1991-1992 sezonunda düzenlenmeye başlanana şampiyonlar ligi gruplarına ilk kez kalan ve türkiye'yi ilk kez bu kupada temsil eden galatasaray'dır. bu maç da gruplardaki ilk maçıdır.
galatasaray aynı zamanda 1 numaralı kupa şampiyonlar ligi'nin ilk hali olan şampiyon kulüpler kupasına da ilk kez katılan ve türkiye'yi ilk kez hem şampiyon kulüpler kupasında hem de bir avrupa kupasında temsil eden türk takımıdır.
maçın 87. dakikasında hakanın yandan şutu üst direğe çarpmış ve olası bi barcelona galibiyetini kaçırmış oluyorduk barcelonanın bu kadrosunu iki sezon önce trabzonspor 1-0 mağluğ etmişti
türk futbolu için tarihi bir andı hakemin başlama düdüğü
manchester maçları ile gönüllerde taht kuran sarı-kırmızılılar için ise "avrupa fatihi" olma yolunda önemli bir kapı açılıyordu. maç için çok fazla birşey hatırlayamıyorsak da romario'nun %100'lük (hayro ile karşıkarşıya pozisyon) bir fırsattan yararlanamadığını hatırlarım. pozisyon zenginliği açısından kısır bir maçtı.
galatasaray: hayrettin demirbas (gk), reinhard stumpf, bülent korkmaz, yusuf tepekule, falko götz (dk. 29 yusuf altintas), tugay kerimoğlu (c), ugur tütüneker (dk. 70 arif erdem), hamza hamzaoglu, hakan şükür, suat kaya, kübilay türkyilmaz
yedekler: nezihi bologlu (gk), erdal keser, mustafa kocabey
teknik direktör: reiner hollmann (ger)
barcelona: andoni zubizarreta (gk), albert ferrer, josep guardiola, ronald koeman, miguel nadal, josé mari bakero (c), juan carlos (dk. 47 guillermo amor), eusebio (dk. 79 quique estebaranz), michael laudrup, romário, sergi barjuán
yedekler: iván iglesias corteguera, carlos busquets (gk), julio salinas
teknik direktör: johan cruyff (ned)
sarı kartlar: dk. 21 suat kaya, dk. 68 kübilay türkyilmaz (galatasaray) dk. 13 miguel nadal (barcelona)
lisede futbol sohbeti yaptığımız, ispanyol futbolu ve real madrid hayranı arkadaşımın ısrarıyla babasına bilet aldırdığı, ankara'dan arabayla gittiğimiz, istanbul'da statta izlediğim ilk maçtır.
maraton tribünü bileti 150.000 tl'ydi (o günkü dolar kuru 13.000 tl civarıydı). bileti uzun süre sakladıktan sonra yıllar önce belçikalı bir bilet koleksiyoncusuna gönderdim.
maça dair hatırladığım hemen hiçbir şey yok. ancak türk futbol tarihindeki ilk şampiyonlar ligi maçında girişteki kalabalığı, büfede çok pahalı satılan poşetli tatsız sandviçleri ve o sezonun sponsoru carlsberg'in plastik bardakta satılan birasını hatırlıyorum. kendimi avrupa'da bir maçta hissetmiştim. o an 17 yaşında ve arkadaşımın babasıyla olduğum için içememiştim. sonradan duyduk ki statta bira satışı ilk ve son kez olmuş, bundan sonraki maçlarda yasaklanmış.