sonuç olarak, seyir zevki olarak, mücadele olarak... hayatım boyunca izlediğim en güzel ilk 3 maça girecek olan maçtır. deli gibi yağmur yağmasına rağmen her iki takımında inanılmaz mücadelesine sahne olan maçtır. maçı yorumlayan ömer üründül'ün maç boyunca "inanılmaz maç oluyor" diye tekrarladığı maçtır. maçı izlemiş olan bir sürü farklı takım taraftarının izlemekten mutluluk duyduğğu maçtır. gençlerbirliği'nin 2-0 öne geçtiği, beşiktaşın ya da ilhan mansız'ın maçı bırakmayıp 2-2 yaptığı ama gençler'in 1 dakika sonra tekrar öne geçtiği, mansız'ın tekrar beraberliği yakalayıp maçı uzatmaya götürdüğü ama gençler'in altın golle tur atladığı maçtır. çok koyu beşiktaşlı olan eniştemin maç 3-3 olduktan sonra "valla helal olsun süper maç oldu. bundan sonra kim kazanırsa kazansın üzülmem" dediği maçtır. daha 1 ay önce trt3'de 90 dakikasını "tekrardan" soluksuz izlediğim maçtır. her düşündüğümde o gençlerbirliği'ni tekrar sahada görmek istediğim maçtır.
22. dakikada yasin'in pasıyla ahmet dursun kaleciyle karşı karşıya kaldı. kaleci gökhan, ahmet dursun'dan önce müdahale ederek topu taca attı.
25. dakikada pancu'nun sağdan ortaladığı topa, ceza alanı içinden ilhan sert vurdu. kaleci gökhan topu kornere çeldi.
26. dakikada ceza alanının hemen önünde veysel'in pasında topu önünde bulan ahmet hassan, düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı beşiktaş filelerine gönderdi: 0-1
28. dakikada philip'in uzak mesafeden sert şutunda, meşin yuvarlak yandan auta gitti.
35. dakikada philip'in kullandığı korner atışından gelen topu deniz kafayla arkaya aşırttı. arka direk dibindeki el saka rahat bir vuruşla topu boş kaleye gönderdi: 0-2
gençlerbirliği maçın ilk yarısını 2-0 önde tamamladı.
beşiktaş ikinci yarıya maldarasanu'nun yerine kaan dobra'yı alarak başladı.
46. dakikada pancu topuk pasıyla topu ilhan'ın önüne bıraktı. sağ çaprazda kaleci gökhan ile karşı karşıya kalan ilhan, düzgün bir vuruşla topu filelere gönderdi: 1-2
50. dakikada ilhan'ın pasında topla ceza alanına giren serdar'ın sert şutunda, meşin yuvarlak yandan auta gitti.
54. dakikada kaan dobra'nın pasında topla buluşan ahmet dursun sert vurdu. top, kaleci gökhan'da kaldı.
56. dakikada thomas'ın soldan kullandığı korner atışında, savunmanın müdahale edemediği topu önünde bulan ahmet hassan, kötü bir vuruşla meşin yuvarlağı auta attı.
57. dakikada beşiktaş'tan serdar sarı kart gördü.
58. dakikada beşiktaş'ta ahmet dursun'un yerine nouma oyuna girdi.
60. dakikada ilhan'ın kafa pasıyla nouma, kaleci gökhan ile bir anda karşı karşıya kaldı. topla birlikte ceza alanına giren nouma, aşırtma bir vuruş yaptı. önce kaleci gökhan topa müdahale etti, ardından savunma tehlikeyi uzaklaştırdı.
62. dakikada pancu'nun ortasında topla buluşan nouma'nın kafa vuruşunda, meşin yuvarlak az farkla yandan auta gitti.
gençlerbirliği'nden 70. dakikada serkan, 73. dakikada da kaleci gökhan sarı kart gördü.
79. dakikada sol kanatta el saka'dan topu kapan ilhan, ceza alanına kadar indikten sonra çaprazdan sert bir vuruşla meşin yuvarlağı kaleci gökhan'ın yanından ağlarla buluşturdu: 2-2
80. dakikada filip'in soldan ortaladığı topla ceza alanında buluşan ahmet hassan, pasını veysel'e aktardı. veysel yakın mesafeden yaptığı yerden bir vuruşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi ve takımını yeniden öne geçirdi: 2-3
81. dakikada gençlerbirliği'nden thomas sarı kart gördü.
