galibiyet sayısı ,mağlubiyeti ile eşitlenmiş ve bir daha hiç o mesut günlere dönememiş,hep mağlubiyet sayımız galibiyet sayımızdan fazla olmaya başladığı maç için bkz: http://www.macanilari.com...fid=192319499511&aid=4097
f.bahcenin ve milli takimimizin efsanevi golcülerinden (ki milli takim adina 15 gol atmistir) zeki riza sporel, ilk defa milli macta "most trick"(4gol) atmistir.
not : ismin yanındaki rakkam o oyuncunun millî takımda kaçıncı oyunu olduğunu gösterir.
on bini aşan kalabalık bir seyirci kitlesi önünde oyuna başlandı. galibiyetimizi bekliyen türk seyircilerin karşısında takımımız canla başla çalışıyor. oyunun ilk dakikalarında kazandığımız bir frikikten zeki takımımızın ilk sayısını yapmağa muvaffak oldu. ilk anlarda mağlûp vaziyete düşmelerine rağmen finler sol açıkları vasıtası ile tehlikeli akınlar yapıyorlar. nihat daha iyi oynadığı orta hafa ismet de sağ hafa geçince değişiklik tesirini gösterdi. hele devre ortalarına doğru zeki ikinci golümüzü de çıkarınca oyun yavaşladı. bu arada önünde ki hafı ve beki atlatan fin solaçığı takımının ilk golünü attı. haftayımın sonuna doğru zeki üçüncü sayımızı da yaptı. devre (3-1) bitti.
takımımız ikinci devreye iyi başladı. fakat bir taraftan alâeddinin lüzumsuz çalım arzusu, diğer taraftan sakat olan muslihin aksaması yüzünden bütün yük müdafaaya yüklendi. bu sırada nihadın sebebiyet verdiği bir penaltıdan finler ikinci sayılarını kazandılar. vaziyet (3-2). takımımız bu sayıdan sonra yeniden hızlandı. birbiri üzerine yaptığımız akınlardan birinde zeki dördüncü golümüzü de çıkardı. az sonra maç (4-2) galibiyetimizle bitti.
bu milli maçımız ayyıldızlı forma ile kazandığımız ilk oyunumuzdur.
dip not: maç anlatımları 1949 yılına ait olduğundan kitaptaki anlatım aynen buraya aktarılmıştır.
dip not2: kadrolarda bazen 11den fazla futbolcu ya da aynı futbolcunun 2 kere yazıldığını görebilirsiniz. aynı oyuncular maç içinde mevki değiştirdiklerini, 11den fazla oyuncularda oyuna sonradan girdiklerini göstermektedir.
zeki riza sporel'in ilk defa milli macta "most trick" (4gol) yaptığı bu maçın ardından bir maçta 4 gol atan 2. türk futbolcu oktay derelioğlu olmuştur. oktay 1998 dünya kupası eleme maçında san marino'yu 7-0 yendiğimiz maçta 4 gol atmıştır...
ilk basımı 1975 yılında olan "altay spor tarihi" kitabından;
izmir'in düşmandan alınışında, fahrettin altay paşa süvari alayı ile izmir'e girerken piyade teğmeni hamit aslan da kurtuluş günü izmir'e girenler arasındaydı. genç bir subay iken 1. dünya savaşında ingilizlere tutsak düştü, daha sonra milli mücadelede atatürk'ün ordusunda savaştı.
hamit aslan kurtuluş savaşından sonra terhis oldu ve izmir'e yerleşti. çok iyi futbol oynadığı için çok sevdiği detay kulübünün formasını giydi. 1923 yılında bir ağabey olarak futbol takımının yönetimini ele aldı. altay'ın idmanyurdu ismini değiştirmesinden sonra altay'ın çubuklu formalarını yunan tutsaklarına sarı kışlada diktirdi.
mükemmel bir ağabey, takım kaptanıydı. klübün her şeyi ile o meşgul oldu. futboldaki başarısı ile milli takıma alındı. izmir'den milli takıma alınan ilk futbolcudur.
1924 paris olimpiyatlarında türk kafilesinde yer aldı. 17 haziran 1924 yılında helsinki'de oynanan ve 4-2 zaferimizle biten karşılaşma da hamit aslan da yer aldı. bu maçta, zeki rıza tam 4 gol atarak bir milli karşılaşmada 4 gollük bir rekoru elinde bulundurmaktadır. halen bu rekoru kırılamadı.
hamit aslan 2'ci maçını milli takımda 2-9 haziran talin'de estonya karsısında oynadı. milli takımımız estonya'yı bu karşılaşmada 4-1 mağlup etti.
polonya'yı 3-0 yendiğimiz milli maçta da hamit aslan yer aldı.
