iki ezeli rakip, istanbul ligini aynı puanla yani 31 puanla bitirince, aralarında final maçı oynanmasına karar verilmiş. ilk maç, uzatmalara rağmen 0-0 bitince, 15 mart 1935'te her iki takımda ikinci kez karşılaştılar.
g.saray – fener bugün bütün varlıklarını ortaya koyacaklar
bu senenin en mühim maçı bugün taksim stadyomunda galatasaray – fenerbahçe takımları arasında yapılacaktır. bu maç, bu seneki istanbul şampiyonunu tayin edecektir. geçen hafta galatasarayın fenerbahçeyi mağlûp etmesi, bugünkü maça büyük bir hususiyet ve ehemmiyet verdirmiştir. bugün fenerbahçe, hem geçen haftaki mağlubiyetin acısını çıkarmak, hem de istanbul şampiyonluğunu kazanmak için, her halde bütün kuvvetini ortaya koyacaktır. galatasaray da, fenerbahçeyi bir defa daha yenebilmek ve şampiyon olabilmek için geçen haftaki kadar güzel ve dikkatli oynamağa çalışacaktır. iki taraftan hangisinin muvaffak olacağını, gene maddî ölçülerle ölçmeğe imkân yoktur. yalnız şurası muhakkaktır ki, bugün fenerbahçe, geçen haftaki gibi gafil avlanmıyacaktır. müsabaka, bir buçuk saat zarfında iki taraftan birinin galibiyetile bitmediği takdirde yarım saat daha uzatılacaktır.
120 dakika süren maçta, fırtına halinde esen rüzgârla sinirlilik iki tarafın da iyi bir oyun oynamalarına mâni oldu
lik maçlarının finali dün ikinci defa olarak galatasaray - fenerbahçe takımları arasında taksim stadyomunda oynandı. geçen hafta galatasarayın, fenerbahçeyi 4-0 yenmesi mühim bir spor hâdisesi olmuş, dünkü maça da hususî bir ehemmiyet verdirmişti. fakat geçen hafta büyük bir farkla galib gelen galatasaray, dün ayni muvaffakiyeti gösteremedi ve gol yapamadan oyunu sıfır sıfıra beraberlikle bitirdi. doksan dakikalık nizamî müddet bittikten sonra maç, on beşer dakikadan iki devre olmak üzere yarım saat daha uzatıldığı halde iki taraf ta gene sayı yapmağa muvaffak olamadılar. bu 120 dakikalık çetin mücadelenin müsbet bir netice vermemesi iki sebebden ileri gelmiştir. evvelâ oyun, fırtına halinde esen müthiş bir rüzgâr altında oynanmıştır, sonra iki takım da çok sinirli olarak sahaya çıkmışlardır. fakat rüzgârın şiddeti her şeyi bastırmıştır. o kadar ki, doğru dürüst topa vurmak imkânı bulunamıyor, her vuruş topu taca atıyordu. zehir gibi bir soğuk, topun sevk ve idaresini şaşırtan bir rüzgâr altında oynanan bu maç bittabi o nisbette de zevksiz ve tatsız olmuştur. geçen haftaki o güzel galatasaray fenerbahçe maçını görenler, dünkü oyunun bu kadar sallapati oynanışına hayret etmişlerdir. fakat iki takım arasında bir makayese yapmak lâzım gelirse fenerliler, rakiblerine nazaran biraz daha derli toplu ve daha kuvvetli oynamışlardır. buna rağmen gol yapamamaları, galatasaray müdafaasının iyi oyunundan ileri gelmiştir.
müsabaka nasıl oldu?
taksim stadyomu çok kalabalıktı. hatta kapıdan içeri girmek büyük müşkülâtla kabil oluyordu. bu sebebden takımlar ancak üç buçukta sahaya çıkabildiler. ilk devrede rüzgâr altına düşecek olan takım, rüzgârla değil de fırtına ile mücadele etmek mecburiyetinde kalacağından büyük bir tehlikeye maruz bulunuyordu. kur'a neticesinde bu talihsizliğe galatasaray uğradı. ilk avantaj fenerbahçeye geçmişti.
maçı beykozdan şazi idare ediyordu. memnuniyetle kaydetmek lâzımdır ki, şazi, dünkü maçı da çok güzel idare etmiş, iki tarafın da bütün hatalarını görmüş ve cezalandırmış ve oyunun temiz bir surette cereyanını temin etmiştir. kendisini tebrik ederiz.
