galatasaray teknik direktörü bülent korkmaz bordeaux maçında takımın başında olamayacak.
uefa'nın internet sitesinde yer alan habere göre; galatasaray'ın yeni hocası bülent korkmaz, avrupa kupaları'nda takımın başında teknik direktör olarak yer almak için gerekli lisansa sahip değil. bu yüzden yarın oynanacak karşılaşmada korkmaz'ın yerine cevat güler takımın başında çıkacak.
heyecan dolu bir mac sonunda galatasarayin mactan 4-3 galip ayrilip tur atladigi mactir..
ayrica macin hakemi, 90+'da gole giden lincolnu ortasahada dusurmus, kendine cikarmasi gereken kirmizi karti es gecmistir :)
ek olarak ise maci anlatan ingiliz spikerin sahaya sirti donuk olarak duran amigolari oldukca garipsedigi, niye sahaya bakmiyor ki bunlar diye sorular sordugu mactir :)
bordeaux takımının daha önce avrupa kupalarında min. 4 gol yediği tüm maçlar şöyleydi: hajduk split 4-1 bordeaux / 20.10.1982 / 1982-83 - uefa - 2.tur 1.fc lokomotive leipzig 4-0 bordeaux / 28.09.1983 / 1983-84 - uefa - 1.tur as roma 5-0 bordeaux / 28.11.1990 / 1990-91 - uefa - 3.tur ac parma 6-0 bordeaux / 16.03.1999 / 1998-99 - uefa - çeyrek final bordeaux 1-4 valencia cf / 15.03.2000 / 1999-00 - şampiyonlar ligi 2.tur grup maçları rayo vellacano 4-1 bordeaux / 15.02.2001 / 2000-01 - uefa - 4.tur chelsea fc 4-0 bordeaux / 16.09.2008 / 2008-09 - şampiyonlar ligi grup maçları
galatasarayın avrupa kupalarında daha önce min 4 gol attığı tüm maçlar şöyleydi: galatasaray 4-1 polonia bytom / 07.11.1962 / 1962-63 - a.ş.k - 2.tur galatasaray 4-0 ferencvaros budapest / 11.09.1963 / 1963-64 - a.ş.k - 1.tur galatasaray 5-0 neuchatel xamax / 09.11.1988 / 1988-89 - a.ş.k - 2.tur avenir beggen 1-5 galatasaray / 10.08.1994 / 1994-95 - şampiyonlar ligi önelemesi galatasaray 4-0 avenir beggen / 24.08.1994 / 1994-95 - şampiyonlar ligi önelemesi galatasaray 4-0 fc tiraspol / 26.09.1996 / 1996-97 - a.k.g - 1.tur galatasaray 4-2 paris st. germain / 17.10.1996 / 1996-97 - a.k.g - 2.tur fc sion 1-4 galatasaray / 13.08.1997 / 1997-98 - şampiyonlar ligi önelemesi galatasaray 4-1 fc sion / 27.08.1997 / 1997-98 - şampiyonlar ligi önelemesi hertha berlin bsc 1-4 galatasaray / 26.10.1999 / 1999-00 - şampiyonlar ligi 1.tur grup maçları rcd mallorca 1-4 galatasaray / 16.03.2000 / 1999-00 - uefa - çeyrek final vllaznia shkoder 1-4 galatasaray / 01.08.2001 / 2001-02 - şampiyonlar ligi 2.öneleme turu galatasaray 5-2 mlada boleslav fc / 09.08.2006 / 2006-07 - şampiyonlar ligi 3.öneleme galatasaray 5-1 fc sion / 04.10.2007 / 2007-08 - uefa - 1.tur ac bellinzona 3-4 galatasaray / 18.09.2008 / 2008-09 - uefa - 1.tur
ilk kez 2004-2005 sezonunda düzenlenmeye başlanan ve bu sezon son kez düzenlenen uefa kupası "grup" uygulaması tarihi boyunca 4. tura (son 16 takım) yükselen ilk türk takımı galatasaray oldu.
