stau maçı galatasaray için önemli bir önem taşıyordu. yıllar sonra galatasaray'da forma giyecek ve bu takımla uefa kupasına uzanacak hagi bu maçta stau bükreş'in formasını giymiştir.
o günü hiç unutmuyorum. 11 yaşındaydım. eniştemin küçüklükten başlayan "yakın presiyle" diğer 2 amca oğlu ve abimler gibi ben de çok "koyu" beşiktaşlıydım. beşiktaşın yenildiği maçlardan sonra ağladığımı ve uyuyamadığımı hatırlıyorum. daha 11 yaşında bu kadar koyu olunca bu maçın oynanacağı gün acaip önemliydi benim için. çünkü galatasaray önüne geleni deviriyordu ve bir beşiktaşlı olarak hazmedemiyor ve galatasaray'ın her galibiyeti ardından üzülüyordum. bu maçın oynanacağı gün okuldan çıkar çıkmaz koşarak eve gelmiştim. yolda sürekli "inşallah galaatasaray yenilir" diye tempo tutuyordum. eve girdiğimde maç oynanıyordu ve skor 4-0 steau bükreş lehineydi. maçın bitiş düdüğü ile çok sevindiğimi hatırlıyorum.
aslında bu anımı her hatırladığımda üzülürüm. çünkü daha küçücük bir çocukken, doğru dürüst kuralları bile bilmezken futbola "hayatımın en önemli parçasıymışcasına" önem vermemi, her yenilgiden sonra ağlamamı, uyuyamamı... kısacası bu kadar fanatikliği düşününce çok üzülüyorum. zaten hep bu anılarım aklıma geldikçe ileride kendi çocuğum olursa o'na ya da etrafımdaki ufak çocuklara futbol konusunda baskı yapmayacağıma dair kendime söz vermişimdir. hala da veriyorum...
steau bükreş ile oynadığınız yarı finalde neden hüsrana uğradınız?
niye olacak, denizli’nin yüzünden tabii. benim en çok yandığım steau bükreş maçıdır. bizim mustafa hoca gitti, onların lig maçını izledi, geldi. bize, “bu iş tamam, kesin eleriz. hücum oynayacağız.” dedi. ben de steau’nun maçlarını videodan izleyip 10 sayfalık rapor hazırladım. “hoca, bükreş’te tanju oynamaz, uğur ile çıkalım. defansa adam koyalım.” dedim. bana kulak vermedi. üstelik muhammed de oynamadı. oynasa hagi’yi tutardı.
hagi o zaman takımın yıldızıydı...
steau, çavuşesku’nun takımıydı. hagi de takımın patronu. ilk yarı 2-0 geri düştük. 2. yarının başında gol attık; ama hakem ofsayt diye saymadı. halbuki alâkası yok. belli ki hakemi bağlamışlar. izmir’deki rövanşta da berabere kaldık ve elendik. steau finalde gitti milan’a 4-0 yenildi. halbuki denizli beni dinlese finali biz oynardık.
5 nisan’da steau bükreş, galatasaray’ı 4-0 yenerek finale çıkmayı büyük ölçüde garantiler.
cumhuriyet gazetesinde maçın istastikleri şu şekildedir ;
ceza alanı dışından şut ; steau bükreş 9 – galatasaray 8 ceza alanı içinden şut ; steau bükreş 11 – galatasaray 4 kaleyi bulan toplam şut ; steau bükreş 11 – galatasaray 4
ilk yarı 2-0 bittikten sonra ikinci yarının hemen başında portekizli hakem coreira, tanju’nun attığı golü ofsayt sebebiyle saymaz. buna rağmen simoviç’in “maç 12-0 da bitebilirdi” demecinden anlaşılacağı üzere galatasaray’ın çok daha farklı bir yenilgiden kurtulduğu görüşü hakimdir. üstüne üstlük cezalı duruma düşen tanju ve uğur, izmir’de oynanacak olan rövanş karşılaşmasında forma giyemeyeceklerdir.
denizli hakemi suçlar ; “savunma hataları sonucu kötü goller yedik. bir de hakem faktörü var. tanju’nun attığı %100 golü vermeyen hakem yenilgimizde etkili oldu çünkü o gol bizim futbolcularımızı kamçılayacak çok önemli bir pozisyondu, portekizli hakem buna izin vermedi.
