memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
bursaspor-beşiktaş: teksas ve çarşı'nın bilek güreşi
iki takım taraftarı arasındaki husumetin kökeni, 2003-2004 sezonuna dayanıyor. 2003-2004 sezonuna kadar bursaspor ve beşiktaş camiaları arasında sıcak bir ilişki olmasa da özel bir gerilim ve düşmanlığın varlığından da söz edilemez. beşiktaş, bursasporlu taraftarlara göre, konumu itibariyle futbolda bizans'ın bir parçası ve istanbul futbol oligarşisinin bir üyesidir. ama sadece o kadar... hatta fenerbahçe ve galatasaray'a nispetle daha halk takımı olarak görülmesi nedeniyle bu oligarşinin, en az nefret edilen üyesi olduğu da söylenebilir.
2003-2004'de beşiktaş, kötü bir sezon geçirmiş ve şampiyonluk mücadelesinden erken kopmuştur. ligde iddiası kalmayan beşiktaş, ligin son haftalarında küme düşmeme mücadelesi veren bursaspor'un rakibi konumundaki akçaabat sebatspor ile istanbul'da karşılaşır. beşiktaş, sahasında oynadığı maçta, akçaabat sebatspor karşısında hiçbir varlık gösteremez ve karşılaşmadan 2-0 mağlup ayrılır. ligin son haftası, bursaspor açısından tam bir dönüm noktasıdır. beşiktaş, deplasmanda rizesporla karşılaşacaktır. beşiktaş'ın alacağı bir puan bile, bursaspor'un kümede kalmasına yetecektir. rize'de oynanan maçta beşiktaş, bir kez daha kötü bir futbol sergileyecek, neredeyse rakip ceza sahası içerisine girmeden ve gol pozisyonu yaratmadan, maçı 1-0 kaybedecektir. beşiktaş'ın rizespor karşısında maçı kaybetmesinde, mafya liderlerinden sedat peker'in tehditlerinin de olduğu iddiaları, gazetelere yansıyacaktır. peker'e yönelik yapılan "kelebek operasyonu'ndaki telefon dinlemelerinde, peker'e yakın isimlerin, beşiktaşlı bazı futbolcularla rize maçının kaybedilmesi yönünde yaptığı konuşmalara rastlanır.
banaspor cephesi: beşiktaş şike yaptı
lube ayar'ın milliyet gazetesinde yayımladığı "örtbas edilen şike belgeleri" isimli yazı dizisi, kamuoyunda büyük yankı bulur. yazı dizisinin ilk bölümü, rizespor-beşiktaş maçıyla ilgili telefon görüşmelerine ve olaylara ayrılır. sedat peker'e yakın bazı isimlerin, rize-beşiktaş maçıyla ilgili yaptığı telefon konuşmalarının bazılarında, şike sayılabilecek diyaloglar geçmektedir.
ayar, yazısının başlangıcında maça yönelik olarak bazı vurgularda bulunur: "mayıs 2004. iddiasını kaybeden beşiktaş'ta başkanı serdar bilgili, teknik direktör mircea lucescu, beşiktaş, son maçında kümede kalmak için mutlaka 3 puana ihtiyacı olan rizesporla oynamaya hazırlanıyor. 15 mayıs'taki maç için rizespor son kozlarını oynuyor. o günlerdeki telefon konuşmaları, sedat peker'e yönelik "kelebek operasyonu" için yapılan teknik takibe takılıyor. telefon kayıtlarında 'evladımız' sıfatıyla anılan sergen, maça çıkmıyor. emre aşık, kötü oynuyor, tümer 78. dakikada oyundan alınıyor. serdar topraktepe, "müsait" bir pozisyonda geri dönerek olası bir golün önüne geçiyor! sonuçta beşiktaş, rize'ye verilen ilginç bir penaltıyla maçı 1-0 kaybediyor ve rizespor 42 puanlı birinci ligde kalıyor. 40 puanlı bursaspor ise küme düşüyor." lube ayar'ın yazı dizisi, basında ve türk futbol kamuoyunda büyük yankı bulsa da herhangi bir sonuç getirmez. beşiktaş'ın rizespor ile oynadığı maç, kamuoyunda beşiktaşlı olarak bilinen isimlerin de tepkisini çekmiştir. nitekim beşiktaşlı yazarlardan haluk şahin de tepkisini dile getirecektir. "rize şüpheli bir penaltıyla gol attı, beşiktaşlı futbolcular ise rezil bir oyunla gol atmamak için ellerinden geleni yaptılar. rize kümede kaldı, bursaspor küme düştü. ben o maçı televizyondan seyrettim ve desteklediğim takımdan utandım. bir dürüstlük timsali olarak sevdiğimiz ve aynı zamanda saydığımız beşiktaş'ın şanlı tarihindeki en kara günlerden biriydi. bu kanıtlar italyan yargıçlarının elinde olsaydı beşiktaş ve rizespor üçüncü kümeyi boylardı.kimse gık diyemezdi. bizde ne yazık ki böyle bir şey olmayacak çünkü beşiktaş ile rizesporun çok kuvvetli bir savunması var. bunu herkes yapıyor! yani tüm sandık kurtlu! midemizin sınırları yok mu? kurtlu sandıktan elma yemeye daha ne kadar devam edeceğiz?"
bursaspor, küme düştüğü sezonun sonunda, ligin tescil edilmemesi ve şike iddialarının araştırılması için federasyona ve mahkemelere başvursa da herhangi bir sonuç elde edemez.
bursa futbol kamuoyunun hemen her kesiminde, 40 puanla -o zamana kadar elde edilen en yüksek puanla yaşanan küme düşmedir- küme düşülmesinin sorumlularından birisi olarak beşiktaş kulübü gösterilir. bursa futbol kamuoyunun değişik kesimlerine göre beşiktaş; akçaabat sebatspor ve rizespor maçlarında şike yapmış ve bilerek maçları kaybetmiştir. bu durum, bursaspor camiasında beşiktaş'a karşı büyük bir nefretin oluşmasına neden olur. herkes büyük bir öfke içindedir.
