mehmet yüce'nin türk futbol tarihi - birinci cilt: osmanlı melekleri adlı kitabından;
bu senenin son ve mühim olayı istanbul şampiyonu fenerbahçe’nin ilk yurt dışı seyahatidir. çarlık rusya’ya seyahat eden ilk ve tek kulübümüz sarı lacivertlilerdir. bu seyahat ile ilgili son derece tatlı hâtıralar var. spor alemi mecmuasından naklediyorum:
mâzinin şen günleri fenerbahçe kulübünün odesa hatıratı yazan: nüzhet
yirmi iki genç, başlarında muhterem doktor hamit hüsnü bey olduğu halde yağmurlu fakat ılık bir havada “koca petro” nâm rus vapuruna râkiben (binerek) odesa’da futbol oynamak için istanbul’dan ayrılırlar. bilseniz bu yirmi iki genç ne şen ne dinç ne sevimli bir parti idi. içimizde istanbul’un eski futbolcularından haşan bey, sonra dalakman hüseyin de bulunuyordu.
haşan bey’e kadıköy’den ayrılırken bir balıkçı bir çekecek vermiş idi. “bunu beline koyarsın da, ruslara kafaya vurduğun vakit heriflerin canını yakarsın da bir daha yanma sokulamazlar” sözlerini de ilâve etmişti. ekseriyet halk futbolu bir centilmen oyunu olarak değil kaba saba bir nevi kavga telakki ediyordu. her ne ise burada bunlardan uzun uzadıya bahsetmek istemiyorum. şimdi sizi yola çıkarayım:
boğazın mai ve yeşil muhitinden aynlıp karadeniz’e doğru açıldıktan sonraki hâlimizi anlatayım, içimizden birçoğunun henüz birinci seyahatimiz olduğu için iştahası (iştahlan) kapanmıştı. dalakmen hüseyin’in hâlini sormayın, vapurun tam orta kısmına bir sandalye koymuş, hiç kimse ile harf-i vahd teâtî (tek bir harf konuşmuyor) etmiyor, hattâ yanma yaklaşıp konuşanlara çatıyor bile...
zannetmeyin ki; hüseyin grubu (manzarayı) temâşâ edip teşâir ediyor. her ne kadar mumâileyh, kemana ziyâdesiyle merak edenler meyanında sayılırsa da; bu sefer keman, şiir ve kadın onun fikrini işgal edemiyor. merak edeceksiniz, üzülmeyin size söyleyeyim; mumâileyhi deniz tutmuştur. çekilin çünkü ötecek!!!
odesa limanında bizi oradaki ispor kulüpleri kâtib-i umûmîsi bir ingiliz karşıladı. vapurdan çıkıp, şehre doğru rusya’nın (droşki) tabir olunan tek atlı arabalarına binerek çıkıyorduk. bizim çolak hikmet fevkalâde toparlak ve bacakları kısa bir zat olduğu için bu pek alçak olan arabalardan birdenbire yere yuvarlanıyordu. limandan yarım saat kâin moskovskaya oteli’ne gelinceye kadar bizim çolak arabasından iki kere düşmüştü. rusya’da kaldığımız müddet, gün geçmedi ki; hikmet arabasından yuvarlanmasın...
odesa şehri avrupa şehirleri kadar muntazam ve güzel bir şehirdir. caddeleri geniş, parkları mükemmel, sokakları geceleri gündüz gibi aydınlıktır. hele bu caddelere ayrı bir letâfet, harikulade bir şetâret (neşe) bahş eden rus dilberlerini sormayın! esasında istanbul gençleri rus kadınlarını bu son sene zarfında pek güzel tanıdılar. içlerinde birer rus maşukası olmayan, beş gün veya on gün soğuk şimalin bu sıcak mahlûklarına gönül vermeyen delikanlılarımız kalmamıştır zannederim.
odesa’daki ilk oyunumuz pek şetâretli geçti. halk banayakya türkleri (banayakya sözcüğünün anlamını bulamadım) görmek için oyun meydanına tehacüm (hücum) etmişti. âdeta kapı bir komşu olduğumuz ruslar bile; bizi avrupa milletleri gibi, vahşi zannediyorlardı. bizi böyle avrupalıların kıyafetleriyle görünce pek tuhaflarına gitmişti. hattâ mizah gazetelerinden birinde çocuk annesine şöyle bir sual soruyordu:
- anne; bu türkler adam yer diyorlar ama bak onlar da bizim gibi.
annesi de şu cevabı veriyor:
- bunlar o türkler değil yavrum, bunlar jön türkler...
odesa’nın havasına diyecek yok. lâkin suyu ve yemekleri ile herhalde birçoğumuz imtizâc edemedik (uyuşamadık). hususiyetle içimizden bazıları bu yemeklerden ağzına koymadan yemekten kalkıyordu.
ikinci oyun cenubi rusya’nın şampiyon timi ile idi. bu kulüp bize nazaran daha kuvvetli idi. binâenaleyh gerek sıklet gerek vücud-u kuvvet itibariyle bize mütefevvik (üstün) olan oyuncularla çarpışıyorduk, ilk haftaymda her iki taraf muvaffakiyet elde edememişti. fakat çocuklar hamit hüsnü bey’in gayret ve ibrâmına (zorlamasına) rağmen geceleri otelden kaçarak hemen hemen sabaha karşı avdet ediyorlardı. ve tabîî bu zaman zarfında hayli bîtap düşüyorlardı. işte bu sebepten dolayı bize sür’at itibarıyla da hâkim olan hasım, ilk golü ikinci haftaymm ortasına doğru yapmıştı.
