uzun yıllar birlikte çalışmış olan ersun yanal ile mesut bakkal'ın 3. defa karşı karşıya geldikleri maçta (bundan önceki 2 maçı da mesut bakkal'ın çalıştırdığı gençlerbirliği 3-0 ve 2-1'lik skorlarla kazanmıştı), ersun yanal'ın takımı vestel manisaspor, mesut bakkal'ın başında bulunduğu gençlerbirliği'ni tarihi bir hezimete uğratmış ve rakibine lig tarihi boyunca evinde aldığı en farklı mağlubiyeti tattırmıştı.
maçın 71. dakikasına kadar 1-0 devam eden maç gençlerbirliği'nden ayhan tuna üzümcü'nün atılmasının ardından 3-0 ve 81. dakikada ayman'ın atılmasının ardından 5-0 olmuştu.
maçta gençlerbirliği 7 ve vestel manisasporlu futbolcular 2 sarı kart görmüş, gençlerbirliği'nin gördüğü 4 sarı kart 2 kırmızı karta dönüşmüştü. maçta çok fazla faul yokken bu kadar çok kart gösterilmesinin en büyük sebebi, hafta başında federasyonun uygulamaya koyduğu, "maçlarda futbolcunun en ufak bir itirazında bile sarı kart verin" uygulamasının ilk maçı olması ve hakem abdullah yılmaz'ın bu kuralı çok sert uygulamasıydı.
maçta vestel manisaspor'un samsunspor'dan transferi rafael inanılmaz oynamış ve hat-trick yapmıştı.
maçtan sonra gençlerbirliği tiribünlerinden yönetimi uzun süre protesto etmiştik.
son bir ayrıntı, gençlerbirliği sahada 9 kişi kalmış ve maç 3-0 devam ederken bir vestel manisaspor atağında gençlerbirliği kalecisi gökhan tokgöz kalesinden çıkmış ve topu ersun yanal'ın bulunduğu yere doğru taca atmıştı. ersun yanal koştu topu aldı ve kaleci gökhan kaleye geçmeden kullansın diye çizgide bulunan vestel manisasporlu futbolcuya verdi. o an ersun yanal'ın mesut bakkal ve gençlerbirliği'ne karşı ne kadar hırslı olduğunu farketmiştim.
maçı amsterdam'da bir coffeshop'un bilgisayarından takip etmiştim. 5-0'lık skor kadar, o gün yönetimi haklı şekilde protesto eden gençlerbirliği maratonu üzerine salınan cavcav'ın paralı askerlerinin saldırısı da üzücüydü. hatta 5-0'lık skordan çok, o gün tribünde dostlarımı yalnız bıraktığım için daha çok üzülmüştüm.
maç sonunda gençlerbirliği alkaralar taraftar grubunun davul tokmağı yardımıyla darp edilmesi bizim için bu sezonun en acı olaylarındandır. bunu yapanların ise gençlerbirliğinin bir başka taraftar grubuna mensup kişilerden olması işin daha acı veren boyutudur. 5-0 yenilgi ve kötü oyunun yaşananların yanında hiç bir önemi bulunmamaktadır. o maçta 5 yiyen gençlerbirlikli duruşu olmuştur.
gençlerbirliği'nin manisaspor karşısında ağır yenilgi bile maraton tribününün uğradığı saldırının gölgesinde kaldı ve bu saldırı gençlerbirliği taraftarlık tarihine kara bir leke olarak geçti. gerçekten de 5 yiyen gençlerbirliği kimliği oldu.
maratondaki o üzücü ve insanlık dışı olayın yaşanacağını tahmin etmesek bile değişik bir maç olacağı belliydi. halef-selef ilişkisi vardı, takım olarak fena olmayan gençlerbirliği ile zirvedeki manisaspor ankaranın en güzel mevsiminde karşı karşıya gelecekti ve normalin üzerinde bir ilgi gösterileceği belli olan bu maçta ankara 19 mayıs stadyumunun maraton tribünü kapılarından sadece bir tanesi açıktı ve ilkyarının ortalarına kadar dışarda bekleyen taraftarlar vardı. ankarada maç izlemenin ne kadar zor olduğunu bir defa daha anlamıştık.
o gün 19 mayıs a girdiğim anda bir terslik olduğunu anlamıştım. maraton tribün girişinde ciddi anlamda uzun bir sıra vardı. sıranın sebebinin tek gişe açılması olduğunu önümde duran; cavcav ve yanal'a söven yaşlı amcadan anladım.
sahaya girdiğimde ilk yarının, yarısı oynanmıştı. dayıoğlum ömer abimi o kalabalıktan seçtim ve gidip yanına oturdum. o da gergindi. sıra beklemeye alışık olamayan gençler taraftarlarını geriyordu beklemek belki de.
