a milli futbol takımımızın rakibi italya "b" futbol takımıdır.
federasyon başkanımız orhan şeref apak, teknik direkörümüz italyan sandro puppo, kaptanımız fenerbahçeli müjdat yetkiner ve maçın hakemi alman a. deutsch'ydı.
not: müjdat yetkiner, haliyle 80lerde fenerbahçe'de oynayan müjdat yetkiner değildir.
türkiye (a) ve italya (b) millî futbol takımları bugün karşılaşıyor
bu maçın neticesi türk futbolunun prestiji bakımından çok mühimdir. galibiyetimiz (b) milli takımı gölgesi altına düşürülecek, buna karşılık mağlûbiyetimiz futbolumuzun avrupa piyasasındaki itibarını sarsacaktır
bugün a milli takımımız italyanın b milli takımı ile karşılaşıyor. niçin bizimki a da italyanlarınki b? son senelerde akdeniz kupası dolayısıyla bir kaç defa karşı karşıya gelen genç takımlarımız arasında, gerek alınmış olan neticeler ve gerekse karşılıklı çıkarılan oyun itibariyle büyük bir fark görülmediği meydanda olduğuna göre; federasyonumuz tarafından böyle bir risk'e girilmeye nasıl cesaret edildiği hakikaten mucibi meraktır.
hiç bir zaman italyan futboluna üstün olduğumuzu iddia edecek kadur safdil değiliz. buna rağmen aynı şekilde üstün klâslarını kabul ettiğimiz bazı takımlara karşı alınmış şerefli neticelerin mevcudiyetlerini de hatırlamamak kabil değildir.
almanya, isveç ve isviçre galibiyetleri ile ispanya ve yugoslavya beraberlikleri bu mevzu içinde zikre değer. avrupanın sayılı takımları karşısında alınmış olan bu temiz ve güzel neticelerdir ki; türk futbolunun bir varlık olduğunu ortaya koymuştur.
işte böylece hazırlanmış olan bu isim, bugünkü a-b hikâyesi ile tehlikeye atılmıştır. italyan b takımı karşısında alınacak olan galibiyetin hiç bir kıymeti olmamasına karşılık şayet mağlûp olursak bu darbe futbolumuzda büyük bir rahne açacaktır. ve bu, nasıl kapatılabilir? onu, bu işin müsebbibi olarak kendilerinden, sorulacak suallere cevap vermeleri icabedenler düşünsün.
yapılan hâtalar yalnız bunlardan mı ibarettir? ne münasebet.
milli takım namzetleri seçiminin nasıl parti parti yapıldığı, kamp açıldıktan sonra istiyenin girip, istemiyenin çıktığı ve nihayet takım teşkili hususunda düşülmüş olan farip tezatlar hepsi buna birer misaldir.
kampın nasıl baiı boş bırakılmış ve adeta antremansız, tek hazırlık maçı ile milli takımın bu maça hazır olduğu kanaatinin federasyon erkânında nasıl uyanmış olduğu şaşılacak şeydir.
bu demek değidir ki; milli takımımız bugünkü maçı kaybedecek. her yıl şunu söylemek isteriz ki; bu maç kazanıldığı taktirde bunun şeref payı yalnız ve yalnız sahada didinecek ve milli şerefi korumak için canla başla çalışacak olan 11 futbolcuya ait olacaktır
yoksa böyle tertip, böyle düzen ve bu şekildeki bir hazırlıkla değil italyanın b, aynı memleketin c ve d takımına dahi mağlûbiyet normaldir.