son zamanlarda izlediğim en çok "değişkenlik" yaşanan maç. maçın daha 11. saniyesinde bordeaux öne geçince "maçı alır" diye düşündüm ama ilk yarının sonlarına doğru gelişen gs atakları ile 2 gol birden bulunca "gs alır herhalde" dedim. ikinci yarı başında gs çok rahat ve güzel bir oyun sergileyip bir de üstüne üstlük golü bulunca "galatasaray kesin tur atladı hatta fark olur" dedim. 73-75 de 2 organize atak ile bordeaux skoru 3-3 yapınca "yuh! bordeaux bu dakikadan sonra gol yemez" dedim. ama 90+ da sabrinin golü beni bir kere daha yanılttı ve galatasaray tur atladı...
bu golle son haftalarda sürekli eleştirilen sabri bence en az 5 yıl daha gs'de kalacağını garantilemiş oldu...
bu arada takımınızın oynamadığı bir maçı izlerken ister istemez maçı izleyen taraftarların pozisyonlarda verdiği tepkilere kulak kabartıyorsunuz. bu maçta drumlar üstte de yazdığım gibi o kadar değişti ki seyirciler de ne yapacaklarını şaşırdılar. gs ilk golü yiyince sürekli futbolcualra küfreden adam skor 3-1 olunca "aslanlarım" denemeye başladı. 3-3'de tekrardan küfretmeye başladı. 4-3'de "biliyordum başaracağınızı" diye haykırdı vs vs :)
galatasaraylı futbolcu arda turan'ın maç sonrasında, 3 gün önce görevine son verilen teknik direktör skibbe ve yardımcısı dilmen için yaptığı, "bu turda, bu maçta, bu takımda büyük emeği olan michael skibbe ve burak dilmen'e teşekkür ediyoruz." şeklindeki açıklaması çok anlamlıydı.
arda turan'ı, bu davranışı ve insanlığı için kutluyorum.
giden teknik direktörün arkasına "teneke bağlanan" ülkemizde, bu tip güzel ve olumlu açıklamaları daha sık duymak istediğimi fark ettim.
maçı izlerken aklıma euro 2008 türkiye'sinden bir kesit izliyormuş gibi hissettim.son maçında hem de kendi evinde ligin dibindeki takıma karşı büyük bir hezimet yaşanmış, skibbe'nin kellesi gitmiş, yönetimin kredisi biranda düşmüş.incecik bir ipin üzerinde dengede durmaya çalışıyor ve karşında hiç yenemediğin bir bordeaux var. en önemli iki oyuncusunu oynatmasa bile bu kırılgan yapı galatasaray için yeterince zor.üstüne bir uefa tarihinin en erken gollerinden birini yiyorsun.yetmiyor, takımın temel direklerinden mehmet topal sakatlanarak maçı tamamlayamıyor.buradan ayağa kalkıp skoru 3-1 yapmak muazzam.tarihi bir geri dönüş.kewell'ın golü bir başka. sonra 2 dakikada yenilen 2 golle 3-3 olan ve gitti denilen bir tur. on bir hamle ve 2. geri dönüş.takdire şayan.real madrid maçından bu yana ali sami yen'in böyle bir geri dönüşü ve duygu selini avrupa'da gördüğünü sanmıyorum. ve ne ilginçtir ki bu maçın kahramanı da fatih akyel gibi bir sağ bek.sabri sarıoğlu.o da fener'e gitmez umarım diyerek bağlayalım bu kısmı.
yazıma son vermeden barış özbek'i konuşmadan olmaz. belkide çok pas hatası yaptı bu yüzden kötü oynadığınıda düşünebilirsiniz ancak barış takımın itici gücü, mücadelesini izlerken gözlerime inanamıyorum. sarfettiği efor alkışa şayan. kazanırken en önemli rol onda değildi ama geride olduğumuz sürelerde takımı iten ve direnişi başlatan bir devrimci gibi ayakta kalmayı başardı. galatasaray'ın 9 yıl önce aynen böyle başlayan bir hikayesi var umarın buda aynı o hikaye gibi son bulur.
karşılaşmayı canlı yayınlayan w9 kanalının spikeri ve yorumcusu, 73. chamakh'ın attığı bordeaux'nun ikinci golünü, 79. dakikada farkedebildi. fransız televizyonunun yanılmasındaki sebepse, maç anlatımının istanbul yerine fransa'dan gerçekleştirilmesi oldu. ikinci golü ofsayt sanan sunucu, ardından galatasaraylı futbolcuların yaptığı başlama vuruşunun da ekrana gelmemesi nedeniyle yanıldı.
