kalitesiz ve hareketsiz geçen oyunda sarı-siyahlılar gene 1-0 lık avantajı koruyamadılar
özdemir kalpakçıoğlu
dün saat 15.30 sularında mithatpaşa stadı önünden geçenler, herhalde staddan gelen sesler karşısında şaşırıyor ve «kimbilir ne kadar heyecanlı bir maç oluyor, keşke gitseydik» diyorlardı.
ama bu şekilde konuşanlar aldanıyordu. zira dolmabahçe'ye doğru yayılan bu sesler istanbulspor - şekerhilal-maçının heyecanından değildi. o sırada sahaya bir köpek girmişti. bunu fırsat bilen seyirciler de bağırıyorlardı. bu, uzun müddet süren bir uyuşukluktan kurtulmanın tezahüründen başka bir şey değildi.
evet, bir futbol maçı tahayyül edin ki, tam 90 dakika futbol adına ortaya bir şey koyamasın... bir hakem tahayyül edin ki, durmaksızın düdük çalarak zevksizlik numunesi bir karşılaşmaya tuz biber eksin...
istanbulspor
insan hayret ediyor doğrusu. bir takım, bir profesyonel takım her şeyini borçlu olduğu futbolu nasıl olur da gayesiz oynar. mücadele hırsını nasıl kaybeder? çünkü futbol meraklıları çok iyi bilirler ki, istanbulspor defalarca favori olan rakibini sahadan silmiştir. bu takımın forvetinde bir kasapoğlı. bir ibrahim, bir ali vardır. ama, kasapoğlu sahada varlığıyla yokluğunu belli edemez, ibrahim bütün maç müddetince pasif kalmakta ısrar ederse, ali bugünkü formunun çok üstüne, çıkmağa çalıştığı bir maçta bocalarsa, istanbulspor'lu taraftarlar dün sahadan takımlarının mağlup ayrılmadığına sevinmelidirler.
ve şekerhilâl
bu istanbulspor'un karsısında bir evvelki günün mağlûbu şekerhilâl vardı. ankara'nın sarı-lacivertlileri rakip takım önünde mağlûbiyetten beraberliğe yükselirken maça asılmanın mükafatını da almışlardı. şayet, şekerhilal forveti biraz daha akıllıca hareket etse, eline geçirdiği fırsatlardan istifade etmesini bilse muhakkak ki dün pek sönük olan rakibinden iki puan olacaktı. ancak bu takımın istanbul'da bir başka kazancı olmuştu. bu da, centilmen bir topluluk olarak alkışlanmasıydı.
maç ve goller
oyunda gollerden başka kayda değer bir iki hareket olmuştu. ali'nin 10 uncu dakikada altı pastan topu kaleci sefer'e adeta ikram edişi ile 19' uncıı dakikada güngör'ün sabihi de geçtikten sonra boş kaleye altan tarafından gönderilen topu çıkarması, işte hepsi bu kadar.
24 üncü dakikada ise sefer hatalı bir gol yiyordu. kamil'in faul atışından ali'nin kafa ile aşırttığı topu iyi takip edememiş ve çıkısını geç yapmıştı. nazım, bunu fırsat biliyor, aradan sıyrılıyor ve topa sadece dokunuyordu.
mağlûbiyete düşen şekerhllâl ne bozulmuş, ne de hırsını kaybetmişti. nitekim bu hızla devresi (1-0) biten maçın 51 inci dakikasında beraberlik golünü atıyordu. altan, macit'in uzattığı pası belki de ofsayd durumundayken yakalamıştı, ama hakemden bir ses çıkmıyordu. madem ki hakem duruyordu o halde altan da vazifesini yapacaktı. daldı, kıranı geçti ve sabih'in çok yakınından şutunu patlatı. (1-1).
takımlar...o...g...b...m...a...y...p...kp (kayıp puan) 1. f. bahçe...14...10...2...2...40...15...22...6 2. g. saray...10...8...2...0...25...3...18...2 3. vefa...14...7...3...4...18...24...17...11 4. beşiktaş...9...6...3...0...19...4...15...3 5. i. spor...12...4...7...1...15...7...15...9 6. g. birliği...11...5...3...3...13...9...13...9 7. d. spor...10...5...3...2...14...11...13...7 8. izm. spor...13...4...5...4...13...14...13...13 9. k. güm...12...4...2...6...15...17...10...14 10. altay...10...4...2...4...10...13...10...10 11. h. tepe...11...4...2...5...12...16...10...12 12. ş. hilal...11...4...2...5...10...14...10...12 13. feriköy...13...4...2...7...13...20...10...16 14. göztepe...11...3...3...5...10...12...9...13 15. beykoz...12...2...5...5...10...15...9...15 16. k. paşa...9...2...4...3...8...10...8...10 17. k. yaka...13...4...0...9...15...21...8...18 18. a. ordu...11...2...3...6...13...23...7...15 19. adalet...13...2...3...8...8...23...7...19 20. a. gücü...11...2...2...7...12...22...6...16