not : ismin yanındaki rakkam o oyuncunun millî takımda kaçıncı oyunu olduğunu gösterir.
oyuna yugoslavlar başladı. 4. üncü dakikada sol iç niyazi yakaladığı fırsatı kullanamadı. iki dakika sonra bir yugoslav akınında cihadın lüzumsuz çıkışından istifade eden sol içleri ilk gollerini attı. oyun karşılıklı akınlarla devam ediyor. sert oynayan yugoslav sol beki ile çarpışan niyazi oyundan çıktı. yerine selim girdi. rakiplerimiz havadan oynuyorlar ve muvaffak oluyorlar. bizim takımda yine anlaşma yok. 40 ıncı dakikada hasan çıktı. yerine rıza girdi. devre (1-0) mağlubiyetimizle bitti.
ikinci devreye biz başladık. rebiinin bir pasına yetişen rasih ortalığı karıştırdı ve fırsattan istifade ile yegane sayımızı yaptı. (1-1). faruğun kısa bir degajmanını yakalayan yugoslav santrforveti topu sağ açığına geçirdi. bu oyuncu yine cihadın lüzumsuz bir çıkışından istifade etti. ikinci sayılarını kazandılar. oyun adamakıllı sertleşti. yer yer hadiseler oluyor. 30. uncu dakikada hüsnüyü atlatan rakip santrforveti takımının üçüncü golünü yaptı. oyun daha bir müddet aynı sert hava içinde devam ederek (3-1) mağlûbiyetimizle bitti.
dip not: maç anlatımları 1949 yılına ait olduğundan kitaptaki anlatım aynen buraya aktarılmıştır.
dip not2: kadrolarda bazen 11den fazla futbolcu ya da aynı futbolcunun 2 kere yazıldığını görebilirsiniz. aynı oyuncular maç içinde mevki değiştirdiklerini, 11den fazla oyuncularda oyuna sonradan girdiklerini göstermektedir.
yugoslavya: franjo glaser, bernard higl, jozo matošić, antun pogačnik (50' milan antolković), ıvan gajer, mirko kokotović (50' mihalj kečkeš), aleksandar tirnanić, Đorđe vujadinović, august lesnik, aleksandar tomašević (41' vojin božović), branko pleše
14 haziran 1937 tarihli kırmızı-beyaz dergisinden;
bu mevsimin ilk beynelmilel teması türkiye - yugoslavya futbol karşılaşması olacaktır. geçen sene istanbulda yapılan karşılaşmanın revanşı olarak daha o zaman prensip itibarile iki federasyon erkânınca kararlaştırılan bu mühim maç, milli küme maçları nihayet bulur bulmaz bir iki haftalık bir kaç toplu çalışmayı müteakip bir ağustos tarihinde belgratta yapılacaktır. bu maçın çok mühim bir hususiyeti de dünya futbol âleminde langenus gibi, bavens kadar şöhretli italyan barlassina tarafından idare edileceğidir. barlassina meşhur mauro'dan sonra italya futbol kalkınmasında amil olanların birinci plânında, iyi bir yer almaktadır. kendisi iktidarını dürüstlüğünü, bilgi ve otoritesini son dünya kupası maçlarında muhtelif idarelerile de teyit etmiştir.
şunu da belirtmek isteriz. dünya futbol piyasasında dereceleri ihmal edilmiyecek kadar yüksek olan yugoslavlara karşı türk takımının oyunları daima muvaffakiyetli olmuştur. ilk karşılaşma 928 olimpiyadı arifesinde olmuş ve çok güzel oyundan sonra 2 - 1 aleyhimize neticelenmişti. ikinci maç sofyada balkan olimpiyat müsabakalarında - birgün evvel bulgarlara yenilmemize rağmen ertesi günü yugoslavlara karşı derecede hâkim bir oyunla aleyhimize bitmişti. son oyun geçen sene taksim stadında olmuş ve bunda da oyun fena teşkil edilen takımımıza rağmen üçe üç beraberlikle nihayetlenmiştir.
ağustos 1 de yapılacak maç için perşembe günü kampa giriyor..
millî kümeden sonra millî maç... iyi bir sistem ve dürüst bir mesai içinde çalışan futbol federasyonumuz, millî küme maçlarının sonunu alınca millî maç için harekete geçti...