penaltı hareketinin de çok iyi izlenmesi gerek, orta hakem o pozisyonda kararsızdı. ben maçtan önce de söylemiştim, steau oyuncuları kendilerini artistik hareketlerle yere atıyorlar ve hakemleri kandırıyorlar diye ve bu söylediklerim dün gerçekleşti. kendini yere bırakan oyuncunun bu hareketini hakem çok ağır biçimde penaltı olarak değerlendirdi.”
bahsi geçen, kendini artistik hareketle yere bıraktığı iddia edilen oyuncu hagi’dir ve kendisine yapılan bu hareket sonucunda hakemin verdiği penaltıyı gole çevirerek skoru 2-0 yapmıştır.
o nasıl bir maçtı hala gözümün önündedir. önce rapid wien'i, ardından muhteşem bir skorla xamax'ı eledik. yarı finalde fransız devi monaco' yu geçtik ve yarı finalde romenlerin büyüğü steau bükreş ile eşleştik. "hagi" diye bir futbolcuları olduğunu, ona dikkat etmek gerektiği söyleniyordu hep. ilk maç için romanya' ya gittik. gerçekten iyi oynuyor sadece hagi' yi tutamıyorduk. ilk golü buldular ve ardından inanılmaz baskımız başladı. buz gibi golümüzü ofsayt gerekçesiyle iptal etti önce hakem, ardından bariz bir penaltımıza sırtını döndü. ani bir atakla 2. golü yedik ve arkası geldi. 4-0 yenik ayrıldık stattan. ikinci maçın daha başında 1-0 öne geçince 2. xamax mucizesi geliyor dedik ama hagi yine hayallerimizi yıkarak 1-1 e getirdi maçı. yıllar sonra o hakem açıkladı ki çavuşesku maçtan önce tehdit etmiş. korktum ve steau' nun kazanmasına izin verdim demişti. böyle bir olay yaşanmamış olsaydı belki de şimdi uefa değil şampiyon kulüpler kupamızla övünüyorduk.
tf mail grubundan şener yelkenci'nin maçla ilgili yazdıkları şöyle;
steau bükreş ile oynanan yari final maçında hagi'nin taç çizgisinde sırtı dönükken verdiği pası ve sonrasında 3-0 yenik durumdaki galatasaray taraftarlarının alkışları var bir de "golden daha çok sevilen pozisyonlar" kategorisinde. yayin canlı mıydı hatırlamıyorum ama izleyen gözler titremişti benim bildiğim.
ilk basımı 1993 yılında olan jupp derwall'ın "türkiye anıları" kitabından;
steau bükreş, romen millî takımı'yla özdeşti ve avrupa'nın en büyük kulüplerinin peşlerinde koştuğu futbolculara sahipti. balint, petruscu, stoica, hagi, dimıtrescu ve rotariu uluslararası düzeyde oyunculardı.
olayların nasıl gelişeceğini herkes heyecan içinde bekliyordu. takım böylesi maçları çıkarabilecek güç ve diriliği gösterebilecek miydi? bunun cevabını bilen yoktu. galatasaray, o ana kadar olağanüstü bir performans gösterrniş ve bu yüzden övgü ve saygıyı çoktan hak etmişti.
ilk maç 4-0 steau bükreş'in lehine sonuçlandı ve takım, giderilmesi mümkün olmayan ilk yıpranma belirtilerini gösterdi. bu kadar yüksek bir düzeyde oynamaya devam etmek için coşkudan meşale gibi yanacak ateş ve motivasyonun gereksindiği "malzeme" tükenmişti artık.
izmir'de oynanması gereken rövanş maçı 1-1 sonuçlandı. bu, kulübün tarihine geçecek ve türk futbolunun imajını iyileştirecek bir sezona yakışır, muhteşem bir kapanıştı.
her şey, dört yıl önce üstünde oynanması mümkün olmayan, engebeli, kömür tozu kaplı sahada başlamış, sonra avrupa şampiyon kulüpler kupası yarı finaline kadar gelinmişti. bütün türkiye'nin, büyük günleri yakalama konusunda ümitlenmesini sağlayan bir başarıydı bu.
eğer galatasaray sadece uluslararası maçlarla ilgilenmekle kalmasa ve türkiye ligi'ni göz ardı etmeseydi, bu mümkün olabilirdi de. çünkü, ne yazık ki, 1988-89 sezonu sonunda galatasaray puan cetvelinde üçüncü sırayı alabilmişti, puan açısından çok gerilerde kalmış, fenerbahçe'den 24 puan daha az toplayarak bir sonraki sezon için ancak uefa'ya katılma hakkını elde edebilmişti. ondan sonraki yıl ise bu da mümkün olamadı.