10 nisan 1925 yılında istanbul'da taksim stadında bulgaristan'ı 2-1 yendiğimiz maçta l. mehmet ve sabih gollerimizi kaydetti.
bükreş'te 1 mayıs 1925 yılında romanya milli takımını 2-1 yendiğimiz milli maçta hamit aslan yine yer aldı.
hamit aslan 5 kez oynadığı milli takımda şayanı dikkat olan husus takımımızın hep zaferden zafere koşmasıdır.
hâmit aslan yalnız altaylıların değil tüm izmirlilerin sevip saydığı, hürmet beslediği bir sporcuydu. otoriter olduğu kadar arkadaşlarının da saygıyla andığı bir kaptandı.
bir maçta hamit aslan oynarken tribünlerde seyirciler çirkin tezahürat yapınca topu ayağında tutup oyunu durdurmuştu. onun bu hareketi tribünleri bir anda susturdu. hamit aslan yıllarca altay'ı yönetti ve oynadı.
orhan berent'in altay: alsancak'ın sakini kitabından;
cumhuriyet’in ilk yıllarında altaylı futbolcular
hamit aslan’ın hayat hikâyesinde izmir önemli bir yer tutar. genç yaşında altay kaptanlığını üstlenen hamit aslan, 9 elül’de fahrettin paşa komutasında izmir’e giren orduda teğmen olarak görev yapıyordu. birinci dünya savaşı’nda bulunmuş, ingilizlere esir düşmüş, mütareke döneminden sonra milli mücadele’ye katılmıştı. savaş bitiminde izmir’e yerleşen ve futbolu çok iyi oynayan hamit aslan, hemen altay’a katıldı. liderlik vasıflan onu kısa zamanda kaptanlığa getirdi. aslında onunkisi tam bir başarı öyküsüydü. kısa sürede futbolda bu kadar kariyer yapmak ve üstelik milli olmak o devirde zor görülen olaylardandı. altay’a katılmasından hemen hemen bir buçuk yıl sonra milli takıma seçildi ve 1924’te izmir’den seçilen ilk milli futbolcu olma şerefine nail oldu. 1924 paris olimpiyatları’nda, 17 haziran 1924’te helsinki’de oynanan türkiye -finlandiya maçında yer aldı. finlandiya ile oynanan maçta milli takımın savunmasında görev üstlenmişti. 4-2 türkiye’nin galibiyeti ile biten maçta hamit aslan, galatasaraylı nihat ve fenerbahçeli ismet’le iyi bir haf hattı meydana getirmişti. hamit aslan’ın oynadığı diğer bir milli maç ise estonya maçıydı. tallinn’de (reval) 19 haziran 1924’te oynanan maçta da hamit orta haf olarak görev yapmıştı. milli formayı beş kez giyen aslan, otoriter bir kişiliğe sahip olduğundan sadece sahadaki futbolcular değil seyirciler üzerinde de etkisi vardı. rivayete göre bir maçta çok fazla gürültü eden seyirciler yüzünden topu bir süre ayağında tutmuş ve tribündeki küfürleri susturmuştu. altay’da görev yaparken genç oyuncuları desteklemiş, onların takımda yer almalarını sağlamış, 1923’teki altınordu bölünmesinden sonra ikinci takımda oynayan vahap ve birkaç oyuncunun birinci takıma alınmasına ön ayak olmuştu. 1925 yılında bulgaristan’ı istanbul taksim stadı’nda 2-1 yenen kadroda da yer alan hamit aslan tüm izmir’de sevilen bir futbolcuydu. çeşitli kulüplerdeki futbolcular için o yalnız altay kaptanı değil iyi bir ağabeydi de.
mehmet yüce'nin, "idmancı ruhlar: futbol tarihimizin klasik devreleri: 1923-1952, türkiye futbol tarihi - ikinci cilt" kitabından;
böylece 1923-24 sezonunun sonuna yaklaştık. sadece milli takımın paris'ten sonra çıktığı bol dedikodulu ''şimâl turnesi'' kaldı. bu müsabakaların detaylarına girmeden neticelerini vermekle yetineceğim. içlerinde daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış, milli takımın türk muhteliti namıyla çıktığı bazı enteresan maçlar da var.
paris ve şimâl-i avrupa turnesinde milli takım ve türk muhteliti'nin müsabakaları