ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
kupada beklenen sonuç
avni aker'de iki tatsız 90 dakikadan sonra 17 nisan 1985 günü inönü stadı'nda federasyon kupası finali'nin ikinci ayağına çıkan trabzonspor, aslında bir hafta önce trabzon'da vermiş olduğu kupayı, 0-0'lık sonuçla galatasaray'a teslim edip döndü.
ligde yarıştan kopan, kupayı kaybeden, teknik direktörleri görevden alınan trabzonsporlu futbolcular için lig bundan sonra adeta zul olmuştu. trabzonspor'un adına leke getirmeden çıkıp mertçe toplarını oynuyorlardı.
ama ortada motivasyon kalmayınca, müsabakalardan çıkan sonuçlar herkesi üzüyordu.
ilk basımı 1993 yılında olan jupp derwall'ın "türkiye anıları" kitabından;
takımın kaptanı fatih kişilikli bir insan, tepeden tırnağa bir spor adamıydı. her zaman başkalarına yardıma hazırdı. onu zor etki altına alabilir, ancak doğru bir dava adına her zaman yanınıza çekebilirdiniz. herkes için iyi bir örnek, cana yakın bir dost ve can yoldaşıydı...
sporun kurallarına uyamayanların ise ondan çekecekleri vardı. yüksek görev bilinci, aklı ve hayalperestliğe düşmeyişi, başka bir şeye müsaade etmiyordu.
sanırım, ondan pek hoşlanmayanlar da vardı. bazıları onu pek saydam bulmuyorlar ve ayrıca kendini beğenmiş biri olarak tanımlıyorlardı.
ben ise onu yeterince tanıyordum ve çevresine koruyucu bir kalkan ördüğünü, bu şekilde, özellikle kaybedilmiş ya da kötü oynanmış maçlardan sonra karmaşık duygular içinde futbola sırtını, dönenlere can sıkıntısını yansıtmamak adına, herkese, alçak gonullu ve ağır başlı tarafını göstermediğini biliyordum.
1985 yılında federasyon kupası'nı kazanmamızdan sonra galatasaray'a oyuncu ve kaptan olarak veda etmesine o zamanlar çok üzülmüştüm. onun sonra gelen büyük başarıları ve iki şampiyonluğu hak ettiğine yürekten inanıyordum.
bugün fatih türk millî takımı'nın antrenörü olarak artık benim meslekdaşımdır ve ülkenin en kabiliyetli futbolcularını türk millî takımı'nda hazırlamak gibi verimli bir görevin başındadır.
ilk basımı 1993 yılında olan jupp derwall'ın "türkiye anıları" kitabından;
elbette hepimiz kulübe saygınlık ve sempati kazandırmak için elimizden geleni yapmaya hazırdık. ama bu, başkan'a kısa görev sûresi içinde yarar getirebilecek bir şampiyonluğu alelacele kazanmak demek değildi. planladığımız, sürekli bir yapılanmayla, zamanla kalıcı olacak bir başarı aramaktı.
güzel bir dönem değildi ve ben neredeyse, bavulumu toplayıp her şeyi yüz üstü bırakarak almanya'ya dönecek durumdaydım.
tik avlarda saldırılar gittikçe sertleşmişti. bu saldırılar sadece kişisel olarak yapılmıyor, gazetelere de geçerek dışarı yansıyordu. bu hiç de hoş bir üslûp değildi ve sadece hasımlarımıza fayda sağlayabilirdi.
fakat sonra ali uras'ın ve benim yakın arkadaşımız olan eski fenerbahçe başkanı ali şen devreye girdi ve bu nahoş duruma bir son vermeye çalıştı. galatasaray yönetim kurulu üyesi sevgili dostumuz özkan olcay'ın düzenlediği bir öğle yemeğinde, o güne kadar ortaya çıkmış olan görüş ayrılıkları ortadan kaldırılacaktı. fakat gerek başkan, gerekse ben, kendimizi biraz emrivaki ile karşı karşıya bırakılmış gibi hissediyorduk. belki de bu yüzden aramızdaki iletişimsizlik sürüp gitti.
