gazi mustafa kemal henüz hayatta iken adına düzenlenen tek futbol turnuvasıdır.
gazi büstü için yeni kurulan tayyare cemiyeti ve istanbul futbol heyet-i müthedesi tarafından biri büyük ve ikisi de küçük olmak üzere italyan heykeltraş pietro canonica'nın eseri üç büst vad edildi.
bu üç büst için devrin en meşhur iki rakip takımı galatasaray ve fenerbahçe kulüpleri seçildi.
galatasaray ve fenerbahçe kulüpleri arasında 10 ağustos günü taksim'de oynanan müsabakalarda ııı. takımlar müsabakasını 5-2 galatasaray kazandı. ıv. takımlar müsabakası 0-0, ı.takımlar müsabakası ise 3-3 berabere bitti.
31 ağustos'ta ı ve ıv. takımlar yeniden karşılaştı. ıv. takımlar'da fenerbahçe 4-1 galip geldi.
büyük büst için yapılan mühim maçı ise galatasaray ı. takımı 4-0 kazandı. bu kıymetli büst halen galatasaray müzesi'nde sergilenmektedir.
10 ağustos'da oynanan ve 3-3 berabere biten maçın tekrarıdır. bu maç ile galatasaray birinci takımı gazi büstlerinin büyüğünü kazanmıştır. maçta üçüncü takım oyuncusu necdet bey (cici necdet) merkez muhacim mevkiinde oynamış ve üç gol yapmıştır.
her şey 9 ağustos 1928 tarihinde gazetelerde yayımlanan şu ilanla başladı (son saat, 9 ağustos 1928):
"galatasaray - fenerbahçe birinci, üçüncü, dördüncü takımları müsabakası 10 ağustos 928 taksim stadyumunda"
aynı gün bu sefer gazetelerin spor sütunlarında şu haber çıktı (son saat, 9 ağustos 1928):
"galatasaray - fener müsabaka duhuliyeleri (bilet fiyatları) ne kadar? heyet-i tertibiye'den (düzenleme komitesi):tayyare cemiyeti menfaatine 10 ağustos 928'de galatasaray - fenerbahçe kulüplerinin birinci, üçüncü, dördüncü takımları arasında icra olunacak müsabakaların her üçüne ait olmak üzere bilet fiyatları bervech-i zir (aşağıda gösterildiği üzere) tebeyyün edilmiştir (ortaya çıkarılmıştır)."
1) numaralı balkon fiyatları: 10 - 5 ve 3 lira.
2) tribün 2 lira.
3) duhuliye 1 lira.
4) tribün ve duhuliye fiyatları ..... zabıtan ve mektep talebesine nısıftır (yarısı).
"heyet-i tertibiye'den: idman cemiyetleri ittifakı nizamnamesi mucibince bu maça hakk-ı duhulü haiz olan zevatın (serbest giriş hakkı olanlar) ... adresleri malum olmadığından davetiyelerini almak üzere .. servet bey'e lütfen müraacat etmeleri ..."
maçın oynanacağı gün ise; (akşam, 10 ağustos 1928)
galatasaray - fenerbahçe müsabakası
gazi büstü'nü hangi takım kazanacak?
fenerbahçe son dört senede galatasaray'a hiç bir defa bu kadar yaklaşmış bir hale gelmemişti.
müsabakalar gününde icra edildi. gelin sonucunu ve havadisini ertesi günkü gazetelerden, mecmualardan okuyalım: (milliyet, 11 ağustos 1928)
"dün taksim stadyumu'nda galatasaray - fenerbahçe takımları arasında yapılan maçlar çok heyecanlı ve meraklı olmuştur. birinci, dördüncü takımlar berabere kaldılar. gazi hazretlerinin büstlerinden küçüğünü galatasaray üçüncü takımı kazanmıştır. bu sefer f.b g.s tribünleri de ayrılmıştı. 'buradan tribünlerin ilk defa bu maçta ayrıldığını anlıyoruz.'
saat on üç buçuk. tribünler ve karşı taraf dolmaya başlamış. bu sefer galatasaray, fenerbahçe tribünleri de ayrılmış, herhangi bir hadisenin meni için tedabir (tedbirler) alınmış. sahada bir masanın üstünde gazi hazretlerinin bir büyük, iki küçük büstleri gözüküyor. takımlar program mucibince bir fenerli bir galatasaraylı olarak ikişer ikişer çıkıp büstlerin etrafında sıralanacaklar, marşlar dinlenecek bilahare oyun başlayacak.
daha şimdiden herkesin heyecanı yüzünden okunuyor. saat 14:00 dördüncü takımların oyuncuları alkışlar arasında sahaya çıktılar. mukarrer merasim. hakem beşiktaş'tan basri bey'in idaresinde en küçükler şu şekilde ahz-ı mevki ettiler:"
fenerbahçe: rıza - ziya, mehmet - ekrem, şevket, velid - avni, nahid, hayati, iskender, muzaffer.
