dönemin ''gün'' gazetesinde vala somalı ile yapılan röportajdan;
1937 -1950 arasında şimdiki türkiye liginin bir karşıtı olarak yapılan "maarifkupası"karşılaşmalarında ,1947 yılının şampiyonası münasebetiyle 4 mayıs -1947 günü ezeli rakiplerden fenerbahçe ile galatasaray karşı karşıya gelmişlerdi.
23 martta yapılan ilk karşılaşmayı-sarı- lâcivertli takım 2-1 galip bitirmiş olduğu için,galata saraylılar kaleye erdoğan'ın yerine dev yapılı boksör kalece necdet erdem'i koymuşlardı.
fener stadı'nın çim sahasında takımlar şu kadrolarıyle dizilmişlerdi:
galatasaray: necdet- fazıl ,ilhan-necmi, bülent, muzaffer-isfendiyar ,halis ,reha, koçis ve mehmet ali.
hakem sulhi garan' ın düdüğüyle atağa kalkan galatasaraylılar fenerbahçe kalesi önünde üst üste tehlikeli pozisyonlar yarattılar. bu defa rövanşı almak için çek hırslı görünüyorlardı. fakat 10. dakikada fenerbahçe bir atağa kalktı. bilhassa selahattin ile naci'nin kısa paslarla geliştirdiği bu hücum açıkça gol kokuyordu. nitekim selahattin ile ver kaç yapan naci, topu son defa selâhattin'in önüne atınca bu oyuncunun ayağından çıkan çok sert şut, kaleci necdet'in müdahalesine rağmen sarı-kırmızılı kaleye giriverdi.
21. dakikada fenerbahçe santrforu melih, rakip kaleciyle beraber girdiği bir karamboldan sakatlanarak çıktı. sol kolu çıkmakla kalmamış aynı zamanda iki yerinden de çatlamıştı. saha kenarına alınarak ilk müdahale yapıldı ve zorla soyunma odasına götürüldü . ikinci devreye fenerbahçe 10 kişiyle çıkmıştı. fakat biraz sonra yani oyunun 53. dakikasında kolu askıya alınmış bir şekilde santrfor melih oyuna girdi . kimseyi dinlemiyor ve oyuna devam edeceğini belirtiyordu. bu hareketi arkadaşları üzerinde bir şok tesiri yapmıştı. sakat koluna rağmen durmadan sağa sola koşuyor ve fırsat bulunca da dev yapılı rakip kaleci necdet'e şarj yapmaya kalkıyordu. 63. dakikada erol ikinci fener golünü atınca sarı-lâcivertliler daha da rahat oynamaya başladılar. buna rağmen galatasaraylılar da 73. dakikada bülent ve 89. dakikada da halis vasıtasiyle iki gol ttılar. fakat hakem sulhi garan bu gollerden sadece bülent'inkini muteber sayınca , maçı yine 2-1 sarı-lâcivertli takım kazanmış oldu.
maçtan sonra sakat kollu melih'i omuzlarına alan arkadaşları taraftarlarının çılgın tezahüratı arasında şeref turu atmışlardı.
bugün profesyonel futbolculuğun bütün nimetlerinden bol bol faydalanan birçok sporcunun en ufak bir çizik ve sakatlık karşısındaki çıtkırıldım hallerini gördükçe amatörlük devrinin fedakarlık örneği melih'ini takdir etmemek elden gelmiyor.