spiker, daha sonra cavenaghi'nin attığı üçüncü golü de, ikinci gol sanarak, "hadi çocuklar, bir gol daha atmamız lazım" dedi. vahim hatayı kısa bir süre sonra farkeden, maçın yorumcusu oldu ve spikeri uyararak, ofsayt sandıkları pozisyonun nizami olduğunu ve golün verildiğini söyledi. bunun üzerine maçı anlatan spiker, dakikalar boyunca böyle bir olayın ilk kez başına geldiğini söyledi.
bayern münih'li roy makaay, roberto carlos'un hatasından yararlanarak 11. saniyede real madrid filelerini havalandırmış ve avrupa kupalarında atılan en erken gol rekorunun sahibi olmuştu.
bu golden 2 yıl sonra galatasaray - bordeaux uefa kupası 3. tur 2. maçında, portekizli savunmacı meira başlama düdüğünün hemen ardından ıskaladığı topun 11. saniyede galatasaray kalesinde gol olması, "avrupa kupalarında en erken atılan gol" rekorunun egale edilmesini sağladı.
arkadaşımın beni maç izlemek için bir cafeye arabayla bırakmak istemesiyle başladı her şey. maça yarım saat vardı, rahat rahat havaya girerim diye düşünürken tak diye öndeki askeri araca vurup kaza yapıyorduk. 20 dk. boyunca işlemler, tutanaklar sürünce koştur koştur maçın 15.dakikasına zor bela yetişebiliyorum. kaza yapıp (üstelik askeri araca) maça gecikmemi sağlayan ve küfürlerime mağruz kalan arkadaşımı da bir kez daha anmış olayım.
her neyse, her zaman galatasaray'ın maçlarını beraber izlediğim arkadaşların yanına vardığımda hayal kırıklığıyla karşılaşıyordum. kocaeli maçının en kötülerinden biri olan meira'nın topu ıskalaması ve santics arkadaşımızın kendini aşmayıp bir şey yapamadığı pozisyon sonrası durum 1-0 bordeaux lehineydi sandalyeye oturduğumda.
kewell'ın attığı 2. golden sonra ayağa fırlayan arkadaşımın dirseğiyle kafamı şişirmesi... 90+ da gelen sabri'nin golüyle yere diz çöker vaziyette bağırdığımı... sevinçten bir kez daha göz yaşı döktüğümü ve galatasaray'ın hayatımın en anlamlı değerlerinden biri olduğunu bir kez daha anlamama neden olmuş maç olmuştur.
sarı-kırmızılı takım, kewell’ın gol kaydettiği 10 karşılaşmadan da mutlu sonla ayrılmayı başardı. sezon başında liverpool’dan transfer edilen tecrübeli futbolcu, attığı gollerle adeta takımının “uğuru” haline geldi. kewell, takımının kazandığı süper lig’de 6, uefa kupası’nda 3 ve tff süper kupa maçında fileleri havalandırdı.
şans yaver gitse mi iyidir, gitmese mi? 2001 yapımı ispanyol filmi intacto'yu bu cümle anlatır. film doğuştan şanslı olan insanları birbirleri olan ilişkilerini ve ne kadar şanslı olduklarını ortaya koymak adına birbirleri ile girdikleri bahisleri konu alıyor. peki şans yaver gitse mi iyidir, gitmese mi? bundan üç gün önce oynanan maçta kocaelispor'a karşı tarihinin en ağır yenilgilerinden birini alan galatasaray'da birçok şey üç gün içinde değişti. maç öncesinde bu maçı kaybedeceğiz hem de beş golle dense kimse, bunun gerçekleşmesini istemezdi doğal olarak. hayatın ileriye doğru yaşanıp, geriye doğru anlaşılır olması da bu herhalde. bu akşam ise sadece futbolun değil hayatın gerçeğine şahit olduk. bazen iyi şeylerin olması için, kötü şeyleri yaşamak gerekir. galatasaray'ın uefa kupası'nı kazandığı 17 mayıs 2000 gecesinden tam 209 gün öncesine dönelim. yani, 20 ekim 1999 gecesi; galatasaray'ın ali sami yen stadı'nda chelsea'ye 5-0 yenildiği zola ve flo'nun ali sami yen stadı'nda alkışlarla oyundan alındığı ve taraftarın çileden çıktığı maça. galatasaray o gece şampiyonlar ligi'nde bir üst tur iddiasını kaybedip yönünü uefa kupasına çevirmişti. 5-2'lik kocaeli mağlubiyeti bu iima noktası mıydı? buna şimdiden karar vermek zor ama bu gece yaşanan sevince sebepti. büyük kaptan'ın dönüş maçında maçında maçtan bir gün önce söylediği gibi bordeaux'yu elemek için sahadaydık.
