bu maçı calıştıgım işyerimin deposunun yanında bulunan oto tamircisi erol"ustanın dükkanında izledim.türkiye kupası final macı gündüz saatlerinde oynanmıştı ve erol usta gol odukca tamir etmeye calıştıgı otomobilin altından kafasını cıkartıp ekrandan golün tekrarını izliyordu.ve her golden sonra vaybe süper mac oluyor deyip gene tamir etmeye calıştıgı otomobilin altına giriyordu.
bu maca galaatasaray yedek agırlıktı cıkmıştı cünkü bir kac gün sonra danimarkanın başkenti kophanagen"in parken stad"ında arsenal"ile uefa kupası final macına cıkacaktı.
mac bitti ve galatasaray antalyasporu yenerek türkiye kupasını almıştı ve aynı zamanda erol usta tamir etmeye calıştıgı otomobilin altında cıktı. ve bize sordu yahu allah aşkına söyleyin bu mac kac kac bitti diye macın skorunu bize soruyordu.
her gol oldugunda konsantrasyonunu kaybettigini ve bir gol sonrası bir vidayı kaybettigini vidayı cok aradıgını ve o arada bir gol daha oldugunu golün tekrarını izlemek icin kafasını dışarı cıkartıgı bir sırada vidayı bizim ayaklarımızın altında buldugunu söylmişti
mehmet ali gökaçtı'nın "bizim için oyna": türkiye'de futbol ve siyaset kitabından;
kürt sorunu ve futbol: diyarbakırspor örneği
1980 sonrasında ülkenin gündeminde yer edinmiş her türlü sorunun çözümü ya da en azından etkisizleştirilmesinde futbol hep devrede olmuştu. futbol, kitlelerin dikkatinin herhangi bir "sorun"dan başka yerlere çekilmesi için uygun araçtı. 1980lerin ikinci yarısından itibaren gitgide ağırlaşan kürt sorununun "etkisizleştirilmesi" bağlamında da futbol devreye sokulmakta gecikmeyecekti.
(...)
2001 yılına değin hemen her sezon play-off mücadelesi yapan diyarbakırspor, 1996'da olduğu gibi hedefe birkaç kez çok yaklaşmışsa da, son adımı bir türlü atamamış ve birinci lig in kapısından geri dönmüştü. 2000 yılındaysa "hava"da önemli bir değişiklik vardı. siyasal ortama bakıldığında, 2000lere gelindiğinde pkk askerî açıdan önemli ölçüde etkisizleştirilmiş, örgütün lideri abdullah öcalan yakalanmıştı. bu fırsattan istifade ederek bölgede her anlamda bir kalkınmanın ve yenilenmenin hayata geçirilmesi vakti geldiğini söyleyenler vardı. her ne kadar bölgenin kronikleşmiş sorunlarına, her şeyden önce kimlik sorununa kalıcı çözümlerin getirilmesine hiçbir şekilde yanaşılmamışsa da sağlanan nispi güvenlik ve istikrar sonucunda yatırımlar yapılmaya başlamış, turizm gelişme yoluna girmişti. diyarbakırspor'un birinci lig'e bir türlü çıkamaması, bu konjonktürde göze batıyordu. 2000 sezonundaki türkiye kupası finalinin diyarbakır'a alınması, bir tür "göz kırpma" anlamı taşıyordu. gece maçı oynanma imkânı olmaması ve stadın pek çok altyapı eksiği olmasına rağmen galatasaray ile antalyaspor arasındaki finalin diyarbakır'da oynatılması, bir "jest"ti. galatasaray'ın uefa kupası şampiyonluğu'na uzanarak "milli" bir başanya imza atmak üzere olduğu o günlerde, "terörün bittiği" ve "normalleşildiği" mesajı verilmek isteniyordu.
medical park antalyaspor: adnan karahan, burhan saatcioğlu, nuri kamburoğlu, gochopetkov guintchev, kamil çakır, zafer demiray, mustafa gürsel, fazlı ulusal [sakatlandı] (dk. 63 mame adama gueye), şenol yavaş (dk. 90+7 ahmet sönmez), vedin musiç, dursun karaman (dk. 65 maurizio gaudino)
yedekler: cüneyt aydoğan, toprak kırtoğlu, faruk karaca, muhamet akyaycı
teknik direktör: ?
galatasaray a.ş.: kerem inan, ümit davala, carlos alberto de oliveria, gheorghe popescu (dk. 90+5 mehmet yozgatlı), ahmet yıldırım, arif erdem (dk. 46 mandinga dos santos marcio), okan buruk, ergün penbe, hakan şükür, gheorghe hagi (dk. 80 hasan gökhan şaş), hakan ünsal
yedekler: mehmet bölükbaşı, fatih akyel, eyüp kaymakçı, emrah eren
sarı kartlar: dk. 58 kamil çakır, dk. 72 mustafa gürsel (medical park antalyaspor) dk. 73 mandinga dos santos marcio, dk. 74 gheorghe hagi (galatasaray a.ş.)
türkiye kupası'nın 38. sezonu olan türkiye kupası 1999-00 sezonunun şampiyonunun belirlendiği final maçıdır. 3 mayıs 2000 tarihinde galatasaray ile antalyaspor arasında diyarbakır atatürk stadyumu'nda oynandı. normal süresi eşitlikle biten maçı uzatmalarda bulduğu gollerle kazanan galatasaray, 13. kez türkiye kupası'na sahip oldu.