bursa futbol kamuoyundaki bir diğer büyük tepki de dönemin federasyon başkanı haluk ulusoy'a gösterilir. haluk ulusoy, karadenizlidir. trabzon doğumlu olan ulusoy'un ve federasyonda etkili olan karadeniz lobisinin, karadeniz bölgesi'nin takımları olan rizespor ve a. sebatspor'un ligde kalmasını sağlamak için bursaspor'u küme düşürdükleri düşüncesi, bursa futbol kamuoyunda oldukça yaygın kabul gören bir düşüncedir.
küme düşme nedeniyle beşiktaş'a ve federasyona gösterilen tepkinin yanında, bursa futbol kamuoyunun her kesiminde küme düşmenin ardından derin bir özeleştiri yapıldığını da özellikle belirtmek gerekiyor. küme düşmenin ardından bursa medyasında, kötü yönetim politikalarının yanında, medya ve taraftarın tavrı da sert bir şekilde eleştiren çok sayıda analiz yer alır.
bursa camiasının suçlamalarına karşı, beşiktaş camiası tarafından getirilen cevapları da yansıtmak lazım. 2003-2004 sezonunun 18. haftasında oynanan ve oldukça olaylı geçen samsunspor maçına kadar, beşiktaş çok başanlı bir performans sergileyerek mağlubiyet yüzü görmemiş, 13 galibiyet, 4 beraberlik almıştır. 25 ocak 2004 tarihinde istanbul'da oynanan ve cem papila'nın yönettiği maçta, beşiktaş'tan beş futbolcunun kırmızı kart görmesi sonucu samsunspor 4-1 öndeyken maç yarıda kalmış ve sonuç 4-0 samsunspor lehine tescil edilmişti. o maçtan sonra beşiktaş'ın dengesi bozulmuş ve takım sezonun geri kalanında çok kötü bir performans sergileyerek oynadığı 16 maçta 5 galibiyet, 4 beraberlik, 7 mağlubiyet almıştır. ayrıca beşiktaş oynadığı son 6 maçı kazanamamış, 2 beraberlik ve 4 mağlubiyet almıştır. sözün özü, bu mağlubiyetler sadece akçaabat sebatspor ve rizespor karşısında alınmamış, sezonun ikinci yarısında takım, kötü bir performans sergilemiş ve birçok takım beşiktaş'ı yenmiştir. bu açıdan bakıldığında elde edilen sonuçlar son derece normaldir, ortada şike falan yoktur. beşiktaşlı taraftarlara göre bu noktada bursaspor'un, kendi özeleştirisini yapması gerekir. bursaspor 34 haftalık süreçte 10 galibiyet, 10 beraberlik ve 14 mağlubiyet almıştır. deplasmanda sadece 3 maç kazanılmış ve bu 3 galibiyet de son yedi haftada alınmıştır. yani ortada bursaspor açısından değerlendirmesi gereken, ciddi bir sportif başarısızlık vardır. bu yönüyle bursaspor camiasının, suçu kendi takımında araması gerekir. yine beşiktaş taraftarları arasında, bazı futbolcuların değişik nedenlerle oynamayarak şike yapmış oldukları varsayılsa bile, bu durumun beşiktaş camiasına mal edilemeyeceğine yönelik bir inanç var. bu açılardan bakıldığında, beşiktaş camiasına göre bursa camiasının haksız suçlamaları söz konusudur.
ikinci lig a: öfke her geçen gün büyüyor
bursaspor taraftar grupları arasında, beşiktaş'a karşı duyulan nefret ve düşmanlık, ikinci lig ada oynanan her maçla birlikle giderek artar. bu düşmanlık, internet sitelerine, forumlara, pankartlara, tezahüratlara yansıyacaktır.
ikinci lig a'da mücadele edilen dönemde bursaspor taraftarları, rakip taraftan ve oynanan futbolu belirli bir süre bırakıp, oynanan her maçta, bazen oldukça uzun süre -neredeyse 20-30 dakika- hiç ara vermeden, tüm tribünlerin katılımıyla beşiktaş için hazırladıkları tezahüratları söyledi.
bu tezahüratlar ikinci lig a da mücadele edilen iki sezon boyunca neredeyse hemen her maçta, tüm tribünlerce söylendi. tezahüratın bir mısrasını teksas tribünü, diğerini maraton, birini yeni kale arkası söylerken, diğerini kapalı tribün seslendirdi. kısacası bütün tribünlerin hedefinde beşiktaş vardı.
iki yıllık bir ikinci lig macerasının ardından bursaspor, 2005-2006 sezonunda yeniden süper lige yükselir. iki yıl boyunca, iki kulübün taraftar grupları arasında özellikle internet forumlarında inanılmaz ağır küfürleşmeler, karşılıklı restleşmeler yaşanmıştır. bu ortamda iki takımın yapacağı maçların nasıl geçeceğini herkes merak etmektedir.
il güvenlik kurulunun son derece doğru bir kararıyla iki takım arasında oynanacak maçlarda rakip takım taraftarının stada alınmaması kararlaştırılır. iki taraftar grubunun arasında yaşanan yüksek gerilim ve internet sitelerinde öldürme tehditlerine kadar ulaşan karşılıklı restleşmeler sonrasında, maçlara rakip takım taraftarının gelmesinin, sonu ölümle bitebilecek çok sayıda çatışmayı tetikleyeceği, o dönemin taraftar psikolojisi dikkate alındığında rahatlıkla söylenebilir.
sezonun ilk yarısında istanbul'da oynanan maçı, beşiktaş 3-1 kazanır. maç boyunca beşiktaş tribünlerinden bursaspor'a ve bursaspor taraftarına yönelik oldukça ağır küfür ve hakaret içeren tezahüratlar yapılır. bu durum, bursaspor camiasında büyük bir öfkeye neden olur. istanbul'da oynanan ve kaybedilen beşiktaş maçından sonra, bursa atatürk stadyumunda oynanan ilk maçta tribünler, beşiktaş maçını kaybeden futbolcuları protesto eder.