teknik direktör bülent korkmaz sahaya sağda sabri, ortada meira ve emre aşık ikilisi solda hakan balta, defansın hemen önündeki üçlü blokta barış, mehmet topal, ayhan, onların önünde arda ve lincoln, ilerde ise baros dizilişini sürdü. bordeaux teknik direktörü gourcuff'u getirmediği kadrosunda jussie'ye de kenarda oturtarak bir başka sürprize imza attı. karşılaşmada yaşadığımız ilk şanssızlık para atışında topu seçmememiz oldu! bordeaux belki de kupa tarihinin en çabuk golüne imza atıyordu. golün ardından ilk yirmi dakika boyunca galatasaray, oyunu rakip yarı sahaya yoksa da pozisyon üretemedi; 16'ıncı dakikadaki lincoln'un topa vurmak üzereyken, bordeaux savunmasının araya girişini saymazsak. oyuna 19. dakikada sakatlanan mehmet topal'ın yerine kewell dahil oldu! 35'te o dakikaya kadar yakaladığımız en net pozisyondan kewell'la yararlanamadık. sol çaprazda bomboş kalan lincoln şut yerine pası tercih etti, kimsenin dokunamadığı top sağ aut çizisinde kewell'a geldi. kewell doğrudan kaleye gönderdi ama çizgiye paralel giden top auta çıktı! 42'de ise banş sağ çizgiye indi, rakibin şık bir feykle geçerken bordeaux'lu futbolcular içeride, galatasaraylılar ise dışarıda pozisyon aldı. arda önünde kalan topa sağdışla vurdu. top ağlara giderken, olasılığın gerçekleşme ihtimali bize dönüyordu. uefa'da gecenin en hızlı golünü bordeaux atsa da, en güzelini galatasaray attı. 45'te kewell sağ çaprazda topla buluştu. gerilmeden sol ayağı ile sağ doksanı görmesine sadece şapka çıkarılırdı, biz de öyle yaptık. ilk yarı ihtiyacımız olanı alsak da, son 10 dakikaya bu skorla girilmemeli cümlesini herkes kurmaya başlamıştı. ikinci yarıda galatasaray kusursuz bir futbolla başladı. kaptan bülent'in hırçınlığı sahaya yansımıştı bir kere... 64'te lincoln sol çizgiye inip rakibini bilek hareketi ile geçti, ön direkteki ardayı gördü. arda herkesi rahatlatan skoru galatasaray'a getiriyordu. maçın bittiği ve turun geldiği kanaati ise 73'te chamakh'ın golü ile sonlandı. 75'te ise bir dejavu yaşanıyordu ama tersine! cavenaghi'nin golü ile her şey bitmişti. birkaç dakika ör\ce kaybedilen bir top olsa, hatayı değil ortaya konan mücadeleye alkış tutan taraftarın da algısı değişti. kaptan'ın ilk maçında bir sezonda görülecek onca futbol enstantanesi bir maça sığmıştı. galatasaray son dakikalarda son bir atak daha geliştirdi. ceza yayında topu önünde bulan sabri, son bir vuruş denedi. sabri sadece gol atmadı. eğitim hayatında resim dersinden kaç alırdı bilemeyiz ama tek darbeyle mutluluğun resmini yaptı! ve para atışı sonrası oyuna bordeaux'nun başlaması, mehmet topal'ın sakatlanarak yerini kewell'a bırakması, çektiği şutlar yüzünde taraftar baskısını hisseden sabri'nin son bir şut denemesi... başladığımız yere dönelim; şans yaver gitse mi iyidir, gitmese mi?