1 ve 2 ağusas tarihlerinde belgradda yugoslâvya millî ve muhelit takımlarile yapacağımız beynelmilel maçlar için icap eden hazırlıklara başlanmıştır.
tespit edilen esaslara nazaran; millî küme maçlarile zaten anform bir halde bulunan futbolcularımızdan seçilecek 20 oyuncu; modada açılacak kampta, kırmızı — beyaz takımı teşkil için çalışmaya başlıyacaklardır. kamp önümüzdeki perşembe gününden itibaren açılmış olacaktır. bunun için istanbuldan 14, knkara ve izmirdei da 3 er oyuncu davet edilmek üzeredir.
çağrılacak oyuncular arasında izmirden fuat ve saitle bir müdafaa oyuncusu, ankaradan niyazi, yaşar, ve bir hafbek, istanbuldan da cihat, hüsamettin, yaşar, faruk, reşat, hüsnü, cevat, m. reşat, rıza, salim, ibrahim, esat, fikret, rasih, haşim, niyazi, hakkı, rıdvan, salâhattin, eşref, rebiî, gündüz, necdet gibi seçme oyuncular arasından 14 futbolcu ayrılacaktır.
kampa bizzat futbol federasyonu reisi sadad rıza nezaret edecektir: futbolcular evvelâ birkaç gün istrahat edecekler ve ondan sonra fener stadında hafiften başlamak üzere idmana geçeceklerdir. kamp 28 temmuzda biecek ve akım buradan 29 temmuzda hareket edip 30 akşamı belgrada varacaktır.
bir gün istirahattan sonra kırmızı — beyaz takım 1 ağustos pazar günü belgradın beogradski stadında dost yugoslâvya mill takımile karşılaşacaktır. pazartesi de iki muhtelit karşı karşıya geleceklerdir.
maçın hakemi hakkında henüz muhabere cereyan etmektetir. italyan barlasina’nın hakem durması muhtemel olduğu gibi, bu vazifeyi bir macar hakemin deruhte etmesi de beklenebilir.
federasyon millî takımı takviye edilmiş bir (fenerbahçe-güneş) muhteliti şeklinde mi yapacak?
bir seneden beri herkesin beklediği milli maç nihayet ağustosun ilk günlerinde belgratta oynanacaktır.
millî kümeden çıkan kulüpler bugün esas itibarile anform vaziyette olduklarından bu maçın neticesi üzerinde fazla bedbin olmağa mahal yoktur.
essen bu vaziyeti göz önünde buduran futbol federasyonu hafta içinde bir tebliğ yaparak, milli takıma girecek oyuncuları davet etmiş ve onları modada mano palasta yarı istirahat ve yarı idman kampına sokmuştur. istanbuldan çağırılan futbolcular şunlardır:
faruk, riza, rasih, rebiî, selâhaddin, cihat, (güneşten) fikret, niyazi, m. reşat, hüsameddin, esat (f.bahçeden) hüsnü, hakkı (beşiktaştan) eşfak, salim (galatasaraydan).
ankara ve izmirden de üçer oyuncu davet edilmiş bulunduğundan onlar da kampa iştirak etmek üzeredirler. hattâ izmirden çağırılan; sait, adnan hakkı, cumartesi günü şehrimize gelmişler ve kampa girmişlerdir.
ankaradan çağırılan niyazi, salim ve ihsanın gelmesile kamp kadrosu dolmuş olacak ve pazartesi günü bilfiil kamp başlayacaktır. mano palasta milli takım âzâlarını fener kulübü antrenörü mister elyot teknik nezareti altında bulunduracak ve onlarda milli küme maçlarında tesadüf ettiği hataları yegân yegân anlatarak, nazarı dikkatlerini bu noktalar üzerine çekecektir.
gayet normal bir şekilde cereyan eden bu hâdisenin bir de dedikodu tarafı vardır.
hafta içinde federasyonun tebliği gazetelerde çıkar çıkmaz bazı refiklerimiz, federasyonun çağırdığı oyuncular üzerinde günlerce süren neşriyat yapmağa ve bir takım nazariyeler yürütmeğe başladılar.