bursasporlu taraftarlar, beşiktaşlı taraftarlara karşı ilk şiddetli tepkiyi, istanbul'da oynanan beşiktaş-ankaragücü maçında gösterir. kardeş taraftar grubu olarak görülen ankaragüçlü taraftarlarla birlikte maça giden bursasporlu taraftarlar, maç öncesi beşiktaşlı taraftarlarla çatışarak olaylar çıkarır. dört yaralı ve maddi hasarla atlatılan olaylar, futbol kamuoyunda büyük bir endişe yaratır. milliyet gazetesi, olaylara önemli bir yer ayırarak "tehlike kol geziyor!" başlığı ile içişleri bakanlığı, federasyon ve kulüp başkanlarını harekete geçmeye çağırır.
bursa'da akıl tutulması
13 mayıs 2007 tarihinde bursa'da oynanan bursaspor-beşiktaş maçı, geçmişte iki camia arasında yaşananların yanında, bursaspor'un küme düşme tehlikesi yaşaması nedeniyle de büyük önem taşı maktadır. bursaspor taraftarları satışa sunulan biletlere yoğun bir ilgi gösterir ve bilet almak için çok sayıda taraftar, gişe önünde sabahlar. biletlerin satışa sunulduğu saatte, gişe önünde yaklaşık iki yüz metrelik bir kuyruk oluşur. güvenlik güçleri, gerginleşen ortamda kalabalığı dağıtmak için cop ve biber gazı kullanır. alınan karar gereği, bir kişiye sadece tek bir bilet satılır. nüfus cüzdanının nüfusa kayıtlı olduğu yer hanesinde bursa yazmayan kişilere bilet satılmaz. her bilerin üzerine, bileti satın alan kişinin adı soyadı ve kimlik numarası yazılır.
maç günü şehrin her noktasında olağanüstü güvenlik önlemleri alınır. çevre illerden polis takviyesi yapılır. bursa'nın giriş noktalan polis tarafından kontrol altına alınır ve bütün araçlar tek tek aranarak beşiktaşlı taraftarların bursa'ya sızması önlenir. bursa atatürk stadyumu saatler öncesinden tamamen dolmuştur. o gün tribünlerde, şizofrenik bir ruh halinin bulunduğu rahatlıkla söylenebilir. coşku, umut, nefret, kızgınlık hepsi bir aradadır.
beşiktaş takımı sahaya zemin kontrolü için çıktığında, istisnasız bütün tribünler küfüre başlar. ardından bursa tribünlerinde daha önce pek şahit olunmayan bir tezahürat, son derece büyük bir coşkuyla söylenmeye başlanır. bu, kurban kesme esnasında yapılan duadır: allahuekber allahuekber, la ilahe illallahu allahu ekber, allahu ekber ve lillail hamd". bu tezahürat, dakikalarca tüm tribünlerce büyük bir coşkuyla söylenir. yine bütün tribünlerce "ya allah bismillah, allahu ekber" tezahüratı yapılır. beşiktaşlı futbolcular da tüm tribünlerce yapılan küfürlerden nasibini alacaktır. zaman zaman önceki maçlarda da dillendirmiş olan pkk, beşiktaş bağlantısı bu maçta da kurulacaktır. başlama vuruşunun çok öncesinde başlayan küfürlü tezahüratlar, maç sonuna kadar durmadan ve tüm tribünlerce söylenerek devam eder. küfürlü tezahüratların dışında, maç içerisinde sahaya yönelik hiçbir eylem ve taşkınlık yaşanmaz. sahaya herhangi bir yabancı madde atma ya da sahaya atlama gibi bir girişimle de karşılaşılmaz. beşiktaş'ın hiçbir varlık gösteremediği karşılaşmayı bursaspor, can cumhur bozacı, sinan kaloğlu ve frasineanu'nun golleriyle 3-0 kazanır. o gün herhangi bir olayın yaşanmamasında, özellikle iki faktörün oldukça etkili olduğu söylenebilir. öncelikle emniyet güçleri çok büyük bir çaba gösterdi. emniyet, beşiktaşlı taraftarların maça sızmasını önlemek için bursa'nın bütün giriş ve çıkış noktalarını kontrol altına alarak, herhangi bir çatışmanın yaşanması olayını daha baştan engelledi. zira maç öncesinde, bursaspor taraftar gruplarının herhangi bir sızmayı önlemek için, şehir içerisinde beşiktaşlı taraftar avına çıktıkları bilinmektedir. maç esnasında ve sonrasında olayların çıkmamasının ana sebebi ise daha maçın başında, bursaspor'un öne geçmesi ve maç sonuna kadar bu üstünlüğünü devam ettirmesidir. şampiyonlar ligi'ne katılma mücadelesi veren beşiktaşlı futbolcular sahada hiçbir varlık gösteremedi, adeta iki pas yapamadılar.
3-0 kazanılan maçın sonunda, bursaspor futbolcuların giydiği yeşil tişörtlerde ve skorbordda yazılan yazı ilgi çekicidir: "tarih 13 mayıs 2007, hesap görüldü". maçın sonunda taraftarlar ve futbolcular, uzun süre sahayı terk etmeyerek hesabı görmenin keyfini çıkaracaklardır. futbolcular timsah yürüyüşü yapacak, tek tek bütün tribünleri dolaşacak, taraftarlar ise uzun süre bursaspor lehine tezahüratlarda bulunacaktır. maçın bu şekilde tamamlanmasının, bursaspor kamuoyunu oldukça rahatlattığını söyleyebiliriz.
bir anlamda önceki sezonlarda yaşanan olayların intikamı alınmış; hesap kısmen de olsa görülmüştür.