maçtan hatırımda kalan iki takım oyuncularınında çok gergin olduğu ve omuz atmaların ve tekmelerin havada uçuştuğuydu.
esmer, uzun saçlı, kısa boylu bir kadın gençler taraftarının sesi ise; zaten çok gürültülü olmayan gençler taraftarının sesleri arasından sıyrılıyordu. ne dediğini anlamıyordum ama öfkeli olduğu aşikardı.
son on dakikaya manisa 3 farklı önde, gençlerbirliği ise 2 oyuncu eksik girmişti. o dakikadan sonra gençler taraftarı olmayan ama ersun yanal, gençler mücadelesini izlemek isteyen bir grup taraftar maçtan çıkmak için kapıya doğru yönelmeye başladı.
sesi gürültüden sıyrılan o kadın taraftar ise kapının üstündeki bazen davulcuların durduğu yerden, çıkan taraftarlara doğru bağırmaya başladı:"nereye gidiyorsunuz, takımı yalnız bırakmasanıza, siz ne biçim gençler taraftarısınız" hatta şunu bile dedi:"bana sevgilim kombine aldı ben kız halimle gitmiyorum, siz neden gidiyorsunuz"
kırklı yaşlarda saçları seyrelmiş bir adam ise tam stattan çıkacakken zaten gerilmiş sinirlerine hakim olamadı ve o kadın taraftara:"ne diyon lan sen ....." diyerek sövdü.
bir an da stat çıkışında itiş kakışmalar başladı. benim naçizane görüşüm maratondaki gerginliğin müsebbibi o kadın taraftardır.
daha sonra maraton tribünün "cavcav istifa" tezahüratlarına kale arkasından bir grup baskına gelmiş ve "büyük başkan cavcav" tazahüratlarıyla cevap vermişler, yine itiş kakış olmuştu.
maçtan çıktığımda yanımda yine dayıoğlum ömer abim vardı. insanlar birbirlerini itiyor, polis ayırıyordu.
bu maçtan birkaç gün sonra bayram idi ve eşimin memleketi olan mudanyaya gitmiştik. 5-0'lık mağlubiyet kafamdan bir türlü çıkmazken, mudanyaspor'un bir maçına denk geldim. stada girdim ve maçı izleeye başladım. maç bittiğinde mudanyaspor 5-0 yenilmişti :(
gençlerbirliği taraftarlar derneği, 2006–2007 sezonunda yapılan manisaspor maçında yaşananlarla ilgili bir açıklama yayınladı..
açıklama şöyle:
"kamuoyu ve gençlerbirliği taraftarlarına duyurulur,
2006–2007 sezonunun 6. haftasında oynanan ve kaybettiğimiz v.manisaspor maçı esnasında, bir takım taraftar grupları gençlerbirliği yönetimini istifaya davet etmiş ve takımı protesto etmişlerdir. daha 6. haftadayken bu tepkilere anlam verilemediği bunun yanında maç sonucunun da verdiği akıl tutulması ile maç bitiminde maraton tribünündeki bu gruplara, hiç de tasvip edilemeyecek bir biçimde, sataşmalar ve fiili müdahaleler olmuştur.
gençlerbirliği traftarlar derneği başkanı ve tüm yöneticileri olarak, o gün yaşanan olayları tasvip etmiyor, olayın tüm tarafları, madurları ve tüm gençlerbirliği taraftarlarından özür diliyoruz.
gençlerbirliği'nin değerli taraftarları,
bundan sonraki süreçte geçmişte yaşananların unutulması, tekrar benzer sıkıntıların yaşanmaması, gençlerbirliği taraftarlarının ve takımının marka değerinin arttırılması, stadyumda ve dışarıda taraftar olarak yaşadığımız sıkıntıların giderilmesi adına her türlü fikir, katkı ve işbirliğine açık olduğumuzu bildiririz."
somehow or other i wrote an extremely long post on gencler's 5-0 loss to to manisa. unfortunately it seems to have been lost in cyberspace.
so here is the short version.
cavcav doesn't employ enough people on gates: therefore we didn't get in until 20 minutes after kick-off
gencler were crap. half-time 1-0 in favour of manisa
gencler start to play well and then...
referee decides to go for the "idiot of the year" award. one of our players is sent off.
manisa go 2-0 up.
abdullah yilmaz decides that one stupid red card is not enough and so gives us another. thanks for destroying the game... wanker
3-0 4-0 5-0
match over and as if the referee wasn't enough the riot police decide to have a go as well. there were six cops around one of our lot and the cops clearly decided he needed a good batton to the head. thanks for such european policing.
edit: sunday afternoon. just been reading some stuff from a gencler forum and discovered that ilhan cavcav's supporters came into our section (where no one likes cavcav) and started the fight that led to the police intervening to beat some of our lot up. mmmmm.