82. dakikada beşiktaş'tan ahmet yıldırım ikinci sarı kartını görerek kırmızı kartla oyun dışında kaldı.
86. dakikada bir faul pozisyonu sonrası iki takım oyuncuları arasında gerginlik yaşandı. maçın hakemi ismet arzuman, gençlerbirliği'nden thomas'a ikinci sarı kartını gösterdi ve thomas kırmızı kartla oyun dışında kaldı. arzuman, beşiktaşlı nouma'yı da doğrudan kırmızı kartla oyun dışında bıraktı.
90. dakikada gençlerbirliği'nde youla'nın yerine nihat oyuna dahil oldu.
90+ maçın uzatma dakikaları oynanırken, kaan dobra'nın pasında ceza alanı önünde topla buluşan ilhan, güzel bir vuruşla meşin yuvarlağı bir kez daha gençlerbirliği filelerine göndererek beraberliği sağladı: 3-3 bu golle normal süre berabere sonuçlanınca, maçta altın golün uygulanacağı uzatma bölümüne geçildi.
95. dakikada gençlerbirliği'nde okan'ın yerine mbayo oyuna girdi.
98. dakikada ümit'in şutunda, savunmadan seken topu önünde bulan veysel'in çaprazdan vuruşunda, meşin yuvarlak yandan auta gitti.
101. dakikada kaan dobra'nın pasında kaleciyle karşı karşıya kalan ilhan, kötü bir vuruşla meşin yuvarlağı auta attı.
103. dakikada topla ceza alanına giren youla'nın vuruşunda, top kaleci cordoba'da kaldı.
104. dakikada gençlerbirliği'nde deniz'in yerine mustafa oyuna girdi.
ilk uzatma devresinde gol olmadı.
ikinci uzatma devresinin başında, altın golü bulan takım gençlerbirliği oldu. 106. dakikada mbayo'nun sağdan ortasında, altıpasta veysel kafayla topu filelere göndererek takımını 4-3 öne geçirdi.
gençlerbirliği, bu altın golle beşiktaş'ı kupanın dışına itti ve yarı finale yükseldi.
beşiktaş : oscar eduardo cordoba arce, tolga doğantez (dk. 38 serdar topraktepe), ronaldo guiaro, carlos antonio zago, constantin marius maldarasanu (dk. 46 roman dobrowski “kaan dobra”), tayfur havutçu, daniel gabriel pancu, yasin sülün, ahmet yıldırım, ahmet dursun (dk. 58 pascal olivier nouma), ilhan mansız
teknik direktör : mircea lucescu
gençlerbirliği : gökhan tokgöz, abd el-zaher el-saka, ümit bozkurt, deniz barış (dk. 104 mustafa gürsel), okan koç (dk. 95 marcel kibemba m'bayo), serkan balcı, thomas gregor zdebel, ahmed hassan kamel, filip daems, souleymane youla (dk. 90 nihat baştürk), veysel cihan
gençlerbirliği'nin mücadele gücünün yüksek olduğu maçlardan birisiydi. maçın başlama vuruşundan itibaren takımın her futbolcusu "bu maçı kazanmaya geldik" diye bas bas bağırıyordu resmen. maç kaybedilebilirdi de. çünkü düello misali, bir gençlerbirliği hamle yapıyordu bir beşiktaş. ama önemli olan o inancı görmekti. çok zevk almıştım o akşamki futboldan. maçtan sonra evde ufak çapta bir kutlama yapmıştık.
televizyondan maçı yorumlayan ömer üründül'ün son 10 yıldır böyle bir maç izlemedim dediği her iki takımın da açık oynayıp saldırınca nasıl bir seyir zevki ortaya çıkarabileceğini ispatladığı hala unutamadığım bir maç.
