bu maçla aynı saatlerde istanbulda'da beşiktaş-gençlerbirliği maçı oynanmaktaydı, bu maça girilirken galatasaray ve beşiktaşın 63'er puanı ve galatasaray'ın beşiktaş'a göre +2'lik bir averaj üstünlüğü vardı, sonuç olarak, beşiktaş, gençlerbirliği'ni istanbulda 3-1 yenebildi, galatasaray ise bir diğer ankara takımı olan ankaragücü'nü ankara'da 8-0 mağlup ederek sezonun son maçında şampiyonluğa ulaştı.
15 yıldır hiç kimsenin unutamadığı, akıl almaz bir skor ile kazanılmış bir maçın sonunda gelen şampiyonluk ile,beşiktaşlıların şerefli 2. lik lafının ortaya atıldıgı maclar serisinden bir örnektir...
küçüktük o zamanlar. beşiktaş maçlarını takip ederdik. bu maç benim için hayatidir o yüzden. beşiktaşın gençlerbirliğini, ankaragücünün de galatasary yenmesini istiyordum. beşiktaş gençleri zar zor geçerken cimbomun ankaragücüne 8 gol atması beni çok sinirlendirmişti.
ankara takımlarına sempatim başladıktan sonra hangisi diye düşünürken gençlerbirliğini seçmeme neden olan hadiselerden biri de gençlerbirliğinin benim o zamanlar desteklediğim takıma direnmesiydi.
bostancı gösteri merkezi'nde çocuklar için bir sirk düzenlenmişti.10 yaşındaydım. orada olduğumu hatırlıyorum. beşiktaş'ın önce 1-0 yenik olduğu haberi geldi. sirk benim olduğum yerde değilde ankara'da yaşanıyormuş. benim çocuk aklım o kadarına ermemiş.
8-0 lık bu maç ile mke ankaragücü aynı sezonda aynı skorla hem sevindi hem üzüldü. aynı sezonda 06.12.1992 tarihinde konyasporu gene 19 mayıs stadında 8-0 yenmişti.
galatasaray, o sezon ankaragücü'nü istanbul'da 3-0, ankara'da, ligin son maçında 8-0 yendi.11 gol attı, hiç gol yemedi. averajla şampiyon oldu... beşiktaşlılar'a göre, 'şaibeli şampiyon' oldu.
* * *
beşiktaş, o sezon ankaragücü'nü istanbul'da 4-0, ankara'da, ligin bitimine haftalar kala 6-0 yendi.10 gol attı, hiç gol yemedi.averajla ikinci oldu... yine beşiktaşlılar'a göre, 'şerefli ikinci' oldu.
o sezon, son maçlardan önceki tabloya bakalım: galatasaray’ın attığı 66, yediği 21, averajı 45... beşiktaş’ın attığı 65, yediği 22, averajı ise 43... galatasaray’ın hem 2 gol artı averajı, hem de gol fazlası avantajı vardı. son maçlarda, galatasaray ankaragücü’ne 2 fark yapsa, beşiktaş’ın gençlerbirliği’ne 5 fark yapması gerekiyordu. yani averaja ihtiyacı olan beşiktaş’tı.
ama oyle bir ortam yaratilmaya calisildi ki yillarca sanki galatasaray’in sampiyon olmasi icin ankaragucu’nu 0-8 yenmesi gerekiyormus gibi bir sonuc cikti.
yukaridaki averaj durumundan da anlasilcagi uzere galatasaray 2 farkla yense besiktas’in 5 farkla yenmesi gerekiyordu. bu durumda galatsaray 2-0 yense besiktas 5 farkla kazansa besiktas’in sampiyonlugu ak sut gibi helal olacakti, kimse saibe konusmayacakti. tabi, koskoca, anli sanli besiktas klubu hic sike yaparmiydi?
bu mac ile ilgili baska bilgiler;
galatasaray, o sezon ankaragücü’nü istanbul’da 3-0, ankara’da, ligin son maçında 8-0 yendi. 11 gol attı, hiç gol yemedi. averajla şampiyon oldu... beşiktaşlılar’a göre, ’şaibeli şampiyon’ oldu. * * * beşiktaş, o sezon ankaragücü’nü istanbul’da 4-0, ankara’da, ligin bitimine haftalar kala 6-0 yendi. 10 gol attı, hiç gol yemedi. averajla ikinci oldu... yine beşiktaşlılar’a göre, ’şerefli ikinci’ oldu.