aynı zamanda şurasını da zikr etmeden geçmeyelim. herhalde rus sporcuları bize nazaran daha muntazam bir hayat yaşıyorlar. itiraf etmeliyiz ki; sportmenlerimizin hâli biraz gelişigüzeldir. haşinimiz arasında öyle güzel bakılmış bünyeler vardı ki; kim görse temâşâsına doyamazdı. fakat eser-i tesadüf demem, birçok gayret ve didinmeden sonra bu kulüple berabere kaldık. ruslar bizim en ufak bir muvaffakiyetimizi o kadar çok alkışlıyorlardı ki; şaşırırsınız... herhalde bu kavim pek misafirperverdi. şarka ait nezaket ve muhitperestlik bizde olduğu gibi ruslarda da bir an’anedir.
ikinci oyunda cenubi rusya’nın şampiyon timi ile berabere kalan bana-yakyaları pek medid (uzun) ve sürekli alkışlarla gark ettiler. oyun sahasını terk ederken hepimiz memnun idik.
odesa’da esasen üç oyun oynadık. fakat sonuncu oyun en heyecanlısı idi. cenubi rusya’nın şampiyon muhtelit timi öyle zannettiğiniz gibi ehemmiyetsiz oyunculardan mürekkeb değildi. bir kere oyunculardan beş tanesi ingiliz’dir. bunlar o kadar serî koşucudurlar ki; içimizden biri, çoğumuz bunlara hiçbir vech ile yetişemiyordu.
hele sol açık bir rus oyuncu vardı ki; mumâileyhe yetişmek hepimiz için adîmülimkân (imkânsız) idi. bu zat pek mahir pek temiz bir oyuncu idi. nasıl tarif edeyim? galatasaray’ın çanakkale şehidi hasnûn merhum’u; daha cesur daha serî olarak telakki ediniz. ve buna daha kuvâ (güçlü) bir vücut tasavvur edin. işte tam bu tipte bir oyuncu...
ingilizler hususiyetle müdafaa hattında büyük işler görüyorlardı. hele kale gibi bir müdafi vardı ki; kolay kolay geçilmiyordu. vuruşları mükemmel ve uzun ve son derece centilmen bir oyuncu idi. meselâ hakemin haksız yere bizim aleyhimizde bir ‘penaltı kik (kick)’ini kasten kalenin ağlan üstünden aşırtacak kadar yüksek vurmuştu.
pek hararetli cereyan eden son oyunda maalesef mağlup olduk. bunun es-bâb-ı adîdesi olabilir. meselâ bunlardan en birincisi rus dilberlerine fazla dadanmış olan çocukların on gün zarfında hayliden hayliye yorulmuş olmaları olabilir. böyle açık bir hayata nisbeten bigâne (yabancı) olan içimizden birçoklan kendilerini hayli yıpratmışlardı. geceleri uykusuzluk, gündüzleri te-nezzühler (gezintiler) ve pek az istirahat elbette insanı yorar. esasen bu nokta rusların da nazar-ı dikkatini celb etmiş olmalı ki; bu hususta birçoklan bizi ikaz ediyorlardı.
her ne hal ise üçüncü oyun galibiyet yerine mağlubiyet ile neticelendi. artık avdet etmek üzere idik, çocukların birçoğu pek kederli idi. çünkü ruslara pek ısınmıştık. sonra şerâit-i hayatiye de pek fena değildi. en iyi bir otelde oturuyor, yiyecek vesaire için pek çok para sarf ediyorduk. bu hayat birkaç ay için herhalde hoşa gitmez bir şey değildi. avdet etmek üzere iken nikoleyef (nikolayevsk)’ten bir davetname aldık. bizi nikoleyef ispor kulüpleri davet ediyorlardı. hamit hüsnü bey efendi’nin etrafını alarak, nihayet biçareyi arzumuza muvafakat etmesi için (fenerbahçe nikoleyefte) nikoleyefe nehir tarikiyle (yoluyla) seyahat ettik.
odesa ile nikoleyef arası yedi sekiz saat sürüyor. nikoleyef odesa’ya nazaran pek köhne bir şehir. fakat zannetmeyiniz ki; nikoleyef bizim bilecik veya izmit’e müşabihdir (benzerdir). hayır! izmir ile nikoleyef arasında hemen hemen fark yoktur. nikoleyef te oynamış olduğumuz oyunların her ikisinde de galip çıktık. çünkü buradaki timler bize nazaran daha acemi idi. görseydiniz nispeten bu küçük şehrin irili ufaklı sekinesi futbola ne meraklı. bizleri seyre belki yedi sekiz bin kişi gelmiştir. nikoleyef te bizim ‘dalakman’ o kadar şık bir gol yapmıştı ki; tarif kabul etmez.
avdette kötü bir vapura tesadüf etmiştik. varna, burgaz vesair limanlara da uğradık. artık hiçbirimizin tab ve tüvanı kalmamıştı. cebimizdeki kalan beş on kuruş ile esasen büyük bir eğlence temin etmek kabil değildi.
istanbul limanına sabahleyin pek erken vâsıl olduk. öyle ki; henüz şafak söküyordu. odesa çocukların ağzına bir parmak bal çalmıştı. istanbul’un biraz da mukassi (kasvet verici) ve serbest olmayan muhitine avdet odesa’dan sonra pek de hoşa gitmemişti. bu temiz bir banyo alarak sokağa çıkarken, bahçedeki göle düşmek gibi bir şey olmuştu.”
bu muazzam hâtırayı zannederim sizler de benim gibi zevkle okudunuz. tadına doyum olmayan bir lisan ile kaleme alınmış ve son derece naif bir hâtıra.