"ilk devrede galatasaray hafif bir rüzgar altında. umumiyetle fenerbahçeliler daha mahir ve daha hakim. galatasaraylılarda heyecana kapılmış gibi bir hal var.bu devrede fenerliler mütemadi hücumlar yaptılar. fakat küçük kaleci ömer bunları tevkife (kurtarmaya) muvaffak oldu. galatasaraylılar yalnız üç kere tehlikeli atak yaptılar. devre neticesiz bitti.ikinci devrede oyun daha heyecanlı oldu. her iki taraf hemen hemen mütevazin bir oyun neticesinde yine sayı yapmaya muvaffak olamadılar. ilk maç sıfır sıfıra beraberlikle bitmiş oldu."
böylece ilk müsabakanın sonucunu ve en ufak büstün sahibini henüz bulamadığını öğreniyoruz:
dördüncü takımlar müsabakası sonucu:
galatasaray 0-0 fenerbahçe
dördüncü takımlar müsabakasını milliyet'ten okuduk. üçüncü takımlar maçını da gelin spor âlemi'nden okuyalım (spor âlemi, 14 ağustos 1928 nüshası):
üçüncü takımlar maçı
"yine aynı kulüplerin üçüncü takımları arasında icra edilen müsabaka ise birinci takım maçları kadar düzgün ve seri cereyan etti. bundan birkaç hafta evvel milliyet kupası turnuvasında aynı hasmını 2- sıfır mağlup eden galatasaraylıların bu defa ne yapacakları, fenerlilerin ise bundan istifade ederek geçen seferki mağlubiyetin acısını çıkaracakları tabii idi."
"hakem harbiye'den fuad bey'di. oyun evvela müsavi (denk) bir manzara arz ederken, galatasaraylıların güzel bir akını fener kalesini müşkül mevkiye düşürdü. bu tehlikeyi savuşturan fenerliler galatasaray kalesini sıkıştırmaya başladılar. muntazam akınlarla hücum eden fenerliler bu mütevali (art arda) akınlarından birisinde nevzat güzel bir şutla ilk sayıyı, arkasından bunu takiben ikinci sayı kayd edildi.
bu iki gol fark galatasaray küçüklerini memnun etmiyordu. nitekim devrenin sonuna doğru ağır basmağa başlayan sarı kırmızılılar arka arkasına iki gol yaparak bu müşkül vaziyetten kendilerini kurtardılar. bu arada fenerliler bir penaltı cezası kaçırıyorlardı.
ikinci devrede ise galatasaray akınlarının gittikçe inkişaf ettiğini (geliştiğini) görüyoruz. fenerlilerde ise bu (uyuşukluk, uykuluk)... alemi baş gösteriyor. devrenin ortalarına doğru üçüncü ve biraz sonra dördüncü sayılarını yapan galatasaraylılar, artık tamamıyla hakimiyeti ele almışlar, fenerliler de ise panik baş göstermişti.
fener'den bilhassa reşad'ın lüzumsuz hareketleri ve faulleri takımı için fena tesir husule getiriyor, galatasaray akınlarını doğru durduramayan fener müdafaası hatalı bir oyuna baş vuruyordu.oyunun sonlarına doğru galatasaray bir gol daha yaparak sayı adedini beşe çıkararak hasmını 2-5 gibi oldukça büyük bir farkla mağlup ediyor.
galatasaray'dan müdaafi zarif, muhacim hattından ise bilhassa şadi (şadli alioğlu) ve necdet (cici necdet) muvaffak oldular. kemal de zikre şayandır.fener'de kaleci hüsnü iyi idi. kendisine fazla güvenen muavin reşad ise biraz fazla gururunun kurbanı olarak bugün çok fena oynadı.
güzel ve ahenkdar bir oyun oynayan ve istikbal için büyük ümitler veren galatasaray küçüklerini ve onları yetiştiren nüzhet bey'i tebrik ederken fenerbahçe takımını da biraz fazla şişirilmiş bir ekip olarak bulduğumuzu ilave edeceğiz."
evet, üçüncü takımlar mücadelesini de okuduk. küçük büstlerden ikincisini galatasaray kazandı:
galatasaray 5-2 fenerbahçe
üçüncü takımlar maçını da bitirdik. şimdi sıra büyük maçta. gelin bu maçı da akşam'dan takip edelim:
"dünkü büyük maç beraberlikle neticelendi. fenerbahçe müsabakayı kazanıyordu, fakat...galatasaray'ın on beş dakikalık azimkârane candan oyunu oyunun şeklini değiştirdi. maç beraberlikle bitti.