çağırılan oyunculardan, hafta içinde ağızdan ağıza dolaşan sözlerden, rivayetlerden anladığımıza göre, futbol federasyonu reisi bu seferki milli takımı teşkil için fenerbahçe - güneş muhtelitini esas tutacak ve o takımın zaif yerlerini, beşiktaş, galatasaray, izmir ve ankara takımlarından bir kaç oyuncu ile takviye edecektir. söylenenlere inanmak icap ederse millî takımın nihaî şekli şu olacaktır:
cihat (g.)
faruk (g.), hüsnü (b.j.k.)
m. reşat (f.b.), salim (ankara), fikret (f.b.).
niyazi (f.b.), selâhattin (g.), rasih (g.), hakkı (b.j.k.), rebii (g.).
ikine imaçı yapacak muhlelit takımda da şu kadroya yer verilmesi çık muhtemeldir.
hüsameddin (f.b.)
yaşar (f.b.), hüsnü (b.j.k.) eşfak (g.s.), riza (g.), esat (f.b.).
selim (ankara), hakkı (izmir), rasih (g.), niyazi (ankara), fikret (f.b.).
hakem meselesine gelince:
yugoslav ve türk federasyonları müştereken avrupanın birinci sınıf hakemleri üzerinde tetkiklerini yapmakta ve dost iki milli takımlarının maçını idare edecek hakemi aramaktadırlar.
fakat; italyan hakem barlasina ve macar hakem, ivançiç-birinin bu maçı idare etmesi çok muhtemeldir.
ivançiç bir kaç kere, bundan evvel yapılan yugoslav ve türk milli maçlarını iyi idare etmiş bulunması dolayısile bu sene de onun tercih edilmesi kuvvetli bir ihtimal dahilindedir.
millî maça altı gün kaldı. kırmızı - beyazlı takım ağustosun birinci günü belgradda kırmızı -mavi - beyaz formalı dost takımla karşı karşıya gelecek.
şimdi her iki takım da şu çetin ve o nisbette mühim karşılaşmanın hazırlığile meşgul.
belgraddan gelen telgraf haberlerine göre; yugoalavlar evvelki hafta hiç beklemedikleri halde bulgar takımı karşısında uğradıkları mağlûbiyetten fevkalâde mütenebbih olmuşlardır. bunu göz önüne alarak ve o mağlûbiyetin memlekette uyandırdığı hoşnutsuzluğu bir galebe ile gidermek için bize çıkacak takımı hazırlamak hususunda çok dikkatli davranmaktadırlar. yugoslavya federasyonu, istirahat ve antrenman için yugoslavya milli takımını fruska goro isimli sayfiye yerine göndermişlerdir.
beri tarafta, yani burada da türk millî takımı namzetleri - geçen hafta tafsilâtile yazdığımız gibi - modadaki mona palasda iyi bir rejim altında istirahatle ve antrenmanla meşguldürler. fenerbahçe antrenörü bay llyotun nezareti altında her gün fenerbahçe stadında hafif antrenmanlar ve nefes arttırıcı temrinler yapılmaktadır.
izmirlilerden sonra hafta içinde ankaradan çağırılan üç oyuncu ile istanbuldan davetli bütün oyuncular kampa gelmişler ve pazartesinden beri bütün elemanlar bir arada çalışıp istirahat etmiye başlamışlardır.
