maçın 1894 ocağında hangi gün oynandığı bilinmiyor bu nedenle künyeyi oluştururken sembolik olarak "ayın ilk günü olan 1 ocak" olarak kayıt edilmiştir.
bournabat bornova'nın ve smyrna ise izmir'in eski adlarıdır.
mehmet yüce'nin türk futbol tarihi - birinci cilt: osmanlı melekleri adlı kitabından;
futbolun istanbul’da temsilciliğini yapan ilk teşkilatların constantinople ve olympic kulüpleri olduğundan geçen bölümlerde bahsettim. iki kulübün de 1880 yılından önce kurulduğunu bilmekle birlikte kesin kuruluş tarihlerine ulaşamadım. aynı zaman diliminde izmir’de ise daha önce müsabakalarına şahit olduğum bornova ve smyrna dışında da kulüplerin kurulduğu bazı kaynaklarda belirtilmiş.
izmir’de kurulan kulüplere bir bakalım dilerseniz. nicos karacas 1955 yılında atina’da yayımlanan asırlar arası bornova adlı kitabında bornova kulübü’nden bahsediyor:
“1890’lı yılların izmir’deki en güçlü takımı da tartışmasız bomovalı ingilizlerin futbol takımıydı. bu takım şu isimlerden oluşuyordu: m.j. whithall, ed chamaud, percy joly, jim r. giraud, pelcoc whithall, a.j. whithall, herbert joly, a.e. la fontaine, edmund giraud, jim gout, hav. joly, th.tarrazzi, herbert whithall, d. whithall, eddie whithall, g. whithall, j. whithall.”
toplumsal tarih, “izmir futbolu” adlı makalesinde nicos karacas’ı refere ederek bizlere izmir’de kurulan azınlık kulüpleri hakkında da bilgi veriyor:
“19. yüzyılın ilk yıllarına kadar izmir’in zengin levanten ailelerinin tekelinde olan futbol oyunu daha sonra rum takınılan olan panionios, apollon ve pelops ile ermeni takınılan apetyan ve vartanyan’m katılımıyla geniş halk yığınlarına ulaştı. özellikle bornova’da oturan rumlar bu oyunu ingilizlerden öğrendiler. kısa süre içinde izmir’de neredeyse bütün rum gençleri sihirli meşin yuvarlağın peşinden koşturmaya başladı."
nicos karacas’ın ifadesine göre “izmir’in rum gençleri işi öylesine ilerlettiler ki kendilerine futbolu öğreten ingilizlere oyuncu verecek duruma geldiler.”
1890'lı yılların başlarında izmir’de futbol oynandığına dair en kuvvetli kanıt izmir ahenk gazetesinde yayımlanan futbolla ilgili haberlerdir. aynı makalede bu konuya da değinilmiş:
“izmir’de ingilizlerin kendi aralarında ve dışarıdan misafirleriyle yaptıkları maçlar yerel basma konu olduğu gibi, zaman zaman istanbul gazetelerine de yansıyordu. 1891-1892 yıllarında özel günlerde yapılan futbol karşılaşmaları 1893 yılından itibaren alışkanlık hâline getirildi. yeni yılın ilk günlerinde programlanan maçlarda bornovalı ingiliz gençleriyle izmir’de yaşayan ingi liz gençleri bir araya geliyorlardı. 1894 yılında bornova’da gerçekleşen böyle bir müsabakayı dönemin en güçlü kadrosuna sahip bornovalı ingiliz gençleri kazanmıştı.”
toplumsal tarih’in “izmir futbolu” adlı makalesi bu araştırmanın kaynağı olarak ahenk ve hizmet gazetelerini göstermiş. bu maçların sonuçlarını neden bulamadığımızı da şöyle açıklamış:
“maçlar pazar günleri öğleden sonraları yapılıyordu. bu tarihlerde oynanan müsabakaların sonuçları basın tarafından önemsenmediğinden maçların hangi skork bittiği konusunda bilgimiz bulunmuyor.”
istanbul’da aynı dönemlerde futbol gazetelere pek yansımasa da tüm hızıvla devam ediyordu. ali sami bey, yukarıda bahsedilen konuşmasında bu konuya da değinmiş:
"... memleketimizde ilk defa 1893-1894 yıllannda ingiliz maiyet gemisi melita ile kokatris (cocatrite) gambotlarının (gun boat) tayfası tarafından getirilmiş ve halkımız ilk defa bu gemi tayfalarının oynadıkları futbolu seyrettmişti. bu gemilerden sonra futbolu istanbul’a imojen (imogene) bahriyelileri yaymışlardır. kulübümüzün tesisi bu zamana tesâdüf eder...”