... taraftarlar daha bu oyundan itibaren seslerinin akordunu ayar etmişler ve asıl maça hazırlanmışlardı. takımlar sahaya program mucibince kol kola çıktılar. büstlerin bulunduğu masanın etrafına dizildiler. milli marş çalındı. ayakta dinlendi. oyuncular yerlerine geçtiler. hakem şeref bey'di. takımlar;"
"sol taraftaki tribünler galatasaraylılarla, sağdaki fenerlilerle dolu... her şeyden evvel şunu söylemek isteriz ki; şeref bey hakemliğini ...... gayet güzel ifa etti. hiçbir sertliğe meydan vermediği gibi, tribünlerdeki münasebetsiz yaygaracı ve yuhacıları (yuhalayanlar) bile susturdu. oyunu ise ... (iyi) idare etti. oyun başlar başlamaz fenerbahçe çok düzgün akınlarla galatasaray kalesine tazyike başladı. galatasaray rüzgar ile beraber, fakat bir mecalsizlik (yorgunluk) var.
adeta hepsinin eli ayağı tutuk. bilhassa fenerbahçe sağ taraftan âlâaddin ile işlemekte ısrar ediyor ve muvaffak oluyor. âlâ bugün güzel oynuyor. ortalayışları mükemmel, topa hakim. galatasaray müdafaası bocalıyor. burhan idmansız, mithat yerini yadırgıyor ve arkasındaki müdafaa ile oynamıyor.
yine galatasaray'ın sıkıştığı bir anda muzaffer âlâaddin'e güzel ve ileriye doğru bir pas verdi. âlâaddin sekiz metrelik bir mesafeden gayet güzel bir burun şutuyla havadan ve köşeden topu galatasaray kalesine sevk etti. etrafta coşan taraftarlar arasında birbirinin boynuna sarılıp öpüşenler bile var. öyle ki; senelerden beri susanan ve beklenen bir gol. galatasaray daha hala düzelmedi. cansız ... ahenksiz... böyle olmakla beraber sol iç ve sol açık çok çalışıyor. kadri ve cevat'ı boyuna sıkıştırıyorlar..."
gazi büstü'nün "büyük" maçının bundan sonrasına şimdi de spor âlemi'nden devam edelim:
"bu arada hakem kadri'nin bir durduruşunu hatalı bularak bir frikik veriyor. burhan güzel bir şutla bunu çekiyor. bu sırada kargaşalığa karışan topu yakalayan kemal, ufak bir plase ile fener'in kalesine sokuyor. (1-1) berabere.
bu golden ümitlenen galatasaray muhacim hattı muavinlerinin yardımlarıyla fener'i sıkıştırıyor fakat bu vaziyet çok sürmüyor. ve fener tekrar hakimiyeti ele alıyor. galatasaray kalesi tekrar sıkışmaya başlıyor. mütevali hücumlar ise sarı kırmızılıların cidden cansiperane müdafaalarıyla, ulvi'nin güzel müdahaleleriyle kurtarılıyor. fakat bunun ilanihai (sonsuza kadar) devam etmesi gayri kabil idi.
filhakika bu akınlardan birinde mehmet nazif tapu eliyle tutuyor ve hakem penaltı cezası veriyor. bu ceza ise galatasaraylıları bir an sarstığı görülüyor. güzel bir plase ile golü kaydeden fikret faikiyeti yine fener'e bahş ediyor. artık devre bitmek üzere galatasaraylılar ise hala bocalıyor.
devrenin bitmesine birkaç dakika kala fener'in toptan bir akını galatasaray kalesine kadar akıyor ve ayaktan ayağa geçen top sadi'nin bir vuruşu ile galatasaray kalesini üçüncü defa ziyaret ediyordu.