10 gol atip hic gol yemeyen besiktas alninin akiyla, 11 gol atip hic gol yemeyen galatasaray saibe ile atiyor bu golleri.
22. hafta (13-14 mart 1993) ankaragücü sk - beşiktaş jk istanbul : 0-6 altay sk izmir - kocaeli sk izmit : 1-2 aydın sk - fenerbahçe sk istanbul : 0-2 trabzon sk - bursa sk : 3-0 konya sk - gençlerbirliği sk ankara : 1-1 gaziantep sk - kayseri sk : 2-1 sarıyer sk istanbul - karşıyaka sk izmir : 3-0 galatasaray sk istanbul - bakırköy sk istanbul : 3-0
24. hafta (3-4 nisan 1993) trabzon sk - kocaeli sk izmit : 0-1 bursa sk - fenerbahçe sk istanbul : 2-1 galatasaray sk istanbul - gaziantep sk : 3-0 aydın sk - beşiktaş jk istanbul : 1-1 altay sk izmir - gençlerbirliği sk ankara : 2-0 konya sk - kayseri sk : 0-0 ankaragücü sk - karşıyaka sk izmir : 0-5 sarıyer sk istanbul - bakırköy sk istanbul : 0-1
27. hafta (9 mayıs 1993) beşiktaş jk istanbul - fenerbahçe sk istanbul : 2-0 karşıyaka sk izmir - trabzon sk : 3-2 gençlerbirliği sk - ankara bursa sk : 2-2 bakırköy sk istanbul - altay sk izmir : 1-0 gaziantep sk - ankaragücü sk : 1-2 sarıyer sk istanbul - konya sk : 3-0 kayseri sk - aydın sk : 1-1 kocaeli sk izmit - galatasaray sk istanbul : 0-0
30. hafta ( 30 mayıs 1993) ankaragücü sk - galatasaray sk istanbul : 0-8 aydın sk - sarıyer sk istanbul : 2-0 beşiktaş jk istanbul - gençlerbirliği sk ankara : 3-1 trabzon sk - gaziantep sk : 6-2 fenerbahçe sk istanbul - kayseri sk : 3-2 kocaeli sk izmit - karşıyaka sk izmir : 0-0 bursa sk - bakırköy sk istanbul : 3-0 altay sk izmir - konya sk : 2-1
bunun yaninda zalad isimli kaleci , bu macta ilk yarida gorev alip 4 gol yemistir.
ayni ankaragucu’nun o sezon karsiyaka’ya 7-0, besiktas’a 6-0 yenilmesi sadece tesaduflerden ibarettir :)
1992/93 sezonunun son maçında averajın belirleyeceği şampiyonluğun iki adayının da ankaralılarla karşılaşıyordu. gençlerbirliği son haftaya girerken dört-beş as oyuncusunu kadro dışı bırakıp maça üçüncü kalecisiyle çıkmıstı. son haftada gençlerbirliği ıstanbulda beşiktaşa sadece 3-1 yenildi, ankaragücü ise ankara;da galatasaray;a 8-0 gibi spektaküler bir sonuçla mağlup oldu.
fakat o zamanki olaylarda diger bir ilginclik , mactan sonra o zamanlar genclerbirligi sonradan fenerbahce formasini giyen kemalettin isimli futbolcunun bir gazeteye* ’besiktas maci satin almisti biz vermedik,bunu goren antrenorumde beni 2.yari da oyundan aldi’ seklinde aciklamada bulunmasidir.gercektende macin ilk yarisi 1-1 iken , mac 3-1 sona ermistir.bu da unutturulmak istenen,hic uzerinde durulmayan bir hadisedir.