ali sami bey her ne kadar 1893 ile 1894 tarihlerini vermiş olsa da, 1881 yılında tam zamanlı bir futbol maçına araştırmanın başında tanıklık etmişitik. bununla birlikte ali sami bey’in bu sözleri futbolun 1890'lı yıllarda istanbul’da da artık “enikonu” oynandığına işaret ediyor. ayrıca 1890 lara kadar da başka bir maça rastlanılmaması futbolun “daha evvel oynanmış olsa bile” pek kayda alınmadığını, esas başlangıcının 1890’lar olduğunu doğrular nitelikte.
futbolla ilgili bilgi bakımından en fakir olduğumuz dönem 1890’lı yılların ilk yarısıdır. bu dönemi araştırdığımda futbol dışında pek çok spor dalıyla ilgili tafsilatlı haberlere rastladım. bunlardan en çok alâka çeken 1889 yılında başlayan osmanlı imparatorluğu tenis şampiyonası. daha önce ilk üç yılını detaylı olarak verdiğim bu şampiyonanın dördüncüsü 1892 yılında yapılmış.
mehmet yüce'nin türk futbol tarihi - birinci cilt: osmanlı melekleri adlı kitabından;
bournabat (bornova) ragbi ve futbol kulübü (izmir) 1883
izmir’e yerleşmiş levanten britanyalılar tarafından kurulmuş bu kulüp izmir’in ilk kulübüdür. ilk defa 1886 senesinde the levant herald gazetesinde yayımlanan bir makalede bu kulüpten “bu ulusal oyunu izmir’de üç yıldır oynamaktan ve tanıtmaktan gurur duymaktadır” dendiğine göre 1883 yıllında kurulduğunu varsayıyoruz.(the levant herald, 13 ekim 1886, “the smyrna youth” başlıklı makale)
bornova çoğu kaynakta memleketimizde topa ilk vurulan yer olarak önlenmiştir. ilk olup olmadığını bilmesek de ilklerin içinde en meşhuru diyebiliriz bornova ve onun kulübü için.
smyrna ragbi ve futbol kulübü (izmir) [1885-1886]
the levant heraldgazetesinde çıkan bir makalede bu kulüp için smyrna club’ünün de çok kısa zamanda gelişme göstermesi bornova oyuncularını heyecanlandırıyor ve oyunun daha bu ilk adımlarında iyi bir gelecek va’dediyor” denmesi kuruluş yılının muhtemelen 1885 veya 1886 yıllarından biri olacağını göstermektedir. diğerleri gibi britanyalı bir kulüptür,
smyrna; izmir muhteliti veya izmir ligi ile karıştırılmamalıdır. zira izmir muhteliti smyma fc nâmı ile müsabakalara çıkmakta, izmir ligi ise (kuruluş tarihi 1905’den eski) “smyrna association football league” nâmı ile zikredilmektedir.
pek muhtemeldir ki; meropi anastassiadou’nun, 1890 senesinde izmir’de var olduğunu ileri sürdüğü, bahsettiği football and rugby club, smyrna football and rugby club’dür.
dağhan ırak'ın "hükmen yenik!: türkiye'de ve ingiltere'de futbolun sosyo-politiği" kitabından;
osmanlı'da futbol
futbol, britanya’nın emperyal politikalarının da etkisiyle 19. yüzyılda dünyanın pek çok ülkesine eş zamanlı olarak yayıldı. osmanlı devleti'nin son yıllarında; britanyalılarla ticari ilişkileri olan liman şehirleri futbol topunun ilk görüldüğü yerler olmuştu.
anadolu’da oynanan ilk futbol maçının tam tarihi bilinmese de, ege kıyılarında, özellikle de izmir’de 1870’lerin sonundan itibaren futbol oynandığı rahatlıkla söylenebilir. izmir’deki bornova çayın muhtemelen anadolu’da futbolun ilk oynandığı yerdir. şehrin ingiliz sakinleri oyunun bayraktarlığını yaparken, anadolu rumları kulüp kurarak futbol oynayan ilk yerel halk oldular. söz konusu dönemde, buradaki rum toplumunun 1826’da kurulan yunan krallığından da etkilenerek kendi kimliğini keşfetmeye başladığının altını çizmek gerekir. yunan uluslaşmasında büyük rolü olan helen aydınlanması’nın temel eksenleri dil bilimi ve antik yunan kültürüydü. bu bağlamda, anadolu’nun pek çok şehrinde, özellikle de izmir’de rumlar pek çok kültür kulübü kurdu. 1890’da kurulan ve daha çok müzik üzerine yoğunlaşan orfeas bunlardan biriydi. her ne kadar bu kulübün faaliyetleri tamamen kültürel olsa da, orfeas’ın içinden iki spor kulübü doğdu; apollon ve daha sonra panionios adını alan gymnasio.