bu son gol ise galatasaray'ın galebe değil fakat beraberlik ümidini bile kırmıştı. öyle ya; bozuk bir oyun ve kuvvetli bir hasım karşısında bu iki golü telafi etmek için fevkalbeşer bir kuvvet lazım, bir harika yaratmak icab ederdi. devre ise 1-3 fener lehine.
ikinci kısım başlar başlamaz galatasaray yine bozuk oynuyor. fener ise hücumda. herkes galatasaray'ın panik olacağını ve fazla gol yiyeceği kanaatinde. fener muhacim hattı ise büsbütün açık oynayarak, galatasaray'a kendisini toplamaya fırsat vermeden gol adedini fazlalaştırmak ve bu suretle ağır bir mağlubiyete düçar etmek usulünü takip ediyor.
oyunun neticesine yigirmi (yirmi) dakika var. galatasaray hala cansız oynuyor. umumiyetle herkes mağlubiyeti kabul etmiş vaziyette. bilhassa galatasaray taraftarları arasında maçın neticesini görmeden gitmeye hazırlananlar var. fakat hayret birden galatasaraylılar canlanıyor. akın akın üstüne. fener'de ise fazla bir emniyet ve lüzumsuz bir gurur var. adeta hasımlarını istihkar (aşağılama) eden vaziyette alay ediyorlar. böyle iki gol fark belki başka bir takımı .... edebilirdi.
fakat fenerliler karşılarında galatasaray olduğunu unutmuşlardı. o galatasaray ki; bazen harikalar yaratmaya muktedir bir kuvvete maliktir. işte aynen bu vaziyette galatasaray ani akınlarla sıkıştırmaya ve çember altına almaya başladı. muslih ise uzaktan bir kafa darbesiyle ikinci sayıyı kaleye sokunca galatasaray'da ümit fazlalaştı. zaten galatasaray'ın canlanmasına mukabil fener'de umumi bir atalet gözüküyor. anlaşılmaz bir hal ile fener hala açık oynuyordu. işte yavaş yavaş harikayı yaratan, gayrikabil mümkün kılan sarı kırmızılılar üçüncüyü ve beraberlik sayısını kaydedince fener tehlikeyi anladı.
fakat aynı paniğe şimdi onlar uğramışlardı. galatasaray ise hala hücumda ve hatta bir şut direğe çarpıyor ve fener'i galip muvaffakiyetten mağlup dereceye düşürmeye ramak kalıyor. neticede oyun tamamiyla galatasaray'ın hakimiyet altında hitama eriyor ve maç 3-3 berabere bitiyor."
fenerbahçe kaptanı zeki rıza bey, 3-1 ileride götürdükleri maç son on beş dakikada yedikleri gollerle berabere bitince şöyle demiş diye rivayet edilir: "roma'ya kadar gittik. papa'yı göremeden döndük."
büyük maç 3-3 berabere bitti. böylece büstlerden sadece birini onu da galatasaray üçüncü takımı kazandı. diğer iki maç on beş gün sonra yapılacak. birinci takımların sonucunu da yazalım:
galatasaray 3-3 fenerbahçe
tarihte bugün galatasaray fenerbahçe'yi 4-0 mağlup etti. bu ehemmiyetli müsabakayı gelin o dönemin gazete başlıkları ile takip edelim:
ikdam:
"dünkü maç çok heyecanlı oldu. galatasaraylılar dünkü maçta 0-4 gibi büyük bir farkla galip geldiler. galatasaraylıları yapılan maçta kazandıkları şerefli muvaffakiyetten dolayı tebrik ederiz."
milliyet:
"galatasaray fenerbahçe'ye 4 sayı ile galip geldi. maç çok heyecanlı olmuş ve sarı kırmızılılar gazi hazretlerinin büstünü kazanmışlardır.dördüncü takımlardan fenerliler küçük büstü aldılar."
akşam:
"galatasaray'ın kâhir (kahreden, yok eden) bir galibiyeti!dünkü maçta kâhir bir şekilde fenerbahçe'yi tekrar mağlup eden galatasaray, denizcilik müsabakalarında da daima birinci gelmekle memleketimizin en mütekâmil (olgun, gelişmiş) ve müterakki(gelişim göstermiş)bir spor kulübü olduğunu bir defa daha ispat eyledi."
cumhuriyet:
"galatasaray gâlip. dünkü maç fenerbahçe'nin mağlubiyeti ile neticelendi. netice şudur:galatasaray: dört, fener: sıfır gazi büstünü galatasaray aldı."