fenerbahçe’nin rusya’da yaptığı muvaffakiyetli müsabakaların neticeleri:
12 haziran - 1914 cuma - odesa - shaka 1-1 fenerbahçe 14 haziran - 1914 pazar - odesa - sporting 0-1 fenerbahçe 16 haziran - 1914 salı - odesa - odesa 3-0 fenerbahçe 19 haziran - 1914 cuma - nikolayef - nikolayef 0-1 fenerbahçe 21 haziran - 1914 pazar - nikolayef - nikolayef 0-3 fenerbahçe
12.haziran.1914 - 103 sene önce bugün fenerbahçe, tarihindeki ilk yurtdışı seyahatindeki ilk maçında çarlık rusyası'nın shaka takımıyla 1-1 berabere kaldı. odesa'da oynanan ve 6.000 kişinin izlediği maçta karnik arslanyan - arif emirzade, galip kulaksızoğlu - sabri çerkes, hasan kamil sporel, süreyya mithat - miço dimitropulos, nuri otomobil, nüzhet baba - sait selahaddin cihanoğlu, hikmet topuz kadrosuyla oynayan fenerbahçe'nin golünü penaltıdan hikmet topuz attı. bu turne ve shaka karşılaşması, hem fenerbahçe, hem de bir türk takımının çarlık rusyası ile ilk ve son futbol temasıdır.
fenerbahçe ikinci maçını 12 haziran 1914 cuma günü odessa’nın 1914 şampiyonu futbol takımı olan sporting kulübü ile oynadı. sporting takımın en önemli oyuncuları şunlardı: О. Данилов (o. danilov), В. Иванчик (v. ivançık), Г. Богемский (g. bagemski), А. Кособутский (a. kasabutski), Ю. Дыхно (y. dıhno), С. Погорелкин (s. pogoryelkin), Ангерт (angert), Борицкий (bariski), Витис (vitis), В. Соболевский (b. sobolevski), Д. Вербицкий (d. verbiski) (Двойнисюк ve Кутовой, 2008: 54).
sporting’in yeni sahasında oynanan müsabaka fevkalade görkemli bir şekilde gerçekleşti. maçın oynanacağı alan çok erken saatlerden itibaren binlerce insanla hıncahınç doldu. seyirciler arasında şehrin ileri gelenleri ile tüccardan ve her sınıf halktan önemli simalar da bulunuyordu.
fenerbahçe maça şu kadro ile çıktı: kaleci: arslanyan savunma: galib, arif orta saha: boris, hasan, süreyya hücum: miço, nüzhet, hüseyin, said, hikmet.
sporting takımının sahaya çıkardığı kadro ise şöyleydi: kaleci: pogoryelkin (Погорелкин) savunma: danilov (Данилов), sıkripçenka (Скрипченко) orta saha: verbiski (Вербицкий), kasabutski (Кособутский), matekaytios (Матекайтес)hücum: libon (Лебон), vitis (Витис), bagemski (Богемский), gelfenbin (Гельфенбейн), bariski (Борицкий)
oyun esnasında iki tarafta büyük bir maharet gösterdi. bilhassa fenerbahçeli futbolcuların oyundaki başarısı bütün izleyicilerin “şiddetli takdir ve alkışlarına mazhar oldu”. sportingli futbolcular fenerbahçelilere göre gerek boyca, gerekse vücut bakımından (fiziksel olarak) üstün olmalarına rağmen etkili olamadılar. fenerbahçeliler maçın genelinde topu kendi kalelerine yaklaştırmadılar.
oyunun ilk yarısında fenerbahçe penaltı kazandı.hikmet bey güzel bir şutla topu rakip kaleye gönderdi ve takımını 1-0 öne geçirdi. ikinci yarıda talih sportinglilere son derece yardım ediyordu. fenerbahçeli futbolcuların rakip kaleye şutları bir iki santim yakından geçiyor ve bir türlü kaleye girmiyordu. bir aralık rakip takım oyuncularından biri topu taç hattından dışarı çıkardı. hakem düdük çalarak topu fenerbahçelilerin almasını işaret etti. fakat rus olan bayrakçı (yan) hakem kendi takımının tarafını tutarak topun sportinglilere ait olduğunu söyledi. hakem, bayrakçının (yan hakemin) sözüne güvenerek kararını değiştirdi. topun dışarı çıktığı yerde bulunan çok sayıda ingilizin aksi yönde itirazına rağmen hakem fenerbahçe aleyhine faul atışı kullandırdı ve sportingliler bir gol attı. ancak bu gol gerek rakip takımın ingiliz futbolcuları, gerekse fenerbahçeliler tarafından kabul edilmedi. tanin gazetesinin odessa özel muhabirinin bildirdiğine göre fenerbahçe maçta 1-0 galip sayıldı. bu başarı odessa’daki spor çevrelerinde büyük bir takdirle karşılandı (tanin, 14.6.1914: 5; tanin, 22.6.1914: 1-2; ikdam, 14.6.1914: 5; tasvir-i (tasfir-i) efkâr, 26.6.1914: 3; Двойнисюк ve Кутовой, 2008: 52, 54-55; oral, 1954: 110; dağlaroğlu, 1988: 327).35sporting takımı rusya’nın kuzey ligi şampiyonu petersburg’u yenerek rusya’nın en güçlü takımı unvanını kazanan odessa takımının birçok oyucusunu kadrosunda bulunduruyordu. bu nedenle fenerbahçe’nin maçı kazanması tanin gazetesi tarafından büyük bir başarı olarak duyuruldu (tanin, 23.6.1914, s.1). ancak tanin gazetesinin aksine ikdam, sabah ve tasvir-i efkâr gazeteleri maçın 1-1 sonuçlandığını yazdı (ikdam, 14.6.1914: 5; tasvir-i (tasfir-i) efkâr, 14.6.1914: 5; sabah, 14.6.1914: 3).36
tasvir-i efkâr’ın maç hakkındaki kısa yorumu şöyleydi:“dünkü cuma günü buradaki rus takımı ile fenerbahçeliler arasında fevkalade merak uyandıran ve mükemmel bir maç yapılmıştır. her iki tarafta birbirini oldukça yormuştur. neticede fenerbahçelilerin yaptıkları bir gole karşı rus takımı da bir gol yapmış ve her iki taraf berabere kalarak maçlarda hazır bulunan büyük kalabalık tarafından alkışlanmışlardır (tasvir-i (tasfir-i) efkâr, 14.6.1914: 5). günümüzde odessa şehrinin resmi internet sitesinde de bu maçın 1-1 berabere sonuçlandığı yazılıdır.
