"izmirliler ilk defa galatasaray ile karşılaştıkları vakit gerek halkta gerek galatasaraylılarda bu yeni oyuncularının kabiliyet-i hakikaları mechul bulunmak hasebiyle büyük bir merak ve helecan vardı.
oyunun ilk kısmında gayet sert bir rüzgâr topu mütemadiyen galatasaray kalesinin önüne sürüp getiriyor, galatasaray muhacimlerinin oyununu bozuyor, müdafilerini şaşırtıyordu. esasen galatasaraylılar muhacim hattının tertibinde bir hata yapmışlar, hasnun galip bey'i ta sol baştan sağ başa nakil etmişlerdi. sol başta ise idmansızlığından dolayı bir türlü iyi oynayamadığını iki üç müsabakada gösteren emin bülend bey oynuyordu.
böyle mühim bir müsabakada -bilhassa başka bir iki muhacim varken- idmansız bir oyuncuyu oyuna sokmak bir hata olduğu halde bu hatayı sol tarafta en iyi oynayan bir muhacimi ta sağ tarafa göndermek ikinci bir hataydı. bereket versin ki emin bülend bey iki hafta evvel fenerlilerle oynadığı kadar fena oynamadı. hasnun bey de iki müsabakada kemal-i maharetle vazifesini ifa etti. bununla beraber tabii hatanın hata olmak mahiyeti gaib etmemiştir.
izmirliler rüzgârın muavinliğinden istifade ederek galatasaray'ı tazyike başlamışlardı. her zaman pek iyi oynayan merkez müdafii celal bey'in, gittikçe fena oynamaya başlaması izmirlilerin mevkiini daha iyileştiriyordu. bu hal bir müddet devam etti.
izmirlilerin merkez muhacimi tarafından topu gayet şiddetli bir darbeyle kaleye gönderdiyse de kaleci ahmet robenson bey'in güzel bir müdafaası tehlikeyi atlattı. mamafih galatasaray oyuncuları rüzgârın şiddetinden dolayı topu hasım kalesine doğru sevk edemiyorlardı. binaenaleyh muhacim hattı biraz geriye gelerek müdafaa kısmına muavinliğe mecbur oldu. bu esnada galatasaray oyuncularından biri hatalı bir harekette bulundu. top ceza olarak yakın bir mesafeden galatasaray'ın kalesine havale edildi. ahmed cevad ve ahmed robenson beyler tarafından hiç müdafaa edilmeden kaleye duhul oldu. herkes izmirlilerin ilk sayısını kazandıklarını zan ediyordu fakat hakem bu sayıyı tamamıyla hariç ez-kaide (ofsayt) addettiği cihetle top daha kaleye girmeden düdüğü çaldığı, galatasaraylıların da bunun üzerine müdafaa ettiklerini söyledi. bazı izmirliler itiraz etmek istedilerse de golleri takip ettirmeyeceklerini zanneden diğerleri, oyuna devama karar verdiler ki doğrusu da bu idi.
bir müddet sonra top yine galatasaray'ın kalesi önüne geldi. bu esnada son derece helecanlı bir iki dakika cereyan etti. top kaleden iki metre ilerde ayaktan ayağa, baştan başa geçiyor, ileri geri gidiyordu, nihayet ahmed robenson bey kalabalık içinden ansızın kaleye gönderilen bir "şutu" durdurarak ahmed cevad ve celal beyler'in cebren açmış oldukları yoldan topu kuvvetli ve şiddet bir ayak darbesiyle bu tehlikeli mıntıkadan uzaklara çıkardı ve o dakikadan itibaren de oyun galatasaraylıların lehine tebdil etti.
celal bey iyi oynamaya, muhacimler ise rüzgârın topu havadan götürmeye mani olduğunu görerek birden izmirlilerin kalesine ciddi süratle akın etmeye başlamışlardı. oyunun kendileri için tehlikeli bir şekil aldığını gören izmirliler, gayet sert ve şiddet oynuyorlar, galatasaray oyuncularını kuvvetli çarpışmalarla yıldırmak istiyorlardı. bu fazla müsaadelerin netice-i müsefisi olarak galatasaray'ın sağ müdafii hüseyin bey iki izmirli arasında kalarak onlarla beraber yere yuvarlandı. kalktığı zaman sağ kolu çıkmış ve bir kemiği çatlamıştı. oyundan çıktı galatasaraylılar da on kişi ile oyuna devam ettiler bir müddet sonra da birinci parti bitti.
tekrar müsabakaya başlanır başlanmaz birinci parti ile izmirlilerin iyi oynamalarının da bitmiş olduğu anlaşıldı. çünkü top izmirlilerin kalesi civarından ayrılmamaya başladı. rüzgârın rahatsızlığından kurtulan galatasaraylıların muhacim hattı artık hücumlarını tanzim etmişti. izmirliler de bütün hamitlerini müdafaaya hasretmişlerdi ki bu esnada celal bey'in yüksekten gönderdiği top izmirlilerin kalesine duhul oldu. celal bey oyunun ilk kısmında fena oynadığını bu muvaffakiyetle telafi etmişti.