bu andan itibaren başkan kendini bir çim antrenman sahası yaptırmak için çaba harcamaya başladı; ben ise takıma kaynaşma imkânı verecek fırsatları yaratmaya.
o sezon türkiye şampiyonu olmadık, ama buna karşılık trabzon'la oynadığımız finalde federasyon kupası'nı kazandık. başkanımız ali uras sadece ilk başarısını değil, ikinci başarısını da elde etti. bir çim saha yerine iki tane fevkalâde çim saha yaptırdı. ayrıca gençler için bir toprak saha hazırlandı. bunun dışında, basketbol takımımız için bir de kapalı spor salonu yapılmıştı. açılışı, zamanın başbakan'ı rahmetli turgut özal'ın şahsen yapmış olması, hepimize büyük onur vermişti.
ilk zor yıl geride kalmıştı ve hiç kimse bunun yeni bir dönemin başlangıcı olduğuna inanmıyordu.
bugün, galatasaray'la iyi ki üçüncü ve dördüncü yılda şampiyon olduk, diye düşünüyorum. başarının elde edilmesinde ne şansın ne de sihirbazlığın rolü olamayacağı bir kez daha kanıtlanmıştı. sadece süreklilik taşıyan, geleceğe yönelik planlı bir yapılanma sonuçta başarıyı getirebilirdi.
başlattığımız girişimlerle bir işaret verdiğimize inanıyorum. çünkü çim sahalar asgari düzeyde para ve iş gücü harcanarak tamamlandı. takım da o andan itibaren her türlü yardımı göreceğini kavradı. karşılığında beklenen ise yüksek bir performans, puan cetvelinde iyi bir yer, mümkün olursa şampiyonluk ve avrupa kupası'nda iyi bir dereceydi...
ilk basımı 1993 yılında olan jupp derwall'ın "türkiye anıları" kitabından;
her kulüp, her oyuncu, her antenör, her yönetim ve her taraftar için, avrupa'nın ve dünyanın büyük kulüpleri arasında yer almak bir düştür.
son yıllarda galatasaray'ın uluslararası karşılaşmalarda elde ettiği başarı şaşırtıcı düzeydedir. galatasaray'ın son on yıl içinde, dünyanın en önde gelen takımları sıralamasında, hızla yukarı doğru tırmanmış olduğunun bir kez daha altının çizilmesi gerekir. dünyada zirveye oynayan ilk yüz elli takım içinde, 1993 yılında galatasaray kırk altıncı sırayı almıştır.
ingiltere, brezilya, arjantin, uruguay, ispanya, italya, fransa, holanda, rusya, portekiz ve daha pek çok büyük "futbol ülkesi"nin ne kadar çok üst düzeyde takım çıkardığını düşünecek olursak, galatasaray'ın son on yılda uluslararası bir özgeçmiş elde etme yolunda attığı adımların önemini kavrarız. bu adımlar küçük ve zahmetli, fakat alabildiğine coşkulu; muhteşem bir görev bilinci ve geleneğin işaretiydi.
istanbul'daki ilk yılımda federasyon kupası'nı kazanmamız bir anlamda da şanstı. final maçlarında trab zonspor karşısında iyi bir performans göstermemiz 2-1 ve 0-0'lık sonuçlarla kupayı kazanmamız ortaya koyduğumuz coşku ve cansiparane mücadele sayesinde mümkün olmuştu.
federasyon kupası’nda final maçlarının kurası 23 mart’ta istanbul'da çekilecek
federasyon kupası'nda galatasaray ile trabzonspor arasında oynanacak final maçlarının kurası, 23 mart cumartesi günü saat 13.00’de federasyon’un istanbul’daki bürosunda çekilecek.
kupada final maçlarının ilki 17 nisan, rövanş ise 24 nisan tarihlerinde oynanacak.