sabri provides the sting in galatasaray's tail published: friday 27 february 2009, 0.30cet
sabri sarıoğlu slammed home a last-minute winner to keep alive the turkish side's hopes of contesting the uefa cup final in their home city.
sabri sarıoğlu slammed home a last-minute winner as galatasaray aş earned a place in the uefa cup round of 16 at the expense of fc girondins de bordeaux.
amazing finale the istanbul team looked set to go out on away goals after bordeaux scored twice in the space of 60 seconds, through marouane chamakh and fernando cavenaghi, to draw level at 3-3 with 15 minutes remaining. however, turkey full-back sabri smashed a low 15-metre shot into the corner with moments left to settle an amazing end-to-end tie.
stunning start the game had started at breakneck speed, with david bellion opening the scoring 12 seconds into bülent korkmaz's debut as galatasaray coach – the bordeaux forward finishing coolly past the advancing morgan de sanctis after a long ball from diego placente caught the hosts napping.
unstoppable shot bordeaux centre-back souleymane diawara hooked a cross from arda turan on to his own crossbar and the tide began turning galatasaray's way in the space of three minutes at the end of the half. arda equalised in the 43rd minute when he ran on to milan baroš's lay-off and lashed home a shot from 12 metres. the home crowd were still celebrating when harry kewell, who had come on as a substitute for the injured mehmet topal, collected a ball 20 metres out and smashed an unstoppable shot into the top corner.
hamburg next lincoln missed a great chance from close range but when he crossed for arda to tap in after 65 minutes, the match looked over at 3-1. however, chamakh reduced the deficit by racing on to cavenaghi's cute through ball and side-footing home and, barely a minute later, de sanctis dropped a cross to hand cavenaghi an equaliser. but sabri had the final say after bordeaux failed to clear a corner and galatasaray can look forward to facing hamburger sv in the round of 16 next month.
yardımcı hakemler: tom murphy (sco), martin cryans (sco)
4. hakem: calum murray (sco)
galatasaray: morgan de sanctis(gk), fernando meira, barış özbek (dk. 82 mehmet güven), lincoln, mehmet topal (dk. 19 harry kewell), milan baroš, ayhan akman (c), emre aşık, hakan balta (dk. 77 shabani nonda), sabri sarıoğlu, arda turan
sari kartlar: dk. 17 mehmet topal, dk. 38 milan baroš, dk. 79 barış özbek (galatasaray) dk. 45+1 souleymane diawara, dk. 74 fernando cavenaghi, dk. 82 matthieu chalmé (bordeaux)
rahmetli babaannem teşvkiyede otururdu,biz ise anadolu yakasındayız,her babaanneme gittiğimizde dönüş yolunda her zaman babamı yıldızın oradan değilde mecidiköye kadar yolu uzatmasını oradan köprü yoluna girmesini isterdim,stadın oradan geçerken camı aralar,bir de maç varsa sesi dinleyip içeriyi hayal ederdim. sonra büyüdük tabi ortaokulda maçlara gitmeye başladık,şimdi düşünüyorum da o günkü ilkokula giderken sami yenin yanından geçerkenki heyecanı,stada her girdiğimde ilk çimi gördüğüm zaman yaşadığımı fark ettim. ancak aşık olduğunuz birini her gördüğünüzde heyecanlanırsınız,benimki de böyle bişi sanırım biraz.
maç konusuna gelince uefa ve süper kupa(luce 'nin ilk iki sezonunu saymazsak) sanırım içeride en tansiyonu yüksek maçlar,gökhan gönül ve volkanın atıldığı maçta hakan şükürün bacak arasını açıp ümit karanın köşeye vurduğu maç,golden sonra bambaşka bir yerdeydim. bir de herkes hemfikir mi bilmiyorum bordo maçı efsaneler efsanesidir.sabri o golu attığında şükretmek lazım ki kalpten giden olmadı.tanımadığım insanlarla sarmaş dolaştım.