ilhan mansız, beşiktaş dergisi'nin kasım ayı sayısında yer alan röportajında, beşiktaş'ta forma giydiği dönemde unutamadığı maçla ilgili bir soruya şöyle yanıt verdi: ''gerek pozitif gerek negatif olarak unutamadığım birçok önemli maç var tabii ki. büyük beşiktaş taraftarının desteğini arkamıza aldığımız çok önemli maçlarımız vardır. unutamadığım maçlar arasında ilk aklıma gelen inönü;de gençlerbirliği ile oynadığımız ve uzatmalarda 4-3 mağlup olduğumuz kupa maçıdır. chelsea'yi 2-0 yendiğimiz maçı da unutamam. o maçta ikinci sarı kartı görüp, oyundan atılmıştım. eğer maçı kötü bir sonuçla bitirmiş olsaydık, sonuçlarının neler olabileceğini o an düşünmek bile istemiyordum. dediğim gibi birçok iyi-kötü anılarım var. ama skor açısından kötü olan maçlar çok azdır.''
kuzenlerimin beni ziyarete geldiginde tüm kuzenlerimin ve benim büyük bir keyif alarak izledigimiz beşiktaş-genclerbirligi kupa mücadelesidir.mac bittikten sonra ancak birbirimizin hatırını sorabilmiştik
bu maçın ardından ankara'ya gelen gençlerbirliği kafilesini taşıyan otobüse ankaragücü taraftarlarınca taş atılmıştır.
saldırı muhtemelen, bu maçtan 4 gün sonra ankaragücü ile "deplasmanda" oynanacak olan maç için bir nevi gözdağı verme çabasıdır.
ilgili maçta ankaragücü yönetimi bilet fiyatlarını çok yüksek tutmuş ve gençlerbirliklilerin gelmesini engellemiştir. maç çok gergin bir havada oynanmış ve mutlu çelik'in bariz "taraflı" yönetimi ile gençlerbirliği 31. dakikada 9 kişi kalmış ama maçı kazanmayı bilmişti. maçtan önce cavcav'ın protokolde yaptığı el hareketi de uzun süre gündemde yer almıştı...
bu gerginliğin sebebi ise, sezon başında ankaragücü teknik direktörü ersun yanıl'ın gençlerbirliği'ne gelmesi idi...
eskişehirspor teknik direktörü ersun yanal, gençlerbirliği'ni çalıştırdığı dönemde beşiktaş ile inönü stadı'nda oynadıkları kupa maçında yedek kulübesindeki bir anısını anlattı.
eskişehirspor'un tecrübeli teknik direktörü ersun yanal, eskişehirspor'da gerçekleştirmek istediği hedefleri açıkladı.
ersun yanal, aa muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk döneminde herkes gibi mahallede top oynayarak futbol hayatının başladığını kaydetti. çocukluğunda futbol oynarken diğer çocuklardan daha farklı bir hisse kapıldığını ifade eden yanal, "çocukluğumda sokak arasında futbol oynarken, benim işimin teknik direktörlük olduğunu hissetmiştim. oynamaktan çok, oyunu planlamak ilgimi çekiyordu" dedi.
inönü stadı'nda tarihi anısı
yanal, spor yaşantısında saymakla bitmeyecek kadar çok anısının olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"mesela gençlerbirliği'nin başındayken, inönü stadı'nda beşiktaş ile bir kupa maçımız vardı. biz zaten çok iyi bir takımdık ve kupayı çok istiyorduk. fakat beşiktaş'ın da yüzüncü yılıydı ve herşeyi istiyorlardı. yağmur altında müthiş bir maç oldu. bir ara kulübedekiler, 'hocam bu ilhan'a bir tedbir almayacak mısın?' diye sızlandılar. 'seyredin, böyle bir maçı bir daha bulamayabilirsiniz' dedim. ilhan müthiş bir direnç sergilemiş, bize üç gol atmıştı ama altın golle turu geçmiştik."
"eskişehirspor'un teklifini severek kabul ettim"
yanal, istanbul kulüplerinde bir teknik direktör krizi baş gösterdiğinde, sosyal medya hemen "ersun yanal" adının zikretmeye başladığını belirterek, bunun kendisine gurur verdiğini ancak ideallerinin daha farklı olduğunu vurguladı.