ayrıca rusça kaynaklarda da 1-1 skoru geçmektedir. sporting takımının beraberlik golünü bagemski’nin attığı belirtilmektedir.(Двойнисюк ve Кутовой, 2008: s.52, 55).38istanbul gazetelerinde de çelişkili haberlerin yer alması nedeniyle en doğru bilgilere ulaşmak amacıyla tasvir-i efkâr gazetesi muhabiri, fenerbahçe kafilesinin istanbul’a döndüğü gün (25 haziran 1914) vapurda fenerbahçe kulübü başkanı doktor hamid hüsni bey ile bir mülakat gerçekleştirmiştir. mülakatta hamid bey, müsabakanın 1-0 fenerbahçe’nin galibiyetiyle sonuçlandığını belirtmiştir. çelişkili haberlere ilişkin olarak ise şu açıklamayı yapmıştır:“küçük bir yanlışlıkla bir gol yapıldı ise dehakem bunun hükümsüzlüğünü ilan ettiği için biz galip olduk” (tasvir-i (tasfir-i) efkâr, 26.6.1914: 3).
hamid hüsni bey, mülakatta fenerbahçe’nin 2-1 ve 3-0 kaybettiği maçlar da dâhil olmak üzere yapılan tüm maçların skorlarını doğru bir şekilde aktarmıştır. ne var ki bundan altı sene sonra, futbolcu nüzhet bey’in fenerbahçe’nin rusya seyahatine ilişkin yayınlanan hatırasında, güney rusya şampiyonuna karşı yapılan bu müsabakanın 1-1 berabere bittiği belirtilmektedir
fenerbahçe futbol takımının rusya seyahati (8-22 haziran 1914)
önder kocatürk**
özet
fenerbahçe futbol takımının 8-22 haziran 1914 tarihinde rusya’nın odessa ve nikolayev şehirlerine gerçekleştirdiği seyahat ve bu iki şehirde rus takımlarına karşı oynadığı beş müsabaka osmanlı/türk spor tarihinin önemli olaylarından birisidir. fenerbahçe’nin 1914 haziran ayında gerçekleştirdiği rusya turnesi, osmanlı devleti ve rusya arasında tarihte bilinen ilk ve tek sportif temas olmuştur. aynı zamanda babıali için fenerbahçe’nin odessa seyahati, birinci dünya savaşı’nın hemen öncesinde osmanlı devleti ve rusya ilişkilerini yakınlaştırma gayretlerinin önemli bir parçasıydı. iki ülke ilişkilerini yakınlaştırma amacının dışında, fenerbahçe’nin rus takımlarına karşı yapacağı maçlar osmanlı devleti’nin itibarı açısından da büyük önem taşıyordu. çarlık rusyası, 17. yüzyıldan beri osmanlı devleti’nin en büyük düşmanı konumundaydı. osmanlı devleti’ne karşı izlediği yayılmacı ve gayrimüslim halkları kışkırtan politikası ile boğazlar ve istanbul’u ele geçirerek sıcak denizlere ulaşmayı amaçlıyordu. osmanlı devleti, balkan savaşı’nın getirdiği büyük yıkımın etkilerini hala güçlü şekilde hissediyor ve izlediği uluslararası denge siyaseti ile toparlanmaya çalışıyordu. askeri bakımdan devletin tek başına rusya’ya karşı koymasının mümkün olmadığı bir dönemde, fenerbahçe’nin rus futbol takımları karşısında başarısız ve kötü bir performans sergilemesi, itibar ve özgüven açısından halkın her kesiminde çok olumsuz bir etki ve hayal kırıklığı yaratacaktı. bu çalışmada olayın tarihsel önemi, şimdiye kadar karanlıkta kalmış ve yanlış bilinen tüm yönleri, mevcut birinci ve ikinci el kaynaklar ışığında değerlendirilecektir. çalışmanın hem osmanlı-rus ilişkileri genel tarihine, hem de iki ülkenin spor tarihlerine ciddi bir katkı yapması beklenmektedir. o tarihte çarlık rusya’nın bir parçası olan odessa ve nikolayev şehirleri günümüzde bağımsız ukrayna devletinin önemli kentleridir. bu nedenle fenerbahçe’nin ziyareti ukrayna’nın spor tarihi açısından da önem taşımaktadır.
giriş
rusya, 17. yüzyıldan beri osmanlı devleti’nin geleneksel ve en büyük düşmanıydı. osmanlı toprakları üzerinden izlediği yayılmacı politika ile boğazlar ve istanbul’u ele geçirerek sıcak denizlere ulaşmayı amaçlıyordu. osmanlı devleti’nde büyük toprak kayıplarına ve yıkımlara yol açan krizlerde rusya her zaman en büyük rolü oynamıştı. osmanlı devleti, 18. yüzyılın başına kadar geçen dönemde, karşılaştığı krizler karşısında çoğunlukla başka bir devletin desteğine ve diplomasiye ihtiyaç duymadan tek başına mücadele edebilmişti. 18. yüzyılda osmanlı devleti, asya, afrika ve avrupa kıtaları üzerinde geniş topraklara sahipti. ancak batı merkezli dünyada siyasi, ekonomik, askeri ve teknolojik bakımdan sürekli geri kaldığından dolayı, giderek rusya gibi özellikle askeri yenilikleri özümseyen ve sanayileşerek güçlenen ülkelerle mücadele gücünü kaybetti (köse, 2006: 154).