nitekim 2007-2008 sezonunun ilk yarısında, bursa'da oynanan bursaspor-beşiktaş maçı öncesi, bursa futbol kamuoyu ve tribünlerinin bir önceki seneye göre çok daha rahat olduğu söylenebilir. hesap bir sene önce görülmüştür ve bursaspor tribünlerinde, önceki sene görülen gerilimden en ufak bir iz bile yoktur. beşiktaş başkanı yıldıran demirören ve beşiktaş yönetim kurulu, maçı protokol tribünü yerine beşiktaş taraftarları için ayrılmış olan, ama taraftar yasağı olduğu için boş bırakılmış tribünden izler. beşiktaş futbol takımı sahaya ellerinde taraftarlarının maça gelememesine vurgu yapan "ruhunuz yeter" pankartıyla çıkar. bursaspor tribünleri karşılaşma süresince son derece sakin bir tavır sergiler.
futbol kalitesinin son derece düşük olduğu maçta, iki takım da kötü bir futbol sergiler. oynanan kötü futbola rağmen bursaspor taraftarı, maç boyunca takımlarını büyük bir coşkuyla desteklemeye devam eder. futbolsuz ve pozisyonsuz geçen maçı, 83. dakika da delgado'nun golüyle beşiktaş 1-0 kazanır. bitiş düdüğünün ardından bursaspor seyircisi, bursaspor'a ve beşiktaş'a yönelik en ufak bir protestoda dahi bulunmaz. sessizce stattan ayrılır.
gerilim tribünlerde başladı, tribünlerde çözülür
iki takım taraftarları arasında düşmanlık yaşanmasına rağmen, beşiktaş'ın "optik başkan" lakaplı amigosu mehmet ışıklar'ın ölümü, bursa tribünlerinde de üzüntü yaratır. bursaspor taraftarlarının www.bursasporum.com internet sitesinde mehmet ışıklar için yayınladıkları baş sağlığı mesajı, bir tribün emekçisine gösterilen saygı anlamında önemlidir. "bursaspor ve beşiktaş tribünlerinin arasında soğukluk olmasına rağmen bir tribün emekçisi olan, beşiktaş tribünlerinin sembol ismi, optik başkan'ı genç yaşında kaybetmenin, türk tribünlerindeki acı yansımasını canı gönülden paylaşıyor, merhuma allah'tan rahmet, geride bıraktığı gözü yaşlı kişilere sabırlar diliyoruz."
iki takım taraftarlarına deplasman yasağı uygulandığı için, 2010-2011 sezonuna kadar iki taraftar grubunun, doğrudan toplu olarak karşı karşıya geldiği durumlar yaşanmadı. iki kulüp yönetimi tarafından da taraftarlar arasında yaşanan gerilimin ortadan kaldırılması fikri, yazılı ve görsel medyada sıklıkla dillendirilmeye başlamıştı, bursaspor'un şampiyonluguyla sonuçlanan 2009-2010 sezonunda, iki takım arasında oynanan maçlar yönetimler, takımlar ve medya açısından gerilimin neredeyse ortadan kalktığına yönelik işaretler taşımaktaydı.
2009-2010 sezonunda, ligin ilk yarısında istanbul'da oynanan ve ligin heyecan dozajı en yüksek maçlarından birine sahne olan beşiktas-bursaspor maçını, maçın son beş dakikasına 2-1 mağlup giren bursaspor, sezonun en muhteşem geri dönüşlerinden birisini yaparak 3-2 kazanır. maç sırasında ve sonunda, beşiktaş taraftarının kaybedilen maça rağmen, bursaspor'a yönelik sert söylemlerine rastlanmaz.
sezonunun son haftasında bursa'da oynanan maç ise oldukça ilginç bir döneme rastlar. maçın kazanılması ve istanbul'da fenerbahçe'nin puan kaybetmesi halinde, bursaspor şampiyon olacağı için, bursa taraftarı açısından gündem bambaşkadır. beşiktaş ile gerginlik tamamen gündemden kalkmıştır. taraftar tamamen şampiyonluğu ya da ikinciliği kutlamaya hazırlanmıştır. maç başladıktan sonra bir grup taraftarın beşiktaş'a yönelik birkaç küfürlü tezahürat girişimi, diğer tribünlerce protesto edilince kesilir. bütün tribünler coşkuyla bursaspor u desteklemeye başlar ve bu destek, maç boyunca da devam eder. maçın sonunda da şampiyonluk gelir.
şampiyonluğun kazanılmasının ardından bursa kamuoyunda, yeni sezon için artık iki kulüp taraftarları arasındaki gerilimin bitmesi ve rakip taraftarların statlara alınması, yaygın olarak dile getirilir. bursaspor başkanı ibrahim yazıcı, 2010-2011 sezonu fikstürü çekilmeden önce, beşiktaş yönetiminin de kabul etmesi halinde, iki takım taraftarlarının rakip sahada yapılan maçlara gelmesini istediğini, beşiktaş yönetimi bu teklifi kabul ederse ilk maçın bursa'da oynanması durumunda, beşiktaş taraftarlarının stada alınacağını kamuoyuna açıklar. fikstür çekiminde ilk maçın istanbul'da oynanacağı belli olur. futbol kamuoyunda olduğu kadar iki kulüp yönetiminde de taraftarlar arasında, yaklaşık yedi sezondur devam eden gerilimin artık sona erdirilmesi, iki kulüp arasında oynanacak maçlara rakip takım seyircisinin alınması düşüncesi öne çıkar. beşiktaş yönetimi, 5 aralık 2010 tarihinde inönü stadında oynanacak maça, bursaspor taraftarlarının alınmasına sıcak baktığını açıklar. 11 güvenlik kurulu da bursaspor taraftarlarının maça gelmesini onaylar. iki kulüp yönetimi, federasyon, medya ve futbol kamuoyu iki takım arasında oynanan maçlara rakip takım taraftarının alınmasını dile getirse de denklemin sorunlu ayağını; teksas ve çarşı'nın birbirleriyle karşılaştığında nasıl bir tavır sergileyeceği oluşturmaktadır. maç öncesi iki taraftar grubu arasında yaşananlar ise kamuoyunda oluşan gerilimin azaldığı düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koyar. stat önünde iki taraftar grubu arasında büyük kavgalar başlar. emniyetin yeterli tedbirleri almaması nedeniyle maç öncesinde, iki taraftar grubu arasında önce sözlü sataşma, sonra birbirlerine taş ve şişe atma olayları yaşanır. beşiktaşlı bazı taraftarların bursasporlu taraftarların olduğu bölüme saldırmaları ile iki taraftar grubu arasında çatışma çıkar. yaşanan olaylar sonrasında üç bursasporlu taraftar, değişik yerlerinden bıçaklanarak yaralanır. daha sonraki olaylarda başka taraftarlar da yaralanır. maç içerisinde ise iki taraftar grubu arasında birbirlerine yönelik son derece ağır, küfürlü tezahüratlar yapılır.