denizlispor, ankaragücü, gençlerbirliği gibi kulüplerde çalıştığını anımsatan yanal, "anadolu'ya şampiyonluk tattırmış olan trabzonspor'da çalıştım. eskişehirspor da, anadolu futbolunda ihtilal başlatmış olduğu için sempatik bulduğum bir camiaydı. neticede onların iddiasıyla benimki paralellik gösteriyordu. devre arasında teknik direktörleri ayrılınca teklif geldi. severek kabul ettim" diye konuştu. yanal, türk futbolunun köklü bir reforma ihtiyacının olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"reformlar iki türlü gerçekleşebilir. birincisinde yeterince güçlü bir merkezi otorite, reform ihtiyacını duyar ve yukarıdan aşağıya müdahalelerle sistemi reforma tabi tutar. ikincisinde ise sistemin içindeki aktörlerin biri veya birkaçı istikamet değiştirir. başarılı olurlar ve sistem bu modellere göre kendisine çeki düzen verir. ilki daha kolay görünse de, milli takımda görev yaptığım süre içerisinde bunun türkiye'de başarılmasının güç olduğunu yaşayarak gördüm. bir defa türkiye futbol federasyonu hiçbir zaman zannedildiği kadar güçlü olmuyor. çünkü birbirleriyle rekabet halindeki birkaç odağın muazzam etkileri var. dolayısıyla ikinci yolu denemek zorundayız. kısıtlı bütçeleri verimli kullanarak, kendi çocuklarımızı yetiştiren ve aynı zamanda da sportif başarı sağlayan bir model oluşturmamız gerekiyor. futbol sadece istanbul kulüplerinin tekelindeyken başkaldırarak bütün anadolu'ya cesaret vermiş ve model olmuş eskişehirspor'u bu açıdan cazip kılıyor. amacımız, türk futbolunun ihtiyaç duyduğu, bütçe disiplinine sahip ama başarılı bir takımı oluşturup model olmak. eskişehirspor'un hedefleri de aynı. zaten bu yüzden bir aradayız. sezonu en azından şimdi olduğumuz yerde bitirmemiz gerekiyor. kupada kendimizi göstermemiz, seyircimizi heyecanlandırmamız lazım."
"eskişehirspor ile aramda bir doku uyumu oluştu"
eskişehirspor'un ligin en fazla gol ve şut atan, en fazla pas yapan takımlarından olduğuna işaret eden yanal, şöyle devam etti:
"eskişehirspor'un parlak günlerinde özelliği böyle bir şeydi. mesela şampiyon takımlar bile o kadar gol atamamışken, lig sıralamasında ikinci olan eskişehirspor, 30 maçta 60'tan fazla gol atmıştı. ben, eskişehirspor'un başına geçtiğimde, takımın klasmandaki yeri oldukça iyiydi. fakat oynanan futbol, 1-0'lık skorlar, eskişehirspor seyircisini tatmin etmiyordu. benim futbol anlayışımın da böyle olduğunu, daha önce görev yaptığım takımlardan bilirsiniz. dolayısıyla bu konuda da eskişehirspor ile benim aramda bir doku uyumu oluştu."
eskişehirspor'un teknik direktörü yanal, taraftarın takımını 3'üncü ligde bile yalnız bırakmadığını hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"takıma ve taraftara çok da yakışmayan bir stadımız olduğu halde, yağmur çamur demeden takımlarını destekliyorlar. elbette her takımın taraftarının arasında olduğu gibi, eskişehirspor taraftarı arasında da uyumsuz gruplar var. fakat coşkulu ve futbolu bilen bir taraftarımız var. eğer futbolcuların elinden geleni yaptığını görüyorsa, netice istediği gibi olmasa da coşkusunu ve desteğini esirgemiyor. bu, elbette iyi futbol oynamak isteyen bir takım için büyük avantaj."
bir maç günü hasta olmak tüm büyüyü bozuyordu aslında. iyi bir maç olurken hasta yatıp yarı izleyememek nasıl bir şeydi çok iyi biliyordum.
yaklaşık 11'yaşında olan bir çocuk için bunlar birazcık ağır olabilirdi. o zamanlar başka takım tutan ben 22 yaşımda daha iyi anlıyordum. ve mehmet ali-onur abilerden almak istedğim formaların o günlerde ne başarılar olduğunu sadece sitelerden ve hayal meyal izlediğim maçlardan hatırlayacağım.
güzel günlerdi onlar, çok güzel. ama şimdi ne kadrodan ne de o başarılı günlerden haberimiz olacaktı. neyse. biraz edip akbayram dinleyip mavi gözlü dev'i bir kez daha güzel yad edeceğim zamana geldim. güzel günler göreceğiz çocuklar...