küçük kaynarca antlaşması’nın imzalandığı 1774 yılından itibaren konsolosluklar kurma hakkı elde eden rusya, balkanlar başta olmak üzere osmanlı devleti’nin her tarafında kısa zamanda çok sayıda konsolosluk açtı. bundan sonra osmanlı devleti’nin parçalanması ve yıkılışında bölgelerindeki gayrimüslim halkı kışkırtan rus konsolosluklarının siyasi faaliyetleri büyük rol oynayacaktır. (köse, 2006: 166-167, 169-171). osmanlı devleti’nin çöküş sürecinin hızlandığı 19. yüzyıldan itibaren artık rusya’ya karşı tek başına direnmesi imkânsız hale gelmişti. başta rusya olmak üzere avrupa devletlerinin yayılmacı politikaları, savaşlar ve iç isyanlarla mücadele eden ve gittikçe gücünü kaybedip zayıflayan osmanlı devleti, büyük devletler(**1**) karşısında bir denge siyaseti izlemek ve krizler karşısında ittifak arayıp, yardım istemek zorunda kaldı.
osmanlı devleti, çok büyük bir yıkıma uğradığı balkan savaşı sonucunda başta büyük devletler nezdinde olmak üzere avrupa’da ittifak arayışlarına hız vermiş ve girişimlerini artırmıştı. balkan savaşı sonrası dönemde osmanlı devleti, toparlanmak ve güç kazanmak için her şeyden önce uzun süreli bir barış ortamına ihtiyaç duyuyordu. bu amaçla dostluk ve ittifak arayışına girdiği devletler arasında ezeli ve en büyük düşmanı rusya da bulunuyordu. balkan savaşı’nın osmanlı devleti üzerindeki yıkıcı sonuçlarından cesaret alan ermeni ayrılıkçı hareketi de faaliyetlerini yoğunlaştırmıştı. ermeni ayrılıkçı hareketine en çok destek veren ülkeler üçlü itilaf grubunu oluşturan ingiltere, rusya ve fransa’ydı. rusya’nın osmanlı devleti üzerindeki yıkıcı ve yayılmacı siyasetinin frenlenmesi babıali için hayati önem taşımaktaydı. nitekim büyük devletler, bağımsız bir ermenistan devletinin kurulması için gerekli şartları hazırlamak üzere, osmanlı devleti’nin doğu vilayetlerinde(**2**) ermeniler için yapılacak reformlarda rusların önerisi doğrultusunda anlaşmaya vardılar. hazırlanan ortak metin babıali tarafından da kabul edildi. yeniköy antlaşması olarak bilinen bu antlaşma 8 şubat 1914 tarihinde sadrazam ve hariciye nazırı said halim paşa ve rusya maslahatgüzarı gulkeviç (goulkevitch) tarafından imzalanarak yürürlüğe girdi. buna göre osmanlı devleti’nin doğu vilayetleri iki kesime ayrılarak başına iki yabancı genel müfettiş getirilecekti ve idare meclisleri yarı yarıya müslüman ve gayrimüslimlerden oluşacaktı (bayur, 1991:169-177).
rusya’nın artık osmanlı devleti üzerindeki baskı ve etkisinin engellenemeyecek duruma geldiği bu dönemde, osmanlı-rus ilişkilerini dostane yönde geliştirmek ve yakınlaştırmak için yapılan girişimler arttı. bunlardan birisi 1914 mart ayında osmanlı-rus cemiyeti’nin kurulması oldu. türklerle ruslar arasında fikri, iktisadi ve siyasi bir yakınlık oluşturmak amacıyla türk ve rus üyelerin birlikte kurdukları cemiyetin başında ayan üyesi ve eski mâliye nâzırı nail bey bulunuyordu.(**3**)
rusya ile olan ilişkileri geliştirmek amacıyla yapılan bir diğer girişim de dâhiliye nazırı talat bey’in başkanlığında bir osmanlı heyetinin livadya’da rus çarı ıı. nikola’yı ziyaret etmesi oldu. heyet 9 mayıs 1914 tarihinde ertuğrul yatıyla istanbul’dan yola çıkmış, 10 mayıs’ta yalta’da törenle karşılanmıştır. osmanlı heyeti 14 mayıs sabahı istanbul’a dönmüştür.(**4**)
fenerbahçe futbol takımının rusya’nın odessa futbol takımı tarafından davet edilmesi ve haziran ayında müsabakalar yapmak üzere bu şehre gitmesi, bu dönemde osmanlı devleti-rusya ilişkilerini geliştirme ve yakınlaştırma çabalarının bir devamıdır.
futbol ingiltere’de doğmuş ve 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren tüm dünyaya yayılmıştı (zelyurt, 2013: 1469). futbolun osmanlı devleti’nde, müslüman türk gençleri arasında serbest ve yaygın bir şekilde oynanmaya başlaması ve gelişmesi henüz çok yeni bir süreçti. gayrimüslimler ve yabancılar tarafından bilhassa izmir ve istanbul’da oynanan futbol (zelyurt, 2014: 1765), ıı. abdülhamid’in mutlakıyet rejimi süresince müslümanlar için genelde yasaklı bir oyun oldu. futbol, osmanlı devleti’nde ancak ikinci meşrutiyet’in ilanından sonra özgürce oynanmaya ve halk arasında hızla popülaritesini artırmaya başladı (zelyurt, 2013: 1469-1471, 1476; zelyurt, 2014: 1766, 1776).
genelde ittihat ve terakki partisi’nin etkin olduğu ikinci meşrutiyet döneminde futbol zamanla yükselen türkçülük akımının bir temsil aracı haline geldi. bu durum, balkan savaşı sonrasında ve özellikle 1914 yılı başlarında altınordu idman yurdu’nun kurulması ve bir devlet kulübü olarak ortaya çıkmasıyla ivme kazanmıştı (zelyurt, 2014: 1763, 1766-1767, 1776).