artun ünsal'ın "tribün cemaatinin öfkesi: ticarileşen türkiye futbolunda şiddet" kitabından;
bıçaklar konuşunca...
(...)
kazanmak, sonunda şampiyon olmak... türkiye'de ligler her geçen yıl daha gergin ortamlarda oynanıyor. tribünler karışıyor, hatta protokol tribünleri karışıyor, sahalar karışıyor ve elbette cezalar geliyordu: galatasaray 20 kez pfdk'ya sevkedilecekti. fenerbahçe de toplam 16.5 milyar lirayla en fazla para cezası alan kulüp olacaktı. gençlerbirliği dışında kalan 17 süper lig takımı toplam 114 milyar lira para cezası ödeyecekti. futbol federasyonu disiplin kurulu'nun (ffdk) 2003/2004 sezonunda kulüplere verdiği saha kapama, para ve ihtar cezalarında fenerbahçe, galatasaray, beşiktaş ve trabzonspor gibi lig şampiyonluklarını tekellerinde tutan dört büyüklerin başı çekmeleri, düşündürücü bir durum. ayrıca, çıkan olaylar nedeniyle fenerbahçe ve beşiktaş'ın sahalan ikişer kez kapatıldı. işin ilginç yönü sahası iki kez kapatılan bir başka takımın da, yıllardır seyircisinin "fair-play" anlayışı ile övünen denizlispor olmasıydı. adanaspor, çaykur rizespor, elazığ ve galatasaray maçlarını seyircisiz oynamak zorunda kalıyorlardı. gençlerbirliği ise hiç ceza almayarak, hem tribünlerin hem de sahaların "en efendisi" olduğunu bir kez daha kanıtlıyordu.
artun ünsal'ın "tribün cemaatinin öfkesi: ticarileşen türkiye futbolunda şiddet" kitabından;
bıçaklar konuşunca...
(...)
futbol, fair-play ilkesinin bir kenara atıldığı neredeyse gerçek bir savaşa dönüşüyordu: rize'de çaykur rizespor'a 1-0 yenilen beşiktaşlı futbolcuların da, devre arasında soyunma odalarının koridorunda "tek sıra halinde dizili bazı kişiler bizi birbirlerine ittiler. bazdan silah gösterdi, bazıları da sırtımıza vurarak tehdit ettiler" yakınmasında bulunmaları, kaleci ramazan'ın da maçtan soma, "iyi ki penaltı gölünü yedim. yoksa orada kan çıkardı" demesi yeterince düşündürücüydü. belki bu tip üzücü olaylarda, fanatik taraftarlardan çok, "kulüp fedaileri'nden söz etmek daha doğru olacaktır. ne var ki, örneğin akçaabat sebatspor-ankaragücü maçının devre arasında çıkan olaylar sadece üç kişinin sırtına yüklenecekti. pfdk, sebatspor yöneticisi şenol bulut ve antrenör olkan yavruoglu'na 1'er ay, masör osman durna'ya da 20 gün "hak mahrumiyeti" cezası verip, dosyayı kapatıyordu.
süper lig'de kalma mücadelesi veren çaykur rizespor'la beşiktaş'ı karşı karşıya getiren maçta gülen taraf karadeniz temsilcisi oldu. serkan'ın ilk yarının kayıp zamanı oynanırken penaltıdan bulduğu golle beşiktaş'ı deviren rizespor, süper lig'de kaldı.
ilk yarı
7. dakikada gelişen çaykur rizespor atağında, saffet'in ara pasıyla ceza alanına giren cem baki'nin şutunda, üst direğe çarparak geri dönen topu beşiktaş savunması uzaklaştırdı. 14'te dakikada cem baki'nin ceza alanına gönderdiği topla buluşan okan'ın vuruşunda, top yan ağlarda kaldı. bu pozisyondan 2 dakika sonra fahri'nin ceza alanı dışından attığı sert şutta, kaleye giden top ronaldo'nun ayağına çarparak kornere çıktı.
22. dakikada orta alandan gelişen beşiktaş atağında, sinan'ın pasıyla buluşan kaan dobra, kaleci murat ile karşı karşıya kaldı. bu futbolcunun vuruşunda, top direğin yanından auta çıktı. 23. dakikada ani gelişen rizespor atağında sol taraftan ceza alanına giren koray'ın pasında topla buluşan serkan'ın şutunda, kaleci ramazan uzanarak topu kornere çelmeyi başardı.
karşılaşmanın ilk yarısının kayıp zamanı oynanırken sol taraftan ceza alanına giren fahri'yi, kaan dobra'nın düşürmesi üzerine maçın hakemi mustafa çulcu, penaltı noktasını gösterdi. penaltı atışını kullanan serkan, topu kaleci ramazan'ın sağından filelere gönderdi: 1-0.
ikinci yarı
46. dakika çaykur rizespor taraftarlarının sahaya attığı konfetiler nedeniyle maçın hakemi mustafa çulcu, maçı yaklaşık 9 dakika durdurdu. sahanın temizlenmesinin ardından karşılaşmaya devam edildi.
