beşiktaşın 90-91 sezonunun 25. haftasında gençlerbirliğine 2-0 yenildikten sonra başlayan ligde 48 maçlık yenilmeme rekorunun sona erdiği maç olmuştur. beşiktaş feyyaz'ın golüyle öne geçmesine rağmen hakan sukur, stumpf ve tekrar hakan sukur'un golleriyle maçı galatasaray 3-1 kazandı.
beşiktaş a.ş.: metin akçevre, recep çetin, kadir akbulut (dk. 74 hamit yüksel), gökhan keskin, ali günçar, ali rıza sergen yalçın, feyyaz uçar, rıza çalımbay, mehmet özdilek, fany tommy madida (dk. 69 şenol fidan), metin tekin
yedekler: zeki önatlı, turan uzun, aydın salatan
teknik direktör: ?
galatasaray a.ş.: hayrettin demirbaş, reinhard karl stumpf, bülent korkmaz, yusuf altıntaş (dk. 48 mert korkmaz), falco gerd götz, tugay kerimoğlu, torsten jens gütschow, muhammet rıza altıntaş, hakan şükür, okan buruk [sakatlandı] (dk. 42 mustafa kocabey), ali erdal keser, şevket candar
yedekler: hamza hamzaoğlu, nezih ali boloğlu
teknik direktör: ?
goller: (1-0) dk. 23 feyyaz uçar (ayakla) (1-1) dk. 34 hakan şükür (ayakla) (1-2) dk. 65 reinhard karl stumpf (ayakla) (1-3) dk. 81 hakan şükür (ayakla)
sarı kartlar: dk. 31 yusuf altıntaş, dk. 63 ali erdal keser, dk. 82 bülent korkmaz (galatasaray a.ş.)
kırmızı kartlar: dk. 14 recep çetin, dk. 78 metin tekin (beşiktaş a.ş.) dk. 54 muhammet rıza altıntaş (galatasaray a.ş.)
beşiktaşlı recep, 14. dakikada hakemden sarı kart gördü. fakat itirazlarını devam ettirince bu sefer hakem kırmızı kartını gösterip recep'i oyun dışına attı.
55. dakikada bu sefer g.saraylı muhammet gereksiz yere kırmızı kart görerek durumu 1-1 yaptı.
76. dakikada da g.saraylı bülent'in ayağına arkadan sertçe basan büyük metin, suçsuzmuş gibi bir de bülent'le tartışınca bu sefer hakem kırmızı kartını metin'e gösterdi.
seyirci: 20 bin 585 kişi hasılat: 1 milyar 362 milyon 850 bin lira
stumpf hakkında merak edilen bir başka şeyi, aralık 1992'de beşiktaş'ın namağlup ünvanını yitirdiği maçta golü kimin attığını soruyorum.
"hatırladığım kadarıyla bana ait o gol. tugay kornerden ortalamıştı ben de kafayla attım. zaten bir defans oyuncusu olarak attığım goller sayılı olduğu için, kariyerim boyunca attığım her golü hatırlarım. savunma oyuncularının gol atmalarından ziyade, geride ne kadar başarılı olduğu önemlidir. herkes atılan golleri sayar, kimse çizgiden kaç gol çıkardığınızı saymaz, sayılsaydı belki ben de bu konuda birinci olurdum."
üçlü defansın diğer silahşörleri falco götz ve bülent korkmaz ile hâlâ görüşüp görüşmediğini merak ediyorum. athos'a darılmış galiba porthos: "falco benim sadece bir meslektaşımdı. daha fazlası değil. hiç bir zaman arkadaşım olmadı. herkes aynı zamanda almanya'dan türkiye'ye geldiğimiz için iki yakın arkadaş olduğumuzu sandı ama aslında hiçbir zaman öyle değildi. türkiye'de iyi günler geçirdik ama o beni arkadaş olarak edinmek istemedi, ben de onu istemedim. ondan daha iyi türk arkadaşlarım vardı. bülent gibi..." ismi galatasaray ile efsaneleşmiş bülent korkmaz'ın daha önce verdiği röportajların birinde "ben futbol felsefesini stumpf'tan aldım" dediğini hatırlatıyorum ona. "buraya ilk geldiğim zaman inanılmaz eleştiri almıştım, yaşlı ve sakat gibi... ama herkesten iyi durumdaydım. herkesten daha önce kalkar, sahaya inip koşardım. daha sonra da fıtness yapmaya giderdim. eğer iyi bir seviyeniz varsa yaşlandık ça o seviyenizi korumak daha zordur. yaş ilerledikçe kendinize daha iyi bak manız gerekir, başka çareniz yoktur. profesyonel kariyerinizi devam ettirebilmeniz için daha fazla gayret sarfetmeniz gerekir. yoksa bülent'e ben bir şey göstermedim, o her profesyonel sporcunun yapması gerekeni yaptı" diyerek alçakgönüllüğünü gösteriyor.