yine ayni site’de buldugum ilginc bir zalad roportaji;
10 yıl önce yaşanan bu olayların üzerindeki sis bulutları bir türlü dağılmadı. herkes a.gücü kalecisi zaladın 8 golün hepsini yediğini belleğine kazıdı ve yugoslav kaleciyi şikecilikle suçladı. ne zaman şike olayları konuşulsa rade zalad ismi gündemin ilk sırasına taşındı. o ise 10 yıldır hiç konuşmadı ve belgradtaki sakin yaşantısına devam etti. son iki yıldır sırbistan karadağ ümit milli takımının kaleci antrenörlüğünü yapan zaladı uzun uğraşlar neticesinde belgradta bulduk. konuşmaya razı edene kadar epey ter döktük; ama ağzını açtığında da anlattıkları karşısında küçük dilimizi yutmamak için kendimizi zor tuttuk. 1986da eskişehirsporla türkiye serüvenine başlayan, iki sezon beşiktaşta harika performans göstermesine rağmen a.gücüne gönderilen ve o unutulmaz g.saray maçından sonra ülkeyi terk eden kaleci zalad, şike olaylarından sinan engine, beşiktaştan aldığı teşvik primi teklifinden, 100. yıl formasında isminin neden yer almadığına kadar her şeyi sporvizyona anlattı.
sizi türkiyeye prekazi mi getirmişti?
1986 senesinde ben priştina takımında kiralık olarak oynuyordum. prekazi de g.alatasaray’a transfer olmuştu. bir gün ailesini ziyaret için yugoslavyaya gelmişti. zaten biz prekazi ile 8 yıl partizanda oynadığımız için çok iyi arkadaştık. bana türkiyeye gelmek isteyip istemediğimi sordu. sonra da eskişehirspordan teklif geldi.
beşiktaşa geçişiniz milutinoviç sayesinde mi oldu? eskişehirsporda çok iyi bir sezon geçirdikten sonra beşiktaşa transfer oldum. ancak ben geldiğimde milutinoviç gitmiş, yerine gordon milne gelmişti. beşiktaşta iki sezon üst üste 2. olduk. türkiye kupası finalinde f.bahçeyi ferdinandın attığı golle yenip kupayı kazandık. 1989-90 sezonunda ise ankaragücü ile anlaştım ve 1993e kadar ankarada oynadım.
1992-93 sezonunun son haftasında g.saray ile ankarada oynadığınız ve 8-0 yenildiğiniz maçı hatırlıyor musunuz? hatırlamaz olurmuyum. 20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım.
neden? g.saray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. hocamız tınaz tırpandı. ilk devre bitti, soyunma odasına girdik. ben eldivenlerimi çıkartıp tınaz hocaya verdim ve, hoca buraya kadarmış. herkese teşekkür ediyorum. güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. ben futbolu bırakıyorum dedim. 2. yarıda kaleye arif geçti. 3 tane de o yedi. ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor.
peki, o maçtan önce hiç şike teklifi geldi mi? kesinlikle almadım. ama g.saray maçında ben takımdaki hiçbir arkadaşımı suçlamıyorum. keşke ben o gün 4 penaltı kurtarsam, harika oynasam ve maçı kazansaydık. ben hâlâ o maçı düşünüyorum. şimdi beşiktaşın menajeri olan sinan engin de a.gücünde oynuyordu. bana g.saray maçından önce geldi ve, eğer sen bu maçta iyi oynarsan seni beşiktaşa kaleci antrenörü olarak alacaklardedi. ben de ona, “bana ne kaleci antrenörlüğünden dedim.