şimdiye kadar, bu derece başı boş bırakılmış ve kesmekeş içinde bir kamp görülmemiştir.
cem başar
bugün italyaya karşı dördüncü milli temasını yapacak olan milli futbol takımımızın elemanlarını modadaki kampta dün son defa ziyaret ettik.
doğrusunu isterseniz bu mühim günün arifesinde mano palastaki kampın durumu bizi hiç te tatmin etmiş değildir. dün kampta gözümüz önüne serilmiş olan bazı hadiseleri böyle bir günde yazmak istemezdik. fakat bu durumu bir an evvel alâkalıların ele almaları ve düzeltmeleri için yazmayı faydalı buluyoruz.
her şeyden evvel takımın antrenörlüğüne getilmiş olan puppo sandro, beşiktaş genç takımını çalıştırmak üzere böyle mühim bir maçın son saatlerinde, kamptan ayrılmış. moral kırıklığı içinde bulunan oyuncularımız dümeni kopmuş bir gemi gibi kampta bocalayıp duruyorlardı.
milli takım kampını ziyaret
10 aralık 1953 perşembe saat 15 mano palasın merdivenlerini çıkıyoruz. otelin camlı kapısında gözümüze ilk çarpan şey şu ilan olmuştur. «otel milli takıma ayrılmıştır. misafir kabulü yasaktır.» bu yasak bize de vârit olmasa gerek.
kapıyı açıp giriyoruz. içeride sevimli stad müdürümüz şazi tezcan bizi gayet samimi bir şeklide karşılıyor. yanında beşiktaşlı ali ihsan ve coşkun var. her ikisininde heyecanlı oldukları yüzlerinden ve hareketlerinden belli.
kampın içerisinde adeta bir mezar sessizliği hüküm sürüyor. öyle bir sessizlik ki bizim içimize bile bir hüzün çöküyor. federasyon reisi orhan şerefi soruyoruz yok.. antrenörü soruyouz o da yok... velhâsıl takımın bütün mesulleri yok. bu durum karşısında arkadaşımız şazi tezcan bize biraz malûmat vermiye çalışıyor ve şunları söylüyor: — bu sabah ankaradan gelen 4 kişilik bir heyet, futbol federasyon başkanı ve antrenörün iştirakiyle yapılan bir toplantı da milli takımın son kadrosu tesbit edilmiştir. bu kadroya giren 15 oyuncu şunlardır. turgay. şükrü. müjdat, ali, basri, eşref, a. ihsan, rober, mustafa, mehmet ali, coşkun, kadri, garbis, fahrettin, lefter.
milli takımımızın ise maça şu kadro ile çıkması kuvvetle muhtemeldir: turgay - ali, müjdat, eşref, a. ihsan, rober - kadri, m. ali, garbis, fahrettin, lefter.
takımın kaptanlığını müjdat yapacaktır. bu esnada kendilerini uykuda zannettiğimiz futbolculardan kadrinin bağıra bağıra aşağıya indiğini ve asık suratla bir selâm vermeği dahi lüzumsuz addederek bir kenara oturduğunu görüyoruz.
meğer futbolcularımız yukarı da kağıt oynamışlar. kadri kazanmış fakat eşref kendisine noksan para verdiği için kızmış. bu arada kampa ziyaretlerin gelmesi yasak olduğu halde muntazaman oyuncuları ziyarete gelenler bir hayli. kamp midürü buna mâni olmıya çalışıyorsa da namzetlerin yüzünden muvaffak olamıyor. kampın kasvetli havasını bozan şimdilik yalnız oyuncuların münakaşası değil vasati iki dakikada bir çalan telefondur. telefon muhaverelerine dikkat ediyoruz. hiç birisinde de oyuncularımıza muvaffakiyetler dileyen olmuyor herkesin derdi de bilet....
dün sabah nihai kadro tesbir edilince diğer oyuncular arkadaşlarına muvaffakiyetler dileyerek kamptan ayrılmışlar. milli namzetlerimizi yarnımıza çağırarak maç hakkında düşüncelerini soruyoruz.
beşiktaşı a. ihsan: — maçtan evvel konuşmak adetim değildir. inşallah maçtan sonra görüşürüz.. diyor.
takım kaptanlığını yapacak olan müjdadı çağırıyoruz: her halde kaptanlık başına vurmuş olacak ki binbir naz niyazla yanımıza geliyor ve kendisinden beklenilmeyuen bir jest ve lâkaydiyle şunları söylüyor: - bunlar hepsi hikaye hep bunları sorarsınız bir şey söyleyemem... diyor.
doğrusu bu benden ziyade yanımda bulunan arkadaşları üzüyor. ne diyelim biz bunu heyecanına veriyoruz.