takımın nasıl teşkil edileceğine dair henüz hir malûmat mevcut değildir. fakat geçen hafta da işaret ettiğimiz gibi federasyon reisinin fenerbahçe - güneş muhtelitini esas tutarak bunu diğer oyııncularlar takviye etmesi çok muhtemeldir.
hafta içinde veya takımın hareketi günü çıkacak kadronun ilân edilmesi de beklenebilir..
her halde bu işin mesuliyetini, kıymet ve manasını şumulünü müdrik bulunan ve bu futbol işlerinin eskiden beri adamı olan federasyon reisi bay sedat riza belgrada kırmızı - beyaz formanın şerefini korumayı ve onu galip çıkarmayı iyi bilen bir takım götürecektir. her türlü klüpçülük düşüncelerini bir tarafa bırakarak bunu inançla ve emniyetle bekleyebiliriz.
milli maç için en fazla ehemmiyet verilmesi icap eden hakemlik işi de hafta içinde kat'î surette halledilmiştir. türk ve yugoslav federasyonlarının üzerlerinde ittifak ettikleri iki hakemden italyan barlasina ile macar ivançiç arasından italyan hakem beynelmilel federasyon tarafından türkiye - yugoslavya maçı için intihap ve kabul edilmiştir.
barlasina, avrupanın birinci sınıf hakemlerindendir.
türkiye ile yugoslavya arasındaki millî futbol karşılaşması bu yapılacakla dört olacaktır.
928 senesinden beri bugüne kadar, yani dokuz sene zarfında yapılmış olan üç müsabaka aşağı yukarı bir beraberlik manzarası vermektedir. çünkü birinci maçta yugoslavlar 2 - 1, ikinci maçta biz 2 - 0 galip gelmişiz. geçen sene şehrimizde oynanan sonuncu oyun da 3 - 3 beraberlikle neticelenmiştir. bu vaziyete göre birer galibiyet ve mağlûbiyetle birer berabere...
atılan gollerde türk millî takımı lehine bir fazlalık vardır. biz 6 gol atmışız, onlar 5..
( kırmızı - beyaz ) okuyucuları nasıl bir millî takım yaptılar ?.
(88 oyuncudan bize bir millî takım yapınız) diye okuyucularımız arasında açtığımız anketli müsabakanın neticesini bu sayımızda neşrediyoruz.
türkiye - yugoslavya maçına bir hafta kala, takımın tertibi etrafındaki dedikodulu neşriyat ve görüşmeler sırasında, spor efkârı umumiyemiz demek olan kırmızı - beyaz okuyucularının fikirlerini tesbit edilmiş görmek enteresan şey... bu umumî kanaat takımı yapmak vazifesile mükellef olan futbol federasyonumuza da bir fikir verirse bizim için ne mutlu...
kurulan takım şekillerini, oyunculara verilen reyleri tasnif edince kırmızı - beyaz okuyucularının istedikleri takımın şu olduğunu gördük:
kaleci: cihat (g.)
müdafıler: yaşar (f.b.), hüsnü (b.j.k.)
muavinler:m. reşat (f.b.), hakkı (b.j.k.), ibrahim (g )
türkiye - yugoslavya maçını sayfalarımızda takip ediniz..
kırmızı - beyaz, önümüzdeki pazar günü belgradda oynanacak türkiye - yugoslavya maçını pazartesiye çıkacak olan gelecek sayısında taşıdığı ehemmiyetle mütenasip suretle aksettirebilmek için tertibat almıştır.
münihe giden arkadaşımız tayyar belgradda tevekkuf ederek millî maçı kırmızı - beyaz hesabına takip edip hemen o gece müsabakanın bütün safahatını telefonla bize bildirecektir.