neden a.gücü o kadar kötü oynadı? biz g.saray maçından önceki dört haftada üç galibiyet almış ve ligde kalmayı garantilemiştik. özellikle sarıyeri yendikten sonra bütün takımda bir rehavet oldu. as oyuncuların çoğu ufak tefek bahanelerle idmanlara çıkmıyordu. kendilerini hiç zorlamadılar. zorladıklarında da adale çekmesini bahane edip idmanı bıraktılar. ayak tenisi oynayıp maçı bekliyorlardı. zaten g.saray maçından önce de tüm basın bu maçta şike olacağını yazarak gündem oluşturmuştu. biz o maçı 2-0 kaybetsek de şike konuşulacaktı.
yani, o maçtan önce takım arkadaşlarınız iyi hazırlanmadılar. evet. ben 10 yıldır kendi kendime,çok aptalmışım.” diyorum. çünkü ben de sakatım deyip kulübede oturabilirdim. ama ben futbolu çok seviyordum. diğerleri gibi idman yapmamazlık etmedim. sahaya çıkanlar sahtekâr oldu, çıkmayanlar aslan oldu.
kadroda sen, sinan engin ve fikret vardı. üçünüz de beşiktaşta oynamıştınız. evet. sinan zaten birkaç hafta önceden beri sakattı. fikret de o hafta sakatım dedi. biz zaten beşiktaş şampiyon olsun istiyorduk.
beşiktaşı tutuyordunuz yani. tabii ki. ben hâlâ beşiktaşı tutuyorum. onlar geçen sene şampiyon oldular, ben çok sevindim.
peki, sizin için 10 yıldır şike suçlaması yapılıyor. neden bugüne kadar hiç konuşmadınız? kimse bana sormadı ki. hep kendi bildiklerini yazdılar. ben beşiktaşlıyım. beşiktaşta tam 120 maç oynadım. ben hiçbir zaman bu konulara girmek istemedim. çünkü 1986da g.saray-eskişehir maçında prekazi bana gol atmıştı, o zaman gazetelerde, prekazinin çocukluk arkadaşı olduğu için gol yiyor diye yazılar yazılmıştı. ya kardeşim prekazi, kariyerinde yüzün üzerinde frikik golü attı. monacoya da orta sahadan attı. o zaman monaconun kalecisi de mi şike yaptı?
g.saray maçında yediğiniz gollerde hatanız yok muydu? daha 35. dakikada 5-0 olmuştu. belki 5. golde daha iyi hamle yapabilirdim. orta saha çizgisini biz belki de hiç geçemedik. g.saraylı futbolcular orta çizgiyi geçtiklerinde benimle karşı karşıya kalıyorlardı. ama ben hayatım boyunca o maçta oynayan futbolcu arkadaşlarımı suçlamayacağım. ben hata yapabilirim ama 20 yıllık futbol hayatım boyunca kötü niyetle sahaya çıkmadım. maç 5-0 olduğu anda çok fena oldum. çünkü yarın türkiyede neler olacağını biliyordum. onun için devre arası futbolu bırakma kararı aldım.
ben de buraya gelirken sizin için biraz önyargılıydım işin açıkçası. türkiyede 7 yıl oynadım. en iyi yabancı kaleci seçildim, en az gol yiyen kaleci olarak sezon bitirdim. eskişehir, beşiktaş ve a.gücünde üç tane başbakanlık kupası kazandım. geriye dönüp baktığımda yaptıklarımla gurur duyuyorum. çünkü yüzde bir milyar biliyorum ki ben hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadım.
sana karşı türk medyası neden cephe alsın ki? o dönemlerde yugoslavyada savaş çıkmıştı ve türkiyedeki gazeteler benim aleyhimde çok politik haberler yapıyordu. benim çocuğum ankarada doğdu. türkiyeyi kendi ülkemden ayırmıyorum. ama benim aleyhimde, sırp askerlerine yardım yapıyor. silah alıyor diye de yazdılar. benim müslümanlara karşı en küçük bir saygısızlığım ve kötülüğüm mü oldu ki? olmadı.