şimdi binadan yürüyüşe çıkacaklar. on beş kişinin toplanması ve yürüyüşe çıkması tam 25 dakika sürdü.
bir müddet sonra da biz kamptan ayrılıyoruz. yoksa yürüyüşe çıkan oyuncularımızı «berduş» tabiriyle bahsedeceğimiz bir kılıkta görüyoruz. kimisi terlikle kimisi çorapla kimisi gayet lâubali bir şekilde birbirlerine el şakaları yaparak geziniyorlar.
etraftab ulunanlar bu durumu üzüşerel ve içlerinde bulunan son ümit zerrelerinin de uçtuğunu hissederek seyrediyorlar.
yazıya son verirken bütün kalbimizle milli takımımızın galip gelmesini temenni ediyoruz.
yalnız takımımız bu maçtan galip ayrılırsa idareciler hiç bundan kendinilerine bir pay çıkartmıya kalkışmasınlar.
dün mithatpaşa stadında yapılan ve büyük bir kalabalık tarafından takip edilen türkiye - italya millî futbol karşılaşması 1-0 italyanın galibiyetiyle sona ermiştir.
(a) milli takımımız italyanların (b) kadrosuna 1-0 mağlûp oldu
eleman bakımından zengin olan kadromuzun çok daha iyi tertiplenmesi, biraz gayret ve fedakârlıkla daha iyi hazırlanması imkân dahilinde olduğu halde; bunların hiç biri yapılmamış, karışık ve tertipsiz bir oyun çıkaran takımımız hâkim oynadığı 2. devrede italyan müdafaasını bir defa olsun aşamadı
sport arihimizin 64 üncü milli futbol maçımız olarak geçen dünkü karşılaşma takımızın ilk devrede yediği golle 1-0 aleyhimize neticelendi.
hafta arası olmasına rağmen maç büyük bir alâka toplamış ve turnike ile girerek tribünlerde yer bulmak isteyen seyirciler günün erken saatlerinden itibaren stadın yolunu tutmuşlar ve 12 de kapalı ve açık tribünler tamamile dolmuştur.
nasıl oynadılar
karşılaşma gayet seri ve heyecanlı bir seyir takip etmesine rağmen realite bakımından vasatı geçemedi.
milli kadronun teşkilindeki isabetsizlik kadar mağlûbiyetimizin başlıca amilini futbolcuların dünkü 90 dakika zarfında topu daima rakiplerinin oyun tarzına uyarak havaya kaldırarak çalışmalarında ve bilhassa for hattının gayet sıkışık oynamasında aramak icap eder. nitekim uzun boylu elemanlardan kurulu italya takımı bizimkilerin aynı tarzda ısrarla oynaması karşısında üzerlerine düşen vazifeyi kolayca yaptılar. iki açığın hücumlarıda, çoğı zaman içeriye kayarak italyan müdafil ve insaytlerinin de bulunduğu ceza sahasına girerek rakip kale önünü ziyadesile sıkıştırmalar. m. alinin fevkalâde bozuk, garbisin havadan gelen toplar karşısında aciz kalması for hattını lâyıkıyla çalışamaz hale getirmişti. takımımızın en muvaffak oyuncusu (biraz şahsi oynamasına rağmen) lefter ve geride de eşrefti. milli onbirimiz maçta büyük kısmım hâkim oynamasına ve hücum teşebbüsünü elinde tutmasına rağmen heyecanını gideremediği müddet içinde yedigi golle oyunu kaybetti. turgayın bu golü kurtarması pek alâ imkân dahilindeydi.