müsabaka büyük bir şiddet ve süratle devam ediyordu. galatasaraylılar neşe-i muvaffakiyetle mütemadiyen hasımlarını sıkıştırıyorlar topu her iki dakikada bir havale ediyorlardı. kaleci epey gollere mani olabildi. bu sırada izmirlilerden biri, sağ taraftan hem kendi vazifesini hem de refik-i mecruhi hüseyin bey'in hidmetini ifa den neşet bey'i eliyle iterek yere düşürdü. hakem bu hatayı görmemişti neşet bey hakemin nazar-ı dikkatini celbe çalışırken top galatasaray'ın kalesi civarına kadar geldi. orada da ahmed cevad bey'in yere düşmesi izmirlilere bir sayı kazandırdı.
neşet bey çayıra uzanıp hakemi çağıracağına yıldırım süratiyle kalesinin müdafaasına koşsaydı pek münasip olurdu. esasen neşet bey her nedense bazen birden bire lakayıtane oynamaya başlar ki, şüphesiz iyi bir adet değil. oyunun hitamına on dakika kadar kalmıştı. galatasaray muhacimleri tamamen muzafferiyet için bütün kuvvetlerini sarf ediyorlardı. izmirliler ise yenileceklerini anladıkları için hep kalelerinin müdafaasına koşmuşlardı. fakat galatasaray muhacim hattının bu mütemadi ve şiddet hücumları elbet bir hüsn-ü netice verecekti. bilhassa sağ taraftan hasnun bey, oberle biraderlere topu gönderiyor, onlar da muhsin yeğen bey'in muavinliğiyle kaleye atıyorlardı. nihayet hasnun bey'in havale ettiği topu muhsin bey mahirane bir darbe ile izmirlilerin kalesine muvaffak oldu. biraz sonra da müsabaka hitam buldu.
galatasaray'ın o gün daha ziyade sayı kazanmadıkları evla izmirlilerin hep müdafaaya gelerek galatasaray muhacimlerini rahat oynamaktan men etmelerinden bir de emin bülend bey'in topu merkeze havadan ve kuvvetli bir surette göndermesinden ileri geliyordu. havadan gelen havaleleri merkez muhacimleri düzeltmek ve sonra kaleye atmak için uğraşırken izmirliler bu fırsattan istifade edip topu amade ediyorlardı. emin bey topu ya daha büyük bir şiddetle doğrudan doğruya tam kaleye veyahut hafif ve yerden havalelerle merkez muhacimlerine gönderebilseydi galatasaraylıların muzafferiyeti daha şaşadar olurdu."
galatasaray: ahmed robenson, hüseyin eden, ahmet cevat bey, neşet bey, bekir sıtkı bircan, celâl ibrahim bey, joseph oberle, muhsin yeğen, emin bülend serdaroğlu, emil oberle, hasnun galip
teknik direktör: ali sami yen
izmir muhteliti: merkez muhacim
teknik direktör: ?
gol: (1-0) dk. 55 celâl ibrahim bey (1-1) dk. 70 merkez muhacim (2-1) dk. 85 muhsin yeğen
mehmet yüce'nin, "osmanlı melekleri: futbol tarihimizin kadim devreleri: türkiye futbol tarihi - birinci cilt" kitabından;
haziran'da ise kıymetli bir misafir gelir payitaht'a... en güçlü oyunculardan mürekkeb izmir muhteliti ile istanbulların yapacakları müsabakalar idman'ın birinci sayısında haber olmuş. ''izmirliler geliyor'' ser levhası ile yazılan haber şöyle:
''bu ayın nihayetine doğru izmir futbol kulübü'nün şehrimize geleceğine dair mektuplar alınmıştır. izmirliler ile istanbul ve galatasaraylılar arasında ve biri cuma, ikisi pazar günleri olmak üzere üç büyük müsabaka icrâ edilecektir...''5
büyük müsabakalar
tarih...saha...1. takım...skor...2. takım 15 haziran 1913 pazar...union club...galatasaray 2-1 izmir muhteliti 16 haziran 1913 p.tesi...union club...ermeni muhteliti 0-2 izmir muhteliti 20 haziran 1913 cuma...union club...fenerbahçe 4-1 izmir muhteliti 22 haziran 1913 pazar...union club...istanbul muhteliti 2 0 izmir muhteliti
haberde verilen ön program geliştirilerek üç değil, dört müsabaka yapıldığı görülüyor. izmir ekibinin geçmiş seyahatlerin aksine bu defa istanbullulara üstünlük sağlayamadığı görülüyor.
5: idman, 1 haziran 1913, sene 1, sayı 2, futbol havadisleri.