94-95’li yıllarda sarı kanaryam adlı bir dergi çıkardı. bu dergide f.bahçe - g.saray tsyd maçından önce bir makale çıkmıştı. rakibimiz g.saray’a 5 gol atmamız gerekiyor ana düşünceli bir yazı yazılmıştı. o gün rakibine 4 gol atan fenerbahçe, bu yazının etkisinden midir bilinmez bir hafta sonra uefa kupası ön eleme turunda karsılaştığı rakibi turan’a 5 gol atmıştı.
02.08.1994 tarihli sarı kanaryam dergisindeki yazıdan alıntıdır;
sarı kanaryalarımız yarın galatasaray karşısında yine bir destan yazmak için sahaya çıkıyor. amacımız yine bir 5’lik muamele
ama fenerbahçe stadı’nda oynanacak önemli karşılaşmada taraftarımıza yine çok büyük iş düşüyor.
bugün büyük gün. fenerbahçeli taraftar için her zaman galatasaray maçlarının oynandığı günler büyük olmuştur zaten. en güzel kıyafetlerinizi giyin ve takımımızın kadıköy’deki bayramına koşun.
evet sevgili fenerbahçeliler yine bir galatasaray maçı geldi çattı. tsyd kupası yarın sarı kırmızılı takım ile oynayacağımız maç ile start alıyor. fenerbahçe stadı’nda oynanacak olan bu karşılaşmada hedefimiz galatasaray karsışında iki sezondur hasret kaldığımız 5 gollü galibiyetler serisine devam edebilmek. avrupa kupası’nda oynanacak olan turan karşılaşması öncesi son ciddi sınav olan tsyd’de alacağımız bol gollü galibiyetler moral açısından da takımımız için önem taşıyor. bu bakımdan moral depomuz galatasaray ile oynamak büyük bir şans olarak değerlendirilebilir.
fenerbahçe: engin ipekoğlu, tayfur havutçu, kemalettin şentürk, semih yuvakuran, ilker yağcıoğlu, mecnur çolak, oğuz çetin, bülent uygun, brian steen nielsen, frank pingel (ali nail durmuş 17) (toprak kırtoğlu 61), aykut kocaman (emre aşık 88)
teknik direktör: holger osieck (ger)
sarı kartlar: semih yuvakuran, brian steen nielsen, ali nail durmuş
galatasaray: hayrettin demirbaş, norman mapeza, bülent korkmaz, sedat balkanlı, stevica kuzmanovski, yusuf tepekule (arif erdem 52), tugay kerimoğlu, suat kaya, hamza hamzaoğlu, saffet sancaklı (kubilay türkyılmaz 79), hakan şükür "b.hakan"
teknik direktör: reinhard saftig (ger)
sarı kartlar: norman mapeza, arif erdem, stevica kuzmanovski
goller: 1-0 bülent uygun 30, 1-1 sedat balkanlı 36, 2-1 bülent uygun 48, 2-2 suat kaya 71, 2-3 arif erdem 75, 3-3 ilker yağcıoğlu 76, 4-3 mecnur çolak 83
1993-94 sezonunda teknik direktör sepp piontek'in çabalarıyla bursaspor'a geldi. yeşil-beyazlı ekip sezona kötü bir başlangıç yaptı ama pingel bireysel performansıyla zor beğenen bursa seyircisinin kalbini kazanmayı başardı. piontek'in ayrılmasının ardından timsah çıkışa geçerken, danimarkalı forvet de gollerini sürdürdü. sezon sonunda anadolu'daki her başarılı oyuncu gibi fenerbahçe'nin gündemine girdi ve sarı-lacivertli formayı giydi. ama henüz tsyd kupası'nda galatasaray ile oynadığı maçta sakatlanması hayatını alt üst etti. sarı-kırmızılı ekipten kuzmanovski'nin vücut çalımı sonrası, sarı-kırmızılı oyuncudan topu kapmak isterken çimlere takılıp yerde kalan danimarkalı bir daha kalkamadı. sakatlığı nedeniyle uzun süre sahalardan uzak kaldı. sezon sonuna doğru kısa sürelerle oynasa da verimli olamadı ve fenerbahçe ile yolları ayrıldı.
fourfourtwo dergisi temmuz-ağustos 2009 sayısından;
ligimizin yaz sıcağında başlamasına itiraz ediyoruz belki ama geçmişte ağustosta oynanan bir turnuvanın da özlemini duyuyoruz. tsyd'nin düzenlediği üç büyüklerle dolu bir güzelliğin...
- hilal gülyurt
1994'deki turnuva ise bütün günahı ve. sevabıyla fenerbahçe'nindi. kupanın bedeli hiç bu kadar ağır olmamıştı! oysa her şey ne kadar güzel başlamıştı... fenerbahçe bursaspor'dan danimarkalı santrfor frank pingel'i transfer etmiş; pingel, idmanlarda takıma bukalemun gibi uyum sağlamış, beklenenden çok daha fazla katkıda bulunmaya başlamıştı. ilk maçta fenerbahçe, galatasaray'ı 4-3'lük skorla alt etmiş ancak sevinç çığlıkları boğazlarında düğümlenmişti. "san boğa>a nazar değmişti! danimarkalı, maçın ilk dakikalarında galatasaray'ın kocaelispor'dan transferi kuzmanovski'den orta sahaya yakın bir noktada top kapmaya çalışırken çapraz bağlarını koparmıştı. sekiz aydan fazla sahalardan uzak kalan talihsiz futbolcunun fenerbahçe'ye bir daha hayrı dokunmadı. onca doktora ve üfürükçüye rağmen...
o yıl bir de firari vardı futbolcuların arasında; tanju kaçak araba davasından çıkan hapis cezası yüzünden üsküp'e gitmişti.