beşiktaş branko stankoviç ve miloş milutinoviç sonrası hoca arayışına ingiltere'de devam etti. don howe olmayınca, gordon milne'de karar kılındı. kartal, milne'nin gelişiyle ilk iki sezon rakiplerinin ardında kalsa da 1989-90 sezonundan itibaren üç sezon arka arkaya şampiyon olmayı başardı. bu süreçte kazandıkça kazanmaya başladılar. 31 mart 1991'de son olarak gençlerbirliği'ne kaybeden beşiktaş'ın o karşılaşmadan sonra tam 48 maç süren yenilmezlik serisi bir derbiyle bozuldu. galatasaray'a karşı feyyaz uçar'la öne geçen siyah-beyazlılar, hakan şükür'ün iki, tugayın tek golüyle yenilmezlik serisini 3-l'lik skorla kaybetti, sezon sonunda da şampiyonluk serisini yine galatasaray'ın sonlandırmasına karşı koyamadı...
benzer ve çok konuşulan bir seri sonlandırma hadisesi de 2001-02 sezonunda yaşandı. yine başrolde gençlerbirliği vardı! fenerbahçe kadıköy'de son olarak 5 mayıs 2000'de gençlerbirliği'ne mağlup olmuştu. 24 maç süren kadıköy'deki yenilmezlik serisi beşiktaş'ın ronaldo'nun golleriyle 2-1 kazanmasıyla son buldu. böylelikle beşiktaş 1965-66 sezonunda galatasaray yenilgisi sonrası başlattığı ve 1967-68 sezonunda fenerbahçe yenilgisiyle biten 38 maçlık yenilmeme rekorunun rövanşını gecikmeli de olsa almış oldu...
bu maçta sakatlanan okan buruk 4 gün sonra takımının roma maçında sahada yer alamadı. o dönemin bir g.saray yöneticisi "keşke bu maçın ertelenmesini isteseydik de okan sakatlanmasaydı" demecini vermişti. bu maçta forma giyen ve kırmızı kart gören muhammet altıntaş için ise bu maç kariyerinin son lig maçı oldu, zira bu maçtan kısa bir süre sonra ciddi bir trafik kazası geçirdi ve futbolu bırakmak zorunda kaldı.
1992-1993 sezonunda galatasaray, karl heinz feldkamp ile yola çıkmıştı. o sezon ligin ilk 13 haftası geride kalırken, şampiyonluk potasında beş takım vardı. kocaelispor ile beşiktaş 29 puanla ilk iki sırada yer alırken, galatasaray, fenerbahçe ve trabzonspor bu iki takımı izliyordu.
ligin 14. haftasında ise beşiktaş, galatasaray’ı inönü stadı’nda ağırlamıştı. beşiktaş’ın 48 haftadır yenilgi yüzü görmemiş olması nedeniyle maç daha çok önem kazanmıştı. karl heinz feldkamp, bir gün önce türkiye’ye gelen galatasaray’ın yeni transferi torsten gütschow’u sahaya sürerken, gordon milne’nin oturmuş takımı maçta favori olarak gösterilmekteydi.
5 aralık 1992 gecesinde, tamamı dolu tribünler oynanan karşılaşmanın 14. dakikasında recep çetin oyundan kırmızı kart görerek atılan ilk oyuncu olmuştu. fakat bu durum siyah beyazlıları durdurmamış, karşılaşmanın 23. dakikasında beşiktaş, feyyaz ile bulduğu golle 1-0 öne geçmişti. 34. dakikada ise galatasaray, hakan şükür ile beraberliği yakalamış, ilk yarı da bu skorla bitmişti.
karşılaşmanın ikinci yarısında bu kez kırmızı kartla, golü art arda yaşayan galatasaray olmuştu. ilk önce galatasaray’da muhammet altuntaş, 54. dakikada kırmızı kart görmüş, 65. dakikada da tugay’ın mı, yoksa stumpf’un olduğuna uzun süre karar verilemeyen fakat skorda galatasaray’ın öne geçmesini sağlayan ikinci gol gelmişti. 78’de metin tekin, kırmızı kart görerek takımını 9 kişi bırakmış, 81’de ise hakan şükür bir kontratakta kendisinin ikinci, takımının üçüncü golünü atmıştı.
bu maçın ardından beşiktaş, avrupa’da yenilmezlik unvanında italya ekibi milan’ı tek başına bırakırken, galatasaray bu maçın ardından bir çıkış yakalamış ve sezonu 66 puanla şampiyon olarak tamamlamıştı.