1978 dünya kupası zaferinin gölgesinde, arjantin'de askeri darbe yapan cunta 30.000 insanı "ortadan kaldırdı". elbette futbol da darbecilerin kurbanı oldu.
24 mart 1976
arjantin güçlü rakibi polonya'yı chorzow'da 2-1 yenmiş, cesar luis menotti'nin talebeleri böylelikle 1978 yılında arjantin'de düzenlenecek olan dünya kupası finalleri öncesinde iyice havaya girmişti. el faco (ince adam) milli takıma yeni bir felsefe getirmişti. 1960'lardaki nasıl olursa olsun kazanmaya dayalı çirkef futbol ve barbarlık gitmiş, yerine akıcı bir hücum anlayışı gelmişti. menotti bu değişimden daha sonra "süreç" olarak bahsedecekti.
aynı gün, atlantik okyanusu'nun öteki tarafında çok farklı bir süreç başlıyordu: "ulusal yeniden yapılanma süreci." takım chorzow'da sahaya çıkmadan birkaç saat önce, tanklar buenos aires'in mayıs meydanı'nda toplanmış, komutan jorge rafael videla liderliğindeki cunta herkes tarafından gülerek karşılanan bir darbe yapmış ve "isabelita" peron'un hükümetini devirmişti.
buenos aires'teki bir restoranda konuştuğumuz, darbe sıralarında polonya'ya attığı golle arjantin'e galibiyeti getiren rene houseman o günü şöyle hatırlıyor: "bize maçtan sonra haber geldi ama biz duruma gerektiği kadar önem vermemiştik." sonra sesi birden alçalıyor: "hiçbirimiz durumun ne kadar ciddi olduğunu o zamanlar anlayamamıştık."
gazeteci ezequiel fernandez moores "20. yüzyıl boyunca arjantin hep peşinden darbe gelen birkaç yıllık demokrasilerle yönetildi" diyor. "ancak bu kez ne olacağını kimse bilmiyordu."
"arjantin'in tekrar güvene kavuşması için gerektiği kadar insan ölmeli" demişti cuntacı general videla. cunta, arjantin'in "komünizm tehdidi" altında olduğuna inanıyor, gazetecileri, entelektüelleri, öğrencileri, öğretmenleri ve işçi sendikası üyelerini arjantin'in "batılı ve hıristiyan değerlerine" karşı bir tehlike olarak görüyordu.
school of americas'ta "muhaliflere uygulanacak teknikler" konusunda uzmanlaşan ordu, rejimin 1983'te yıkılışına kadar yaklaşık 30.000 kişiyi kaçırdı, işkence yaptı ve katletti. ancak, bu 30.000 kurbandan çoğunun sonu halen belirsizliğini koruyor.
"onların durumu farklı" demişti videla kendisine binlerce kayıp insan hakkında hazırlanan raporlar sorulunca. "onlar ne ölü ne de diri. ortadan, kayboldular."
bugün bile madres de plaza de mayo, yani mayıs meydanı anneleri (ve anneanneleri), "kirli savaş" sırasında "kaybolanların" anısına her perşembe günü öğlen vakitlerinde yarım saatliğine buenos aires'teki meydanda toplanır.