fenerbahçe'nin başarılı oyuncusu rıdvan dilmen bu maçta trabzonsporlu miodrag jesic'in tekmesiyle sakatlandı ve 1 yıl boyunca futbola veda etmek zorunda kaldı.
bu maçtan sonra gazeteci islam çupi’nin yazısı şöyledir;
“sen bir futbol kasabısın yesiç... sen çimen sanatı diye adlandırılan futbolun içine nasıl olsa düşmüş bıçak ilkelliğinde dolaşan bir çirkinliksin.
sen ekmek parasına saygısı sevgisi olmayan, sen sahada dolaşırken hiçbir rakibine parmağı ile dahi dokunmayan rıdvan'ın ayak bileğini hurdahaş ederken çirkinlikten öte, bir gaddardın, insan dışı bir yaratıktın yesiç...
fenerbahçe ve fenerbahçe taraftarı seni hiç unutmayacak bir suçlusun yesiç...
tarihle hep "etme bulma" tekrarlarını daktilolar durur. dün rıdvan'a yarın kim bilir kime ? manzaralar hep hazindir türkiye'de... maçın 30uncu dakikasında rıdvan "ölüme tam teşebbüs" bir yesiç faulü ile sahadan alınıp ambulansın içine konulduğunda stat sevince değil kedere boğulmalı idi.
1950 yılında bir büyük maç hatırlıyorum, rio'da yapılan bir botafago-fluminense derbisini…
ilah didi, dün rıdvan'a benzer bir sakatlığa maruz kalıp ambulansın içine konulunca tribündeki botafago ve fluminense rekabeti birden kesilip yerini dev bir ağlamaya bırakmıştı. brezilya futbol insanı müthiş bir rekabetin zıt odağı olmasını bildiği kadar, ondan daha da dolu dolu bir futbol ve futbolcu aşığı idi. futbolun hiçbir antika vazosunun rakip olsa bile kırılmasına gönlü razı olmuyordu brezilyalının...
oysa rıdvan'ı götüren ambulansın arkasından sanki bir "oh olsun" vedası vardı. numaralıdan yükselen cılız alkışların dışında yuhalanıyordu ambulans... brezilya neden 3 defa dünya şampiyonu olmuştu? brezilya hala niye dünya futbolunun en büyük patronlarından biri idi ?
türkiye neden roma final çıtasını geçememişti ?
türkiye rıdvan'lara niye gül değil de tekme atıyordu ?”
“en az beş ay dinlenmeliydim. deli cesareti, bir ayda sahalara döndüm. sakatlanmamda hatam çoktur”
sekiz yıl fener’de oynadınız. kariyerinizin en parlak noktasındayken de trabzonsporlu yesiç’in darbesiyle sakatlandınız. neler hissettiniz? yesiç ile bir daha görüştünüz mü? hastaneye geldi ve özür diledi. ben de “canın sağ olsun” dedim. birçok kişi ona kızgın olup olmadığımı soruyor. hiç kızmadım çünkü bu futbol. sahaya çıkıyorsanız sakatlanma riskini de göze alıyorsunuz demektir. o darbeyi yediğim an her şeyin bittiğini anladım. insan hissediyor. “bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedim kendi kendime. olmadı da. toplamda 13 ameliyat geçirdim. tabii o zamanlar tedavi yöntemleri şimdikine oranla çok ilkel. ben de çok gencim. doktorlar “otur” diyor, ben oynuyorum. mesela bana “mutlaka en az beş ay dinlenmelisin” dediler bir aya kalmadı sahalara döndüm. deli cesareti işte. sakatlanmamda benim hatam da çoktur.