galatasarayın sert bir rüzgâr altına düşmesi fenerliler için büyük bir nimet ve fırsat olmakla beraber oyunun ilk dakikaları hiç te ümid verecek şekilde cereyan etmemiştir. galatasarayın ilk hücumları kolaylıkla durdurulduktan sonra fenerin akınları da çok defa nısıf sahadan öteye aşamamıştır. fenerlilerin, rüzgârın da yardimile müessir bir vaziyet ihdas etmeleri bekleniyordu, fakat bu intizar boşa çıktı. top, mütemadiyen taca kaçıyor, rüzgâr, topu yanlış istikametlere sürüklüyordu. galatasaray, ilk devreyi golsüz bitirebilmek ve ikinci devrede taarruza geçmek için müdafaa usulünü kullanmağa başladı. top, hangi galatasaraylının ayağına geçerse mütemadiyen taca atılıyor, esasen rüzgâr da bu tabiyeyi kolaylaştırıyordu. fenerbahçe bir aralık bütün hucümile galatasaray müdafaasına yüklendiği halde bir türlü bu hattı yaramadı ve ilk devre golsüz olarak bitti. galatasaray kalesi önünde avninin güzel bir kurtarışı kif edecek kadar müşkül vaziyete düştü; hakem penaltı cezası verdi. bu ceza, kat'î neticeyi alacak mahiyette idi. bir gol, fenerbahçeyi galib çıkaracaktı. fakat fikret, sinirden ve heyecandan topu kalenin sol tarafından dışarı attı. bu dakikada tribünlerden ‘‘aaaah! ooooh!’’ nidaları yükselirken galatasaraylı oyuncular da fikreti ortalarına almışlar, penaltıyı atamadığı için kendisini tebrik ve buselere garkediyorlardı. fenerbahçe çok mühim bir fırsat kaçırmıştı, öyle bir fırsat ki, ucunda koca istanbul şampiyonluğu ve geçen haftaki mağlubiyetin intikamı vardı. ikinci devre de böylece bitti. oyun yarım saat daha uzatılacağı için derhal tekrar kur'a çekildi ve galatasaray gene rüzgârı lehine alarak oyuna başlandı. fakat soğuk, rüzgâr, sinir oyuncuları tam mânasile yormuştu. kimsede gol yapacak hal kalmamıştı. top kimin ayağına geçerse uzun vuruşlarla uzaklaştırıyordu. ilk on beş dakika gene neticesiz bitti. ikinci on beş dakikada fenerliler rüzgârı lehlerine aldılar. top mütemadiyen taca atılıyor, iki kaleden hiçbirine varamıyordu. anlaşılan iki takım da oyunun bu şekilde bitmesini istiyordu. nitekim öyle de oldu ve 120 dakıkalık mücadele sıfır sıfıra bitti.
şampiyonluğu tayin etmek için iki takım bir defa daha karşılaşacaktır. bu maçın bayramın birinci cuma günü oynanması muhtemeldir.
galatasaray - fenerbahçe takımları arasında istanbul şampiyonluğu maçı bugün saat 15 te taksim stadında yapılacaktır. bu hususta ve diğer maçlara ait malûmat 5inci sahifemizdedir.
fenerle galatasaray bugün taksim stadında karşılaşacak
fenerbahçe ve galatasaray birinci futbol takımları, bugün şüphe yok ki mevsimin en mühim maçını yapmak için taksim stadyomunda karşılaşıyorlar.
bu maçın ehemmiyeti etrafında uzun sözler söylemeğe lüzum ve hacet yoktur: iki eski ve ananevi rakip müsavi puvanla şampiyonluk ihtimalinin muvacehesinde karşı karşıyadırlar. galatasaray bu beraberliği kazandıran hadise, geçen cuma günü kadıköy stadında oynanan ve fenerbahçenin 4-0 mağlûbiyetile nihayetlenen müsabakadır. bunun içindir ki bugünkü maçın etrafında duyulan alâkayı iki ayrı membadan geliyor farzetmek hata olmaz :
1 — müsabakanın galibi istanbul şampiyonu olacaktır.
2 — fenerbahçenin 4-0 mağlûbiyetinden sonra ikinci karşılaşmanın vereceği netice çok merak ediliyor.
filhakika fener bahçenin ağır mağlubiyeti beklenmiyen bir tarzda oldu. o kadar ki vaziyeti tesadüfe hamledenler de oldu. bugün yapılacak maç galatasaray ve fener lehinde söylenenlerin hakikate derecei karabetlerini meydana koyacaktır.
fenerbahçenin bugün sahaya kadrosunda küçük bir tadille çıkacağı temin ediliyor. takım şöyle teşkil olunacaktır.
ankaraya gitmeleri mukarrer olan namıkla muzaffer bu maçı oynamak için hareketlerini tehir etmişlerdir.
galatasarayın eski kadrosu nu aynen muhafaza edeceği söylendiği gibi nihadın oynıyamıyacağını temin edenlerde vardır.
maçı iyi oynayan taraf kazanacaktır. dikkat edilecek nokta sportmenliğe uymıyan taşkınlıklara meydan verilmemesi, yerinde bir oyun oynanmasıdır.