100. yıl anısına yaptırılan ve beşiktaşta forma giymiş bütün futbolcuların isimlerinin yazılı olduğu formada sizin adınız yoktu. hayatım boyunca en büyük acıyı o gün çektim. bunu kim yaptıysa günahını da o çeksin. ben beşiktaş formasıyla tam 120 tane maç oynadım. bunlar tarihte yazılı. ben o dönemde ligde en çok maç oynayan yabancı oldum. iki yıl boyunca bir dakika bile eksiğim yok. bütün maçları oynadım. bunu yapan yöneticiyi de biliyorum. ben beşiktaşta oynarken g.saray maçlarında prekazi ile selamlaşamıyordum. çünkü o zamanlar yönetici olan insan beni şike yapmakla suçluyordu. sinan engin de a.gücündeydi ve bütün olup bitenleri biliyordu.
türkiyede ne zaman şike olayları konuşulsa hep sizin adınız gündeme geliyor. peki, sinan engin tüm olup bitenleri neden hiç açıklamadı? açıklamıyor, çünkü şu anda beşiktaştan ekmek yiyor. nasıl olsa zalad 2 bin kilometre uzakta, duymaz, görmez zannediyor, ondan konuşmuyor. sinanla her zaman iyi diyaloglarım oldu. geçen sene o formalar yapılırken sinan konuşabilirdi; ama yönetimle karşı karşıya gelmek istemedi. üç-beş maç forma giyenlere saygı gösteriyorlarsa, benim 120 maçıma daha çok saygı duymaları gerekirdi.
hiç şikeyle karşı karşıya geldiğiniz olmadı mı? 1990-91 sezonuydu. f.bahçe ile beşiktaş çekişiyor. a.gücü de f.bahçe ile istanbul’da oynayacak. o hafta da annem ve kayınvalidem belgradtan geliyordu. onları karşılamaya gittim. sonra da beşiktaşlı olan çok iyi bir dostumla yemek yedik. yemek esnasında ismini veremeyeceğim dostum bana o dönemler beşiktaşın popüler yöneticilerinden birinin çekini uzattı. çekin üzeri boştu. dostum, eğer f.bahçe maçında iyi oynayıp gol yemezsen, çeki kendin dolduracakmışsın dedi. yemek masasında daha çorbalarımızı içiyorduk ve ben hanımla anneme,kalkın, toparlanın, hemen ankara’ya gidiyoruz dedim ve çeki yırtıp attım. ben paramı kulübümden alıyorum. söyle o yöneticiye o parayı kimsesiz çocuklara versin. deyip ankaraya döndüm.
son haftada şampiyonun belli olduğu maçlara bir örnektir;
1992-93: beşiktaş yine averajla kaybetti
şampiyon g.saray
gordon milne ile üst üste 3 kez şampiyon olan beşiktaş bu sezona da iyi başladı. g.saray'da feldkamp'ın ilk yılıydı. 13. haftada zirvede olan beşiktaş, ligin 14. haftasında karşılaştığı g.saray'a 3-1 kaybetti. bu mağlubiyet 48 maçtır yenilmeyen siyah-beyazlıların rekoruna nokta koyuyordu. devreyi kocaelispor lider tamamladı. lig bitimine 3 hafta kala ise beşiktaş 1 gol averajıyla liderliğe yükseldi. 16 takımla oynanan ligin 28. haftasında beşiktaş kocaelispor'u deplasmanda 2-0'la geçti. g.saray ise konyaspor'u evinde 5-0 mağlup etti. 2 gol averajıyla yeni lider g.saray'dı. 29. hafta yani 22 mayıs 1993 tarihinde ali sami yen stadı'nda g.saray ile beşiktaş şampiyonluk düğümünü çözecek karşılaşmaya çıktı. müsabakayı ahmet çakar yönetiyordu. maçın 5. dakikasında g.saray, hakan şükür ile 1-0 öne geçti. 19. dakikada feyyaz'ın penaltıdan attığı golle duruma eşitlik geldi. maçta başka gol olmayınca ligin kaderi son haftaya kaldı. beşiktaş sahasında ağırladığı g.birliği'ni ancak 3-1 mağlup edebildi. g.saray ise deplasmanda a. gücü'nü arif (2), götz (2), gütschow (3) ve hakan'ın golleriyle 8-0 yendi. bugün bile bu karşılaşmada şike yapıldığı konuşulmaktadır. bu galibiyetle 30 maçta 74 gol atıp 21 gol yiyerek 66 puan toplayan g.saray'ın ardından aynı puanla ikinci olan beşiktaş ligde 68 gol atıp kalesinde 23 gol gördü.