belgratta 10 bin seyirci önünde yapılan millî maçta birinci devre 1 - 0 aleyhimize bitmiş, rasih ikinci devrenin 5 inci dakikasında beraberliği temin etmiş yugoslavlar bundan sonra iki gol daha atmışlardır
belgrad, 1 — sureti mahsusada gazetimiz namına giden arkadaşımızdan:
türkiye millî takımı bugün yugoslavya millî takımıile karşılaştı. netice 3 - 1 aleyhimizedir ve tamamen haklıdır. biz vakit vakit iyi oynadık ama yugoslavlar oyunun cereyanına umumiyetle hâkimdiler..
maçta 10 bin kadar seyirci vardı. stad türk, yugoslav bayraklarile donanmıştı yugoslav seyirciler türk takımını otomobillerle stada gelirken caddelerde başlayarak maçın devamınca büyük bir sempati ile daima alkışladılar..
mutad merasimden, milli marşların dinlenmesinden sonra bizim takım şu tertiple sıralandı:
fakat çok geçmeden yani devrenin onuncu dakikasında açık niyazi sakatlanınca takım değişti. selim sağaçığa, birinci devre sonunda riza da santrhaf hasanın yerinde oynadı.
iyi bir gününde olan niyazinin daha ilk dakikalarda oyundan çıkması takımımız hesabına büyük bir şanssızlıktır.
oyunun ilk dakikalarında turk takımı kombine bir oyundan iyi sahneler göstermesine rağmen sahayı yadırgayor.. bu yüzden müessir olamıyoruz. göze çarpan en fevkalâde taraflar şunlardır:
sağaçık niyazi tutulmaz bir oyun oynıyor. müdafada hüsnü harıkulâde.. fakat ne yazık ki bir çarpışma arasında kaşına bir tekme yiyen niyazi maçı bırakıp tedavi için hastahaneye gitmek mecburiyetinde kaldı. yerine ankaralı selim geçti.
kâh onların akınlarile, kâh mütevazin geçen bir çalışma arasında 7 inci dakikada yugosla solaçığı ilk golü yaptı. cihat iyi bir gününde olsaydı bu golü tutabilirdi. böylelerini çok tutmuştur.
sayıya rağmen bizim takım yugoslavların gayretli çalışmalarına iyi karşı koyuyor.
devre böylece 1 - 0 aleyhimize bitti.
ikinci devrede oyun daha seri ve sert.. yugoslavlar biraz kırıcı hareketlere başladılar... mukabil hücumlarımızdan birinde hiç beklenilmiyen bir anda rasih kaleden geri gelen topu nefis bir vuruşla rakip kaleye soktu.
dost seyirciler bu golü kedi sayıları kadar alkışladılar.
oyunun bundan sonrası daha ziyade yugoslavların hareketine ve akınına tabidir. çok geçmeden ikinci golü de attılar.. cihadın bu sayıda hatası vardır diyeceğim. biraz sonra üçüncü sayıyı da yaptılar. bu gol tutulmazdı. takımımız bundan sonra ümitsizlenmiş gibiydi.
yugoslav ve türk takımları arasında büyük bir alâka ile beklenilen beynelmilel maç bugün öğleden sonra 10 bin kişiden fazla bir kalabalık huzurunda oynandı.
başta türk sefareti başkâtbi bay şefkati olduğu halde bütün sefaret erkânı ve sarayı krali mareşalı b. tolak antiç, belgrad belediye meclisi reis muavini b. tamaroviç, yugosla federasyonunun bir çok mümessili ve diğer bir çok zevat seyirciler meyanında bulunuyorlardı.
avala ajansı da belgraddan maç hakkında şu malûmatı vermektedir:
maç 3 - 1 yugoslaya lehine neticelendi. saat 17.15 de türk takımı ve arkasından yugosla ekibi sahaya çıktılar. ve halk tarafından şiddetle alkışlandılar. sahada bulunan bando bu esnada iki dost memleketin millî marşlarını çalıyordu.
iki takımın kaptanları memleket renklerile yapılmış takım bayraklarını teati ettikten sonra italyan hakem başlama düdüğünü çaldı. kaleyi türkler kazanmış olduğu için topa ilk vuruşu yugoslavlar yaptılar. fakat akabinde top türk takımının ayağına geçti ve dördüncü dakika sıkı bir hücumdan sonra sağiç saidin çektiği şüt kale direğine vurarak neticesiz kaldı. yugoslavlar buna derhal mukabelede gecikmediler. ve 6 ıncı dakikada solaçık pleç yugoslav takımının ilk sayısını kaydetti.