1914 yılına gelindiğinde, fenerbahçe, osmanlı devleti’ndeki en önemli futbol organizasyonu olan istanbul futbol ligi’nin son iki döneminde şampiyon olmuştu. fenerbahçe, futbolun oldukça gelişmiş olduğu odessa’da rusya şampiyonu da dâhil olmak üzere üst düzey rus futbol takımları ile müsabakalar yapacaktı. iki ülke ilişkilerini yakınlaştırma amacının dışında, fenerbahçe’nin rus takımlarına karşı yapacağı maçlar şüphesiz osmanlı devleti’nin itibarı açısından da büyük manevi önem taşıyordu. osmanlı devleti’nin askeri bakımdan tek başına rusya’ya karşı koymasının mümkün olmadığı bir zamanda, fenerbahçe’nin rus futbol takımları karşısında güçsüz ve kötü bir görünüm sergilemesi, saygınlık ve moral açısından şüphesiz osmanlı kamuoyunda olumsuz etki yaratacaktı. aynı zamanda babıali’nin yakınlaşma siyaseti karşısında, rusya hükümetinin genel olarak osmanlı devleti’ni küçümseyen bakış açısını güçlendirmeye katkıda bulunacaktı.
çarlık döneminde odessa ve nikolayev şehirlerine osmanlı devleti’nden bir futbol takımının gelmesi rus futbol tarihi açısından da çok önemli bir olaydı. çünkü 1917’deki bolşevik devrimi öncesi bu dönemde, yabancı futbol kulüpleri rusya’da çok nadiren görülüyordu (Двойнисюк ve Кутовой, 2008: 53). fenerbahçe açısından ise bu kulübün tarihindeki ilk yurtdışı deplasman seyahati ve müsabakaları olacaktı. ancak bundan daha da önemlisi fenerbahçe’nin 1914 haziran ayında gerçekleştirdiği rusya turnesi, osmanlı devleti ve rusya arasında tarihte bilinen ilk ve tek sportif temas olmuştur (dağlaroğlu, 1988: 327, 329).
fenerbahçe’nin odessa’ya hareketi
1913-1914 dâhil son iki yılın(**5**) istanbul şampiyonu fenerbahçe spor kulübü futbol takımı rusya’nın odessa (odesa) futbol takımı tarafından davet edildi (tanin, 7.6.1914: 3; dağlaroğlu, 1988: 327).(**6**) fenerbahçe bu daveti büyük memnuniyetle kabul etti. fenerbahçeliler karma bir türk takımı (galatasaray ve diğer türk takımlardan oyuncuların alınmasıyla oluşturulacak bir takım) götürmek istediyse de odessalılar buna ancak federasyon cemiyeti’nin iznini aldıktan sonra onay verebileceklerini bildirdiler. bunun üzerine bu düşünceden zorunlu olarak vazgeçildi. çünkü federasyon cemiyeti’nin iznini almak için uzun uzadıya yazışmalarda bulunmak gerekecekti. bu durumda aslında futbol mevsimi de geçmekte olduğundan, organizasyon birkaç gün daha tehir edildiği takdirde müsabakalar yazın en sıcak zamanına kalmış olacaktı. bunun yanında karma türk takımından ziyade fenerbahçe’nin kendi takımıyla gitmesinin daha uygun olduğu düşünüldü. çünkü bu oyuncular epey zamandır birlikte oynadıklarından kesinlikle maçlarda daha iyi oynamaları beklenmekteydi. nitekim yakın zamanda türk karma takımının romanyalılara yenilmesi, diğer taraftan galatasaray takımının ise aynı romanya takımı karşısında parlak bir galibiyet alması bu gerçeğe işaret etmişti (tanin, 7.6.1914: 3).
rusya’da futbol özellikle son yıllarda fevkalade gelişmiş ve yaygınlaşmıştı. futbol şampiyonası biri kuzey ve diğeri güney olmak üzere iki büyük bölgeye ayrılmıştı. 1914 yılında kuzey şampiyonluğunu petersburg, güney şampiyonluğunu da odessa kazanmıştı. bu iki takım arasında oynanan karşılaşmada da odessalılar galip gelerek tüm rusya şampiyonluğunu kazanmışlardı. aynı yıl (1914) sadece odessa’da yapılan müsabakalarda birinciliği sporting, ikinciliği de şaka kulübü (şeremetiyevski) kazanmıştı (tanin, 16.6.1914:1).
odessa futbol takımının çoğunluğu ingilizlerden oluşan uluslararası bir takım olduğu yönünde bilgiler vardı. oldukça güçlü bir takımdı ve daha önce davet ettikleri bir alman takımını mağlup etmeyi başarmışlardı. osmanlı devleti’nde ise futbolun yayılmaya başlaması çok olmamıştı. bununla birlikte fenerbahçeliler gerçekten yetenekli oyunculara sahipti. özellikle istanbul karma ingiliz takımına karşı oynadıkları müsabakada yeterliliklerini ispat etmişlerdi. fenerbahçe takımı tam kadro olduğu takdirde, odessa takımına kolay kolay yenilmeyeceği tahmin edilmekteydi (tanin, 7.6.1914:3).