ne yazık ki, avrupa kupası'ndaki sevindirici başarıların yanı sıra ligde şampiyonluk için yapılacak gündelik işler unutulmuş ve gelecek yıl uluslararası piyasada ciddî bir yer edinmek için gereken yapılmamıştı.
galatasaray'ın gelmiş geçmiş en iyi yabancı futbolcusu olan gheorghe hagi'nin bu maçla ilgili anısı;
"hakem bizden yanaydı"
romanya'nın steaua bükreş takımında yıldızı parlayan, daha 24 yaşındayken de galatasaray'la avrupa şampiyon kulupler kupası'nda karşı karşıya gelen hagi o günleri de anlattı. hagi o günlerde tanju, prekazi, simoviç ve cüneyt gibi oyuncuları tanıdığını kaydederken, "galatasaray o zamanlar çok iyiydi. ancak biz de iyiydik. yarı finalde karşı karşıya geldiğimizde kendi sahamızdaki maçı biraz da hakemin bizden yana olmasının etkisiyle 4-0 kazandık. rövanşın zor olduğunu biliyorduk. ancak elenmeyeceğimizden adımız gibi emindik. buraya geldiğimizde biz otobüsteyken bize elleriyle beş işareti yapıyorlardı. biz bunun imkansız olduğunu biliyorduk. nitekim izmir'de oynanan maçtan da 1-1'lik skorla ayrılarak finale çıktık" şeklinde konuştu.
galatasaray'ın efsane futbolcusu cevat prekazi, hagi'nin 21 yıl önce oynanan steaua bükreş maçında yaşanan olaylarla ilgili iddialarını doğruladı. prekazi, hagi'nin şampiyon kulüpler kupası yarı finalindeki ilk maçta galatasaray'a karşı portekizli hakemin taraf tutuğu yönündeki bilgilerini teyid ederek, steaua bükreş'in hakem desteğini aldığını ifade etti. galatasaray'ın efsane futbolcularından cevad prekazi, "hagi bu açıklamayı yapmak için geç kalmış" ifadelerini kullandı.
prekazi; "maçta ilk yarı kötüydük. ikinci yarıya iyi başladık. 2-0 iken hakem net golümüzü vermedi. sonra maç 4-0'a geldi. steaua bükreş'in başkanı, çavuşesku'nun oğluydu. her istediklerini yaparlardı ve yapmışlardı. hagi'nin bu açıklamalarının 21 yıl sonra gelmesi ilginç. o günlerde rahat uyuyamıyordu herhalde." şeklinde konuştu.
galatasaray futbol tarihinde ilk kez şampiyon kulüpler kupasında yarı finale çıkmıştı bu muhteşem bir başarıydı üstelik neuchatel xamax a karşı hem sahada hem masada alınan zaferlerde vardı, bükreşteki ilk maçta maça çok tutuk başlayan galatasaray oyunun ilk yarısında kötü bir futbolla 2-0 yenik duruma düştü,ilk yarının ardından ikinci yarıda sahada bambaşka bir galatasaray vardı ve ikinci yarının hemen başında uğurun nefis asistiyle tanjunun boş kaleye attığı gol inanılmaz bir hakem hatası ile sayılmamıştı, maçın sonunda steau bükreşin defans futbolcusu bumbescu hakemin büyük hata yaptığını itiraf ediyordu, sayılmayan golun ardından önce uğur tütüneker itirazdan, daha sonrada tanju çolak gerilen siniri nedeni ile sarı kart görüp izmirdeki rövanşta cezalı duruma düştüler, motivasyonu tamamen bozulan galatasaray ikinci yarı 2 gol daha yiyerek maçı 4-0 mağlup kapatıyordu, bu maçta galatasarayın efsane futbolcusu gheorghe hagi steau'nun 2. golünü penaltıdan galatasaray filelerine göndermiştir...
sarı kartlar: marius lăcătuş42', nicolae ungureanu54'
galatasray spor kulübü ıstanbul zoran simovic,ismail demiriz,yusuf altıntaş ,cüneyt tanman,semih yuvakuran,erhan önal,k. savaş (demiral) (74 mirsad kovacevic),b. savaş (koç),cevat prekazi (74 arif kocabıyık),uğur tütüneker,tanju çolak
antrenör:mustafa denizli
sarı kartlar: 30'b. savaş (koç), 47'uğur tütüneker, 71'k. savaş (demiral), 71'tanju çolak