maçın safahatı
güneşli ve hafif rüzgârlı bir havada sahaya saat 13.58'de önce hakemler çıktılar. hemen arkalarından de sağda italyanlar olmak üzere iki sıra halinde takımlar gözüktüler. bizimkiler göğsü beyaz kuşaklı kırmızı forma giymişlerdi. önce yürüyerek bilahare hafif koşarak ortaya geldiler. vali gökayın taraflara başarı temennisi ve milli marşların çalınmasını müteakip italyanlar gazhane tarafındaki kaleyi aldılar ve oyuna 14.08 do bizimkilerin vuruşuyla başlandı.
ilk akınımızda top soldan taca çıktı. lefter vasıtasile sol cenahtan hücum teşebbüsünü karşılayan italyanlar merkezden soliç ve santrforların paslaşmasile iniyorlar. haf hattı karşılıyamıyor. turgay yatarak önlüyor. milli takımız bu defa da sağdan hücuma kalkıyor, fakat oyuncular o kadar heyecanlı ve telâşlılar ki ekseriya topu dahi tutamıyorlar. soğukkanlılığına kaybetmiyen tek futbolcumuz lefter. 5. dakikada çok güzel bir çalımla rakibini atlatıyor. ortaladığı topu garbis arkası kaleye, dönük alıyor. dönüp şütünü atıncaya kadar italyanlar kurtarıyorlar.
takımımız tekrar sağdan iniyor. kornerle önlüyorlar. kadri çekiyor. top m. aliden kadriye ondan uzun bir pasla lefteri buluyor. fakat netice vermiyor. bizimkiler hakim oynuyorlar. lefterin pası ile soldan ceza sahası içine giren m. ali, kaleye çapraz vaziyette bozuk bir vuruşla topu dışarı atıyor.
bizimkiler, italyanların havadan uzun paslı oyununa intibak ediyorlar. topu yere indirebilseler muhakkak ki daha tesirli akınlar yapabilecekler.
maçın yegâne golü
10. dakikada ityalyanlar bir anda soldan indiler. sol açık pesada ailiyi geçerek ortasını yapıyor. turgayın mütereddit hareketi ve kaleden çıkmayışından istifade eden santrfor galli sol direğin yanından sert bir kafa darbesiyle oyunun yegâne sayısını kaydediyor. italya:1 türkiye: 0
santrayla beraber topu kapan italyanların yeni ve tehlikeli bir inişini turgay ceza sahası haricine kadar çıakrak kafa ile uuzaklaştırıyor. italyan santrforunun yukardan avuta çıkan bir şutundan sonra bizimkiler oyunda muvazeneyi temine ve zamanla hücum teşebbüsünü ele alıyorlar.
bir aralık ali taç atışında topu doğrudan doğruya yine taca atıyor. yukarıda da zikrettiğimiz gibi en şuurlu oynıyan lefter.
18. dakikada soldan kaptığı topla sağa deplasman yapıyor. 3 italyanı o kendine has çalımlariyle geçerek ortalıyor. kaleye altı pas mesafeden garbis bozuk bir vuruşla topu sol direk dibinden avuta çıkarak taraftarlarını haklı bir üzüntüye sürüklüyor.
yine lefterin tanzimettiği bir akının birinde m. ali diğerinde de garbis ayaklarında fazşa tuttuklarından rakiplerine teslim ediyorlar. 22. dakika:milli takımın ilk güzel ve kombine inişini seyrediyoruz. lefter, fahrettin anlaşmasile top m. aliyi ondan da kadriyi buluyor. çekilen şut soldan ve üstten dışarı çıkıyor.
italyanlar 5 dakika kadar kalemiz önüne yerleşiyorlar. 28. dakikada ali ve a. ihsandan kurtulan sol açığın ortaladığı top da gallinin hafif giden autunu turgay bloke ediyor.
m. alinin sebep olduğu frikigi sağaçık kafa ile kaleye havale ediyorsa da turgay önlemekte güçlük çekmiyor ve biraz sonra da sağiçin şutu kaleyi bulmuyor.
dakika 37: italyan sağaçığı 5 dakika devam eden bir sakatlık geçiriyor. kadriye yapılan bir faulü lefter çekiyor, barikattan dönüyor, sağa attığı top avutta. turgay. italyanların soldan iki inişini çıkarak yumrukla uzaklaştırıyor.