bağış erten ve mustafa görkem doğan'ın takımdan ayrı düz koşu kitabında yer alan "bonservisim türk varlığına armağan olsun - türkiye'de yabancı futbolcular" başlıklı yazısından;
partizan'ın file bekçisi zalad hakkındaki ilk transfer haberleri onun fenerbahçe'ye geldiğini iddia ediyordu, ama gerçekler çoğu zaman spor sayfalarında yazılandan farklıdır, zalad da türkiye serüvenine "anadolu'nun yıldızında" başladı. eskişehir'deki başarılı sezonunun ardından istanbul'a beşiktaş'a transfer oldu. beşiktaş'ta da başarısız değildi buna rağmen sezon sonunda kapı önüne konulması istanbul macerasının zalad için buruk bitmesine yol açtı, o da yeniden "anadolu'ya geçti".
zalad'ın ankaragücü kariyeri, kalede yaptıklarından ziyade sattıklarıyla hatırlanıyor. 1991 kupa finalinde hakkındaki ilk şike iddiası patladı. bizzat ankaragücü yönetimi kaynak gösterilerek yazılan haberlerde, zalad'ın kupa final maçında galatasaray'dan taammüden gol yediği iddia ediliyordu. buna rağmen sonraki sezon yine ankaragücü kalesindeydi, iddialar da edildiğiyle kaldı.
ikinci iddia çok daha fazla ses getirdiği gibi zalad'ın türkiye günlerinin de sonunu getirdi. çünkü bu sefer söz konusu olan şampiyonluk mücadelesi, mağdur olan da -büyüklerden biri- beşiktaş'tı. şampiyonluk için averaj hesaplarının yapıldığı bir ortamda, zalad ilk devrede galatasaray'dan dört gol yedi ve oyundan alındı. ikinci devrede galatasaray 4 tane daha attı ve şampiyon oldu. sicili zaten bozuk olan zalad, spor sayfalarının bir kez daha kötü adamı oldu. aslında zalad'ın türkiye'ye gelirken, yeteneğini değilse bile partizanlılığını partizan'da bıraktığı ortada, ama şike iddialarının bu kadar yaygın olduğu bir ortamda, günah keçisi yapılması ve futbol camiası içinde bu iddialardan zarar gören tek kişi olması, yabancı olduğu gerekçesiyle birlikte değerlendirildiğinde -tıp- ku beşiktaş'ın başına gelen gibi -haksızlık- değil mi?
ilk basımı 2007 yılında olan duygu hatipoğlu ve m. berkay aydın'ın "bastır ankaragücü: kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık" kitabından;
1991'de yaşanan kupa hüsranı, ardından 30 mayıs 1993'de galatasaray'la oynanan 8-0'lık hezimet maçı ve takımın iddiasızlaşması, "seyirci" sayısında ciddi düşüşlere, ankaragüçlülerde de ciddi küskünlüklere yol açar.
bu maçta beş golü yugoslav zalad'ın yediği doğrudur. zalad'ın o dönemde beşiktaş yöneticisi ihsan kalkavan'dan kendisine teşvik primi teklifi geldiği yolundaki iddialarını, bizzat ihsan kalkavan doğrulamıştı. aldı mı, almadı mı; bilemeyiz. diğer üç golü ise sonradan ankaragücü'nde alt yapı kaleci antrenörlüğü yapan arif peçenek yemişti. bir başka ayrıntı da; sezonun ortasında galatasaray'a gelen gütschow (ismi yanlış yazmış olabilirim, ama gütşov diye okunduğuna eminim) isimli alman vatandaşın o güne kadar oynadığı tüm maçlarda hepi topu üç gol atıp, şampiyonun belirleneceği bu maçta dört gol birden atmasıdır. ama iyi hatırlıyorum, bu dört gol bile galatasaray'da bir sezon daha oynamasına yetmemişti.