52. dakikada sol taraftan ceza sahasına giren saffet'in şutunda, top kalenin yanından auta çıktı. 64. dakikada koray'ın ceza sahası içinde yaptığı ortada, okan'ın rövaşata vuruşunda top kalenin yanından dışarı çıktı. 77. dakikada soldan taraftan gelişen çaykur rizespor atağında, okan'ın ceza sahası dışına ortasında, serkan'ın gelişine vurduğu top, kalenin üstünden dışarı çıktı.
bundan sonraki dakikalarda başka gol olmadı ve maç çaykur rizespor'un 1-0 üstünlüğüyle sona erdi.
stat: atatürk hakemler: mustafa çulcu ***, birol budan ***, tuncay akkın ***
beşiktaş: ramazan **, emre **, ronaldo **, gökhan **, kaan dobra *, ümit aydın *, ahmet yıldırım ** (dk. 59 serdar özkan *), serdar topraktepe *, ibrahim üzülmez ** (dk. 78 ümit atalay *), sinan **, tümer * (dk. 71 ali cansun *)
lucescu'dan ilginç f.bahçe açıklaması! 15 kasım 2013 cuma - 13:53 aa
shakhtar donetsk teknik direktörü mircea lucescu, türkiye'de çalıştığı dönemde fenerbahçe'ye kaybettiği şampiyonluklarla ilgili ilginç bir açıklama yaptı.
ukrayna'nın shakhtar donetsk futbol takımı'nı çalıştıran mircea lucescu, türkiye'de görev yaparken iki şampiyonluğu fenerbahçe'ye karşı kaybettiklerini ve bu konuda kafasında soru işaretleri olduğunu söyledi.
geçmiş yıllarda türkiye'de galatasaray ve beşiktaş'ta görev yapan rumen teknik adam, ukrayna temsilcisinin sağlık sponsoru olan acıbadem fulya hastanesi'nde düzenlediği basın toplantısında, "açıklamalarınızda galatasaray ve beşiktaş'ta başkan değişikliklerinin sıklığını söylediniz. 13 yıldır aynı başkanla devam eden fenerbahçe'nin teklifini neden kabul etmediniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"galatasaray ve beşiktaş hakkında konuştum. onların başkanları ile ilgili görüş bildirdim. fenerbahçe ile ilgili fikrimi belirtemiyorum. ancak iki şampiyonluğu fenerbahçe'ye karşı kaybettiğimizi biliyorum. bu konuyla ilgili kafamda birçok soru işareti var."
yaptığı bu açıklamanın belirsizlik yarattığı ve bunu açması istenen lucescu, şöyle devam etti:
"fenerbahçe'ye karşı tabii ki olumsuz bir şey yok. ben shakhtar donetsk'te yapmak istediklerimi yerine getiriyorum. oradaki atmosfer çok güzel. istediğim şekilde takımı kuruyorum. yenilgiyi hiçbir zaman kabul etmiyorum. her zaman rövanşı bir şekilde almayı severim. fenerbahçe'ye saygım sonsuz. aslan burcuyum. aslan burcu her zaman mücadele etmeyi sever. o zamanlar olanlar kimsenin suçu değil. fenerbahçe'ye karşı olumsuz düşüncem yok. o zamanlar olanlar oldu. ben şu anda istediğim yerdeyim."
"istanbul'da olmak her zaman zevk"
mircea lucescu, basın toplantısında istanbul'a olan sevgisini dile getirdi.
istanbul'a her zaman mutlulukla döndüğünü vurgulayan tecrübeli teknik adam, "burada olmak için her zaman fırsat yaratmaya çalışıyoruz. istanbul, dünyanın en güzel ve en ilginç şehirlerinden bir tanesi. orhan pamuk'un istanbul ile ilgili kitabını okuyan kişinin her defasında buraya sevgiyle döneceğini biliyoruz" şeklinde konuştu.
genç sporcuların eğitiminden geçmesinin önemine değinen mircea lucescu, "ben bunu ukrayna'da yapıyorum. isteseler de istemeseler de benim planlarım doğrultusunda gitmelerini sağlıyorum. bu sabah futbolcularım, ayasofya, sultanahmet ve kapalıçarşı'yı gezmek istemiyorlardı. ben onları zorladım. istanbul'un güzelliklerini görmeleri için onları zorluyorum. bu da genç oyuncuların eğitiminde önemli bir nokta" ifadelerini kullandı.
"uzun süreli planlamaların adamıyım"
türkiye'de futbol sektöründe çalışmanın zorluğuna değinen lucescu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"antrenör burada maalesef kendini güvende hissetmiyor. çok sık başkan değişiyor. galatasaray ve beşiktaş'ta bunu yaşadım. zaferlerden sonra bile iki kere başıma geldi. üçüncü kez başıma gelmesini istemiyorum. o yüzden üçüncü kez olmayabilir. ben uzun süreli planlamaların adamıyım. buradaki planlamalar kısa olduğundan düşünmüyorum. genelde tasarruf adamıyım. başkanlar ise tam tersi, israf ediyorlar. o yüzden anlaşamıyoruz."
dip not: lucescu'nun şampiyonluğu fenerbahçe'ye kaybettiği sezonun son maçı olarak bu maça yazdım.