34. dakikada yesiç’in sert faulüne maruz kalan rıdvan sahayı ambulansla terk ederek hastaneye kaldırılmıştır. bu pozisyonda sadık deda, yesiç’i sarı kart göstermiştir. yapılan ilk muayenede sağ bacağının diz kapağı altında ezilme tespit edilmiş ve 3 hafta futbol yasaklanmıştır. f.bahçeli hakan’da aynı maçta yesiç tarafından sakatlanan ikinci futbolcudur.
rıdvan’ın daha sonra alman hastanesinde yapılan detaylı muayenesinde sakatlığının sanılandan daha ciddi olduğu ortaya çıkmıştır. yan bağları zedelenmiş, menüsküsü yırtılmış ve kapsülü yaralanırken sağ ayağı 3 cm incelmiştir.
bir dönem altay ve trabzonspor formaları da giyen eski sırp futbolcu miodrag yesiç, bordo-mavililerin formasını giydiği 1989-1990 sezonunda, fenerbahçe ile oynanan maçta rıdvan dilmen'i sakatlamadığını savunarak, "rıdvan, maçın kaybedildiğini görünce sahadan çekildi" dedi.
geçen ay bosna hersek'in son şampiyonu saraybosna'nın teknik direktörlüğüne getirilen yesiç, geçmiş yıllarda türkiye'ye transferini ve "kasap" lakabıyla anılmasına sebep olan rıdvan dilmen'le yaşadığı pozisyonu aa'ya anlattı.
trabzonspor forması giydiği 1989-1990 sezonunda rıdvan dilmen'e yaptığı sert müdahalenin ardından "kasap" olarak anılmaya başlayan eski sırp futbolcu, dilmen'in sakatlanarak oyundan çıktığı o maça dair şunları söyledi:
"ligin üçüncü ya da dördüncü haftasıydı. o dönem fenerbahçe forması giyen rıdvan ve aykut (kocaman) çok formdaydı. her ikisi de sakattı ancak iğneyle bize karşı da forma giydiler. skor 3-0 lehimizeydi. biraz sert müdahalemden sonra rıdvan oyundan çıktı ancak benim müdahalem onu sakatlamadı. rıdvan, maçın kaybedildiğini görüp sahadan çekildi. daha sonra ameliyat edildi. sık sık sakatlanıyordu. sakatlıklar kariyerini olumsuz etkiledi. çok kaliteli bir futbolcuydu. gerçek bu. taraftarın sevdiği bir isim sakatlanıp ameliyat edilmek zorunda kalınca onlar da doğal olarak bir suçlu arıyor. ben suçsuz olduğuma eminim. daha sonra rıdvan ile konuştum. sakatlığının iğneyle oynamasından ve önceki sakatlığından olduğu konusunda mutabık kaldık."
"üçüncü sezonumda 'imparator gel' diye tezahürat yaptılar"
yesiç, altay'a transferi tamamlandıktan sonra hem futbolcu hem de insan olarak izmir'e adaptasyon sürecini çok çabuk atlattığını ve kentteki hayata kısa sürede alıştığını söyledi.
kısa sürede "taraftarın sevgilisi" olduğunu kaydeden yesiç, "taraftar ilk sezonda beni 'jesic gel' diye tribüne çağırıyordu. ikinci sezon bu 'kaptan gel' oldu. üçüncü sezonumda ise 'imparator gel' diye tezahürat yaptılar" ifadelerini kullandı.
altay'daki 4 sezonun ardından trabzonspor'a transfer olan yesiç, bir sezon bordo-mavili takımın formasını giymişti.
"fenerbahçe'ye transfer olmama az kalmıştı"
trabzonspor'a transferi öncesinde o dönem fenerbahçe'nin teknik direktörlüğünü yapan todor veselinoviç'in kendisini sarı-lacivertli takıma çağırdığını belirten yesiç, "transfer olmama az kalmıştı. yönetim fenerbahçe'den ilk etapta üç futbolcu ve para, ardından beş futbolcu istedi. fenerbahçe yönetimi bunu da kabul etti. sanırım son transfer görüşmesinde bir de otobüs istenince, dönemin fenerbahçe başkanı 'üstüne bir de rıdvan'ı verelim' diyerek sinirlenmiş ve transferimden vazgeçmiş" şeklinde konuştu.
türk futbolunun büyük yıldızı rıdvan dilmen, trabzonsporlu yesiç’in kasti tekmesiyle uzun süre sahalardan uzak kaldı, daha sonra tekrar sahalara dönse bile bir türlü eski formunu yakalayamadı.