izmirli rumlar kulüpleşiyor
anadolu’daki ilk spor kulübü olan apollon, 1891 yılında şehrin önemli kişilerinden izmir başpiskoposu hrisostomos ve iş adamı emmanuel samios tarafından kuruldu.2 burada dikkat edilmesi gereken, ilk rum spor kulübünün bir helen aydınlanması hareketinin (orfeas) içinden, ortodoks rum din adamlarının ve iş adamlarının desteğiyle kurulmasıdır. yunan uluslaşması sırasında 1800’lerin başından itibaren burjuva aydınlanmacılığıyla kilise arasında bir çekişme olduğunu düşündüğümüzde, iki tarafın da bir futbol kulübü kurma fikrine sıcak bakmış olması ilginçtir. bir spor kulübünün kitleleri bir araya getirme gücü, bu noktada iç çekişmelerin önüne geçmiş gibi gözüküyor.
anadolu’daki spor tarihinin önemli dönüm noktalarından biri panionya oyunlarıdır. adından da anlaşılabileceği gibi ionya bölgesinde yaşayan rumları bir araya getirmeyi hedefleyen bu spor organizasyonu, anadolu’da düzenlenen ilk olimpiyat benzeri yarışmadır. oyunlar ilk kez 1896’da gymnasio tarafından, büyük ihtimalle bir yıl önce izmirli atletlerin yunanistan’da katıldığı tinia oyunları’ndan etkilenerek düzenlenmiştir. oyunların ismi daha sonra düzenleyen kulübe de ilham verir. panionios kulübü, izmir’de apollon’la büyük bir rekabeti başlatır.
1898’de panionios, oyunların tüm kontrolünü eline alır. 1904’te yeni kurallar yayımlanır ve uluslararası spor ölçüm birimleri kabul edilir. aynı zamanda yunanistan’dan atletler de oyunlara alınmaya başlanır.1 aynı yıl apollon da kendi organizasyonunu, apollonya oyunlarını düzenlemeye başlar. bornova’daki 6 bin kişilik apollo stadyumunda yapılan oyunlar basmane’den bella vista’ya kadar yapılan geçit resmiyle başlar.2 bu yıllarda istanbul’dan ve anadolu’nun diğer yerlerinden rumlar da iki organizasyona birden iştirak eder.
oyunların tarihi boyunca osmanlı rum ve yunan sporcuların yanı sıra yabancılar da boy gösterir. ancak hiçbir türk atlet oyunlara katılmaz3 bunu iki nedenle açıklamak mümkündür. birincisi; hem panionios’un, hem de apollon’un organizasyonları en popüler yıllarını müslüman türklere sportif faaliyetlerin yasak olduğu istibdat döneminde yaşar. izmir’deki oyunların izmir vahşi kemal paşa’nın gözetimi altında düzenlendiği düşünülürse4, bu dönemde türklerin bu organizasyonlarda kendilerini göstermesi zaten beklenemez. dahası iki organizasyon da çok net bir biçimde yunan ulusçuluğu gütmektedir. dolayısıyla hem organizasyonun, hem de türk sporcuların böyle bir katılıma sıcak bakmayacağı tahmin edilebilir. ancak ilerleyen dönemde izmir’de kurulacak türk takımlarının rum rakipleriyle defalarca oynadığı da unutulmamalıdır.
apollon ve panionios’un spor organizasyonları 1910’lu yıllara kadar düzenli olarak yapılmıştır. türk-yunan çatışmalarının başlamasıyla beraber, oyunlar sürekli olarak iptal edilir. 1921’deki panionya oyunları, rum kulüplerinin anadolu’da düzenlediği son organizasyon olur. savaş ertesinde imzalanan lozan antlaşmasıyla getirilen nüfus mübadelesi, anadolu’daki rum nüfusu yunanistan’a taşıdıktan sonra oyunlar bu kez orada düzenlense de popülerlik kazanamaz.1 türkiye’de kalan rumların bundan sonraki sportif aktiviteleri ise kişisel kariyerler ve azınlık kulüpleriyle sınırlı kalır.