çaykur rizespor: fahri tatan (dk. 74 gustavo andres victoria rave), mustafa koray avcı, ahmet çağıran, zafer demiray (dk. 90 ünal alpuğan), okan öztürk, serkan özdemir, saffet akyüz (dk. 79 klodian duro), cem baki, murat şahin, kürşat duymuş, gündüz gürol azer
yedekler: murat yiğiter, murat sözkesen, mehmet alper akıcı, adriano barbosa miranda
teknik direktör: ?
beşiktaş a.ş.: emre aşık, ahmet yıldırım [sakatlandı] (dk. 58 serdar özkan), ronaldo guiaro, sinan kaloğlu, ümit aydın, kaan dobra, ibrahim üzülmez (dk. 77 ümit atalay), ramazan kurşunlu, serdar topraktepe, gökhan zan, tümer metin (dk. 70 alicansun begeçarslan)
yedekler: ali rıza sergen yalçın, carlos antonio zago, mustafa uysal
teknik direktör: ?
goller: (1-0) dk. 45 [penaltıdan] serkan özdemir
sarı kartlar: dk. 60 fahri tatan (çaykur rizespor)
mafya yeşil sahada...şike diyalogları polisin dinlemesine takıldı. sedat peker ve adamlarının bazı süper lig takımlarının maçlarına yaptığı müdahale kayıtlara geçti.
mafya yeşil sahada
polisin dinlemesine 'şike diyalogları' da takıldı. sedat peker ve adamlarının samsun, rize, diyarbakır ve beşiktaş maçlarına müdahale ettiği ortaya çıktı
polisin sedat peker grubuna yönelik yaptığı telefon dinlemelerine şike konuşmaları da takıldı. peker grubunun geçen sezon süper lig'de düşme hattındaki takımların maçlarında büyük etkileri olduğu, konuşmalarda yer aldı.
dinleme kayıtları; samsunspor, akçaabat sebatspor, rizespor, diyarbakırspor ve beşiktaş maçlarına müdahale edildiği izlenimi veriyor.
kayıtlara göre, peker grubu, 14 mart 2004'te oynanan diyarbakır - samsunspor maçının sonucunu belirlemek için girişimde bulundu. olgun peker, maç öncesi görüştüğü bir kişiye, diyarbakır maçı için göksel ile (samsunspor kalecisinin adı da göksel) görüştüğünbelirterek, 'diyarbakır'a golü serkan atacak. haftaya yine diyarbakır'da çok film dönecek' diyor. samsunspor, diyarbakır'ı 3 - 1 yeniyor. ilk golü de 8. dakikada serkan atıyor. ( https://macanilari.com/14...rspor-200320042507--.html)
saffet'le bağlantınız var mı?
trabzon - diyarbakır maçı öncesinde de telefon trafiği işliyor. trabzonlu zeki mazlum'u 22 nisan'da arayan olgun peker, 'diyarbakırspor başkanı, reis'in dostudur. reis, havalimanında iyi bir karşılanma istiyor. başkanı iyi karşılayın, iyi ağırlayın' diyor. mazlum da, 'abi tamam. sen merak etme. bir şey soracağım. rizesporlu saffet'le bağlatımız var mı? bir maçla alakalı görüşmemiz lazım' diye konuşuyor. ( https://macanilari.com/24.nisan.2004_2003-2004.sezonu.super.lig.31.hafta.maci.trabzonspor.2-0.diyarbakirspor-200320043105--.html)
spor basını, saffet'in de oynadığı bu maçta rizelilerin akçaabat sebat'ın kazanması için maça asılmadığını yazdı. rizespor da bu maçtan sonra düşme hattına girdi.
peker grubunun, düşme tehlikesi yaşayan rizespor için de devreye girdiği konuşmalara yansıyor. 15 mayıs 2004'te oynanan rizespor - beşiktaş maçı sonrası peker'in kardeşi vedat peker, bir kişiyle konuşmasında '11 numara sinan (beşiktaşlı sinan) gol atmak için oynadı. o herife çok kızdım. onun sülalesini s...ceğim' diyor. maçı 1 - 0 rizespor kazanıyor. basın beşiktaş'ı mücadele etmediği gerekçesiyle eleştiriyor. ( https://macanilari.com/15.mayis.2004_2003-2004.sezonu.super.lig.34.hafta.maci.caykur.rizespor.1-0.besiktas-200320043402--.html)
16 mayıs 2004'te 'ahmet' isimli bir kişi, kazım alemdağ'a, 'vedat peker, rizeli futbolculara kümede kaldıkları için 50 milyar verdi' şeklinde konuşuyor. aynı gün, 'ali' isimli bir kişi yaşar durmuş'la konuşmasında, 'rizespor'un düşmemesi için elimizden geleni yaptık. beşiktaşlı futbolcular da bize yardım etti. sedat peker bu işi halletti' diyor.
diyarbakır müftüsü
18 mart 2004'te olgun peker, bir kişiyle konuşmasında, 'istediğimiz hakemi tayin ettiremedik. o köyün müftüsü diyarbakır'da müftü olacak' (hakem kuddusi müftüoğlu'nu kastediyor) diye konuşuyor.
14 mart 2004, saat 12.01. olgun peker, x şahısla konuşuyor:
peker: samsun - diyarbakır maçı için göksel ile görüştüm. diyarbakır'a golü serkan atacak.
18 mart 2004, saat 22.18. olgun peker ile x şahıs görüşüyor:
peker: istediğimiz hakemi tayin ettiremedik. o köyün müftüsü diyarbakır'da müftü (hakem kuddusi müftüoğlu) olacak.
4 mart 2004, saat 22.28. haşmet isimli bir kişi ile olgun peker görüşüyor:
haşmet: galatasaraylıları gördün mü nasıl oynadılar?
peker: kel i.. (sinan engin'i kastedi- yor) sizi kandırmasına izin vermeyin, 87. dakikaya kadar küfür ettim. allahtan penaltı oldu.
22 nisan 2004, 21.34. olgun peker ile zeki mazlum konuşuyor:
peker: diyarbakırspor başkanı reis'in dostudur. reis havalimanında iyi bir karşılanma istiyor. başkanı iyi ağırlayın.
mazlum: abi tamam. merak etme. rizesporlu saffet ile bağlantımız var mı? maçla alakalı görüşmeliyiz. peker: (kızıyor) onunla konuşuruz. telefonda bu işleri yapmayın.
sergen evladımız
10 mayıs 2004, 13.15. x şahısla vedat peker'in telefon görüşmesi:
x: teşvik primiyle ilgili rahatsızlık duyuyorum. reis'le görüşmek istiyorum. bursaspor, beşiktaş'a prim yollamış. sergen'i çağıracaksın 'iş bitecek' de, sergen evladımız değil mi?
vedat peker: hiçbir yere prim yollamayın. sadece bana para getirin, sorumlusu benim.
