not : ismin yanındaki rakkam o oyuncunun millî takımda kaçıncı oyunu olduğunu gösterir.
maça yağmurlu bir havada başlandı. 25. ci dakikada yaptığımız bir akında zeki önündeki bekin müdahalesine rağmen topu düzeltti ve attığı şutla takımımızın ilk golünü yaptı. şimdi daha düzgün oynuyoruz. nihadın kuvvetli bir şutu önündeki beke çarptı. muhakkak bir sayıdan mahrum olduk. devre baskımız altında (1-0) lehimize bitti.
ikinci devre bulgar takımı canlı oynamakta devam ediyor. buna mukabil bizimkiler daha düzgün misafirler arada bir aktıkları kalemize tehlikeli anlar yaşatıyorlarsa da müdafaamız fırsat vermiyor 20. ci dakikada bekir önünde ki iki oyuncuyu atlattıktan sonra topu daha müsait vaziyette bulunan zekiye geçirdi, o da ikinci gölümüzü bulgar ağlarına taktı. bu sayıdan sonra arka arkaya hücuma geçen rakib takım bir frikik atışından ilk ve son sayılarını kazandı. yediğimiz gol oyuncularımızı yeniden hızlandırdı. bir ara leblebinin attığı bir kornere tam zamanında yetişen nihat vole bir şutla türk takımının üçüncü golünü attı. az sonra maç (3-1) galibiyetimizle bitti.
takımımız kazanmasına rağmen iyi oynayamadı. daha farklı bir galibiyet kazanmak mümkündü : forvetimiz rakip müdafaanın gediklerinden istifade.edemedi. müdafaamız iyi yer tutamadığı için yediği golde hatalı idi. hakem maçı iyi idare edemedi. kararlarında misafir takımı fazlası ile tuttuğu hissini veriyordu.
dip not: maç anlatımları 1949 yılına ait olduğundan kitaptaki anlatım aynen buraya aktarılmıştır.
dip not2: kadrolarda bazen 11den fazla futbolcu ya da aynı futbolcunun 2 kere yazıldığını görebilirsiniz. aynı oyuncular maç içinde mevki değiştirdiklerini, 11den fazla oyuncularda oyuna sonradan girdiklerini göstermektedir.
ilk basımı 1975 yılında olan "altay spor tarihi" kitabından;
türk ve izmir futbolunun gerçek timsali vahap özaltay, 1908 yılında istanbul'da dünyaya geldi. 16 yaşında izmir'e babası atanınca altay'da futbol oynamağa başladı.
vahap özaltay kısa zamanda izmir'in yıldızı oldu. altay'ın yıllardır bayraktarlığını yapan hamit aslan'dan kaptanlık görevini devraldı. vahap, kardeşi saim ile birlikte altay formasını yıllarca giydi. zaferlerinde büyük pay sahibi oldu.
vahap özaltay bir ara fuat göztepe ile birlikte aynı forma altında oynadı. daha sonraki yıllarda izmir karmasında yine sait altınordu ve fuat göztepe ile yanyana oynarlarken harikalar yarattılar. nitekim milli futbol takımımız, halkevi ismi altında maç yaparken bu üçlü forvet bir arada oynatıldı.
vahap, altay'dan soyadını özaltay olarak alırken, diğer 2 şöhret de fuat göztepe, sait de altınordu soyadlarını kullanarak kulüplerini ne kadar sevdiklerini tüm spor dün yasına ispat ettiler.
vahap özaltay 14 ekim 1927 yılında istanbul taksim stadında bulgar milli takımını 3-1 yendiğimiz maçta milli formayı giydi. zeki rıza sporel'in (2) ve nihat'ın attığı gollerle 3-1 galip geldik.
özaltay'ın ünü yalnız yurt içinde değil, yurt dışına da yayıldı. 1932 yılında meşhur macar antrenör pegman onun futbolunu çok beğendi ve fransa'nın ünlü racing takımına transfer etti. racing'te oynarken fransa karmasında ispanyollara ve ingilizlere karşı oynadı. vahap ünlü ispanyol kalecisi zamora'ya fransa karmasında oynarken gol atarak isminden çok bahsettirdi. racing takımı, vahaplı kadrosu ile bir ara türkiye'ye geldi ve istanbul'da fenerbahçe ile karşılaştı.
vahap özaltay aynı zamanda çok iyi bir atletti. balkan atletizm şampiyonasında atletizm milli takımında da yer aldı.
vatan hasretine dayanamayarak türkiye'ye döndü. ancak fransa'da profesyonellik o yıllar uygulandığı için türkiye'de de amatörlük olması nedeniyle vahap özltay sertifikalı profesyonel futbolcu olarak türkiye'de futbol oynadu. vahap özaltay bu nedenle türkiye'nin ilk profesyonel futbolcusudur.
vahap özaltay, , yalnız futbolculuğu ile değil antrenörlüğü ile de türk futboluna uzun yıllar hizmet etti. altay'ın antrenörlüğünü bir süre yaptı. ordu futbol takımımızı antrenörlüğü sırasında dünya şampiyonu yaptı. sürgü sistemini, w m sistemlerini türkiye'de ilk tatbik eden, uygulayan antrenördür.
babası da koyu altaylı idi. tribünde vahap'ı her maçta gol atması için teşvik ederdi. altay'ın eski sporcularından şerif eraltay o günleri şöyle anlatır:
"hiç unutmam altay g. saray ile oynuyordu. ilk yarı 4-0 altay'ın aleyhine kapanmıştı. eğer hatırımda iyi kaldı ise vahap'ın babası beşir bey ikinci yarı başlarken oğluna (haydi oğlum gol at benden 1 lira prim var) demişti. vahap bir gol attı. altay maçı bir ara 4-4 berabere duruma getirdi. beşir bey: (vahap bir gol daha... 1 lira daha prim) diyerek oğlunu teşvik ediyordu. vahap bir gol daha attı ve altay 4-0 yenik olduğu maçtan 5-4 galip çıktı. bu maç altay'ın unutulmaz tarihi karşılaşmalardan biridir. beşir bey vahap'a gol atması için her maçta her gole 1 lira prim veriyordu. o zaman devlet demiryollarında çalışan beşir beyin maaşı 30 lira civarındaydı. anlayın siz bir lira primin değerini"...
vahap soyadını aldığı klübünde gözlerini hayata yumdu. 1965 yılında sıcak bir haziran gecesinde altay kongresinde vahap konuşurken kalp krizi geçirdi ve son nefesini altay'ı teneffüs ederek verdi.