tarihine de parlak bir sayfa ekledi.»
kadri «verilen taktiğe göre oynadı. ayağında çok top tutmadığı anlarda, muvaffakiyet şansı artıyordu.»
kim ne derse desin, mithatpaşa stadının uğuruna inanmalıyız. futbol dünyasının kâbusu macarları bu sahada diz getirdik, en iyi zamanındaki yugoslavları bu sahada terlettik, mağrur ispanyolları bu sahada acı sürprizle karşılaştırdık, bu sahada, bu sahada fransızlara, italyanlara baş eğmedik… nihayet bizi bu sahada yenenler bir elin parmaklariyle sayılacak kadar azdı ve bu galipler içinde 1954 ün, 1958 in dünya şampiyonları vardı. işte dün mithatpaşa’nın şâhit olduğu başarılara bir yenisini ekledik.
lâkin garip bir maçtı bu: memnun olan, mağlup rakibimiz, üzgün cıkan ise, galip anbirimizdi. evet, sevinen onlar, üzülen bizdik. amma insaf ölçüsünü biraz kaçırdığımızın farkındayız. futbolda riyazi katiyet olur mu? bir takıma «şu kadar atacak, bu kadar yemeyeceksin» diyebilmek, her yuvarlanışı ayrı bir cilve yaratan meşin top yununa sığar mı?
iyisi mi, gelin üzüntümüzün yersizliğini kabul ve gençlerimizin dünkü başarısıyla iftihar edelim. oynadılar, kazandılar. «avrupa kupası» ndan elenmiş olmamızın üzüntüsünü, dün hatırı sayılır bir milli takımı oyundan elemiş olmanın gurur ile hafifletelim.
nerede o bizi bükreşte sahada tel tel çözüp dağıtan romen milli takımı?.. nerede «3-0 lık skor, bizim için beklenen bir netice idi» diyen romen idarecileri. nerde o merkezi avrupanın şöhretli futbolcuları?... sahada göremedik doğrusu onları. sahada görülen yalnız va yalnız göğsünde ay-yıldızlı formayı taşıyan gençlerimizdi. hakemin düdüğü maçın bittiğini ilân edince sanki galipmiş gibi bütün romen futbolcularının birbirlerine sarıldıklarına şahit olduk. bizimkiler ise müteessirdi. evet, en az dört-beş sıfırlık bir galibiyeti kaçırmıştık. güzel oyun maalesef ve maalesef, bize bir galibiyet temin etmiş, fakat arzulananı verememişti. avrupa milli takımlar şampiyonasından elenmiştik. bu dün canla başla oynayan takımımızın hakkı değildi doğrusu. işi baştan sıkı tutmuştşk. idarecisi, futbolcusu, ilk defa demek icabedecek bir maça tek vücut halinde hazırlanmıştık. müşterek hareket ettik. arzuluyduk, hırslıydık… tabii kazanacaktık… kazandık da…
milli takımızın soyunma odasında herkes sessiz ve müteessirdi. hattâ, maçın son dakikalarında büyük bir gol fırsatı kaçıran hilmi, kendisini tutamamış, ağlıyordu.
bütün futbolcular, bükreşte oynadıkları maçın revanşını aldıklarını unutmuş gibiydiler. hepsi «bir gol daha atabilseydik, avrupa kupasından elenmiyecektik.» diyorlardı
teknik komite âzâlarından gündüz kılıç «maçtan en az 3-0 galip ayrılmamız icabettiği, kafasında yerleşip onları aşırı bir heyecana sevketmemiş olsaydı, daha farklı galip gelebilirdik. buna rağmen çocuklar kuvvetli romen takımını fevkalâde azimli oynayarak sahadan sildiler. kendilerine ve onları iyi yetiştiren antrenör remondini ile kamp müdürü necdet erdem’e teknik komite namına teşekkür ederim.» diyerek takımdan memnun olduğunu belirtiyordu.
fikret kırcan ise «galip geleceğimizden o kadar emindim ki, daha evvel mutemede prim fişlerini hazırlamasını tenbih etmiştim» şeklinde konuşuyordu. komitenin üçüncü adamı vedii tosuncuk da şunları söylüyordu: «romenleri.. sertliği hoş değildi. galibiyete sevinmekle beraber, bükreşteki tesadüfi mağlubiyetimiz sebebiyle elenmemize de üzülüyorum. çocuklar vazifelerini yaptılar. allah galibiyetimizi daim etsin.»
bir haftalık disiplinli ve güzel kamp devresinde moral ve fizikman düzelen oyuncuların iyi bir maç çıkarhıklarını ifâde eden antrenör remondini «rakibin sert oyunu karşısında bizim takım için futbol oynamak güç oldu. buna rağmen hepsi vazifesini yaptı. romenler zaten beraberliğe razıydı.» demiştir.
takım kaptanı lefter ise: «maçtan daha farklı galip ayrılabilirdik. fakat olmadı. arkadaşların hepsi vazifelerini yaptılar.» demiş, diğer takım oyuncuları da «şansızlığımız avrupa kupasından elenmemize sebap oldu.» şeklinde konuşmuşlardır.
romen soyunma oasında sahadaki sevinç uzun müddet devam etti. snaki kazanan biz değil onlarmış gibi bütün futbolcular, idareciler birbirleriyle teker teker kucaklaştılar.
romen futbol federasyonu ikinci sekreteri nanciu, tebrikleri kabul ederken, maç hakkındaki intibalarını şu şekilde hülâsa etti:
«- mağlup olduk. fakat sevinçliyiz.ünkü 2-0 lık neticeye rağmen ikinci tura atlayarak gayemize ulaştık. dünkü maçta, tatmin olmadığımız yegâne husus, orta hakemdi. çaldığı er düdük aleyhimizde idi. hele verdiği penaltıya bir türlü akıl erdiremedim. çünkü sahanın en iyi oyuncusu can, topa hâkim olmak için nunweiler’i itmişti. bu hareketin faulle cezalandırılmasını beklerken penaltıdan ilk golü yedik.»
nanciu, takımımızın galibiyeti hak eden güzel bir oyun çıkardığını ifâde ile, faullü oynamadıklarını söylemiş ve «size romen futbolünün tipik bir örneğini verdik.» demiştir.
romen takımının baş antrenörü, batescu ise maçı teknik bakımdan şu şekilde kritik etmiştir. «bükreşte aldığımız 3-0 ık galibiyeti düşünerek kurduğum müdafaa taktiği muvaffak oldu. maçın çetin olacağını tahmin etmiştim amma sizin bu derece tesirli ve iyi oynayacağınızı hesaplayamamıştım. müsabakayı hakkiyle aldınız. en iyi oyuncularınız başta can olmak üzere, lefter, naci ve ismaildi.»
milli futbol takımımız hollanda maçına hazırlık olmak üzere 6 mayıs çarşamba günü kampa alınacaktır.
teknik komite önümüzdeki günlerde namzet kadroyu tesbit ve ilân edecek çalışmalara başlanacaktır. kamp yine çınar otelinde yapılacak ve necdet erdem bu defa da müdürlük vazifesini üzerine alacaktır. milli takımımız bilindiği gibi mayısın sonuna kadar iki milli maç yapacaktır. bunlar 10 mayısta istanbulda hollanda, 18 mayısta budapeştede de macaristan iledir.