fenerbahçelilerin gençlerbirliği maçlarına çıkarken dizlerinin titrediği yıllar.gençlerbirliği o sezon haftalardır kaybediyor, fenerbahçe ise şampiyonluk yarışından kopmuş vaziyette.maçtan önce aynı sahada oynanan paflar maçını fenerbahçe 2-1 kazanıyor.aynı sahada aynı gün büyükler maçı da oynanacak.gençlerbirliği çok üstün bir oyunla 4-1 kazanıyor.eve gidiyoruz, maç sonu görüntülerini izliyoruz, erkan sözeri mikrofona içini döküyor:" onlar ilk yarıda 2-0 kaybettiğimiz maçtan sonra bizle alay etmek için ankara misketi çaldılar, biz şimdi yapar mıyız, yapmayız, çünkü biz gençlerbirliğiyiz, efendi takımız"
aynı sözleri maçtan birkaç gün önce gençlerbirlikli bazı oyuncuların evlerine iş için giden telekom işçisi dayım da söylemişti, topçular aynı sözleri dayıma da anlatmış ama ben inanmamıştım dayıma.içinde bulunduğumuz zaman diliminin futbolcuları bu kadar sahiplenmiyorlar sanki takımlarını, ya da bana öyle geliyor.
bu maç oynanırken ben işim icabı pakistandaydım. zaman olarak 3 saat ilerideydik türkiyeden. radyodan dinlemeyi çok arzulamış ancak uykuya yenik düşmüştüm. o zamanlar internet yoktu. ertes gün babamı telefonla aramış ve maç sonucu ile yıkılmıştım. hatırladığım kadarı ile bizim mağlubiyetimiz ile galatasaray şampiyonluğunu ilan etmişti
pascal - lukaku ikilisi bize bir sezon saç baş yoldurmuş ancak bu maç ile 1 sezonluk günahlarını adeta affettirmişlerdir. bu maçta gençlerbirliği'nin 4 golüde siyahi oyuncularının ayağından gelmiştir. phiri-lukaku-pascal
yaklaşık 15 bin taraftarın önünde gençlerbirliği'nin fenerbahçeyi bozguna uğrattığı ve bitime bir hafta gs2nin şampiyonluğunu ilan etmesini sağlayan maçtır.
gençlerbirliği : hasan sönmez, taner taşkın, ümit özat, ali eren beşerler, erkan sözeri, metin diyadin, mehmet şimşek (dk. 70 hakan kaygusuz), nihat baştürk (dk. 80 serdar samatyalı), maimane alfred phiri, osman coşkun, patrick pascal (dk. 75 roger lukaku)
1997 mayısı, ligin sondan bir evvelki haftası. takım o sezon nispeten iyi bir ilk yarının ardından feci biçimde sermiş, berbat bir ikinci devre geçirmiş. bazı takımlar havlu atmış olmasa, rakipler birbirini yemese, düşmek işten değil. takım gayretsiz, pırıltısız. fenerbahçe o sezon şampiyonluğu kaybetmiş ama 2.'likte duruyor, bizim maçı kazanıp şampiyonlar ligi katılımcılığını garantilemek istiyor. daha doğrusu, garantileyecek gözüyle bakılıyor, çünkü biz asla ciddi bir tehdit oluşturmuyoruz. kendi gözümüzde de öyleyiz. bu ruh haliyle maça gidiyorum. beşiktaşlı bir arkadaşımla uludağ kebapçısında birbuçuk iskender yiyoruz, yürüyerek stada geliyoruz, o beni peşinen "geçmiş olsun" diyerek uğurluyor, maça giriyorum. kale arkası. hepsi de benim gibi, pek de ümitli olmayan bir taraftar topluluğu var. kale arkasının üçte ikisi falan dolu, diye hatırlıyorum. ve hayatımdaki en sürprizli galibiyetlerden birine tanık oluyorum.
erken bir gol attıktan hemen sonra (pascal'ın sümük gibi bir vuruşuydu) erkenden beraberlik gölünü yiyince, parlayan hevesimiz sönüyor aslında. ama hem bizimkiler şaşırtıcı derecede iyi (hırs ve kuvvetten ziyade, nereden çıkardıklarını anlamadığım bir sükunet ve ustalıkla oynuyorlar) hem de böyle bir rakip beklemeyen fenerbahçe gerçekten moral olarak çözülüyor. ikinci yarıda arka arkaya üç gol. bütün siyahlarımız gol atıyor. bizde bayağı çok sayıda gol atan ama hiç ısınamadığımız sarsak pascal (bir nevi proto-ısaac!) iki tane atıyor. sezona müthiş girmiş olan ama sonra ilk onbirden kesilecek kadar verimsizleşen santrfor lukaku bile bir tane atıyor. phiri atıyor ve hatırladığım en iyilerinden biri maçın. çok ustaca oynuyor. ama o maçtan yıldız olarak mehmet şimşek'i hatırlıyorum. hatırlarsınız, beşinci olan tarıklı moşe-kuşe-konalı takımın bazen idareten forveti bazen idareten sol kanadı olarak oynardı. çok yıllar oynadı, kaptanlığa yükseldi. "hala mı mehmet" denen, bıkılan, üstün yetenekleri olmayan ama bazen de müthiş katkılar koyan bir adamdı. o maç mehmet şimşek'in kariyerinin doruğu olabilir. üç golün, yanlış hatırlamıyorsam, doğrudan asistini yapmıştı. kanadı mekik gibi kullanmıştı.
netice: sarhoşluk! fener 2.'liği beşiktaş'a kaptırıyor. ali şen tribünde morarıyor (televizyondan izleyen arkadaşlar sonradan söylüyorlar.) o berbat sezonu bu maç uğruna helal ediyoruz.
skor 3-1 olduğu haberi aynı saatte başlayan ve beşiktaş'ın inönü'de 3-0 önde götürdüğü tribünlerde duyuluyor ve kısa bir süre sevindikten sonra hep bir ağızdan "gençler gençler!" diyerek alkaralar lehinde tezahüratta bulunuyorlar...