tanju çolak bu maçta attığı 2 gol ile aynı sezonda şampiyonluk için çekiştiği 3 büyük takıma karşı tam 9 gol atmış oldu:
24.11.1990beşiktaş1-1galatasaray(1 gol atmış) 01.12.1990fenerbahçe1-2galatasaray(2 gol atmış) 03.03.1991galatasaray3-1trabzonspor(3 gol atmış) 20.04.1991galatasaray2-3beşiktaş(1 gol atmış) 04.05.1991galatasaray4-1fenerbahçe(2 gol atmış)
galatasaray, fenerbahçe karşısında 4-1 galip gelirken, skordan çok herkes rıdvan’ın sakatlığını konuşmuştur.
yusuf’un ceza sahasındaki müdahalesiyle omuzu üzerine düşen rıdvan, sahayı sedyeyle terk eder ve amerikan hastanesi’ne kaldırılır. ilk tespitte köprücük kemiği kırıldıığı ve omuz bağlarının koptuğu, dolayısıyla da 2 ay kadar sahalardan uzak kalacağı açıklanmıştı.
fakat rıdvan ancak 5 ay sonraki trabzonspor maçıyla tekrar sahalara dönebilmiştir.
ne zaman rambo'nun konusu açılsa, aklımıza ilk olarak gazetedeki bir haber gelir: "yusuf yatakta sakatlandı". hâlâ üzerinden yıllar geçmiş olsa da kimse bu olayı çözebilmiş değildir. yatakta ne yaptığını bilemeyiz ama sahada futbolcu olarak babasını bile tanımadığını başta abisi olmak üzere herkes çok iyi bilir. futbolcu olan abisini de diğer forvet oyuncularından ayrı tutmamış, bir ankaragücü maçında abisinin sahalardan uzun süre uzak kalmasına sebep olmuştur. yusuf un dönemindeki en büyük rakibi ise şüphesiz arap ismail'di. 1990 yılındaki derbi maçında yusuf, ismail'e sahalarda görülmedik şiddette bir osmanlı tokadı sallamış, arap ismail birkaç saniye yerde şuursuzca yığılıp kalmıştır. yine bir başka fenerbahçe maçında ise galatasaray rahat bir şekilde önde olsa da huylu huyundan vazgeçmez dedirtmiş ve sakatlıktan yeni kurtulan rıdvan'ın kolunu eline vermiş, ardından da kırmızı kartla bir derbiyi daha tamamlayamamıştır. beşiktaş'a attığı harika bir gol vardır ki kaleci zafer'in direkte asılı kalmasına sebep olmuş, kendisi gole sevinmeye başlamadan kimse şutun gol olduğunu anlamamıştır.
fenerbahçe havlu attığı ligde onurunu kurtarmak, galatasaray dört puan ilerisindeki beşiktaş'ı yakalamak için maça çıkmıştı. futbol oynayan kazandı, hem de dört gol birden atarak. avrupa gol krallığına odaklanmış tanju'nun iki, kosecki ve erdal'ın gollerine fenerbahçe sadece aykut'un penaltısıyla yanıt verebildi. o penaltı ki yusuf darbesiyle rıdvan'ın düşmesine, omuz bağlarından sakatlanmasına ve ligi kapatmasına neden olmuştu. sarı lacivertli taraftarlar kadar yusuf da bu müdahaleyi yaptığına üzülmüş, "keşke bıraksaydım da rıdvan golü yapsaydı" demişti.
sarı-kırmızılılar’ın unutulmazları arasında yer alan kosecki, habertürk’e tanju’yla arasında geçen ilginç diyaloğu anlattı:
işte kosa’nın hafızasından silemediği anısı: tanju’yla aynı odada kalıyorduk. yastığımın altında bir silah buldum. tanju’ya sordum. “evet, silahı ben koydum. yarın bana pas vermezsen seni vuracağım” dedi
galatasaray’a geldiği 1990-91 sezonunun ortasında hem futbolu hem de sıradışı hareketleriyle türkiye’de büyük iz bırakan eski futbolcu roman kosecki, şimdilerde polonya parlementosu’nda milletvekilliği yapıyor. varşova’daki 2012 avrupa şampiyonası kura çekiminde buluştuğumuz kosa, habertürk’e birbirinden ilginç açıklamalarda bulundu: rotariu, arif ve tanju ile aramız çok iyiydi. tanju ile aynı odada kalıyorduk. bir baktım, yastığımın altından bir silah çıktı. tanju’ya sordum o da bana, “silahı ben koydum. yarınki maçta pas vermezsen seni vuracağım” dedi.
‘arsenal’i reddettim’ “beni arsenal de istiyordu. galatasaray’ın ısrarından etkilendim ve istanbul’u tercih ettim.”
‘paraları havaya attım’ “g.saray’la dolar bazında anlaşmıştık. ama türk lirası’yla ödeme yaptılar. tepkimi göstermek için paraları havaya atıp taraftara dağıttım. atatürk resmini yere atmış olduğum için bana kızdılar.”
kosa’nın türk dostu büyükbayrak kosecki’nin yanında, türk arkadaşı polonya’da yaşayan işadamı fikret büyükbayrak da vardı. kosa, yıllardır g.saray’ı takip eden foto muhabirimiz vedat danacı’yı da hemen hatırladı ve arşivindeki eski resimlerinden istedi.
‘g.saray fener’den büyük’ barcelona-real madrid, ınter-milan gibi derbilerin de önemli olduğunu belirten kosecki, “ancak bunların hiçbiri galatasaray-fenerbahçe rekabeti gibi değil. bunu oynayan anlar. bu iki kulüp arasındaki rekabet bambaşka” ifadesini kullandı. kadıköy’de uzun yıllardır galibiyete hasret kalan sarı-kırmızılı futbolculara tavsiyede bulunan kosecki, ezeli rekabetle ilgili şunları söyledi: “galatasaray’ın simgesi ‘aslan’... sahaya ‘aslan’ gibi çıkın, oynayın, yenin. galatasaray her zaman fenerbahçe’den daha üstündü. bunu sadece saha içiyle ilgili olarak söylemiyorum. hâlâ avrupa’da herkes ilk olarak g.saray’ın ismini biliyor. sonuçta galatasaray ‘aslan’, fener ise ‘kanarya’...”
‘fenerbahçe’ye 4 atmıştık’ kosa’ya unutamadığı maçı sorduğumuzda aldığımız cevap da bir fenerbahçe karşılaşması oldu. efsanevi oyuncu, “fenerbahçe’yi 4-1 yenmiştik. kalecileri schumacher’di. hem onu hem defansı çalıma dizip gol atmıştım. sanırım benim gibi hiçbir g.saraylı da bu karşılaşmayı unutmamıştır. bir de 2-1 kaybedip 0-0 berabere kaldığımız werder bremen maçları unutulmazdı. hava ve zemin o kadar kötüydü ki. son dakikada boş kaleye rotariu ve taner golü atamayınca elenmiştik” dedi.
kosa’nın dile getirdikleri:
kurban kesilince şaşırmıştım florya’ya ilk geldiğimde benim için kurban kesmişlerdi. neden olduğunu sonradan öğrenince de çok şaşırmıştım. bunun iyi niyetle yapıldığı anlatılınca mutlu olmuştum.