2000 uefa kupası finalinden tam 2 hafta önce diyarbakır'da türkiye kupası finaline çıkıyor galatasaray.. uefa kupası belgeselinde fatih terim'in futbolcularını azarladığı maç hani.. kolay değil akıllar kopenhag'da bedenler diyarbakır'da.. ikisi de final.. ilki diyarbakır'dan..
pirlo, fatih terim'i yerden yere vurdu 19.06.2016 pazar 18:28 | cnnturk.com.tr
italyan futbolunun efsane ismi andrea pirlo'nun otobiyografisinde fatih terim'e ayırdığı bölüm dikkat çekti.
1. terim'i taktiksel bilgisizlikle suçladı
futbol hayatını amerikan ekiplerinden new york city fc'de sürdüren italyan efsanesi andrea pirlo'nun 'ı think therefore ı play' isimli otobiyografisi satışa çıktı. futbolculuk kariyerini anlattığı kitapta pek çok tanıdık isimden bahseden pirlo'nun fatih terim'e ayırdığı kısım ise oldukça dikkat çekiciydi. terim'in milan'ın başında olduğu dönemde deneyimli teknik adamla çalışan pirlo, terim'i taktiksel bilgisizlik ile suçlarken, motivasyonunun ise güçlü olduğu yorumunu yaptı. gol.com'dan m.can ünlü, pirlo'nun kitabından fatih terim hakkındaki sözleri derledi.
2. "kurallara alerjisi varmış gibi görünen garip bir insandı"
-berlusconi ve ancelotti arasında karşılıklı sevgiye dayanan, oldukça sağlam bir ilişli vardı. fakat bunun milan'ı çalıştıran herkes için geçerli olduğunu söyleyemem, örneğin fatih terim...
-fatih oldukça dikkat çekici ve kurallara alerjisi varmış gibi görünen garip bir insandı. daha en başından milan'da uzun süre görev yapamayacağı oldukça belliydi ve kısa bir süre sonra da kovuldu.
3. "biri bizi gözetliyor izlemeye giderdi"
-terim milan'dan önce canının istediği her şeyi yapabildiği, daha düşük profilli takımlarda görev almıştı ama burası milan'dı. burada bazı hareketlerin tolere edilmeyeceğini herkes bilirdi...
-mesela, öğle yemeğine canı isteyince geç katılıyordu. milan'ı temsil etmesi gereken resmi aktivitelere kravat takmadan gelebiliyor, sonra bu aktivitelerden 'evinde biri bizi gözetliyor' izlemek için kimseye haber vermeden erkenden ayrılıp, galliani'yi masasında tek başına bırakıyordu. kendisini tesislerde john travolta gibi garip, cafcaflı ve renkli kıyafetler giyerken görüyorduk.
-görevi boyunca kendisinin adete gölgesi gibi olan deli bir tercümanı vardı. terim'in 5 dakikalık ateşli konuşmalarını, duygusuz bir şekilde 5 saniyede tercüme eden bir adam... tercümanı bir ara terim'e medya ile tüm ilişkilerini süresiz kesmesini tavsiye etti... medya ile ilişkileri kesmek... süresiz... milan'da... iletişimin her şeyden önemli olduğu ve mükemmel yönetilen bir kulüpte...
5. "takım toplantıları unutulmazdı. tam bir kaos..."
-özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki, hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarışık bir hal alırdı. kısacası tam bir kaos... sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos...
-toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, 'costacurda, tam burada olman gerekiyor' diye konuşmaya başlardı. bir gün dayanamayıp, 'ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, costacurta değil ki' demeye zorunlu hissetmiştim.
6. "terim'in taktik bilgisi yetersizdi"
-işin daha da kötüsü, konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda acaba bunu berlusconi'nin gizli rüyası olan 2-4-4 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor diye şakalaşmaya başlamıştık.
-ancak şaka bir yana, terim'in taktik bilgisinin yetersizliğini ve tüm oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı ümit etmek olduğunu anlamamız çok uzun sürmedi... belki böyle bir plan başka yerlerde işliyor olabilirdi ama milan'da işlemezdi. işlemedi zaten, milan'da uzun süreli görev alabilmek için bundan daha fazlasına ihtiyaç vardı.
dip not: maç videosunda terimin soyunma odasında futbolcularla nasıl konuştuğunu gösterdiği için bu maça ekledim.