ilk basımı 2005 yılında olan ziya adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından;
ankaragücü'nü ta 1960lardan bugüne takip eden, ankara'nın "duayen" gazetecilerinden güray soysal'la irfan aktan'ın yaptığı söyleşiden;
- 1977-78 sezonunda, ankaragücü ve balıkesirspor, şike yaptıkları gerekçesiyle küme düşürülmüştü. basının buna yönelik tutumu neydi o zaman?
gürol soysal: valla şikenin mazereti olmaz. şike, ne olursa olsun, bir ahlâksızlıktır. bunu kim yaparsa yapsın, tasvip etmek mümkün değildir.
günümüzde halen konuşulur; ankaragücü'nün, ankara'da, galatasaray'a 8-0'lık bir mağlubiyeti vardır. ankaragüçlü futbolcular o gün maça çıkarken, 'futbol namusu' denilen bir olay var; onu yakından bilecekler, yakından tanıyacaklar, bir. ikincisi, çok prim alacaklar. bu haletiruhiye içinde sahaya çıktılar o gün. fakat galatasaray'ın golü erken gelince -ankaragücü'nün kalesinde de zalad vardı-, iş kendiliğinden çözüldü. ankaragücü'nün direnci, daha ilk anda bitiverdi. o direnç kalmayınca galatasaray 8 gol attı. ankaragücü'nün o zaman şike yaptığını söylerler hâlâ. ama ben buna inanmıyorum. ama -günahını almayayım- zalad'ın bu konuda ön plana çıktığını ve zalad'ın şike yaptığı konusunda söylentiler var. bunlar doğru mudur, değil midir, bilmiyorum. ama bu hep konuşuldu. zaman zaman münferit olaylar olabilir; her kulüpte olur. ama o olayı getirip, kulübün üstüne yapıştırmak, olmuyor. ankaragücü şike yapmaz, yaparsa, en azından benim yapımdaki insanlar bu yaşa kadar ankaragücü sevgisiyle gelmez.
yedekler: erhan çağlayan, fikret demirer, mehmet kalemci
teknik direktör: ?
galatasaray a.ş.: hayrettin demirbaş, reinhard karl stumpf, bülent korkmaz, mert korkmaz, falco gerd götz, tugay kerimoğlu, uğur tütüneker, hamza hamzaoğlu, hakan şükür, torsten jens gütschow (dk. 75 yusuf altıntaş), arif erdem (dk. 80 ali erdal keser)
yedekler: şevket candar, mustafa kocabey, nezih ali boloğlu
beşiktaş üst üste dördüncü kez şampiyonluk hesapları yaparken mutlu sona ulaşan taraf bu kez galatasaray olur. ankara da ankaragücü'nü 8-0 yenen galatasaray, soluğu adnan polat'ın sahip olduğu penta otel'de alır. müzik eşliğinde şampanyalar içilerek eğlenilirken bir yandan da gelecek sezon için transfer görüşmeleri yapılır. kocaelispor'dan bülent uygun'la birlikte iskenderun'dan kaleci nihat tümkaya, bilecik'ten ismail, siirt'ten benhur babaoğlu da eğlenceye katılır. ismail ve benhur galatasaray'la yollarına devam eder ancak nihat eczaneye gitme bahanesiyle çıktığı florya'dan trabzon'a uzanır. bülent uygun da fenerbahçe'ye imza atar.