43. dakikada: lefter kıvraklığı ve çabukluğu ile müdafaayı aşıyor, şut pozisyonu geçince pasını vereceği esnada italyan müdafii yattığı yerden ayak koyarak topu uzaklaştırıyor.
devrenin son dakikasında kadrinin uzattığı bir topa kaleci ghezzi, panter gibi çevik bir hareketle fahrettinden evvel hâkim olarak takımını bir golden daha kurtarıyor.
ikinci devre
lefter, fahrettinle anlaşarak soldan iniyor. fakat ortahaf tehlikeli bir durumu önlemekte güçlük çekmiyor.
5. dakika: turgayın çıkış yaparak önlediği bir akını müteakip italyan kalecisi de garbisin ortaladığı topu bloke ediyor.
7. dakika: italyanların bir hücumunda 3 oyuncuları ofsayt, yan hakem gökay görüyor, bayrak sallıyor, fakat hakem vermiyor. lefterin sağiç mevkine kayarak yaptığı vuruş soldan avuta çıkıyor.
14 dakika: top avuta çıkarken ortahaf garbise faul yapıyor. sağ taraftan frikik kazanıyoruz. kale karışıyor. güçlükle bertaraf ederek bir anda kalemize iniyorlar. santrforun ani şutu üst direğin altına çarparak kurtuluyor. italyanlar bunun gol olduğunu iddia ederek itiraz ediyorlar. hakem hava atışını ilerde yapması icap ederken hatalı bir şekilde kale çizgisi üstünde yapıyor. bereket turgay atik davranıyor, 16. dakikada lefter ceza sahası dahilinde düşürüyorlar. penaltı feryatları hakem duymuyor bile.
takımımız hâkimiyetini devam ettiriyor, fakat çok sıkışık oynuyoruz. buna haveten italyanların müdafaayı kabul eder tarzı oyunu karşısında gol beklemek biraz da tesadüfe bağlı kalıyor.
lefter ile kadri yer değiştiriyor.
23. dakika: lefter sağdan iniyor. m. ali topu tutuyor, düzeltiyor, attığı şutun sğ direk ten dönmesiyle muhakkak bir gol fırsatını daha kaçırmış oluyoruz.
yeni bir akında kaleci kadrinin önünden fevkalâde bir plonjonla topu kurtarıyor. 30. dakikada kazandığımıza frikikte fahrettinin şutu üstten avııta çıkıyor.
hakem resim çekmek üzere çizgi üzerine kadar sokulan fotoğrafçılara ihtar vermek mecburiyetinde kalıyor.
oyunun sonları yaklaşıyor. milli takım beraberliği tesis etmek gayretiyle çok çalışıyor. fakat italyan kalecisi olmasa lefterin sol köşeyi bulan şutunu fevkalâde bir suplesle kurtardıktan bir an sonra garbisin arkası kaleye dönük vaziyette ters makaslama şutunu da şahane bir plonjonla önleyince oyunun mukadderatını tayin etmiş oluyor.
lefter ve fahrettinin son dakikalardaki gayretleri de netice vermiyor ve milli takım galip gelebileceği bir maçın üzüntüsü ile sahadan ayrılıyor.