bunu oyunculardan rica ettiğimiz gibi bilhassa seyircilerden pe rica edenler. oynuyan iki takım da türk takımıdır. her iki takımın oyuncularıda evlatlarımızdır. bütün bu oyunlar, türk sporculuğunu yükseltmek için yapı'maktadır. maksat, her hangi bir tarafın d ğer tarafı tekme ile, küfür ile bitmesi değildir, mutlak güzel oyunla, nezih gayretle bitmesidir. bu hususta bilhassa seyircilere hitap ediyor ve onlara bu işlerde itidal ve nezaketin muhafazası, türk âlicenaplığının kat'i müktezasıdır„ diyoruz.
istanbul şampiyonası futbol maçlarının finali dün taksim stadyumunda fenerbahçe - galatasaray takımları arasında oynandı.
stadyom hıncahınç kalabalıktı. hele saat ikiden sonra stadyoma girmek âdeta bir mesele halini almıştı. dış kapının kapalı demirleri önünde halk birbirini eziyor, iç kapıdaki turnike de pak yavaş işlediği için, içeriye girebilenler birbirlerinin omuzuna çıkıyordu. girişin intizamı temin edilemediği cihetle, dün bilet alan kadın ve çocuklardan bir kısmı geri dönmek mecburiyetinde kaldılar.
içerde saha güzeldi. fakat çok şiddetli esen rüzgâr ve müthiş soğuk, güzel bir maç seyretmek için gelen hnlkın ümidini kamçılıyordu.
takımlar sahada
tam saat 15,10 da takımlar sahaya çıktılar. soğuk yüzünden mutat merasim kısa kesildi ve 15,15 de maç başladı. fenerbahçe takımı geçen cumadakine nazaran küçük bir değişiklikle sahaya şöyle çıkmıştı:
buna mukabil galatasaray, geçen haftaki kadrosunu aynen muhafaza ediyordu:
avni — lütfi, osman — suavi, fahir, ibrahim — necdet, münevver, adnan, fazıl, danyal.
oyun başlıyor
oyun, halkın tezahüratı arasında başladı. geçen cuma yapı an fener - galatasaray maçında, galatasarayın 0 — 4 gibi mükemmel bir farkla maçı kazanmış olması bu müsabakanın etrafında biriken alâkayı en yüksek haddine çıkarmış bulunuyordu.
fenerbahçe rüzgârı arkasına almıştı. çok şiddetli estiği için umumiyetle fenerbahçenin lehinde sayılan bu rüzgârın zannediliği kadar kuvvetli bir yardımcı olmadığı çabuk anlaşıldı: çünkü fenerlilerin hücum hattı, en hafif bir dokunuştan bile falsu alan topa hakim olmak, kontrol edebilmek imkânını hemen hemen birinci devrenin bütün devamınca bulamadılar.
buna mukabil, ayni şiddetle esen rüzgâra karşı oynamak vaziyetinde kaldıkları ikinci devrede de, birinci devredekine nazaran çok daha az hücumlar yaptıkları görüldü.
ilk 45 dakikada
birinci haftaymın umumi hatlarını şu şekilde çizmek kabildir:
kuvvetli rüzgâra karşı oynıyan galatasaray, tamamen defansa çekilmişti. ici iç muhacim, en gerbatta kadar inmek vazifesini deruhte etmiş bulunuyorlardı. hücum hattında sadece üç oyuncu oynuyorlardı: necdet, adnan, danyal.
bu üç oyuncudan necdet ve danyal, fena oynamadılar.
bu iki muhacime mukabil adnan, çok atak oynıyarak fener müdafaasını işgal etmek vazifesini bihakkın ifa etti.
fenerbahçeliler bütün ilk 45 dakika içinde adetâ tek kale oynadılar. galatasarayın çok enerjik oynuyan müdafaa oyuncuları bir türlü uzaklaştırılamıyan topla beraber, fenerlilerin mütemadiyen azeledikleri hücumları da kesmeğe uğraşıyorlar ve muvaffak oluyorlardı.
mücadele çetin...
mücadele çok çetin oldu: bir iş yaramıyan fener hücumları, galatasaray kalesi etrafında beyhude yere dolaştılar. yaşar - fazıl hattı sahanın tam ortasında yer almış bulunuyorlardı.
maamafih bütün bu tazyike rağmen galatasaray güzel müdafaalarla, fenerlilere bir tek go attırmak imkânını bırakmamıştır.
ikinci devrede
birinci devre 0 — 0 beraberlikle bitti.
ikinci devrede galatasarayın rüzgârla beraber oynarken sayı çıkaracağı tahmin ediliyordu. fakat oyun bu tahmini zaafa uğralan bir şekilde başladı. fenerliler bütün gayretlerine rağmen galatasaray defansını yaramıyorlar.