belki sarıyer caz takımı değildi ve tek gole müsaade etti ama o günden 7 yıl sonra ankaragücü yine averajla biteceği kesin gözüken 1992-93 sezonunun son maçında galatasaray'dan 8 fark yemeyi başardı. 30 haftalık maratonun 25. maçında beşiktaş, inönü'de trabzonspor'a yenilerek liderliği galatasaray'a kaptırdı. o gün beşiktaş tam 10 yıl sonra evinde bir anadolu takımına yenilmişti ama asıl üzüntü şampiyonluk yolunda alınan bu ağır darbeye yönelikti. yılın sürpriz takımı kocaelispor da beşiktaş'ı geçmişti ama devamını getiremedi. liderlik gün farkıyla iki istanbullu arasında gidip geldi, 29. haftadaki kader derbisi inönü'de 1-1 sonuçlandı.
son hafta maçlarına galatasaray iki gollük bir averaj farkıyla lider girmişti. beşiktaş gençlerbirliği'ni ağırlarken, galatasaray bir başka ankaralıya ankaragücü'ne konuk oluyordu. hafta içinden gençlerbirliği önemli bazı oyuncularını kadro dışı bırakmış, bunun arkasında beşiktaş'ın "reddedilemeyecek" bir teklifi olduğu iddia edilmişti. aynı şekilde kara kartallar'ın ankaragücü'ne teşvik primi de gönderdiği yazılıp çizilmişti. maçlar hiç de bu dedikoduları doğrular şekilde oynanmadı. san kırmızılılar daha 10. dakikayı 2, ilk devreyi 5, maçı da 8 farklı bitirdiğinde kimin şampiyon olacağı anlaşılmıştı; beşiktaş, alkaralar'ı ancak 3-1 yenmeyi başarabilmişti. aslında o sezon beşiktaş da ankara'da ankaragücü'ne fark atmış ve 6-0 kazanmıştı; ancak ligin son maçının ardından akıllarda galatasaray'ın attığı gollerden çok kaleci zalad'ın düştüğü komik durumlar kaldı. öyle olmasa bugün hâlâ tribünlerde o 8 golün nasıl olduğuna dair öfkeli tezahüratlar yapılmazdı.
geçen yıl kopan kıyamet bu yıl da yaşanacak gibi görünüyor. bunu söyleyebilmek için lig fikstürünün son haftasına dikkat etmek yeterli; denizlispor bir kez daha pusuda bekliyor. beşiktaş 1987'de kendisini ve 2006'da fenerbahçe'yi son maçlarda şampiyonluktan eden denizlispor'la son maçını deplasmanda oynayacak. anlaşılan bu sezon 35. haftada bitecek!
beşiktaş o sezon ve bitemi 6 hafta kala ankaragücü macıyla glatasarayla olan avarajını biraz daha azaltmış.cünkü anakaragücünü ankarada 0-6 yenmiş ve bişiktaş kaptanı,rıza trt mikrofonlarına şu beyanatı veriyordu ankaragücü,ne 6 gol atmamız iyi oldu avarajımızı düzeltik zaten bizim rakibimiz ankaragücü degil diye demec veriyor soyunma odasına dogru yürüyordu ve ligin son haftasına gelince aynı rıza trt mikrofınlarına cok şaşırtıc bir şekilde şu ifadelei kullanıyordu ankaragücü cok iyi takım son haftalarda formda şampiyonluga biz daha yakınız...hayret ankaragücü zaten o sezonki performansını bir incelerseniz ankaragücünü zaten her macta farklı yenilgiler aldıgı görülecektir fakat rıza,ya göre ankaragücünü herkes yenebilir galatasaray asla yenemez gibi bir algılaya yol acıyordu ve aynı zamanda avaraja ihtiyacı olan takım galatasaray degil beşiktaştı ve o sezon beşiktaşın ankarada aldıgı 0-6 tartışılmıyor son hafta galatasarayın şampiyonlugu tartışılır hale geliyordu bu beyanatlar trt arşivlerinde mevcuttur sanırım. o sezonu beşiktaş şampiyon bitirseydi sanırım bu gün bunlar tartışılmayacaktı galatasaray ankaragücüyle beşiktaştan önce oynasa 8 gol atsa bir hafta sonrada beşiktaş oynasa 6 gol atsa belkide bu gün bunları tartışmayacaktık sanırım