özet:
galatasaray ile fenerbahçe'nin üç takımı; (birinci, üçüncü ve dördüncü takımlar) gazi hazretleri henüz hayatta iken adına düzenlenmiş tek futbol müsabakası olan gazi büstü müsabakalarının genel neticeleri:
dördüncü takımlar:
10.ağustos.1928 cuma
galatasaray 0-0 fenerbahçe
31.ağustos 1928 cuma (tekrar müsabakası)
galatasaray 1-4 fenerbahçe
bu sonuçla gazi hazretlerinin küçük büstlerinden birini fenerbahçe ıv.takımı kazandı.
üçüncü takımlar:
10.ağustos.1928 cuma
galatasaray 5-2 fenerbahçe
bu sonuçla ilk maçta küçük gazi büstlerinden ilkini galatasaray ııı.takımı kazandı.
birinci takımlar:
10.ağustos.1928 cuma
galatasaray 3-3 fenerbahçe
31.ağustos 1928 cuma (tekrar müsabakası)
galatasaray 4-0 fenerbahçe
büyük müsabakayı ve gazi hazretlerinin dev büstünü galatasaray birinci takımı kazandı. bu büst galatasaray müzesindedir.
sarı-kırmızılı formayla yüzlerce efsane, adlarını altın harflerle tarihe yazdırdı. ilk yazımızda 1930'lu yılların sağ açığı necdet cici'yi kaleme aldık.
...
15 yaşında 3 gol... 1930’lu yıllarda galatasaray’ın sağ açığı olarak istanbul ligi’nde inanılmaz bir performans sergilemişti cici necdet. galatasaray lisesinde okul takımında çabukluğu ve gol vuruşlarındaki becerisiyle dikkatleri üzerine çeker ve çok geçmeden okul takımından galatasaray genç takımına, oradan da a takıma geçer. 1928 yılında, henüz 15 yaşındayken, fenerbahçe ile oynanan gazi büstü kupasında, antrenör yusuf ziya öniş, sahaya onu sürecektir. 3-3 biten ilk maçın rövanşında necdet, fenerbahçe karşısında inanılmaz bir performans gösterir ve rakip filelere tam 3 gol birden bırakır. 4-0 kazanılan maçta günümüz tabiriyle “hat-trick” yapan 15 yaşındaki bu çocuk, daha ilk maçıyla kulüpte efsanelerin arasına gireceğini göstermiştir.
o maçta cici necdet’in takım arkadaşı olarak sahada bulunan, eski galatasaray başkanlarından suphi batur, kazanılan maçın ve büstün önemini şöyle aktarıyor: “bu takımı, 1. takımda olduğu gibi gene yusuf ziya bey yaptı ve necdet’in 3, şadi’nin bir golüyle biz maçı 4-0 kazandık. maç bittikten sonra o zamanlarda olimpiyatlarda şampiyon çıkmış güreşçimiz çoban mehmet, gazi büstü’nü yüklendiği gibi, önlerinde bando takımı, galatasaray lisesi’ne kadar geldik. büstü mektebin içindeki müzeye koyduk.”
31.ağustos.1928 - 89 sene önce bugün galatasaray, 3-3 biten ilk maçın tekrarında fenerbahçe'yi 4-0 yenerek, mustafa kemal atatürk'ün kendi adına oynanmasına izin verdiği tek organizasyon olan gazi büstü'nü kazandı. taksim stadı'nda, beşiktaşlı şeref (ahmet şerafettin) bey'in hakemliğinde oynanan karşılaşmada galatasaray, ulvi yenal - burhan atak, mehmet nazif gerçin - suphi batur, nihat bekdik, mithat ertuğ - mehmet leblebi, şadi şadli alioğlu, necdet cici, kemal faruki, muslihiddin peykoğlu; buna karşılık fenerbahçe ise fehmi eriş - firuzan şansal, kadri göktulga - cevat seyit, sadi çoban, ismet uluğ - alaeddin baydar, muzaffer çizer, zeki rıza sporel, fikret arıcan, bedri gürsoy onbirleriyle mücadele ettiler. sarı-kırmızılılara bu tarihi büstü kazandıran golleri 15, 80 ve 89.dakikalarda necdet cici ile 60.dakikada şadi şadli alioğlu attı. maçta üçüncü takım oyuncusu genç "cici" necdet, merkez muhacim (santrafor) olarak oynamış ve 3 gol birden atmıştır.