dünkü maçtan sonra v. pozzo ve piola ne söylediler
her ikisi de takımlarının almış olduğu neticeden memnun ve pazar günü yapılacak çekoslovak maçından ümitliler
türkiye - italya milli maçından sonra kendisile görüşen (sha) muhabirine italyan futbolunun büyük otoritesi ve tek seçicisi victorio pozzo şunları söylemiştir: «— italyan takımı beklediğimiz oyunu çıkarmıştır. kalecimizin galibiyetteki rolü pek büyüktür. sizin takım da göz dolduran bir oyun çıkarmıştır. oyuncularınızdan ilhassa lefter ile fahreddini beğendim.»
pazzo, pazar günü oynanacak olan italya - çekoslovakya millî maçı hakkında da şunları söylemiştir: «— takımdan gayet eminim. maçı 2-0 veya iki farkla kazanacağımızı tahmin ediyorum.»
takımın antrenörü piola ise şunları söyledi: «— takımın iyi randımanlı bir oyun çıkararak hak ettiği galibiyeti kazandı. türk takımının da bizden aşağı kalmadığını kabul ediyoruz. bilhassa lefter, fahreddin ve garbis iyi oyuncular»
dün yine sabahın erken saatlerinden itibara şehrin kıyı ve bucağından dolmabahçeye doğru bir akın başlamıştır. geceyi kapalı tribün turnikelerinin önünde geçirenler olduğu da kulağımıza çalımlı. allah kolaylık versin. ne diyelim? numaralıyı bilmeyiz amma açık ve duhuliye bileti karaborsasının berdevam olduğuna (6. şubenin bütün gayretine rağmen) bir defa daha şahit olduk.
stadın saat 11.00 de (numaralı hariç) yükünü almış olduğu görülmekteydi. yer yer kağıt oyunları, kurulmuş sofralar ellerde gazeteler ve tâ klasiklerden 25 lik ucuz romanlara kadar çeşit çeşit kitaplar tribünlerin her zamanki müdavimleri yani çikletçi, dropsçu, gazozcu, tombalacılar da hazırdı.
dışarısı ise maazallah bir panayır. bu haftanın pazar yeri. dün bayıldım yokuşunun alt başına kurulmuştu.
* * *
bizim takım, o garip tertibi ile maça başladı. ve 10 dakika dolmadan soğuk bir de gol yedi. ve bu gol maçın mukadderatını tayin eden gol oldu. neticede «türkler italyanların b milli takımına dahi mağlûp oldular» dendi, deniyor ve dinecek de...
dünün mesulü tamamen ve tamamen federasyondur. yarından itibaren müdafaalar başlayacaktır. «işte filânca topa şöyle vursaydı da, kaleci topu tutamasaydı bu gol olurdu. öbürü bilmem ne olurdu» falan filan.
takım ikinci devreyi uzun zaman hakim bir vasiyette geçirdiği halde gol atamadı. çünkü for hattında leftert - fahrettin kanadı hariç hiç bir anlaşma yoktu da ondan. ne hikmetse bir ara açıkların da yeri değiştirildi.
italyan takımı ahenktar oyunu, topa hakimiyeti ve oyun açıştaki mehareti ile kendini gösterdi. süratli, canlı ve deplasmanlı bir futbol oynadıkları gibi bütün futbolcuların atletik kabiliyetleri çok yüksekti. şüt çekebilir elemanlarının mevcudiyetlerine rağmen fazla şut atmadıkları gibi atışları da isabetsizdi. hafif tertip de sert oynuyorlar.
* * *
alman hakem umumiyetle iyi olmakla beraber; bize bir gole mal olarak grup ofsaydı görmemek ve yan hakemine de hiç göz atmamış olmakla düştüğü hataya bir defa da fahrettini aynı şekilde kaçırmakla düştü.
italyanların itirazı karşısında oyunu durdurduğu zaman top kale içinde değişdi. halbuki orada yaptığı hakem atışı le oyunu başlattı.
hareketlerinde de zannederim biraz mübalağaya kaçmaktaydı.