16 mayıs 2004, 10.21. ahmet isimli bir kişi ile kazım alemdağ görüşüyor:
ahmet: vedat peker rizeli futbolculara kümede kaldıkları için 50 milyar verdi.
16 mayıs 2004, 13.13. ali isimli bir kişiyle yaşar durmuş görüşüyor:
ali: rizespor için elimizden geleni yaptık. beşiktaşlılar da yardım etti. sedat peker bu işi halletti.
federasyon kulisi!
21 temmuz 2004, 16.30. sedat peker ile atilla yıldırım görüşüyor:
yıldırım: federasyon başkanlığı seçimleri için ankara'ya geçeyim mi?
peker: gerek yok. başımıza sıkıntı almayalım. bize 'müdahale ediyorlar' derler.
21 temmuz 2004, 22.12. sedat peker ile olgun peker görüşüyor.
sedat peker: oğlum o davut'a (dişli) ilettiğim not ne oldu, halloldu mu?
olgun peker: iki liste oluyor ya, bir kendi kurul, bir de o dediğiniz liste, o liste öbür taraftan seçilmiş.
23 temmuz 2004, 02.20: sedat peker ile eniştesi olan, sivasspor başkanı mecnun odyakmaz konuşuyor:
peker: davut gil kazanmış
odyakmaz: evet 26 farkla kazandılar. 14 kişi daha dönseydi. mehmet abi kazanacaktı (mehmet ali yılmaz'dan bahsediyor).
peker: sen her iki tarafla da görüştün mü, yani bizim bu olayda taraf olmadığımız yönünde, ama mehmet abi'ye daha yakın olduğumuz yönünde.
rize indirim yaptı süper lig'de kalma mücadelesi veren rizespor'dan beşiktaş maçına büyük damping. rizespor, bu maç için numaralı tribün biletlerinin 2 milyon, numarasız tribün biletlerinin ise 1 milyon liradan satışa çıkarıyor. karadeniz ekibi, en en son büyük takımlar içinde fenerbahçe ile yaptığı maçta, bilet fiyatlarını 10-15 milyon lira olarak belirlemişti.
rize'deki randevuya eksik bir kadroyla çıkan beşiktaş, serkan'ın penaltı golüyle mağlup oldu. yılbaşında 'şampiyon' gözüyle bakılan siyah-beyazlılar, sezonu arka arkaya 4 yenilgiyle bitirdi.
ocak ayında ligin ilk yarısı bittiğinde hemen hemen herkesin gözünde şampiyon olan beşiktaşlı futbolcular, ikinci yarıdaki tepe takla gidişin ardından "bitsin artık bu çile" diye iç geçirdikleri 2003-04 sezonunun son maçında da rize'ye yenildi ve finişi üst üste 4 mağlubiyetle yapmış oldu. karşılaşma öncesi rize'de ilginç olaylar vardı. beşiktaş'ın kaptanı sergen uçakta birkaç futbolcu ile basın toplantısı yapacaklarını söylemişti. ama söylenen saatte gazetecilerin karşısına haşmet bedii kürüm çıktı ve "maçla ilgili şike, teşvik söylentileri var. biz sahaya çıkıp futbolumuzu oynayacağız" dedi.
aman uyanmasınlar! cordoba ve giunti'nin "formalite" diyerek gelmeye bile gerek görmedikleri rize deplasmanında tribünde taraftarlar, sahada rizeli futbolcular siyah- beyazlıları içinde bulundukları hedefsiz ve rahat hallerinden uyandırmamak, hırslandırmamak için büyük gayret sarf ettiler. hatta uzatma dakikalarında gürol'un ali cansun'la tartışmasında takım arkadaşları bile gürol'a "n'apıyorsun" diye çıkıştı. 7. dakikada saffet'in ara pasında ceza alanına sağdan giren cem baki'nin çektiği şutta üst direğe takılan evsahibi ekip, ilk yarıda geliştirdiği ataklarda genç kaleci ramazan'ı aşmakta zorlandı. 15. dakikada fatih'in, 23'te serkan'ın ve 24'te okan'ın vuruşlarında beşiktaş kalecisi ramazan topu kornere atarak gole izin vermedi. tribünlerin saç-baş yolmaya başladığı ilk yarının uzatma bölümünde hakem mustafa çulcu'nun çaldığı penaltı ve serkan'ın 11 metreden fileleri bulması ile rizeliler soyunma odasına bayram yaparak gitti. mücadelenin ilk 45 dakikasını rize önde geçti.
14 dakikalık geciktirme ikinci 45 dakikanın akılda kalan en önemli olayı ise başlarda sahaya atılan konfetiler ve meşalelerdi. rize taraftarları her iki yarıda aynı yolla toplam 14 dakikalık bir gecikmeye yol açmayı başardılar! böylece ligde kalma yolundaki rakiplerinin maçlarının kendi maçlarından daha erken bitmesi amaçlarına da ulaşmış oldular. 90 dakika boyunca tek ciddi atağını 20. dakikada kaan dobra ile yapan siyah- beyazlılar, çaykur rize kalesini bulan tek şut bile çekmedi. bu sonuçla karadeniz ekibi ligde kaldı.
beşiktaş'ta son sezonunu geçiren teknik direktör lucescu'nun, rize yolculuğu öncesinde ümraniye tesisleri'nde eşyalarını topladığı ve kaleci antrenörü datcu ile vedalaştığı bildirildi. rumen teknik adamın, vatandaşı datcu'ya "gideceğim takımda seninle çalışma durumum" yok dediği öğrenildi. bu arada rumen teknik adam, 1995-96 sezonunun sonunda daum'un beşiktaş'ının üst üste 5 yenilgilik kabusunu az daha tarihe gömecekti ama sezon sonu lucescu'nun imdadına yetişti. tecrübeli teknik adam, bugün fransa'ya gideceğini belirterek, "brescia başkanı ameliyat olacak. onun yanına gideceğim" dedi.