kuralların herkes için eşit olarak uygulanmadığı bir futbol düzeninde önce güvensizlik doğar, ardından da herkes paranoyak olur... (mehmet ali çetinkaya, 2021)
not : ismin yanındaki rakkam o oyuncunun millî takımda kaçıncı oyunu olduğunu gösterir.
yirmi gün içinde sekizinci maçını yapmak mecburiyetinde kalan takımımız sahaya çok yorgun çıkıyordu. hatta bazı oyuncularımız sakat oldukları halde oynamak mecburiyetinde kalmışlardı. türk takımı durgun bir oyundan sonra ilk devreyi (2-0) mağlûp bitirdi.
ikinci haftayımda sayı adedinin polonya takımı leyhine artacağını zannedenler türk takımının canlı ve kombine oyunu karşısında hayrette kaldılar. polonya kalesine sağdan soldan yağan şut yağmuruna rağmen bir türlü gol çıkartamıyoruz. bütün bu canlı oyunumuza ve aralıksız baskı ile beraber şansızlıktan maçı (2-0) mağlûp bitirdik.
leh takımı oyun tarzı itibarile bizim takımımızdan daha süratli idi. oyuncularının top kontrolü bizden üstündü. rakiblerimiz şimal turnesinde karşılaştığımız en kuvvetli takımdı.
antrenörümüz billy hunter maçtan sonra: "20 günde sekiz maç fazladır. birinci derecede profesiyonel bir avrupa takımı bile ancak bu neticeyi elde edebilirdi, oyuncularımdan çok memnunum." demiştir.
dip not: maç anlatımları 1949 yılına ait olduğundan kitaptaki anlatım aynen buraya aktarılmıştır.
dip not2: kadrolarda bazen 11den fazla futbolcu ya da aynı futbolcunun 2 kere yazıldığını görebilirsiniz. aynı oyuncular maç içinde mevki değiştirdiklerini, 11den fazla oyuncularda oyuna sonradan girdiklerini göstermektedir.
geriye, çok geriye dönelim. otuz iki sene evvele... türk millî futbol takımı olimpiyatlardan dönerken lotz'da polonya ile karşılaşıyor. tarih: 29 haziran 1924... hakem ivançiç adında bir macar...
bir sene sonra, 2 ekim 1925 de bu defa istanbul'da taksim stadında gene polonya ile karşı karşıya geliyoruz. hakem bugünkü alman futbol federasyonu başkanı dr. bauwens...
«hâmit - kadri, m. nazif - k. rifat, nihat, sahih - mehmet, alâettin, zeki, mithat, bedri» onbiri de bir yıl evvelki netice ile 2-1 mağlup olmaktan kurtulamıyor. bu seferki tek golümüzü atan fenerbahçeli zeki rıza değil beykozlu o zamanki süratiyle «bahriyeli» zeki'dir.
aradan bir yıl daha geçiyor. 12 eylül 1926 da lemberg'de iki takım üçünccü karşılaşmalarını yapıyorlar. çek gejnar'ın hakemliğindeki maçta şöyle bir tertiple oynuyoruz: «rasim - kadri, burhan - k. rıfat, h. ragip, burhan - mehmet, m. nazım, zeki, sami, muslih.»
oyun içinde takım değişiyor. alaettin ve vahi giriyorlar. fakat ne değişiklik yapsak beyhude... maçı, hem de çok açık farkla kaybediyoruz: 6-1. tek gol alaettin'in eseri...
türkiye: hamit akbay ( süleymaniye ) , cafer çağatay( fenerbahçe ) , ali gençay( galatasaray ) , ismet uluğ ( fenerbahçe ) (25' kemal rıfat kalpakçıoğlu), hamit arslan( altay ) , nihat bekdik( galatasaray ) , mehmet leblebi( galatasaray ) , alaaddin baydar( fenerbahçe ) , zeki rıza sporel( fenerbahçe ) , muslih peykoğlu( galatasaray ) , bedri gürsoy ( fenerbahçe )
çoğu kaynakta bu maçın macar hakemi olarak m. ivancsics, tff.org da m. ivançiç, maçkolik de de m. ıvancic olarak gözükmesine rağmen, bu maçın hakeminin tam adı mihaly ivancsics'dir.