fenerbahçe 8 haziran 1914 pazartesi günü istanbul’dan odessa’ya hareket edecekti. seyahate fenerbahçe spor kulübünün birinci ve ikinci timinden karma bir takım katılacaktı. fenerbahçe timinin odessa’da bir hafta kalması ve üç maç yapması planlanmıştı. fenerbahçe kafilesinde 5 yönetici ve 14 futbolcu bulunuyordu. kafile fenerbahçe spor kulübü reisi doktor hamid hüsni bey’in(**7**) başkanlığındaydı. diğer yöneticiler kasadar zeki bey(**8**), yahya bey(**9**), şakir bey(**10**) ve salahaddin bey(**11**) idi. futbolcular ise umumi (genel) kaptan galib bey(**12**), müfettiş nuri bey(**13**), arif bey(**14**), hikmet bey(**15**), nüzhet bey(**16**), süreyya bey(**17**), sabri bey(**18**), hasan bey(**19**), hüseyin bey(**20**), said bey(**21**), mösyö miço efendi(**22**), arslanyan efendi(**23**), mösyö jan boris ve mösyö konstantin boris’ten oluşuyordu (tanin, 7.6.1914:3; ikdam, 7.6.1914: 6; tasvir-i (tasfir-i) efkâr, 7.6.1914: 4; idman, 11.6.1914: 524; oral, 1954:109; dağlaroğlu, 1988: 327). fenerbahçe’nin talebi üzerine anadolu kulübünden hasan bey ve altın ordu’dan hüseyin bey’de kafileye katılmışlardı (idman, 11.6.1914: 524). fenerbahçe takımı istanbul’daki spor kulüplerinin heyetleri tarafından görkemli bir şekilde uğurlanacaktı. osmanlı basınında fenerbahçe’ye başarı dileyen mesajlar yayınlandı:
“iki senedir istanbul şampiyonluğunu muhafaza eden ve her müsabakada hayret uyandıran maharetler göstermiş olan fenerbahçelilere selametler ve başarılar temenni eyleriz” (ikdam, 9.6.1914: 4).
“odessa’da yaşayan rusyalı ingilizler ile futbol oynamak üzere davet edilen, bu senenin istanbul şampiyonu olan fenerbahçe birinci futbol takımı, dün rus vapuruyla odessa’ya doğru şehrimizden hareket etmişlerdir. bu genç idmancılarımıza başarılar temenni ederiz” (tanin, 9.6.1914: 4).
doktor hamid hüsni bey’in başkanlığında 22 kişilik fenerbahçe kafilesi 8 haziran 1914 tarihinde, yağmurlu fakat ılık bir havada koca petro isimli rus vapuruyla odessa’ya gitti. hareketlerinde istanbul’daki idman kulüplerine mensup gençler tarafından uğurlandılar (ikdam, 9.6.1914: 2; nüzhet, spor âlemi, 17.6.1336: 11). vapurda yolculuk esnasında kafileden birçok kişiyi henüz ilk seyahatleri olması dolayısıyla deniz tutmuştu (nüzhet, spor âlemi, 17.6.1336: 11).
9 haziran’da odessa’ya ulaşan fenerbahçe futbol takımı rus sporcular tarafından çok samimi bir şekilde ve sevgiyle karşılandılar. kafileye çok büyük nezaket ve sevgi gösterildi (ikdam, 11.6.1914: 4; tanin, 14.6.1914: 5; tasvir-i (tasfir-i) efkâr, 11.6.1914: 5).(**24**) vapurdan inildikten sonra kafile üyeleri rusya’da droşki tabir edilen tek atlı arabalara binerek yarım saat mesafedeki moskovskaya oteli’ne(**25**) doğru yola çıktılar. droşki tabir edilen arabalar oldukça alçaktı. kafilede bulunan hikmet bey, “toparlak ve bacakları kısa” olduğundan otele ulaşıncaya kadar iki kere arabadan düşmüştü. rusya’da kalınan süre içinde de seyahatler esnasında kendisi sık sık arabasından yuvarlanarak düştü (nüzhet, spor âlemi, 17.6.1336: 11).(**26**)
fenerbahçe kafilesine odessa müslüman cemaati başkanı, moskovskaya otelinin hissedarlarından kırımlı safarov (safarof) ile birer italyan ve rus mihmandar olarak verildi (dağlaroğlu, 1988: 327).
rus gazeteleri, türk basınının fenerbahçe’nin oynayacağı müsabakalara büyük ilgi gösterdiğini yazmıştır. öyle ki telgrafla odessa’daki yerel gazetenin editörlerinden maçların skorlarının istanbul’a bildirilmesini istemişlerdi (Двойнисюк ve Кутовой, 2008: 54).