beşiktaş a.ş.: oscar eduardo cordoba arce, tolga doğantez (dk. 36 serdar topraktepe), tayfur havutcu, ahmet yıldırım, ronaldo guiaro, yasin sülün, ahmet dursun (dk. 56 pascal olivier nouma), constantin marius maldarasanu (dk. 46 kaan dobra), daniel gabriel pancu, ilhan mansız, carlos antonio zago
yedekler: selahattin göksel gencer, tamer tuna, ali eren beşerler, zafer demiray
teknik direktör: ?
gençlerbirliği: gökhan tokgöz, filip daems, abdel zaher ahmed mohamed hassan elsaka, ahmed hassan kamel, thomas gregor zdebel, souleymane youla (dk. 89 nihat baştürk), ümit bozkurt, okan koç (dk. 90+4 marcel mbayo kibemba), deniz barış (dk. 90+10 mustafa gürsel), serkan balcı, veysel cihan
yedekler: hasan sönmez, ömer topraktepe, hikmet murat salar, bülent karaman
spiker: önemli bir maç 28 nisan 2003 bir gazete başlığı var, “gençler yaşlandı.” 3-3 biten altay - gençlerbirliği maçı. bu kırılma anınızdan birisi.
ersun yanal: kırılma anımız!
spiker: çünkü bitime 6 hafta kala beşiktaş 67, galatasaray 66 ve üçüncü gençlerbirliği 63 puanda. ve oynanacak maçlar var, beşiktaş’ı da evinizde ağırlayacaksınız. o maçtan sonra öyle bir şey oluyor ki, ilginç bir şekilde puan kaybıyla sonuçlanıyor ve bir anda kırmızı-siyahlı takımda fiş çekilmiş gibi peş peşe maçlar kaybediyor. o takımda ne değişti hocam o maçtan sonra.
ersun yanal: 2-0 öndeyiz. çok kolay bir maç kaybettik. o gün dayak yedik. bence türk futbolunda sorgulanması gereken maçlardan bir tanesidir. şartlar ve koşullar, futbolun kendi içindeki adaletin için uygun olmadığını düşünüyorum hala öyle! çünkü maç bittikten sonra soyunma odasında oyuncuların oyunu bırakıp çöktüğünü çok iyi gördüm. mesela bir tanesi maçta ısınmak için kulladığımız topları sadece duvara vuruyordu. bam, bam… yani kitlenmiş o maçı kaybetmenin getirdiği etkiyle topu vuruyordu duvara. belki var olsa o sezon şampiyon olurduk.
spiker: o sezon beşiktaş’ın 100. yılı.
ersun yanal: var olsa biz şampiyon olurduk. daha sonra içeride oynadık, maçın başında thomas atıldı. adanaspor’a kaybettik. beşiktaş maçında yine eksik kaldık. ve sonucu alamadık.
spiker: talihsizliğe mi bağlıyorsunuz hocam?
ersun yanal: talihsizlik değil. o zaman ki konjektörün acımasızlığna bağlıyorum.
spiker: yoksa gençlerbirliği’nde bir şampiyonluğunuz olabilirdi hocam.
ersun yanal: olurdu! çok iyi bir kadroydu, iyi de futbol oynuyordu. bence ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biriydi. bence takımıydı! bizim bir beşiktaş maçı var o dönemden hatırlar mısın bilmiyorum?
spiker: o dönemin aşağı yukarı hepsini hatırlarım hocam.
erun yanal: beşiktaş’ı 4-3 yendiğimiz maç.
spiker: evet.
ersun yanal: bence türkiye liglerinin en iyi maçlarından biridir o maç. hatta güzel bir anımı anlatayım. sevgili mesut bakkal, “hocam maç gdiyor” dedi. 2-0 öndeyiz, 2-2 oldu. 3-2 öne geçtik. 3-3 oldu maç gidiyor. biraz tipi var hava soğuk. “maç gidiyor ne yapalım?” falan. otur dedim ya böyle güzel maçı nerede seyredeceğiz. bırak herkes özgür şu maçın güzelliğine bak. maçı izleyelim demiştim.
spiker: o takım harika bir takımdı. hatırlıyorum. belki herkes beşiktaş’ın 100. yıl kadrosunu, fenerbahçe’nn 2013-2014 kadrosunu ezbere sayabilir ama o dönemin gençlerbirliği kadrosu da sayılan kadrolardan biridir.