maçın ikinci devresi, denebilirki en güzel kısmı oldu. fenerliler yüksek bir gayretle oynıyorlar, galatasaraylılar da ondan aşağı kalmıyan, hatta daha fazla bir enerji gösteriyorlardı. karşılaşan azimler ortaya cidden hararetli ve heyecanlı bir oyun çıkarıyordu.
galatasarayın ekseriyetle soldan, fenerin de daima sağdan inişlerini görüyoruz. fener muavin hattı, rüzgârı hesap ederek çok güzel oynuyor. cevadla esat, ve ortadaki ali rızanın iltihakiyle, mükemmel bir hat teşkil ediyorlar.
fener muavin hattının güzel oynaması takıma gözle görülür bir avantaj temin etti. arkadaki müdafaa hattı çok emin oynamak imkânını buldu ve muhacimlerde sık hücumlarla galatasaray defansını yoruyorlar.
üç mühim hâdise
bu devrenin üç mühim hâdiseleri şunlardır :
11 nci dakikada muzaffer, kısa bir mesafeden kaleye serbestçe inebilmek fırsatını yakaladı. namık, niyaziden gelen topu güzel bir pasla öne geçirmişti. muzafferin topu sürmesi ve manisiz olduğu için takımına muhakkak bir gol kazandırması bekleniyordu. fakat, bu oyuncu liyakat ve tecrübesine nazaran kıymetsiz bir düşünce ile vole bir şüt atmak istedi ve topu havalandırdı.
16 ncı dakika : fenerin galatasaray ceza sahasının içine kadar giren sol muavini esat düşürüldü. hakem galatasaray aleyhine bir penaltı verdi. fakat fikretin, çok fena ve havadan bir vuruşu fenere bir fırsat kaçırttı.
28 inci dakika : galatasaraylı adnan, soldan inen bir hücumu adeta golle tamamlıyacak vaziyete girdi. fakat yaşarı atlatırken fazıla yakalandı ve golü kaçırdı.
ikinci devre yine sayısız bitti.
netice
nizamname mucibince maçın onbeşer dakikalık iki devre daha uzatılması icap ediyordu. fener birinci onbeş dakikayı rüzgâra karşı oynadı. bu müddeti topu kenara atmakla geçiren fenerliler, ikinci onbeş dakika içinde galatasarayın ayni tabiyesile karşılaştılar. ve netice yine 0 — 0.
maç, ağlebi ihtimal gelecek cuma günü, bu sefer fenerbahçe tadında tekrarlanacaktır.
oyun hakkında verilecek umumi hüküm şudur :
her iki takımda güzel oynamıştır. bilhassa centilmence ve portmence cereyan eden bu naçın neticesi hem iki tarafı hemde halkı tatmin edecek şekildedir. çünkü güzel bir maç daha oynamak ve seyretmek fırsatı bu suretle emri vaki olmuştur.
istanbul şampiyonluğunu bir türlü paylaşamayan fenerbahçe ile galatasaray, cuma günü üçüncü defa olarak karşılaşıyorlar. bu kararı pazartesi günkü toplantısında veren futbol heyeti, bu üçüncü maçın fenerbahçe stadında oynanmasını tensip etmiştir.
bayramın birinci gününe tesadüf eden bu müsabaka, mevsimin en güzel karşılaşmalarından biri olacaktır. her iki takımın son iki maçta gösterdikleri sportmence serin kanlılık, bu son maçında istenildiği kadar güzel ve zevkli olacağına delil teşkil ediyor.
fenerbahçe ve galatasaray, cuma günkü maça, son kadrolarile çıkacaklardır. hangi tarafın galibiyete daha kuvvetle namzet olduğu kestirilemez.
iyi oynayan, kendi tarzını oyunun cereyanına hâkim kılan taraf maçın neticesini ve istanbul şampiyonluğunu kazanacaktır.
mehmet yüce'nin, "idmancı ruhlar: futbol tarihimizin klasik devreleri: 1923-1952, türkiye futbol tarihi - ikinci cilt" kitabından;
averaj uygulamasına gidilmeyerek aynı puanlı iki kulüp arasında bir final maçı oynanmasına karar verildi.
yarım saatlik uzatma devresine rağmen taraflar gol kaydına muvaffak olamadı. bu maçta 5.000 seyirci ve 2.842 lira 50 kuruş hasılat ile rekor kırılmıştır.
cumhuriyet abidesi’nden stadyumun kapısına kadar uzanan caddeyi bin müşkilatla yürüyerek demir kapıdan içeri girmek için birbirini iten, kakan insan dalgasına karıştım...” (spor postası, 9 mart 1935, sayı 48. 312) osman kavrak