kaynakça:
(**1**) osmanlı çevrelerinde “düvel-i muazzama”, ingiliz kamuoyunda “great powers” veya “powers” olarak adlandırılan bu devletler avrupa’nın ingiltere, fransa, rusya, almanya, avusturya-macaristan ve italya devletlerini kapsamaktaydı. (**2**) vilayat-ı sitte (altı vilayet) olarak bilinen bu osmanlı vilayetleri erzurum, erzincan, ağrı, rize, trabzon, giresun, ordu, gümüşhane, sivas, tokat, amasya, van, hakkari, siirt, bitlis, muş, elazığ, malatya, diyarbakır ve mardin illerini içine alan geniş bir bölgeyi kapsamaktaydı, bk. (bayur, 1991: 61). (**3**) cemiyet hakkında ayrıntılı bilgi için bk. (özel, 1998: 240-246). (**4**) bu ziyaretin ayrıntıları için bk. (özel, 1998: 246-255). (**5**) 1911-1912 ve 1913-1914 sezonları kastedilmektedir. 1912-1913 sezonu balkan savaşı nedeniyle yapılamamıştır. (**6**) rüştü dağlaroğlu, fenerbahçe’nin güney rusya şampiyonu sporting club odessa tarafından mayıs 1914’de cablot sterne şirketi aracılığıyla davet edildiğini ve bütün masraflarının üstlenildiğini yazmıştır. (**7**) hamit hüsnü kayacan (1868-1952). (**8**) zeki mazlum saltık. (**9**) yahya berki karagözoğlu. (**10**) şakir beşe. gazetelerde ismi abdullah şakir olarak da geçmektedir. (**11**) salahaddin manço. (**12**) galib kulaksızoğlu (1889-1939). (**13**) otomobil lakabıyla tanınan nuri bey, gazetelerde “müfettiş” olarak belirtilmiştir. (**14**) arif emirzade (?-1920). (**15**) hikmet topuzer (?-1958). topuz hikmet olarak da bilinmektedir. (**16**) nüzhet baba. (**17**) süreyya mithat bey. (**18**) çerkes sabri bey. (**19**) büyük hasan lakabıyla tanınmaktaydı. (**20**) hüseyin dalaklı (1888-1951). (**21**) said selahattin cihanoğlu (1893-1975). gazetelerde ismi mehmed said olarak da geçmektedir. (**22**) miço dimitropulos. (**23**) karnik arslanyan. bazı kaynaklarda garbis arslanyan olarak da geçmektedir. (**24**) nüzhet bey hatıratında böyle coşkulu bir karşılamadan bahsetmemektedir. sadece kafilenin odessa limanında şehirdeki spor kulüpleri adına genel kâtip (sekreter) bir ingiliz tarafından karşılandığını belirtmektedir. bk. (nüzhet, spor âlemi, 17.6.1336: 11). (**25**) ??????? ?????????? (balşay maskovskaya-büyük moskova) oteli. 1904 yılında inşası tamamlanmıştır (**26**) nüzhet bey’in anlatımına göre “odessa şehri avrupa şehirleri kadar muntazam ve güzel bir şehirdi. caddeleri geniş, parkları mükemmel, sokaklar geceleri gündüz gibi aydınlıktı”.
birinci maç odesa ikincisi şaka-f.b. kiliselerin çan sesleri ile uyandık. nefis bir kahvaltı ettikten sonra şehri gezdik. hep bir boyda büyük binaları, çok temiz ve çok düz geniş caddeleri, çok şirin bulvarları, çok mültefit ve misafirperver halkı ile burası her halde güzel bir şehir.
öğle yemeği ve istirahatten sonra takım otelde soyundu sahaya gittik. sahada 6000 kadar seyirci var. etraf rus süvarileri ile sarılı. şaka takımı ile karşılaştık. müthiş bir alkış tufanı (hura turko) sadaları ve havada mektepli kasketleri. para atıldı, yerler tutuldu.
hakem : orta boylu, güler yüzlü, oldukça bitaraf hareket eden bir zat idi.
birinci devre : oyun başladı. ilk deneme akınları, her iki taraf ince oynuyor. on dakika sonra hakimiyeti aldık ve üst üste akınlara başladık. oyun çok heyecanlı ve çok temiz. bizim hücum hattı hasma nazaran daha çevik ve cevval. her iki tarafın müdafaası çok dürüst, vaktinde müdahaleler, top alışlar ve uzaklaştırmalar yerinde. oyun bu şekilde devam ederken bizim bir aklımızda hasım müdafii topu elle tuttu. penaltı. bunu hikmet çekti ve çok tabii olarak (sağ yukarı köşeden) gol oldu. saha bir kere yerinden oynadı. halk karıştı, dalgalandı ve müthiş bir gök gürültüsü gibi patlayan halkın sesi : (bravo turko)…
oyun devam ediyor, hakimiyet bizde, fakat arkadaşlar gittikçe kuvvetten düşüyorlar. henüz yol yorgunluğu geçmemiş bir vücut bundan fazla çalışamazdı. hal böyle iken canla başla çalışarak dört gözle bekledikleri devre sorunu buldular.
ikinci devre: takımımız yorgun, akıllarımız daha zayıf. hakimiyet şaka takımına geçti. müdafaamız canla başta çalışıyor ve daha çok yoruluyor. arslanyan ismi gibi çalışıyor; fakat denizden hâlâ başı dönüyor ve rengi sapsarı. hal böyle iken hasım sol içinin yaman şutlarını kurtardı.
bu devrenin otuzuncu dakikasında bizim haf hattı üzerinde hasım oyuncuları faul yaptı. hakem yanlışlıkla bizim aleyhimize frikik verdi. bundan sonra hasıl olan karışıklık esnasında bize bir gol oldu. oyun daha bir müddet tarafeynin akınları ile devam ettikten sonra maç 1-1 beraberlikle neticelendi.
pazartesi günü rus çarı (kiev’e) gitmek üzere odesa’dan geçecek idi. iki gün evvelinden bütün şehir donanma tertibatı ile meşguldü. öğle yemeğinden sonra liman cihetinde kurulan takı zaferin yanında bize tahsis edilen yere toplandık.
büyük bir kalabalık toplanmıştı. epeyce bir bekleyişten sonra uzaktan bir otomobil göründü. bir daha, bir daha… bunların içinde tamamen kırmızı ve sırmalı elbiseler giymiş çarın maiyet yaverleri bulunuyordu. bütün bandolar hep birden marş çalmaya başladılar. otomobiller arka arkaya geçiyordu. ara yerde muhteşem bir otomobil ve bunun etrafında bir bölük kadar mızraklı süvari muhafız kıt’ası son süratle geçti. ben kendi hesabıma rus çarını göremedim desem yalan değil. fakat o anda yüz binlerce halkın hurraları, baştan şapkaların, kalpakların, külahların anı vahitte kaybolması, limanda birbirini müteakip topların tarrakası gösteriyordu iki bir şeyler olmuştu.