9uncu dakikadan 22 inci dakikaya kadar olan müddet zarfında iki taraf karşılıklı akınlar yaptılar. fakat bunların hiç birisinde kaleler için tehlike gözükmedi.
24 üncü dakikada türk kalesi önünde bir karışıklık husule geldi. bundan istifade eden yugoslav soliçi gol yapmak üzere türk kalecisinin müdahalesi topu kornere gönderdi ve yapılan köşe vuruşu da neticesiz kaldı.
36 ıncı dakikada türkler yugoslav kalesi önünde bir karışıklık husule getirdiler. fakat sağ müdafi vaziyeti kurtardı.
bundan sonra devrenin nihayetine kadar oyunun sürati neticesi olarak oyuncular biraz yorgunluk eseri gösterdiler ve 1 - 0 vaziyet ikinci devre başına kadar değişmeden devam etti.
ikinci devre daha başlangıçta pek hareketli vesıkı olacağını vadediyordu. daha 6 ıncı dakikada bütün akıncı hattının güzel bir kombinezonundan istifade eden türk ortamuhacimi rasih bir gol çıkararak takımlar arasında beraberliği tesis etti.
bu sayıyı müteakip türk takımı bütün mevcudiyetile oynamaya ve bu arada oldukça sertlikler göstermiye başladı. bu sert oyun ahaliyi sinirlendiriyordu. bilhassa arka arkaya üç yugoslav oyuncusunun ve bu arada sahadan beş dakika kadar ayrılmaya mecbur olacak derecede soliç poviçin yaralanması memnuniyetsizliği arttırdı. fakat hakemin gösterdiği enerji
bu hâdiselerin önnüne geçildi ve 12 inci dakikadan itibaren çok teknik bir oyun çıkaran yugoslav takımı türk kalesi için daimî bir tehlike teşkil etti.
13 üncü dakikada solaçık pleşe takımına yeni bir sayı kazandırdı.
17 inci dakikada yugoslav sağiçi yeniden bir gol çıkarmak vaziyetine girdi ise de çektiği şüt kalenin kenarından geçti. türk kalesine yugoslav akınları birbirini takip ediyordu.
23 üncü dakikada yugoslav merkez muhacimi leşnik türk müdafaasını çalımla geçtikten sonra yugoslavya için üçüncü bir sayı daha çıkardı.
bu golden sonra türkler partinin kendileri için kaybolmuş olduğunu anladılar.
artık kendini toplamaya muvaffak olamayan türk muhacim hattı karşı taraf için hiç bir tehlike teşkil etmiyordu.
37 inci dakikada yugoslavlar bir gol fırsatı kaçırdılar. sağaçığın bomba gibi gönderdiği bir şüt direklere vurarak dışarı gitti. buna mukabil 40 ıncı dakikada türk soliçi niyazi bir eşape ile taliini tecrübe etmek istediyse de bu hareketi de nticesiz kaldı. yugoslavlar oyunun sonuna kadar hakimiyeti elden bırakmadılar.
şeref golümüz nasıl oldu?
iki takımın maçtan evvel birinci devre zarfında iki oyuncu değiştirebileceği konuşulmuştu.
ikinci devreye biz başladık. 5 inci dakikada rebiiye geçen top rasihe ortalandı. rasih vuracak gibi yaparak topu saide geçirdi. saidin attığı şüt hasım müdafaasına çarptı. fakat rasih yine yetişerek bir şütle beraberliği temin etti.